Dünya Kadınlar Günü'nde Panel
Hoca Ahmet Yesevi Konferans Salonu'ndaki panele Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, İNUKSAM Müdürü Prof. Dr. Süheyla Ünal, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. İnönü Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (İNUKSAM) Müdürü Prof. Dr. Süheyla
Hoca Ahmet Yesevi Konferans Salonu’ndaki panele Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, İNUKSAM Müdürü Prof. Dr. Süheyla Ünal, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. İnönü Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (İNUKSAM) Müdürü Prof. Dr. Süheyla Ünal’ın oturum başkanlığını yaptığı panelde, öğretim üyeleri Prof. Dr. Neslihan Durak, Yrd. Doç. Dr. Zennure Köseman ve Yrd. Doç. Dr. Serap Belli birer sunum yaptı. “Toplumun değer yargıları, norm ve kuralları, gelenek ve görenekleri bireyin yaşamını düzenleme işlevine sahiptir. Toplumun bireysellikle, yaşla, cinsiyetle ve zamanla ilgili normları hepimizin yaşam tarzı ve sürecini şekillendirdiği için bu normlardaki değişim bireyi ve aileyi de yakından etkilemektedir.” diyerek konuşmasına başlayan Oturum Başkanı Prof. Dr. Süheyla Ünal şunları söyledi: “Artık modernlik sonrası bir çağdayız. Çoğulculuk, demokrasi, cinsel özgürlük, tüketicilik, hareketlilik, artan eylemci ve haber olanaklarıyla karakterize bir çağda yaşamaktayız. Bu çağda birey, birçok inanç, çoğul gerçekler, yüzlerce dünya görüşü karşısında gerçek ve doğru karşısında güvenini kaybetmektedir. Bu kadar bilgi bombardımanı altında içeriğin önemi giderek azalmakta, toplumsal yaşamda özel istekler artmakta ve birçok sosyal ve sanal ağda kısmi birlikler, sanal cemaatler oluşmaktadır. Uzun mesafeli geçici online ilişkiler yüz yüze samimi ilişkilerin yerine geçmektedir. Daha fazla belirsizlik ve daha fazla yönetebilirlik yaşamaktayız. Yalnızlaşma ve yabancılaşma bireyin temel sorunu haline gelmiştir. Anlam ve kimlik birlikte gelişen süreçlerdir. Birey ve toplum birlikte oluşan yapılardır. Bu nedenle aile, birey ve toplum arasındaki sınırlar değiştikçe bireyde, ailede, toplumda dönüşmektedir. Kurumlar giderek içeriklerini kaybetmektedir. Dolayısıyla o güvenli aile limanı giderek yok olmaktadır. Artan sorumluluklar nedeniyle kadınında konumu değişmektedir. Aile gelenekleri ve kuralları hızla değişmekte ve geçmişle bağlantıları kopmaktadır. Yaşam döngüsündeki değişiklikler ve geçişler daha sorunlu olmaktadır. Eşitlik yerine farklılıklara saygı ve kadının sahip olduğu olumlu özellikler korunduğu sürece sosyal yaşam süreci içerisinde birlikte sinerjimizi kullanarak büyük işler başarabiliriz. Kadının güzel, güleç ve inceliğine, yüreğinin sesini dinlemesine, başkalarını sevindirmekle sevinmesine, yeni bir yaşamı korumak, kollamak gibi güdülerine, yaşamın sürmesini öncelemesine ve özverili olmasına, şiddet ve savaş dolu dünyada özellikle ihtiyacımız vardır. Bu nedenle kadının bu özelliklerini korumamız ve geliştirmemiz gerekmektedir.” Prof. Dr. Süheyla Ünal’ın konuşmasından sonra panelistler Prof. Dr. Neslihan Durak, Yrd. Doç. Dr. Zennure Köseman ve Yrd. Doç. Dr. Serap Belli, Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Sosyal Değişim ve Kadın, Sosyo-Psikolojik Bağlamda Yabancılaşan Kadın Kavramı, Tarihi Süreçte Türk Kadını başlıları altında sunum yaptılar.