Fendoğlu: Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumu Hakkında Konuştu
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu MHP Grubu adına Ticaret Bakanlığı
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu MHP Grubu adına Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumunun 2020 yılı bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alarak konuşmasını gerçekleştirdi.
Fendoğlu konuşmasında; “Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumunun 2020 yılı bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Sayın Başkanı, değerli milletvekillerini ve ekran başında bizleri izleyen yüce Türk milletini en kalbî duygularımla selamlıyorum.
1071'den 2019'a Anadolu'yu ana yurt yapmak için bu uğurda şehit olan tüm şehitlerimizi, son Türk devletinin kurucusu ve başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, 1071 den beri yolu yolumuz, sözü sözümüz olan ve 1969'da fikrimizin ve Türk milliyetçilerinin siyasetteki sesi olan ve ülkü ocaklarının kurucusu başbuğ Alparslan Türkeş'i rahmetle, minnetle ve şükranla anıyoruz.” ifadelerini kullandı.
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, “Bugün Rekabet Kurulu ve 15 Temmuz 2018'de kurulan Helal Akreditasyon Kurumu hakkında biraz bilgi vereceğim.
Piyasa ekonomisinin dayandığı temel ilke, ekonomik ilişkilerin rekabet odaklı olduğu varsayımıdır. İktisadi anlamda rekabet, bir piyasada satıcıların daha fazla müşteri edinerek mal ve hizmet satışlarını, dolayısıyla da kârlarını artırmak için giriştikleri yarıştır.
Rekabet Kurumu, 4054 sayılı Kanun'un 20'nci maddesine göre mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünün ve gelişmesinin temini ile bu kanunun uygulanmasını gözetmek ve kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirmek üzere kurulmuştur. Bu çerçevede, kurumun esas görevi kanunun kendisine verilen yetkileri kullanarak mal ve hizmet piyasalarındaki rekabetçi sürecin tehdit edilmesini engellemektedir. Rekabetçi sürecin korunması yoluyla kaynakların etkin dağılımının sağlanması, toplumsal refahın artırılması Rekabet Kurumunun misyonunun temel dayanağını oluşturmaktadır.
Helal akreditasyon nedir? Helal uygunluk değerlendirme alanında faaliyet gösteren, diğer bir ifadeyle helal belgesi veren kuruluşların ulusal ve uluslararası kabul görmüş standartlara göre değerlendirilmesi, yeterliliklerin onaylanması, düzenli aralıklarla denetlenmesi ve izlenmesi demektir.
Kurumun yeni olması dolayısıyla her zaman karşılaştığımız soruların başında "Helal Akreditasyon Kurumu neyin helal, neyin haram olduğuna karar verecek mi?" gelmektedir. Tabii ki hayır. Bu kurum bir fetva makamı değildir ve Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir kurum da değildir, doğrudan Ticaret Bakanlığımız uhdesinde kurulmuş bir kurumdur ve helal belgesini de bizatihi kendisi düzenlemez. Gerekli izinleri verip onları denetleyerek dünyada bilinirliği ve güvenirliği olan tüketiciler nezdinde de farkındalığı yüksek bir yapı kurma iddiasındadır.
Yine bir başka soru geliyor bu kurum hakkında: Helal belgesi olmayan ürünler ya da hizmetler haram mıdır? Helal, İslam fıkhına göre "Yasaklanmamış, izin verilen ve kurallara uygun olan." anlamını taşır. Bu tanım, gıda ve diğer ürünlerin sağlık ve temizlik konusundaki kriterlerinin uygunluğunu da içermektedir. Helal belgelendirme kuruluşlarınca yapılacak belgelendirme, uluslararası alanda kabul gören gıda güvenirliği, hijyen ve sağlıkla ilgili standartların gerekliliklerini de kapsamaktadır. Ancak kimse buradan, helal belgesi olmayan ürünün haram olacağı sonucunu çıkarmasın. Bu helal gıda ve hizmet belgesinin önemi, tüketiciye güven, üreticiye ise rekabet, kalite ve dış ticarette pazar giriş kolaylığı sağlamasıdır. Şöyle ki; dünyada 1,8 milyar Müslüman nüfusun tüketim alışkanlıklarına göre, helal belgesi özelinde bakıldığında, gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi ürünler ile turizm ve seyahat gibi hizmet sektörlerinin yer aldığı helal ürün ve hizmetler için 2018 yılında yapılan harcamalar yıllık yüzde 5 büyüme kaydederek 2,2 trilyon ABD dolarına ulaşmıştır. İslami finans ise yüzde 6,2 oranında büyüyerek 4,5 trilyon ABD doları işlem hacmine ulaşmıştır. Helal belgesi sahibi olmanın faydası, Müslüman dünyasının ihtiyaçlarına cevap verecek bir yetkinliğe ulaşması gerekliliğini savunmaktadır. Bu alanda parçalı yapının aşılması bakımından helal standartları ve belgelendirilmesi konusunda ortak bir yaklaşım sergilenmesi ve uygulamada harmonizasyonun sağlanması gereklilik arz etmektedir. Bu harman yapıldığı takdirde ticarette helal belgelendirme bir teknik engel değil, ürün ve hizmetlerin kalite imajına olumlu bir katkı unsuru olarak da ön plana çıkacaktır. Bu şekilde helal belgeli ürünlerin dış ticaretinin, sadece Müslüman ülkeler arasında değil, üçüncü ülkelere yönelik olarak artış göstermesi de beklenilir. Bu bağlamda, yurt içinde ve yurt dışında helal akreditasyon alanında faaliyette bulunmak, uluslararası platformlardaki helal akreditasyon çalışmalarını ülkemizde temsil etmek ve yürütülen çalışmaların öncülüğünü de üstlenmek üzere Türkiye'de helal akreditasyon hizmeti sunma yetkisini haiz tek kurum olarak Helal Akreditasyon Kurumu, yani kısaca "HAK" olarak kurulmuştur.”şeklinde konuştu.
Son olarak, gündem dışı konuşan Fendoğlu, “ Tabii, dünkü Amerika Birleşik Devletleri Senatosunun almış olduğu sözde Ermeni tasarısını kabul etmemiz mümkün değil, kabul etmiyoruz; bizim için de hiçbir şey ifade etmiyor. Zehri zemzem diye yutturmaya kalkışan dolandırıcı ve dalavereciler, Türk milletini küçük düşürmenin, ülkemizin saygınlığını zayıflatmanın hevesine kapılmışlardır. Türkiye'yi yurt dışına şikâyet etmedikleri kapı kalmadığı gibi güvendikleri dağlar da erozyona uğramıştır. Bitmişlerdir, tükenmişlerdir ve dağılma sürecine girmişlerdir. Önünü göremediğinden düzlük ile uçurum arasındaki farkı idrak ve ayırt edemeyen gafillerin neden olduğu sis bulutu ülkemizin üzerine çöreklense de Türkiye, soytarıların ithamıyla değerinden bir şey kaybetmeyecektir.
"Tarihî, dâhiler ve kahramanlar kadar, alçaklar ve şarlatanlar da yönlendirir" sözü bir kez daha anlam ve karşılığını bulmak üzeredir, dün Amerika'da alınan kararın sonucu gibi. Türkiye'yi yere düşürmek amacıyla yer çekimiyle yarışanların ihanet ve ibret verici iffetsizlikleri hepimizin gözü önünde cereyan etmektedir. Bulaşık suyunu kristal bir vazo içinde saklayan sahtekârlar, Türkiye'yi açıktan tehdide yeltenmişlerdir amma velakin bu Gazi Mecliste 4 parti grubu anında toplanarak Libya'yla Akdeniz Mutabakat Muhtırasını onaylamıştır ve oyunlarını geçmişte bozduğu gibi yine de bozacaktır.
Yüce Türk milleti ve Milliyetçi Hareket Partisi, soysuzların çamuruyla duruşundan, tarihî vakarından asla vazgeçmeyecektir. Fitneye ve fesada geçit vermeyecektir. Bizlere bu doğrultuda yön veren ve bağrına basan, yılların tecrübesi, tarihî birikimi, öngörüsü ve stratejisiyle Türkiye'nin önünü açan ve söylediklerinde de hep haklı çıkan, bilge liderimiz ve hareketin lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye Allah sağlıklı sıhhatli uzun ömürler versin.
FETÖ ve bölücü terör örgütleriyle mücadele azmini Orhun kaynağından alan,
"Kürşad'ın narasıyla indik Tanrı Dağı'ndan
Ruhumuzu kandırdık Orhun'un kaynağından
Bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur
Türk'e kefen biçenin ölümü korkunç olur."
diyerek Kürşad Marşı'yla yürüyen Emniyet güçlerimize, MİT teşkilatımıza, Jandarma Özel Harekâta, Polis Özel Harekâta ve tüm Türkiye sevdalılarına selam olsun, helal olsun. (MHP sıralarından alkışlar)
Gazi Meclisimizi ve bizleri izleyen aziz vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. 2020 yılı bütçemiz hayırlara vesile olsun inşallah.”dedi.