- Haberler
- Eğitim
- 'Emeğimiz Yok Sayılamaz, Adalet Susturulamaz! İş Bıraktık, Haklarımız İçin Savaşacağız!'
'Emeğimiz Yok Sayılamaz, Adalet Susturulamaz! İş Bıraktık, Haklarımız İçin Savaşacağız!'
Malatya Eğitim Gücü Sendikası Olarak,'Düşük Maaşlar Ve Enflasyon Farkının Kaldırılması' talebi ile ilgili iş bırakma eylemi
Bugün burada yalnızca maaşlarımız için değil, emeğimizin onuru, alın terimizin karşılığı ve insanca bir yaşam hakkımız için toplandık. Bizler, susarak kaybetmeye, sessiz kalarak görmezden gelinmeye daha fazla tahammül edemeyiz! Bu meydan, yalnızca bir çığlığın değil, bir hak arayışının sembolüdür.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında eğitim çalışanları ve kamu emekçileri, haksızlıklar karşısında iş bıraktı. Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı. Raflarda artan fiyatlar, evleri ısıtamayan faturalar, memurlar için hayalden öteye geçemeyen bir yaşam standardı... Tüm bunların karşısında bizler yalnızca geçim derdine düşürülmüş bir kesim değil, toplumun vicdanıyız.
Rakamlar Ne Diyor?
ENAG’a göre yıllık enflasyon %83.40.
TÜİK’in kendi açıkladığı rakam bile %44.38.
Devletin vergi ve harçlar için yeniden değerleme oranı %43,93 olarak belirlenmişken, sözde zam adı altında belirlenen enflasyon farkı ise %11.54 ile bu oranın çok uzağındadır.
Kira artışları %62, büyükşehirlerde ise kiralar 30-35.000 TL bandına ulaşmış durumda.
Yoksulluk sınırı ise 68.000 TL’ye yükselmiş durumda.
Peki bize reva görülen sözde enflasyon farkı ne? %11.54.
Bugün yeni göreve başlayan bir eğitim çalışanı, yoksulluk sınırının yarısından biraz fazla maaş alıyor. %11.54’lük bu sözde enflasyon farkı, zaten geçinmekte zorlanan kamu emekçilerinin alım gücünü artırmamış, aksine daha da düşmesine neden olmuştur. Bu fark, ne raflardaki fiyat artışlarını ne de kira ve faturalardaki yükselişi karşılamaktadır. Açıkça görülüyor ki, bu fark eğitim çalışanlarını açlık ve yoksulluk sınırına daha da yakınlaştırmaktan başka bir şey değildir.
Artık öğretmenler, iş yerlerinde yemek bile yiyememekte, günlük temel gıda ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaktadır. Market raflarında en temel ihtiyaç ürünleri dahi lüks haline gelmiştir. Bir torba un, bir şişe yağ, bir kilo et... Bunlara ulaşmak artık sıradan bir maaşla neredeyse imkansız hale gelmiştir. Kiraların 30-35.000 TL’ye ulaşmasıyla birlikte, birçok kamu çalışanı evinde yemek bile yapamamakta, zorunlu olarak dışarıdan yemek sipariş etmekte veya bazı günler öğünleri atlamaktadır. Ayrıca, düşük maaşlar nedeniyle eğitim çalışanları ek iş yapmak zorunda kalmakta, sabah saatlerinden geceye kadar çalışarak aile bütçelerini dengelemeye çalışmaktadır. Bu koşullarda %11.54’lük sözde enflasyon farkı, yetersizliğin ve duyarsızlığın göstergesidir.
Vergi Adaletsizliği
Son dönemde yaşanan vergi adaletsizliği, gelirimizin büyük bir kısmını geri ödememize neden olmaktadır. Mevcut vergi dilimleri yüzünden zam aldığımızı sanırken, yılın 3. ve 4. ayından itibaren yeni vergi dilimlerine girip, sözde enflasyon farkı adıyla aldığımız maaş artışlarından fazlasını vergi olarak geri ödeyeceğiz. Bu döngü, emekçileri yoksullaştırmakta ve çalışma koşullarını her geçen gün daha da zorlaştırmaktadır.
Bu adaletsizliklerin giderilmesi için önerimiz, vergi diliminin %15’te sabitlenmesi ve daha adil bir vergi sisteminin hayata geçirilmesidir. Kamu çalışanlarının ve tüm emekçilerin hak ettiği yaşam standardı bu şekilde sağlanabilir.
Gerçekleri Saptıran Haberler
Son dönemde TV kanallarında ve bazı basın organlarında, memur maaşlarının bilinçli ve art niyetli bir şekilde olduğundan fazla gösterildiğine şahit oluyoruz. Kamuoyunda memurların yüksek maaş aldığı algısını yaratmaya yönelik bu çabalar, emekçileri toplumun önüne atarak hedef haline getirmektedir. Bu tür haberler, yalnızca kamu çalışanlarının mücadele gücünü kırmakla kalmayıp toplumsal çatışmalara da zemin hazırlamaktadır. Gerçeklerden uzak bu yayınlar, biz eğitim emekçilerinin ve kamu çalışanlarının onurunu zedelemektedir.
Bizim Taleplerimiz Nettir ve Ertelenemez:
Emeğimizin karşılığı olan refah payı derhal düzenlenmelidir.
Kamu çalışanlarına kira yardımı sağlanmalıdır.
Maaşlar, yoksulluk sınırını temel alarak yeniden yapılandırılmalıdır.
Vergi adaletsizliği ortadan kaldırılmalı ve vergi dilimi %15’te sabitlenmelidir.
Buradan sesleniyoruz: Biz artık yok sayılmayı kabul etmiyoruz. Eğitim çalışanları, bu ülkenin temel taşlarıdır. Bizler susarsak, yarınlarımızı sustururlar. Ama susmayacağız!
Bugün iş bırakarak, emeğimizin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha haykırıyoruz. Bu bir başlangıçtır. Haklarımızı alana kadar, mücadelemiz sürecektir. Çünkü biz yalnızca kendimiz için değil, bu ülkenin geleceği için buradayız.
Unutulmamalıdır ki adalet, bir toplumun vicdanıdır. Biz vicdanın sesiyiz. Emeğin gücüyle, dayanışmanın ışığıyla, insanca bir yaşam için buradayız!
Yusuf YILMAZOĞLU
Malatya Eğitim Gücü Sen İl Başkanı