Engelliler Kanunu, Oldu Ötelemenin Yolu!
Ali Haydar KOYUN Yazar/Engelli Aktivist (TSD Malatya Şubesi Eski Başkanı)
Bugün 7 Temmuz. Engelliler açısından miladi bir tarih olan 7 Temmuz 2005 yılında çıkarılan 5378 Sayılı Engelliler Kanununun üzerinden tam 17 yıl geçti.
7 Temmuz 2005 yılında çıkarılan 5378 Sayılı Engelliler Kanununun erişilebilirlik ve ulaşılabilirlikle ilgili geçici 3’üncü maddesi ile tüm kamu kurum ve kuruluşlarının 7 yıl içinde engelliler için erişilebilir ve ulaşılabilir hale getirilmesine karar verilmişti.
Verilen bu sürenin dolduğu 7 Temmuz 2012 yılında ve ondan sonraki süreçlerde gerek kanun değişikliği gerekse de yönetmelik ve genelgelerle defalarca süre uzatımı yapılarak ve ötelenerek 17 yılın dolması sağlanmıştır.
Kanun ile verilen 7 yıllık sürenin iki katından daha fazla bir zaman aradan geçmesine rağmen yasada belirtilen erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik konularında kamu kurum kuruluşları ile özel kuruluşlar bugüne kadar yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi herhangi cezai işlemde yapılmamıştır.
17 yılını doldurduğu bu günlerde görevlerini yerine getirmeyen yerel ve genel idarecilere bir kıyak daha yapılarak yeni bir ötelemenin önü daha açılmıştır.
28 Haziran 2022 günü AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yegin ile beraber 53 milletvekilinin imzası ile TBMM’ye sunulan ve 1 Temmuz 2022 tarihinde kabul edilen yeni torba yasa teklifinin 47. maddesinde, “MADDE 47- 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinin altıncı fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “dört yılı” ibaresi “sekiz yılı” şeklinde değiştirilmiştir.” şeklinde süre uzatımı yapılarak tekrar ötelemenin yolu açılmıştır.
Geçtiğimiz yılda Covid salgını gerekçesiyle aynı tarihlerde yine aynı maddede 3 yıllık bir süre uzatımı yapılmak istenilmiş ancak engellilerin tepkisi üzerine bu süre 1 yıla düşürülmüş ve toplam uzatma 4 yıla çıkarılmıştı.
Bu defada 1 Temmuz da kabul edilen 7417 Sayılı Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 47.Maddesi ile 4 yıllık süre 8 yıl şeklinde değiştirilerek 2026 yılına kadar engellilerin ulaşım araçlarına erişim hakları ellerinden alınmıştır.
5378 Sayılı Engelliler Kanununun geçici 2. ve 3. Maddeleri ile evrensel standartlara uygun erişilebilir ve ulaşılabilir bir engelsiz Türkiye hedeflenirken ne yazık ki aradan geçen 17 yıl gibi uzun bir süre içerisinde gerek kanun değişikliği gerekse de yönetmelik ve genelgelerle defalarca ek süre verme ya da ek süre uzatımı yapılarak yasa maddeleri işlevsiz hale getirilmiştir.
Yapılan süre uzatımının ardından engellilere 2026 yılına kadar cezaevi hayatını layık görenler, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşların ve toplu taşımacılık işletmecilerine ise bayram hayatı yaşatmışlardır.
Başta iktidarıyla muhalefetiyle tüm siyasiler olmak üzere kamu kurum ve kuruluş yetkilileri ile özel kuruluş ve toplu taşımacılık işletmecileri gönül rahatlığıyla davul zurna eşliğinde halay çekebilirler.
Ülke olarak kabul ettiğimiz ve tarafı olduğumuz BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmenin 9.Maddesinde belirtildiği gibi, “Taraf devletler engellilerin bağımsız yaşayabilmelerini ve yaşamın tüm alanlarına etkin katılımını sağlamak ve engellilerin diğer bireylerle eşit koşullarda fiziki çevreye, ulaşıma, bilgi ve iletişim teknolojileri ve sistemleri dâhil olacak şekilde bilgi ve iletişim olanaklarına, hem kırsal hem de kentsel alanlarda halka açık diğer tesislere ve hizmetlere erişimini sağlamak için uygun tedbirleri alacaklardır.”
Evrensel bir insan hakkı olan erişim hakkını ertelemekle, imzalamış olduğumuz BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmenin 9. ve “Bağımsız Yaşama ve Topluma Dâhil Olma” başlıklı 19. Maddelerinin ihlal edilmesi göze alınmaktadır.
Erişilebilirlik hakkı bütün hakların ön koşuludur ve erişim zincirinin ilk halkasını oluşturmaktadır. Söz konusu toplu taşıma araçlarının erişilebilirliği için gerekli önlemlerin alınmasının ertelenmesi; kamuya açık alanların, konutların ve diğer hakların kullanılmasının olanaksız hale getirilmesi demektir.
Sözleşmenin 4.Maddesinin 3.bendinde belirtildiği üzere, “Taraf Devletler işbu Sözleşme'nin uygulanmasını sağlayacak yasalar ve politikaların geliştirilmesi ve yaşama geçirilmesi ile engellilere ilişkin diğer karar alma süreçlerinde engelli çocuklar da dâhil olmak üzere engellilere onları temsil eden örgütler aracılığıyla sürekli danışacak ve etkin bir şekilde bu sürece dâhil edeceklerdir.”
Yapılan bu kanun değişikliği ile yukarıda belirttiğimiz gibi BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ile katılım hakkı bir kez daha ağır biçimde ihlal edilmiştir.
21.yüzyılın Türkiye’sinde bir engelli vatandaş olarak diyorum ki, erişilebilirlik ve ulaşılabilirliğin sağlanabilmesi için yapılacak yükümlülüklerin yerine getirilememesi nedeniyle yapılan bu ötelemeyi kabul etmiyorum.
Yasal haklarımızın uygulanmaması nedeniyle yıllardır yaşatılan cezaevi hayatını artık yaşamak istemiyoruz…
Bizlerde herkes gibi insan onuruna yaraşır eşit yaşam alanları ve koşulları istiyoruz…
Herkes gibi kamuya açık olan kapalı ve açık her alanı rahatlıkla kullanmak, istediğimiz kamu kurum ve kuruluşlarına, mağazalara, lokantalara, spor alanlarına, sinemalara, tiyatro salonlarına, şehir içi ve şehirlerarası toplu ulaşım araçlarına erişebilmek ve ulaşabilmek istiyoruz.
Bizler, erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik hakkımızı kullanmak için 4 yıl daha beklemek istemiyoruz…
İşte bu nedenle diyorum ki;
- Susarak Haykırıyoruz, Ötelemeye ve Ötelenmeye Hayır Diyoruz!
- Öteleyenler Unutur Seçimde Engellileri
- Öteleme Erişilebilirliği, Öteleriz Sandıkta Sizi
- Erişilebilirlik Bir İnsan Hakkı Olayıdır
- Engelliler Kanunu Oldu Ötelemenin Yolu
Ali Haydar KOYUN
Yazar/Engelli Aktivist
(TSD Malatya Şubesi Eski Başkanı)