Güreş Hakemliğinde Örnek Bir Başarı Öyküsü
Doç. Dr. Mehmet Ilkım, hem bir akademisyen hem de uluslararası güreş hakemi...
Doç. Dr. Mehmet Ilkım, hem bir akademisyen hem de uluslararası güreş hakemi... Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil eden İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Engellilerde Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet Ilkım, uluslararası başarısını ve güreş hakemliğini İNÜHABER Muhabiri Habibe Culum’a verdiği röportajda anlattı.
H. Culum: Hakemliğe nasıl başladınız ve başlangıçta örnek aldığınız hakemler var mıydı?
Mehmet Ilkım: Hakemliğe 1995 yılında 25 yaşındayken başladım. Ondan önce aktif sporculuğum devam ediyordu. Güreş çok zor bir spor olduğu için devamlılık istiyoruz. Biz de devamlılık anlamında sıkıntılar yaşıyorduk. Bulunduğumuz ilde büyük kulüpler olmadığından özellikle Ankara, İstanbul’daki büyük kulüplerle yarışamıyorsunuz. Hal böyle olunca sporculuk hayatımda çok istediğim milli formayı giyemedim. Bu içimde bir ukde olarak kaldı. Hakemliği de çok seviyorum. Buradan emekli olan abim Aziz Ilkım’ı örnek alıyorum. O, milli güreş hakemiydi. O hep bana şunu söylüyordu: ‘Tamam beni örnek al ama ben milli hakemlikte kaldım, hedefin sadece milli hakemlik olmasın.’ Ben de ‘Milliliğin de ötesi mi var?’ diye sorduğumda abim ‘Tabii ki! Uluslararası hakem olabilirsin. Dünya şampiyonalarında, Avrupa şampiyonalarında ülkemizi yönetebilirsin. Bu tamamen senin elindeki bir durum!’ deyince ben de hakemlikle yatıp kalkmaya başladım. Yani ilk örnek aldığım kişi abim benim hakemliğe başlama sebebim de o oldu.
H. Culum: Hakemliğin yanı sıra akademik hayatın da içerisindesiniz. Bu anlamda aldığınız eğitimlerden ne gibi faydalar elde ettiniz?
Mehmet Ilkım: Şimdi tabii akademik hayat spor bilimleri olduğu için hakemlikle paralel gitmiş oluyor. Yani yapmış olduğumuz çalışmalar hobi olarak yapmış olduğumuz hakemliğe tezat çalışmalar değil. Spor bilimleri alanı olduğu için sanki hakemlik de akademik hayatımızın bir parçasıymış gibi beraber yürütüyoruz. Bu anlamda hiçbir sorun yaşamıyoruz yani çok da çelişen bir durum olmadığı gibi aksine destekleyen bir durum olmuş oluyor. Sonuçta hem işin kendi boyutu var hem de işin sorumluluk boyutu var. Sorumluluk boyutu nedir? İşte verdiğiniz derslerdir, öğrencilerdir ama diğer taraftan da hakemlik anlamında geride kalmamamız gerekiyor. Tabii ki zaman zaman sorunlar yaşadığımız oluyor. Özellikle uluslararası müsabakalarda eğer 10 gün burada yoksanız yani akademik hayatın içinde değilseniz bu anlamda öğrencilerinizle ve kurumumuzla sorun yaşayabilirsiniz ki biz bu sorunları yaşamadık. Çok şükür bize destek veren bir rektör hocamız var. Bu anlamda rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Kızılay’a gerçekten teşekkür ediyoruz. Eğer yurt dışına uzun süreli gideceksek biz derslerimizi de buna göre ayarlamış oluyoruz.
“100’e Yakın Uluslararası Müsabakada Ülkemizi Temsil Ettim”
H. Culum: Avrupa ve dünya şampiyonları gibi uluslararası kaç turnuvada hakemlik görevi yaptınız?
Mehmet Ilkım: Ben 2006’dan beri, yani yaklaşık 16 yıldır uluslararası güreş hakemliğinde ülkemizi yurt içinde, yurt dışında uluslararası turnuvalarda, Ranking Series müsabakalarında, Avrupa ve dünya Şampiyonalarında, Akdeniz Oyunları’nda temsil ettim. Bu anlamda da tabii ki saydığım zaman muhtemelen uluslararası turnuva ve şampiyonalarını da kattığımız zaman muhtemelen 100’e yakın uluslararası müsabakada ülkemizi temsil etmiş bulunmaktayım. Tabii ki bu bir gurur. 100’den fazla uluslararası müsabakalarda ülkemizi temsil ediyorsanız büyük bir sorumluluk almış oluyorsunuz. En az 10 defa Avrupa şampiyonalarında, en az 10 defa dünya şampiyonalarında görev aldım. 24-30 Eylül tarihleri arasında Üniversiteler Arası Dünya Şampiyonası ülkemizde yapıldı. Samsun’da yapılan Üniversiteler Arası Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil ettim.
H. Culum: Dünya şampiyonalarında hakemlik yapma süreciniz nasıl gelişiyor? Süreçle ilgili bize bilgi verebilir misiniz?
Mehmet Ilkım: Tabii ki şimdi dünya şampiyonalarında hakem olabilmeniz için fikrinizin yüksek olması gerekir. Uluslararası profesyonel hakemi değilseniz dünya şampiyonalarında görev alamıyorsunuz. Bu anlamda sınavlara tabi tutulursunuz. Her 2 yılda bir birbirinden bağımsız bir jüri size sınav yapıyor ve yurt dışında da hem yönetmiş olduğunuz müsabakalardan sınav yapılıyor hem de teorik olarak sınavlara katılıp katılmadığınıza bakılıyor. Bu anlamda yeterli bulunursanız sizi dünya şampiyonalarına, Avrupa şampiyonalarına teklif ediyorlar. Tabii ki biz de bu anlamda çok şükür yeterli bulunduk. Hemen hemen her yıl Dünya Şampiyonasına katılım gösteriyorum. Kendi ülkemizi temsil etmenin onurunu, gururunu yaşıyoruz. Aynı zamanda üniversitemizi temsil etmiş olmanın gururunu yaşıyoruz.
“En Tarafsız Hakemlerin Türk Hakemleri Olduğunu Duyuyoruz”
H. Culum: Dünya şampiyonlarında hakemlik yapmanın deneyim ya da başka açılardan size ne türden katkıları oldu?
Mehmet Ilkım: Güreş hakemliği, güreş sporu futbol kadar olmasa bile popüler bir spor. Şu anda dünyanın 30’a yakın ülkesinde iletişim halinde olduğumuz arkadaşlarımız var. Bu sayede dünyanın birçok ülkesini görme fırsatınız olmuş oluyor. Ufkunuz açılmış oluyor. Ülkenizin başka ülkelerle karşılaştırmasını yapabiliyorsunuz. Ülkemizin gerçekten de güçlü bir ülke olduğunu ve ülke sporunun ne kadar güçlü olduğunu öğrenmiş oluyorsunuz. Yapmış olduğumuz görevler neticesinde diğer dünya hakemlerinden en tarafsız hakemlerin Türk hakemleri olduğunu hep duyuyoruz. Türk hakemleri çok adil ve adaleti sağlayan kişiler oldukları için bizlere çok zor müsabaka görevleri veriyorlar. Biz de bunun üstesinden rahatlıkla gelebiliyoruz. Tabii ki güzel bir duygu. Bunun sürdürülebilirliği daha çok önemlidir.
H. Culum: En son Roma’da katıldığımız Dünya Ranking Series Şampiyonası’nda hakemlik yaptığınızda neler hissettiniz?
Mehmet Ilkım: Bana Dünya Güreş Birliği (UVV) mail attığında, ‘Roma’daki Dünya Ranking Series Güreş Şampiyonası'nda görevlisiniz’ dediğinde çok heyecanlandım. ‘Acaba hangi arkadaşla beraber gideceğim?’ diye araştırmaya girdim. Tabi kiminle gideceğimiz önemli yani Türk bir hakem varsa daha rahat hissediyoruz. Sonuçta yurt dışına çıkıyorsunuz. Ama yaptığım araştırmada tabii hem üzüldüm, hem sevindim, hem de gurur duydum. Üzüldüğüm taraf yanımda kimsenin olmaması yani tek ben görevlendirilmiştim. Türkiye’yi tek başıma temsil edeceğimi öğrendiğimde de gurur duydum. Orada da başarılı bir müsabaka yönettik. Yani oradaki organizasyon komitesi tarafından zor müsabakalarda tekrar görevlendirildik ve üstesinden de başarıyla geldik.
H. Culum: Hakemlik yaptığınız sürece unutamadığınız bir anınız var mı?
Mehmet Ilkım: Çok anılarım var ama en ilginç anım şöyle oldu: İran’da çıkmış olduğum bir Dünya Kupası müsabakasında yaklaşık 1 saat sonra yapılacak olan Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki final müsabakasının kimin yöneteceğine dair herkes heyecanla bekliyordu. Ben de tabii heyecanla bekliyorum. Acaba kim bu müsabakaya çıkacak? Müsabaka ‘reglaman’ dediğimiz dijital ortamda yayınlanıyor. Herkes oraya merakla bakarken ben de tabii merakla bakıyordum. Bir baktım işte Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki güreş müsabakasının yönetici hakemi Mehmet Ilkım. Türk diye yazıldığında tabii hem ayrı bir heyecan hem ayrı bir gurur hem de bir de stres yaşadım. Tabii ki stres müsabakaya da yansıdı. Her iki güreşçi çok denkti. Ermeniler, ‘Azerbaycan ile yapacağımız müsabakayı bir Türk hakemin yönetmesinin uygun olmadığı’ konusunda teknik komiteye itirazda bulundular. Teknik komite ‘Biz hakemimize güveniyoruz, en adil hakemi verdik. Bu anlamda rahat olun’ dedi. Bu müsabakanın da tabi altından çok rahatlıkla kalktık. Vermiş olduğumuz kararla gerçekten adil olmaya çalıştık. En azından kendi çapımda adil olmaya çalıştım ve adil olduğumu da düşünüyorum ki sonuçta başarılı bir müsabaka oldu. Unutamadığım bir anıydı.
H. Culum: Bu yolda ilerlemek isteyenlere tavsiyeleriniz var mı?
Mehmet Ilkım: Hakemlik ilk başta bir hobiydi ama sizin hobiniz başkasının işi olmuş oluyor. Yani siz bir hobinizi icra ederken başkası da bu işten geçimini sağlıyor. Başkasının profesyonel işi olmuş oluyor. Güreş hakemliği hobi olarak yaptığınız zaman artık bir noktadan sonra meslek hayatınızın da önüne geçmiş oluyor. Bu yolda ilerlemek isteyen genç arkadaşlar var. Benim katıldığım kurslarda da öncelikle adil olunması gerektiğini söylüyorum. Öncelikle adil olmayı öğrenirsek kuralları bir şekilde öğreniriz. Hakem, adaleti sağlayan kişidir. Şimdi hakem adaleti sağlayamazsa kime güveneceğiz? Sporcu nasıl mesleğini icra edecek? Tabi güzel bir hobi gerçekten bir noktadan sonra meslek hayatınızın önüne de geçebilir. Yaklaşık 40’a yakın ülkeyi gezdim. Hakemlikten dolayı çoğu ülkeyi en az üç, dört kez gezdim. Genç arkadaşlara hakemliği sadece güreş alanında değil hangi alanda olursa olsun kendilerini geliştirmelerini istiyoruz. Özellikle günümüz dünyasında saatlerce sosyal medyanın başında durup obezite bir neslin yetiştiğini görüyoruz. Baktığımız zaman gerçekten her şey bizim elimizde. Ben 12 yaşına kadar kendi köyümden bile çıkıp bir şehre gelmekten korkan biriydim. Ama şu anda baktığımızda ben 40’tan fazla ülkeye gittim ve en önemlisi ülkemizi temsil ettim. Bu büyük bir gurur, büyük bir sorumluluk. Ayrıca siz bu sorumluluğu yüklendiğimiz zaman vizyonumuz ve misyonumuz da gelişmiş oluyor. Güzel bir duygu gençlerimize tavsiye ediyorum.