Diyabet Riskinizi Göz Ardı Etmeyin!
Diyabet son yıllarda genç yaşlı demeden hemen hemen her yaş grubunda sıklıkla görmeye başladığımız hastalıkların başında geliyor. İşin kötü tarafı düzenli kontrol altında tutulmaz ve tedavi edilmezse sonuçları hiç de iç açıcı olmuyor. Beraberinde kalp ve
Diyabet son yıllarda genç yaşlı demeden hemen hemen her yaş grubunda sıklıkla görmeye başladığımız hastalıkların başında geliyor. İşin kötü tarafı düzenli kontrol altında tutulmaz ve tedavi edilmezse sonuçları hiç de iç açıcı olmuyor. Beraberinde kalp ve damar hastalıkları, obezite gibi birçok sağlık sorununu da tetikleyen diyabeti, Hisar Intercontinental Hospital İç Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Akif Nuri Doğan’la konuştuk. Ağız kuruluğu ve sık idrara çıkma en önemli belirtileri! İnsülin eksikliği ya da göreceli eksikliği sonucunda kan şekerinin vücutta kullanılamaması haline diyabet denir. İnsülin eksikliğinde hücre içerisinde kullanılması gereken kan şekeri kullanılamaz. Daha çok kan şekeri yüksekliği ve sıvı kaybı bulguları ön plandadır. Ağız kuruluğu, su içme isteği, idrara sık çıkma ve normal yemek tüketimine rağmen kilo kaybı, özellikle kadınlarda sık idrar yolu enfeksiyonları, genital enfeksiyonlar, geçmeyen yaralar en çok görülen belirtilerdir. Diyabet organlara kalıcı hasarlar verebilir Gözlerde ve ayaklarda görülen hasarlar hastalığın başlangıcında değil; daha çok hastalığın kronikleştiği dönemlerde görülür. Yıllar içinde hastalığın seyri uzadıkça bu bulguların ortaya çıkma riski fazlalaşır. Daha çok ağız kuruluğu, kan şekerini oynamasına bağlı görme bulanıklıkları, sık enfeksiyonlar, özellikle genital bölgede kaşıntılar erken dönemde kendisini gösteren bulgulardır. Diyabet kontrol altına alınmaz ve kronikleşirse birçok organda hasara neden olabilir. Diyabetin hedef aldığı belirli organlar vardır ve en çok hasarı da bunlarda yapar. Uzun süre kan şekeri yüksek giden hastalarda gözün arka kısmında hasar oluşur ve bu hasar ileride görme kaybına neden olabilir. Diyaliz hastalarının birçoğunda diyabet ya da hipertansiyon vardır. Bu nedenle kan şekeri kontrolü olmayanlarda böbrek yetmezliğine kadar giden böbrek hasarı olur. Bu hasar çok yavaş ve sinsi ilerlediğinden birçok hasta böbrek hasarının başladığını fark edemez. Diyaliz hastalarının bu konuda tedbirli olmaları ve kontrollerini aksatmamaları gerekir. Damar hastalıklarına neden olur. Çünkü diyabet kalp damar hastalıkları, kolesterol ve hipertansiyonla bir arada gider. Özellikle uzun süreli kontrolsüz diyabetiklerde ayak damar hastalıkları ve buna bağlı uzuv kayıpları çok sık görülür. Bol sebze ve meyve tüketin Tek bir gıda ya da gıda türü tek başına diyabetten korumaz. Ancak sağlıklı beslenme alışkanlığı edinilirse diyabetten korunmak mümkündür. Tereyağı, margarin, kırmızı et, yağlı yemek, kızartma gibi doymuş yağlardan zengin besinler yerine; doymamış yağlardan zengin gıdalar, kontrollü kırmızı et tüketimi, beyaz et ağırlıklı beslenme, bol sebze ve meyve tüketimi, düzenli egzersiz yapmak ve sigaradan uzak durmak kişiyi pek çok hastalıktan olduğu gibi diyabetten de koruyabilir. Diyabete karşı bedensel aktivitenizi artırın Temel prensibin aktif yaşam olduğu diyabette her türlü egzersiz yapılabilir. Ancak egzersizin birden bire değil, düzenli yapılması çok önemlidir. Asansör yerine merdiven kullanmak, arabayı gideceğiniz yerden daha uzağa park ederek yürümek, günlük 30-40 dakika; olmuyorsa haftada en az 150 dakika egzersiz yapmak gerekir. Kan şekerinizi ölçmeyi ihmal etmeyin! Kullandığınız insülin türüne göre kan şekeri ölçüm sıklığınız değişir. Hap kullanan hastalarda daha az insülin kan şekeri takibi yeterli iken; insülin kullanılan hastalarda daha sık kontrol edilmesi gerekiyor. Ayakta olan bir kişi için konuşursak hap kullanan bir hastanın günde bir aç bir tok ölçüm yapması yeterli. Ama günde 2 veya 4 defa insülin kullanıyorsa günde 1 aç 3 tokluk, ya da sabah öğle akşam yemeklerden önce açlık şekeri ölçülmeli. Ölçümlerin zamanı tamamen hastanın doktor ile diyaloğuna göre doktor kontrolünde yapılmalıdır. Diyabetten korunmak için öneriler;
- Yaşam tarzınızı durağan değil aktif hale getirin, hareketsiz kalmayın.
- Düzenli egzersizler yapın.
- Günde ortalama 30-40 dakikanızı bedensel aktiviteye ayırın.
- Sağlıklı beslenme şeklini benimseyin. Bol sebze meyve tüketin.
- Kırmızı et tüketimini kontrollü, beyaz et tüketimini düzenli hale getirin.
- Fastfood, kızartma ve yağlı yiyeceklerden uzak durun.
- Kan şekeri ölçümlerinizi ve doktor kontrollerinizi ihmal etmeyin.