Değişen Teknoloji
Bilgisayar Mühendisi Önder Sönmez
19. yüzyılın son çeyreğinde icadı gerçekleşen otomobillerin motor teknolojileri, 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde kendisini tamamen yenilediğinde, yenilenebilir enerji kaynakları ve bilgisayar tabanlı üretilen yeni otonom sistemleri ile birlikte bambaşka bir araç icat etmiş olabilir miyiz?
Hali hazırda kullandığımız araçları küçük bir inceleme ile baktığımızda kara, hava ve deniz taşıtları olarak 3 ana başlıkta görebiliriz. Bu taşıtları genellikle mekanik bir sistem üzerine kurulu fosil yakıt enerji teknolojisi ile üretilmiş içten ve dıştan yanmalı motorlar kullanan, kullanıldığı mekân üzerinde ilerleyen araçlardır. Tüm bu araçlarda 20. Yüzyılın başlarında konfor olarak kullanımına sunulan bilgisayar sistemleri, yön bulma ve koordinasyon sistemleri ile aracın nerede olduğunu, nereye hangi yoldan gideceğini, en kısa mesafenin nasıl olacağını ve hatta otomatik olarak herhangi bir insan müdahalesi gerektirmeden kendisini yönlendirebileceği araçlar haline geldiler. Önceleri mekanik bir sorun ile karşılaşma olasılığını değerlendirmek için araçlarda arızanın oluşma anında sorunun nereden kaynaklandığını anlayabilirken yeni teknoloji araçlarda bir sorunu anlamanın yöntemi, o araçlardaki sensörlerin hata ikaz ışıkları ve açıklamaları ile anlaşılmaya başlandı.
Otomobillerde hızlanma ve duruma göre yavaşlama olarak kullanılan şanzıman olarak adlandırılan mekanizmanın motor ile bağlantısını düzenlememizi sağlayan debriyaj sistemi, gelişen yeni teknolojiler sayesinde tamamen ortadan kalkmaya başladı. Özellikle otomatik şanzıman teknolojisinin ilerlemesi, debriyaj gereksinimini tamamen ortadan kaldırdı. Artık yeni teknoloji araçlarda bu sisteme ihtiyaç duyulmaması, bu sistemi kullanan şoförleri biraz rahatsız etse de, yeni teknoloji şanzımanların kullanım kolaylığı, tamamen rahatlık olacaktır.
Gemilerde ve uçaklarda kazandırılan en iyi teknolojilerden birisi iletişimin hızlanmış olma becerisidir. Gelişen teknoloji, uydu sistemlerini güçlendirmiş ve uydu teknolojileri ile iletişim becerileri hem veri transferi kazanmış hem de hızlandırılmıştır. Gemiler henüz limanlar dışında konaklama yeteneği kazanamasa da uçaklarda kalkış ve iniş yapmak için piste artık çok ihtiyaç olmayacak yeni teknolojiler geliştiriliyor. Yenilenebilen enerji kaynakları ile üretimine başlanan motorlar ile hem gemilerde hem de uçaklarda fosil yakıt kullanımı da azaltılmaya çalışılıyor. Dünyanın çevresel faktörleri göz önüne alındığında, büyük bir çevre kirliliği de ortadan kalkmış oluyor.
İster otomobil, tren, ister gemi ya da uçak olarak adlandırılan tüm araçların insanlık için artık iki ana başlıkta toplanabilecek ortak özellikleri olan konforlu seyahat etme ve bilgilendirme teknolojileri artık tek bir araçta birleştiriliyor. İnsan taşıyabilen drone, yenilenebilen enerji ile çalışabilen, karada ya da havada seyahat edebilme yeteneğine sahip, hata ikaz ışıkları ile arızalarını önceden tespit edebilen, nereye ve nasıl gideceğini bilen ve hatta kendisi gidebilen, gerektiğinde deniz üzerinde hareket kabiliyetine sahip, tüm eski araçları geride bırakacak teknolojileri kullanabilen bir araçtır. İnsansız hava, kara ya da deniz araçlarına kazandırılan, uzaktan komuta ve kontrol özellikleri gibi tüm özelliklerinin tamamı bu insan taşıyabilen drone içeriğinde bulunmaktadır.
Her nesil, kendisini bir önceki nesle göre yenilemekle ve geliştirmekle yükümlüdür. Bu sorumluluğu taşıyan nesiller, kendisine özel ve eskisinden tamamen farklı bir yer edinmiş, ama eskisinden ilham alan nesiller olmuşlardır. İşte teknoloji de geliştikçe, bir önceki teknolojilerden ilham alarak tamamen farklı teknolojiler üretmeye başladı. Hem teknoloji gelişiminde hem de insanlığın gelişebilmesinde hayal edebilmek, gelişmenin en temel nesnesidir.
Bilgisayar Mühendisi
Önder Sönmez