Geçtiğimiz Pazar günü 3 Ocak'tı
Gazeteci Yazar Mustafa Kaplan 3 Ocak 1990 yıllarına giderek Yeni Asya Gazetesinde gelişen vahim durumları açıkladı.
Gazeteci Yazar Mustafa Kaplan 3 Ocak 1990 yıllarına giderek Yeni Asya Gazetesinde gelişen vahim durumları açıkladı. Risale_i Nur Cemaatinin o yıllarda en çok ses getiren yayın kuruluşuydu. Nitekim o yıllardan başlayan Fetö ve gladyo ayakları 3 ocak 1990 senesinde Yeni Bosna tesislerine polis barikatları ve mafyalar ile kendilerine karşı olan bir çok insanı ağır kış şartlarında kapı dışı etmişti.O yıllarda Yazı İşlerinde Mustafa Kaplan'ın öğrencisi olarak bizlerde o genç tıfıl halimiz ile çalışma hayatımızın ilk tecrübesini haklının yanında kalarak teyit etmiştik.İşte Usta Gazeteci Yazar Mustafa Kaplan'ın o günleri kaleme alışı;
Geçtiğimiz Pazar günü 3 Ocak'tı; benim için hatırladığım iki büyük dönüm noktası 3 Ocak. Fakat, elim kaleme gitmedi. Birinci 3 Ocak, 1990 yılı başı idi. Yıllarca hizmet verdiğimiz Yeni Asya gazetesine sabah mesaiye gitmiştik, polis barikatıyla karşılaşmıştık. Tapuyu elinde tutan Nesil grubu, devrin ANAP iktidarı ile el ele bir ihtilal kotarmışlardı. Planın alt yapısını Gladio elemanı Bekir Berk Arabistan'dan sevk ve idare etmiş, dönemin Dahiliye Vekili Abdülkadir Aksu'yu telefonla arayarak gazete ekibinin polis zoruyla uzaklaştırılması ta'limatını vermişti. Dışarıda lapa lapa kar yağıyor, biz dış kapının önünde yığılmışız; Berk'in Gladio ekibinin çavuşlarından Mehmet Fırıncı-Birinci takımı, cemaatin meşveret kararlarına rağmen bu ihtilali yapmakta beis görmüyordu. O ekibi Rabbim dünyada kısmen rezil etti, hesâbın gerisi âhirete kaldı.
Ben buraya girmeyecektim; bir arkadaş şimdiki Yeni Asya'nın görünen yüzü olan Fetö muhibbanı Kazım Güleçyüz'ün radyo konuşmasını göndermiş, ben de iki satır konuşma ihtiyacı hissettim. O ihtilalin birinci derecede muhatabı o günkü gazete ekibi, yani Mustafa Kaplan ve Yazı İşlerindeki arkadaşları idi. iki hafta içinde yeniden Yeni Asya gazetesini çıkararak daha şevkle yayına sokan yine bu ekipti. İnsan bir kelime teşekkür bâri eder. Edemez, çünkü benim ve arkadaşlarımın adından müsbet bahsedemez. Neden? Çünkü oturduğu koltuğu gasbetmiştir. O koltuk benimdir, ben sağ oldukça da orası ona batacaktır. O mücadeleyi kelleyi koltuğuna alarak yapan ben ve arkadaşlarımdır. İki sene içinde yeni bir ihtilalle bizi devre dışı bırakan ise Fetö muhibbanı Güleçyüz ve arkadaşlarıdır. Kusura bakmayın, pandomim artık yeter. Kuruluş gayesi ne kadar yamuk olursa olsun, bu gazete artık gerçekten Nur mesleğinin sözcüsü konumuna getirilmelidir. Onu yapacak ekip ise, bu gazeteyi kuran ve ihanete uğrayan Mustafa Kaplan ve arkadaşlarıdır. Buradan açık açık ilan ediyorum:
Bizim gazetemiz bugün kripto Fetö ekibinin elinde esir tutulmuştur. Samimi cemaat mensubları bu oyuna son verecek, herkes yerine dönecektir. Yeni Asya adına konuşacak tek kişi Mustafa Kaplan'dır ve hayattadır. Eğer bu müsbet adımı atarak hakkımızı vermezseniz; akıbetiniz Fetönün diğer medya kuruluşları gibi olacaktır. Güleçyüz ve ekibi yeni 15 Temmuz arayışlarına lojistik desteğe devam etmektedir. Bu uzanan eli görün! Kağnı devrilmeden insanlık vazifemi yapıyorum. Yine de siz bilirsiniz...