Dr. Eray Güçlüer: Esir almalar önlenmek istenmedi, asıl hedef İran
Dr. Eray Güçlüer: Esir almalar önlenmek istenmedi, asıl hedef İran
Husilerin askeri sözcüsü Yahya Seri, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, Suudi Arabistan’ın güneyindeki Necran bölgesinde ‘Allah'tan Gelen Zafer’ adlı operasyona dair açıklamalarda bulunmuş, 3 tümenin bozguna uğratıldığını belirterek yüzlerce koalisyon askerinin esir alındığını ve zırhlı araçların da ele geçirildiğini duyurmuştu. Toplantıda ayrıca askerlere yapılan operasyon, zırhlı araçların ve askerlerin ele geçirilmesi, öldürülen askerlerin cesetleri ve esir alınanların grup halindeki görüntüleri dağıtılmıştı.
KOALİSYON GÜÇLERİNDEN HUSİLERE 'TİYATRO' YANITI
Koalisyon güçleri sözcüsü Turki el-Maliki de, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlediği basın toplantısında, Husilerin Suudi Arabistan'da binlerce askeri esir aldığı iddialarına ilişkin yöneltilen bir soruyu, "Böyle iddialara cevap vermek uygun değil. Bu aldatıcı basının iddia ettiği bir tiyatrodan ibaret" şeklinde yanıtlamıştı.
SUUDİ ASKERLER ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Terör Uzmanı ve aynı zamanda emekli bir asker olan Dr. Eray Güçlüer’den ise bu olaya ilişkin çarpıcı bir açıklama geldi. Esir alınan Suudi askerlerin bir kısmının ilk günkü çatışmalarda öldürülmüş olabileceğini söyleyen Dr. Güçlüer, “Olayın gerçekliğine dair çeşitli kaynaklardan bilgiler geliyor. Sadece rehin alma değil, aralarında üst düzey generallerin de olduğu bir grup Suudi askerin Husiler tarafından öldürüldüğüne dair Ortadoğu’daki çeşitli kaynaklardan teyit edici mahiyette gelen bilgiler var. Sayı biraz abartılmış olsa da böyle bir şeyin olma ihtimali mevcut görünüyor” diye konuştu.
“ESİR ALINAN ASKERLER İLK GÜN ÖLDÜRÜLDÜ”
Dr. Güçlüer, “Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’nden farklı olarak Yemen’deki savaştan çekilmek istiyordu. Burada şöyle bir çelişki var; Suudi Arabistan’ın elinde her türlü teknolojik imkan var fakat orada çok sayıda Suudi asker pusuya düştü. Bu taktik açıdan çok mantıklı değil” ifadelerini kullandı.
Bu olayın Suudi Arabistan ordusunun Yemen’de başarısızlığı anlamına geldiğini söyleyen Dr. Güçlüer, Suudilerin Yemen’de başarılı olamadıkları gibi her geçen gün daha fazla kayıp yaşadıklarını da dikkat çekti.
“ASIL HEDEF İRAN”
Çatışmanın yaşandığı arazinin çöl olduğuna dikkat çeken Dr. Güçlüer, “Askerlerin esir alınması önlenmek istenmedi. Çünkü arazide orman yok, dağlık tepelik bir alan değil, dümdüz çöl. Suudi Arabistan izleme, gözetleme, teknik takip gibi pek çok teknolojik imkanlara sahip. Böyle bir olayın yaşanması askeri açıdan büyük bir çelişkidir. Bu sebeple bu olayın nedenlerine siyasi açıdan bakmak gerekiyor. ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan’ın Yemen’den çıkmasını istemiyor, baskı uyguluyorlar. Aslında burada hedef İran’dır. Çünkü, Husileri İran’ın desteklediği yönünde iddialar var. Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’ın petrol tesislerine yapılan saldırıda da İran sorumlu tutulmuştu. Sahadaki bu tür olaylar ve algı operasyonlarıyla İran’ın adım adım kuşatıldığını görüyoruz” dedi.
“İRAN, ÇİN İÇİN BASAMAK”
ABD ve emperyalist güçlerin İran’ı hedef almalarının nedeninin ise Çin olduğunu belirten Dr. Güçlüer, “İran, Çin için bir basamak. ABD ve Avrupalı ülkeler, Çin’in ekonomik alanda önlenemeyen yükselişiyle rekabet edemiyor. Bu durum gelişmiş ülkelerde yeni sosyal ve siyasal değişikliklere de neden oluyor” diye konuştu.
SİYASİ AÇIDAN ASKERLERİN ESİR ALINMASI NEDEN ÖNLENMEK İSTENMEDİ?
Terör Uzmanı Dr. Güçlüer, “ABD tarafından, Suudi Arabistan özelinde Ortadoğu’da, İran karşı ortak ittifak oluşturulmaya çalışılıyor. Eğer Suudi Arabistan, Husilerle savaştan vazgeçer, ateşkes sağlanırsa ve bölgeden çıkarsa İran’a karşı amaçlanan operasyonun zemini ortadan kalkar” dedi.
İSLAM DÜNYASININ KUTSALLARI HEDEFTE Mİ?
İlerleyen günlerde İslam dünyasını travmatize edebilecek çeşitli provakatif saldırılara karşı dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Dr. Eray Güçlüer, “Yakın gelecekte Suudi Arabistan üzerinden bütün İslam dünyasının sinir uçlarına dokunacak olayların yaşanma ihtimali söz konusu olabilir, belki de Müslümanların kutsalları söz konusu olabilir. Çünkü tek başına Suudi Arabistan, İran için yeterli olmayacaktır. Bütün ülkeleri İran’a karşı harekete geçirebilecek bir zemin oluşturulması hedefleniyor. Bu zeminin en önemli parçası da Suudi Arabistan. Suudi Arabistan çekilirse proje baştan çöker o yüzde Suudi askerlerinin esir alınması önlenmemiş olabilir” ifadelerini kullandı.
“İRAN SORUMLU TUTULACAKTIR”
Yemen’deki esnek ve dağınık para militer Husi güçlerinin bu çapta bir olayı gerçekleştirme ihtimallerinin zayıf olduğunu vurgulayan Dr. Güçlüer, “Bu olay Suudi Arabistan için aynı zamanda ciddi bir prestij kaybıdır. Muhtemelen ABD’den destek alarak daha güçlü şekilde tepki göstereceklerdir. Ama tepki sadece Husilere olmayacak, büyük ihtimalle İran sorumlu tutulacaktır” dedi.