Gebeler tiroid taramasını ihmal etmemeli
Uzm. Dr. Cafer Kaya
İyot eksikliği sebebiyle kendini gösteren tiroid nodüllerinin, doğum sayısı, sigara kullanımı, stres, radyasyona maruz kalmak gibi risk faktörlerine bağlı olarak ortaya çıktığına dikkat çeken Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Cafer Kaya, gebelerde de nodüllü guatrın tedavisinin yapılabildiğini söyledi.
Düzenli doktor takibi gerektiren tiroid nodülleri, yaygın görüşün aksine her zaman ameliyatla alınmadığının altını çizen Emsey Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Cafer Kaya nodüllü guatr teşhisi konulan gebelerde her hastaya biyopsi yapılmadığını ifade etti.
BİYOPSİNİN YAN ETKİSİ YOK
Şüpheli ve bir santim üzerinde olan nodüllerde biyopsi yapıldığını söyleyen Uzm. Dr. Cafer Kaya, biyopsiyi ince iğne ile nodül içinden sıvı çekerek yapıldığını, hafif ağrı dışında bir yan etkisi olmadığını ve bu nedenle gebelerde biyopsi yapılmasının bebeğe ve anneye bir zararının olmadığını aktardı. Kaya, “Biyopsi gerekmeyen küçük nodüllere 6 ayda 1 ultrason ile takip yapılır. Büyüme var ise biyopsi ile örnek alınır. Biyopsinin insan vücuduna herhangi bir yan etkisi veya zararı yoktur” dedi.
NODÜLÜN BOYUTU ÖNEMLİ
Her guatr şüphesi olan hastaya tanı koymak amacıyla öncelikle ultrason yapılamasının önemli olduğunu söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Cafer Kaya, bu sayede tiroid hastalığının tipinin belirlenebildiğini ifade etti. Kaya, "Tiroid hastalıklarının genel adına ‘’Guatr’’ denir. Ülkemizde çok sık rastlandığı guatr hastalığı genellikle ağrı yapmadığını çok büyüdüğünde öksürüğe, yutma ve nefes almakta güçlüğüne neden olabiliyor. Tedavi guatrın büyüklüğüne, hastanın şikayetlerine ve hastalığı oluşturan etkenlere bağlıdır. Belirgin olmayan ve sorun yaratmayan küçük büyümeler genellikle tedavi gerektirmez” dedi.
Guatr biyopsilerinin yapılması hakkında bilgi veren Cafer Kaya, "Lokal krem ile uyuşturup soğuk sprey sıkarak alanı uyuşturup işleme başlıyoruz. Totalde 40 dakikalık bir işlem. İşlem bittikten sonra pansumanı yapıp tansiyona bakıp her şey normal düzeydeyse hastamızı gönderiyoruz. Sonuçlar 3-4 gün içerisinde çıkıyor. Daha sonrasında sonuçlara bakarak, tedaviye başlıyoruz’’ dedi.
Tiroid bezinin az çalışarak yeterli miktarda tiroid hormonu salgılamamasına hipotiroidi, aşırı çalışmasına ise hipertroidi adı verildiğini söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma uzmanı Dr. Cafer Kaya, "Anne adaylarının tiroid fonksiyonlarının takibinin çok önemli olduğunu ve anne karnındaki bebeğin gelişimini etkilediği için her gebeye tiroid taraması en az bir defa yapılması gerektiğinin altını çizdi. Hastaya öncelikle kan tahlili yapılır ve gerekirse Tiroid ultrasonu da istenmektedir’’ şeklinde konuştu.
Gebelikte en sık görülen tiroid rahatsızlığı ise 'hipotiroid’ olduğunu vurgulayan Kaya, her 100 gebeden 3’ünde hipotiroidi görülebilir ve bunun çoğunluğunu 'aşikar hipotiroidizm', diğer kısmının ise 'subklinik hipotiroidizm' olarak tanımlanan iki farklı türde tiroid nodülleri olduğunu ifade etti.
BEBEĞİN ZEKA GELİŞİMİNİ ETKİLİYOR
Hipotiroidide en sık görülen belirti ve bulguların yorgunluk, kabızlık, soğuğa karşı hassasiyet, kas krampları ve kilo alımı, ciltte kuruluk ve saç dökülmesi gibi belirtilerle kendini gösterdiğini anlatan Dr. Cafer Kaya şunları söyledi:
"İyot eksikliği açısından riskli bölgelerde yaşayan hastalarda görülen hipotiroidi guatr hastalığını da beraberinde getiriyor. Hipotiroidinin bir diğer önemli nedeni olan Hashimoto hastalığı da guatra yol açabiliyor. Anne adayında hipotiroidi görülmesi; düşük, erken doğum, preeklampsi (gebelik hipertansiyonu ve ödemi), plesanta dekolmanı (halk arasında bebeğin beslenme kordonunun henüz doğum başlamadan önce ayrılması) ve doğacak bebekte zihinsel fonksiyonlarda azalmaya neden olabilir."