Darbe Girişimine İlişkin Broşür
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, FETÖ darbe girişiminin ardından, Türkiye'deki gelişmelerle ilgili uluslararası kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla Türkçe ve İngilizce broşür yayınladı   FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz başarısız dar
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, FETÖ darbe girişiminin ardından, Türkiye’deki gelişmelerle ilgili uluslararası kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla Türkçe ve İngilizce broşür yayınladı FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra dünyada başlattığı algı operasyonuna karşılık Bakanlığımız da karşı atağa geçmiştir. Bakanlığımızca, darbe girişimi ve sonrasındaki sürece ilişkin olarak dünya kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla soru/cevap şeklinde broşür hazırlanmıştır. Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan broşür; - Yurtdışında faaliyette bulunan gümrük müşavirliklerimiz/Ataşeliklerimize, konuyla ilgili veya görevleri kapsamında yapabilecekleri tüm görüşmelerde muhataplarıyla paylaşmalarında ya da konuyla ilgili sorulara muhatap olmaları halinde kullanmak üzere, - Yurtdışına geçici görevle gönderilecek Bakanlığımız temsilcilerine, görevleri kapsamında yapabilecekleri tüm görüşmelerde muhataplarıyla paylaşmalarında ya da katılım sağladıkları toplantı, seminer, eğitim vb. faaliyetler esnasında konuyla ilgili sorulara muhatap olmaları halinde kullanmak üzere hazırlanmıştır. Söz konusu broşürün İngilizcesi, Bakanlığımız İngilizce web sayfasında da yayımlanmıştır. SORULMASI MUHTEMEL SORULAR 1- Türkiye’de meydana gelen darbe girişimini kimler hangi amaçla gerçekleştirmiştir? Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu bir grup asker, 15 Temmuz 2016 tarihinde hükümetimize ve yüce milletimize karşı hain bir darbe girişiminde bulunmuştur. Bu menfur kalkışma, başta Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve feraseti olmak üzere; necip milletimizin demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkması ve güvenlik güçlerimizin kararlı duruşuyla kısa süre içinde bastırılmıştır. Bu akıldışı kalkışma sırasında ne yazık ki sivil, polis ve askerden oluşan 240’dan fazla kardeşimiz hayatını kaybetmiş; 3000’e yakın kardeşimiz ise yaralanmıştır. Söz konusu darbe girişiminin temel amacı, kendi yasadışı ve sapkın düşünceleri doğrultusunda kurmak istedikleri yönetim yapılanmasına izin vermeyen ve bu yöndeki çabalarına karşı insan haklarına saygılı demokratik bir hukuk devleti olarak mücadele kararlılığı gösteren, demokratik seçimlerle işbaşına gelmiş olan seçilmiş meşru hükümeti yönetimden uzaklaştırmak ve bunun yerine kendi sapkın amaç, hedef ve beklentileri doğrultusunda işleyecek yeni bir yönetim ihdas etmektir. Türkiye, maalesef kendi Meclisini, kendi kurumlarını savaş uçaklarıyla bombalayan, silahsız vatandaşına kurşun sıkan, kendi silah arkadaşlarını arkadan vuran hain bir grubun terörüne şahit olmuştur. Bu teröristler aynı akşam Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımıza suikast teşebbüsünde bulunmuşlardır. Türkiye tarihinin en kanlı terör hadisesini yaşadık. Darbe girişiminin engellenmesinde en büyük rolü Türk halkı oynamıştır. Halkımız, sokaklara çıkarak, darbeci çetenin tanklarının önünde durarak bu darbe girişimini akamete uğratmıştır. Bu süreçte Türk medyası ve siyaseti tarihi bir demokrasi dersi vermiştir. Siyasi Partilerimizin tümü demokrasimize, milli iradeye ve bunu temsil eden TBMM’ye sahip çıkmışlardır. Darbecilerin teşebbüsleri tümüyle çökertilmiş olup, darbe girişiminde bulunanlar gerekli biçimde cezalandırılacaklardır. Darbe teşebbüsünün arkasında Fethullah Gülen ve ona bağlı unsurlar olduğunda hiçbir kuşkumuz yoktur. Etrafındaki zümre tarafından “Mehdi” olduğuna inanılan bu kişi halen ABD’de yaşamaktadır. ABD makamlarından iade talebinde bulunmaktayız. 2- FETÖ terör örgütünün tarihçesi nedir? Ne zaman, nasıl kurulmuş, gelişmiştir? Bu kadar hızlı ve yaygın bir şekilde genişlemesinin altında yatan nedenler nelerdir? Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), cebir, şiddet ve diğer yasal olmayan yöntemleri de kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek, Devlet otoritesini baskı altına almak, zaafa uğratmak, hain menfaatleri doğrultusunda yönlendirmek, alternatif bir otorite ortaya çıkarmak ve neticede Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmek amaçlarıyla hareket eden, Fetullah Gülen tarafından kurulmuş bir terör örgütüdür. 1999 yılından beri ABD’nin Pennsylvania şehrinde yaşayan sözde din adamı Fethullah Gülen’in başını çektiği Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak bilinen oluşum,1960’lı yılların ortalarından itibaren öncelikle Türkiye’de, arkasından da 1990’lı yıllardan itibaren Dünya’nın 100’ü aşkın ülkesinde faaliyet gösteren bir terörist oluşumdur. Söz konusu oluşumun tüm dünyadaki omurgasını terörist yapıya insan gücü kazandırmayı amaçlayan ve bu amaç doğrultusunda faaliyet gösteren eğitim-öğretim kurumları ile sözde hayır dernekleri, okullar, şirketler, medya organları ve diğer sivil toplum kuruluşları oluşturmaktadır. Toplam sermayelerinin 100 milyar doları aştığı söylenmektedir. Bu, FETÖ’nün “görünür yüz”üdür. Arka planda ise, kendi okullarında yetiştirdikleri insanları beyinlerini yıkayarak militanlaştıran, onları hileli yöntemlerle başta ordu, polis ve adalet olmak üzere Türkiye’deki devlet kurumlarına sızdıran, bu militanları aracılığıyla yasadışı dinleme, şantaj, para aklama ve benzeri yöntemlere kalkışan, bu yolla devleti içeriden ele geçirmeye çalışan karanlık bir yapı bulunmaktadır. Amaçları “ılımlı İslam” görüntüsü vererek, sinsi bir şekilde sadece Türkiye’de değil, Afrika’dan Orta Asya’ya hatta uzak doğuya uzanan geniş bir coğrafyada nüfuz alanı yaratmaktır. Bu oluşum, kendilerine İslam Dinini referans aldıkları iddiasında olan El-Kaide, IŞİD vb. diğer terör örgütlerinden farksız olarak barış, huzur ve kardeşlik dini olan İslam’ın özünü saptırmak suretiyle oluşturdukları kendi sapkın dini ideolojilerini hâkim kılmak amacıyla gayrimeşru yol ve yöntemlerle yıllar boyu devletin muhtelif kurumlarına sızmaya çalışmıştır. FETÖ bu amaçları doğrultusunda, başta adli kurumlar, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Teşkilatı olmak üzere çeşitli kamu kurumlarında hücreler şeklinde yapılanarak faaliyet göstermektedir. FETÖ bugüne kadar, çok sayıda legal görünümlü illegal faaliyet gerçekleştirmiştir. Bu çerçevede örgüt tarafından gerçekleştirilen birçok eylem arasında özellikle; Ülkemizin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve hükümet üyeleri başta olmak üzere iktidar ve muhalefet partilerinden politikacıların, işadamlarının ve üst düzey bürokratların iletişimlerini kayıt ederek örgütün amaçları doğrultusunda kullanmak; kamu kurumları tarafından yapılan seçme sınavlarını manipüle etmek suretiyle örgüt üyelerini kamu kurumlarına yerleşmesini sağlamak ve tutuklu örgüt üyelerinin serbest bırakılması için o sırada yetkisi bulunmayan diğer örgüt üyesi hâkimler tarafından tahliye kararları vermek sayılabilir. Ordudaki FETÖ odakları darbe teşebbüsünden sonra deşifre olmuşlardır, şimdi temizlenmektedirler. Polis ve yargı organlarında ve diğer kurumlarımızda da aynı şekilde tedbirler alınmaktadır. Bu tedbirler, başta terörle mücadele olmak üzere güvenlik ve istihbarat kurumlarımızın daha da güçlendirilmesini sağlayacaktır. FETÖ sadece Türkiye için değil, faaliyet gösterdiği diğer ülkelerin ulusal istikrarı ve güvenlikleri bakımından da tehdittir. FETÖ’nün bu kadar hızlı ve kolay bir şekilde faaliyet alanını genişletmesinin altında yatan temel nedenler arasında: Örgütün, barış, huzur ve kardeşlik dini olan İslam’ın temel kurallarını kullanarak ve bu esasların arkasına sığınarak kendi yasadışı ve terörist amaçlarını çok iyi bir şekilde kamufle etmiş olması, İslam toplumları dışında etkinliğini arttırabilmek amacıyla dinler arası diyalog ya da “ılımlı İslam” gibi herkes tarafından benimsenmesi muhtemel ya da en azından kimsenin karşı çıkamayacağı birtakım girişimlerin arkasına saklanması, Faaliyet icra edecekleri ülkelerde üst düzey siyasi ve askeri/sivil bürokrasi ile iyi ilişkiler kurulmasına özen gösterilmesi, ve bu yolla kurulan ilişkiler sayesinde dünyanın önde gelen ülkeleri de dahil olmak üzere faaliyetlerine doğrudan ya da dolaylı olarak destek sağlanması, Öncelikle Türkiye’de, ve ardından da faaliyet yürütülen diğer tüm ülkelerde insanların dini ve milli duyguları kullanılarak toplanan yüklü miktardaki parasal kaynakların, örgütün sahip olduğu Banka ve diğer finans kuruluşları aracılığıyla örgütün faaliyetleri için kullanılması, gibi hususlar sayılabilir. 3- FETÖ terör örgütü’nün yasadışı amaçları ne zaman nasıl fark edilmiştir? Uzunca bir süredir bu tehlikenin farkındaydık. Türkiye’deki FETÖ yapılanmasına karşı gerekli tedbirler alınıyordu. Darbe teşebbüsünü, bu yapının Türkiye’de tutunabilmek için başvurduğu son ve en canice adım olduğunu değerlendirmekteyiz. Devletimizin tüm kurumları FETÖ’nün üzerine kararlılıkla gitmektedir. Ordudaki FETÖ odakları darbe teşebbüsünden sonra deşifre olmuşlardır, şimdi temizlenmektedirler. Polis ve yargı organlarında ve diğer kurumlarımızda da aynı şekilde tedbirler alınmaktadır. Bu tedbirler, başta terörle mücadele olmak üzere güvenlik ve istihbarat kurumlarımızın daha da güçlendirilmesini sağlayacaktır. FETÖ sadece Türkiye için değil, faaliyet gösterdiği diğer ülkelerin ulusal istikrarı ve güvenlikleri bakımından da tehdittir. 4- Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasını sağlayan unsurlar nelerdir? Türk Toplumunun bu girişime karşı bakış açısı nedir? Bu kalkışmayı sivil vatandaşlar, vatanperver polisi ve askeri ile birlikte önlemişlerdir. Türk milleti, sokaklara dökülüp darbeye karşı direnişini sürdürerek tarihi bir dayanışma örneği sergilemiştir. Vatandaşlar tankların önünde cesurca durmuşlar ve demokratik düzeni savunmuşlardır. Darbe girişiminin engellenmesinde en büyük rolü Türk halkı oynamıştır. Sokaklara çıkarak, darbeci çetenin tanklarının önünde durarak bu darbe girişimini akamete uğrattılar. Teröristler, devlet televizyonunu (TRT) ele geçirerek ve özel medya kuruluşlarına baskın düzenleyerek mesajlarını yayınlamaya çalışmışlardır. Ancak, darbecilerin medyayı kontrol altına alma girişimleri sivil vatandaşlarımız, vatanperver polislerimiz ve bu kalkışmaya karşı olan askerlerimiz sayesinde başarısız olmuştur. Darbe girişiminin bertaraf edilmesinde Türk medyası da önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca darbeciler uydu kontrol merkezine saldırı yaparak televizyon yayınlarını kesmek istemişlerdir. Bu süreçte, tüm siyasi partiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve halk, demokrasiyi, demokratik siyaseti, demokratik kurumları ve Anayasa’yı kararlı bir şekilde desteklemişlerdir. Bu süreçte Türk medyası ve siyaseti tarihi bir demokrasi dersi vermiştir. Siyasi Partilerimizin tümü demokrasimize, milli iradeye ve bunu temsil eden TBMM’ye sahip çıkmışlardır. Darbecilerin teşebbüsleri tümüyle çökertilmiş olup, gerekli biçimde cezalandırılacaklardır. 5- Başarısız darbe girişimi sonrasında Türk halkının meydanlara çıkarak “demokrasi nöbeti” tutmalarını nasıl değerlendirmek gerekir? Bu nöbetler hangi amaçla yapılmaktadır? Darbe girişiminin engellenmesinde en büyük rolü Türk halkı oynamıştır. Sokaklara çıkarak, darbeci çetenin tanklarının önünde durarak bu darbe girişimini akamete uğrattılar. Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması sonrasında ise yine halkımız yapılan demokratik seçimlerle sandıklara yansımış olan özgür iradesine sahip çıktığını taraflı-tarafsız herkese ilan etmekte ve bu iradeyi şu ya da bu şekilde kesintiye uğratmayı amaçlayan her türlü teşebbüse karşı da kararlılıkla mücadele edeceğini haykırmaktadır. 6- Başarısız darbe girişimi karşısında OHAL kararı başta olmak üzere alınan önlemleri, insan haklarına dayalı demokratik yönetim ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde nasıl değerlendirmek gerekir? Başarısız darbe girişiminden sonra ülkemizde Olağanüstü hal ilan edilmesinden itibaren çıkarılan KHK ile tamamıyla Devletin kurumları içerisine sızmış olan FETÖ terör örgütüyle etkili bir mücadele etmek amacına yönelik tedbirler alınmıştır. OHAL ilanı ve bu süreçte kabul edilen KHK’nın amacı, Devletin kurumlarını FETÖ terör örgütü mensuplarından arındırarak hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan haklarını korumak olup, kararname ile halkın hak ve özgürlüklerine herhangi bir sınırlandırma getirilmemiştir. Devlet kurumlarının yapı ve işleyişi ile soruşturmalar ve devlet memurları hakkındaki düzenlemeler ise olağanüstü halin amacına ve şartlarına uygun olup devletin varlığını idame ettirmesi için gerekli düzenlemelerdir. Kaldı ki, soruşturma evresinde cumhuriyet savcısı kararlarına karşı sulh ceza hâkimliğine itiraz edilmesinde herhangi bir kısıtlama getirilmemiştir. Bir kısım süre uzatmalar, yetki genişletmeler soruşturmanın çok yönlü olması ve hakkında işlem yapılan tarafların oldukça fazla olmasından kaynaklı olup olağanüstü hal şartlarında makuldür. Hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel ilkeleridir. Yani, Hükümetimiz darbe amaçlı terörist kalkışmayla dahi hukukun üstünlüğünü esas almak suretiyle mücadele etmektedir. 7- Başarısız darbe girişimi sonrasında Türkiye’de sosyal, siyasal ve ekonomik hayatta köklü değişiklikler yaşanmış mıdır? Yaşanmakta mıdır? Gelecekte bu yönde olumsuz birtakım etkiler olması beklenmekte midir? Başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız olmak üzere, konuya ilişkin yapılan açıklamalar ışığında, başarısız darbe girişimi sonrasında ülkemizin sosyal ve ekonomik hayatında olumsuz bir gelişme beklenmemektedir. Zira, konuyla ilgili olarak en yetkili ağızlardan verilen bilgiler ışığında: OHAL'in günlük hayat ve iş dünyası üzerinde hiçbir etkisi olmayacaktır. Hükümetin piyasa ekonomisine olan bağlılığı sürmektedir. Piyasa ekonomisi işlemeye ve Türk finansal varlıkları sağlıklı bir şekilde işlem görmeye devam etmektedir. Türkiye'nin ekonomik politikalarında bir değişikliğe gitmesi beklenmemektedir. Mali disiplin önceliklerimiz arasında olmaya devam edecektir. Ekonomik reform gündemini karlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Tasarrufların artırılması için gereken adımları hızlıca atmaya kararlıyız. Ülkemizde ilk çeyrek büyümesi %4,8 olarak gerçekleşmiştir. 2016 yılında ekonomik büyümenin güçlü olacağını öngörüyoruz. Bu süreçten kurumlarımızın güçlenmiş olarak çıkacağına olan inancımızı koruyarak kredi derecelendirme kuruluşları dahil küresel ekonomik çevreleri en iyi şekilde bilgilendirmek için gerekli temasları sürdürmekteyiz. Türkiye 2009 küresel krizinden bugüne çok güzel bir performans sergilemektedir. Bu başarı, olumsuz küresel ortama rağmen sağlanmaktadır. 2016 yılı verilerine bakıldığında Türk ekonomisi %4.8 ile dünyada en fazla büyüme sağlayan ilk 5 ekonomi arasında yer almaktadır. Göstergelere bakıldığında, Avrupa ülkelerinin borcu Türkiye'ye göre daha yüksektir. Türkiye'nin GSMH'ya göre borcu %30-32 civarındadır. Avrupa Birliği'nde bu oran ortalama % 116'lar , OECD ülkelerinde ise ortalama %93'ler düzeyindedir. Mali disiplinden taviz verilmeyecektir. Bankacılık sistemi çok sağlam durumdadır. Sermaye yeterlilik rasyosu % 15.5 düzeyindedir. Bankalarımız kredilendirmelerindeki kriterlerden taviz vermeyecektir. Ekonominin büyütülmesine yönelik kredi anlayışı uygulanacaktır. Gerekirse öncelikli alanlarda yatırımlar için özel faizler uygulanacak, farkı da Devlet Garanti Fonu'ndan karşılanacaktır. Türk ekonomisi son bir yıl içerisinde 1.1 milyon kişiye istihdam yaratmıştır. 2009 krizinden bugüne istihdam sağlanan vatandaş sayısı 7 milyonun üzerindedir. Yatırımcıların orta ve uzun vadede gerçek ekonomiye yatırım yapmalarını sağlayacak tedbirler alınmaktadır. Planımız yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı artırmaktır. Üç paket planlanmış ve bunlardan ilki TBMM'nden çıkarak yürürlüğe girmiştir. Şirket kurma kolaylaştırılmakta, kurulum maliyetleri düşürülmekte, menkul kıymetlerin de teminat olarak gösterilmesi imkanı sağlanmakta, Türkiye'nin doğusuna yatırım yapılması durumunda 5-10 yıllık sürelerle vergi yükümlülükleri, sigorta, sosyal güvenlik primleri gibi yükümlülüklerden muafiyet sağlanmaktadır. Türk ekonomisini teşvik bağlamında Çalışma Kanununda esneklik getirdik. Halen Uluslararası İş Gücü Kanunu TBMM'nde görüşülmektedir. AR-GE ve Patent Kanunu TBMM Genel Kurulu'ndadır. Çalışma hayatıyla ilgili reform paketimiz olacaktır. Bireysel emekliliği teşvik edecek uygulamalara girilmekte ve bir varlık yönetim fonu da kurulmaktadır. Yatırımlara hız kesmeden devam edilecektir. 26 Ağustos'ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 20 Aralık'ta Avrasya Tüneli hizmete girecektir. 2018'de İstanbul'da dünyanın en büyük havalimanının ilk etabı hizmete alınacaktır. 2016'da dünyanın en uzun köprüsü olacak Çanakkale köprüsünün temeli atılacaktır. İkili ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ileri götürülmesi bağlamında mevcut ikili ve bölgesel mekanizmalar ile çatı kuruluşları tarafından yürütülen İş Konseyi, İş Forumu gibi çalışmalar hız kesmeden sürdürülmektedir. Ekonomik ve ticari nitelikli toplantıların ülkemizde yapılması/ileride planlanması hususunda herhangi bir tereddüt duyulmamalıdır. 8- Başarısız darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin temel makroekonomik göstergelerinde negatif yönde kapsamlı bir kötüleşme hissedilmiş midir? Böyle bir değişim öngörülmekte midir? Ülkemizde Piyasa ekonomisi bütün kurum ve kuruluşlarıyla sorunsuz bir şekilde işlemeye ve Türk finansal varlıkları sağlıklı bir şekilde işlem görmeye devam etmektedir. Türkiye'nin ekonomik politikalarında bir değişikliğe gitmesi beklenmemektedir. 9- Başarısız darbe girişimi sonrasında Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarına sunmakta olduğu kamu hizmetlerinde herhangi bir aksama, gecikme veya kısıtlama yaşanmakta mıdır? 21.07.2016 tarihinden itibaren üç ay boyunca ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal durumu, vatandaşların hak ve özgürlüklerine yönelik tehdite karşı devletin mücadele edebilmesi amacıyla güvenlik önlemlerini arttırması için anayasal hukuk kuralları çerçevesinde uygulanacak tedbirler paketidir. Söz konusu önlemler paketi temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı bir husus içermemektedir. Uygulanacak güvenlik önlemleri, Türk vatandaşlarının gündelik yaşamlarını, ülkemize seyahat edecek ziyaretçilerin seyahatlerini ve tatillerini hiçbir şekilde etkilemeyecek olup, uluslararası turizm hareketlerine ve havayolu trafiğine ilişkin herhangi bir engel teşkil etmemektedir. Tüm destinasyonlarımızda misafirlerimizin tatillerini güvenli bir biçimde geçirebilmelerine ilişkin olumsuz bir durum söz konusu değildir. 10- Türkiye’de yatırım yapmak, iş kurmak, ekonomik faaliyette bulunmak isteyen yerli veya yabancı yatırımcılar açısından söz konusu başarısız darbe girişimi sonrasında kısıtlayıcı, engelleyici bir önlem veya önlemler paketi söz konusu mudur? İkili ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ileri götürülmesi bağlamında mevcut ikili ve bölgesel mekanizmalar ile çatı kuruluşları tarafından yürütülen İş Konseyi, İş Forumu gibi çalışmalar hız kesmeden sürdürülmektedir. Ekonomik ve ticari nitelikli toplantıların ülkemizde yapılması/ileride planlanması hususunda herhangi bir tereddüt duyulmamalıdır. Bankacılık sistemi 15 Temmuz öncesi gibi çalışmaktadır. Para transferleri konusunda herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Benzer şekilde mal sevkiyatı konusunda da sorun yoktur. Limanlar, havalimanları, yollar, otoyollar, demiryolları ve tüm lojistik altyapının işleyişi aynı şekilde sürmektedir. THY ve diğer havayolu şirketlerimizde uçuşlar normal seyrinde devam etmektedirler. QUESTIONS THAT MAY BE POTENTIALLY RAISED 1- Who plotted the coup attempt in Turkey and for what purpose? A group of soldiers affiliated with this Gulenist Terror Organization (FETO) attempted to stage an insidious and vile coup against the Turkish government and the great Turkish nation on July, 15 th , 2016. This heinous uprising was suppressed in a short time notably by the leadership and foresight demonstrated by our Honorable President; our noble nation’s safeguarding of the values of national will and democracy, and by the dignified stance of the security forces. Unfortunately over 240 civilians and police officers died and around 3000 of our brothers and sisters were wounded during this senseless uprising. The main purpose of the coup attempt is to topple the democratically elected legitimate government of Turkey that has perseveringly denied the perpetrators of the coup the opportunity to establish a new polity based on their illegal and deviant thoughts, and has thus taken an unwavering stance against such evil intentions. The coup also aimed to replace the existing administrative system with a new polity serving the perverse aims, objectives and expectations of the terror organization. Turkey has unfortunately witnessed the terrorist attacks of a group of traitors who bombarded their own Parliament and their own public institutions with combat aircrafts, and fired bullets to the unarmed citizens and even to their comrades in arms. In the night of the attempted coup, these terrorists also attempted to assassinate the President and the Prime Minister of Turkey. Turkey has experienced the most bloody terrorist incident of her history. The Turkish people have played a major role in hindering the coup attempt. Taking to streets, the people stood up against the tanks of the gang of coup plotters and overturned the coup attempt. The Turkish media and politics have given a good lesson of democracy during this process. All of the Turkish political parties have safeguarded the values of national will and protected the Turkish Grand National Assembly as a representative of this will. The attempts of the coup plotters have been entirely overturned and the coup plotters will accordingly be imposed appropriate penalties. We have no doubt that Fethullah Gülen and his affiliates are behind this coup attempt. This person believed to be the “Mahdi” by his disciples currently resides in the USA. We have accordingly demanded from the US authorities, the extradition of Fethullah Gülen. 2- What is the story of the Gulenist Terror Organization (FETO)? When and how was it founded and how has it evolved? What are the underlying reasons of its rapid and widespread expansion? The Gulenist Terror Organization (FETO) is a terrorist organization founded by Fethullah Gülen with a view to abolishing the Government of the Republic of Turkey or partially or entirely obstructing government duties by resorting to compulsion, violence and other illegal means; suppressing; weakening and guiding the state authority towards malicious interests; establishing an alternative authority and eventually destroying the Turkish State. The organism known as Gulenist Terror Organization (FETO) led by the so-called cleric Fethullah Gülen who resides in Pennsylvania /USA since 1999, is a terrorist organization which launched its activities by mid-1960 and has been operating in over 100 countries as from 1990s. The training-education institutions, the so-called charitable societies, schools, companies, media organizations and other relevant NGOs are the global backbones of the organization in charge of recruiting man force. It is said that their total equity exceeds 100 Billion USD. This is however only “one side of the coin” for FETO. On the other side of the coin is a dark organization brainwashing and creating militant students in its schools and using fraudulent ways to infiltrate these militants into the military, police and justice department and other relevant governmental agencies in Turkey and resorting to warrantless wiretapping, blackmailing, money laundering and similar illegitimate methods with an ultimate goal of capturing the State from within. Their ultimate goal is to prevail not only in Turkey, but over a large region stretching from Africa and Central Asia to even the Far East by pretending to withhold “moderate Islam”. Indistinguishable from other terrorist organizations as Al-Qaeda, ISIL etc. which are claiming to take Islam as a reference, this organism has attempted to infiltrate into various institutions of the government through illegitimate ways and methods with a view to ensure that its deviant religious thoughts prevail over, by means of distorting the genuine image of Islam as the faith of peace, serenity and fraternity. In line with these goals, FETO operates under a cellular structure within several public agencies notably the Judiciary institutions, the Turkish Armed Forces and the Security. In guise of a legal organization, FETO has conducted several illegal activities to date. Among such illegal actions committed by the organization are recording and exploiting the conversations of the President, Prime Minister and members of the cabinet as well as the politicians of the ruling and opponent parties, businessmen and high level bureaucrats; recruiting the members of the organization at public institutions and having the FETO- affiliated and unauthorized judges to deliver a judgment of release of the arrested members of the organization. The military FETO-affiliates have been exposed and uncovered following the recent coup attempt and are now being purged of public service. Relevant precautions are currently applied in the police department, judiciary and other public agencies. These precautions will further bolster and strengthen the capacities of the security and intelligence departments notably in combating terrorism. FETO poses a threat not only for Turkey, but also for the national stability and security of the other countries where it operates. The following may be cited as the fundamental reasons underlying the rapid, easy and widespread expansion of the activities of FETO: exploiting the fundamental rules of Islam as a faith of peace, serenity and fraternity and dexterously camouflaging its illegal and terrorist goals by taking shelter behind the Islamic tenets; hiding behind the widely-acclaimed initiatives as interfaith dialogue or “moderate Islam” with a view to expand the scope of its activities in non-Muslim communities; paying special attention to the establishment of good relations with the higher level political and military/civil bureaucracy in the countries it is to operate; and receiving direct or indirect support from leading nations of the world by use of such relations; using the substantial amount of monetary sources collected in Turkey and other countries by exploiting the religious and national sentiments of the people, for the execution of the the main activities of the organization and through the banks and other finance institutions of the organization. 3- When and how were the illegal purposes of FETO noticed? We have been aware of this peril for a long time. Appropriate measures were taken against FETO in Turkey. We consider the coup attempt as the very last resort and the most felonious step taken by the organization to cling onto power in Turkey. Currently, the entire institutions of the Turkish State are resolutely fighting FETO. The military FETO-affiliates have been exposed and uncovered following the recent coup attempt and are now being purged of the public service. Relevant precautions are currently applied in the police department, judiciary and other public agencies. These precautions will further bolster and strengthen the capacities of the security and intelligence departments notably in combating terrorism. FETO poses a threat not only for Turkey, but also for the national stability and security of the other countries where it operates. 4- What were the factors leading to the failure of the coup attempt? What is the general point of view of the Turkish society towards the coup attempt? This uprising was hampered by civilians, the patriotic police and military. The Turkish nation took to the streets and have displayed a historic solidarity against the coup attempt. They stood up courageously against the tanks and advocated the democratic order. The Turkish people have played the major role in hindering the coup attempt. Taking to streets, the people stood up against the tanks of the gang of coup plotters and disrupted the coup attempt. The terrorists captured the state broadcaster TRT and made sudden raids on the private media institutions and thus tried to transmit their messages. However, the attempts of the coup plotters to take the media under control failed with the help of the civilians, patriotic policemen and soldiers. Therefore, the Turkish media has played a major part in rebuffing the coup attempt. The coup plotters also attacked the satellite command center and tried to cut off the broadcast. The entire political parties, the members of the Turkish Grand National Assembly and the people have decisively upheld and supported democracy, democratic politics, institutions of democracy and the Constitution. The Turkish media and politics have given a good lesson of democracy during this process. All of the Turkish political parties have safeguarded the values of national will and protected the Turkish Grand National Assembly as a representative of this will. The attempts of the coup plotters have been entirely overturned and the coup plotters will accordingly be imposed appropriate penalties. 5- How should we comment on the rallying of the people in squares, known as “democracy watch” in the aftermath of the failed coup attempt? What is the purpose of the democracy watch? The greatest role was played by the Turkish people in overturning the coup attempt. Taking to the streets, the people stood up against the tanks of the gang of the coup plotters and thereby disrupted the coup attempt. Following the failed coup attempt, our people declared everyone, be they partial or impartial, that they have safeguarded and protected the free will manifested in the ballot boxes; and have cried out in one voice the determination against any evil attempt in suspending national will by some means or other. 6- How should we elaborate on the precautions taken against the failed coup attempt, notably the decision of declaring a state of emergency, particularly within the framework of the principles of a democratic government based on human rights and rule of law? Measures were taken to effectively combat against the FETO-affiliates that infiltrated into the institutions of the Turkish state, by virtue of the Statutory Decree issued pursuant to the State of Emergency declared after the failed coup attempt. The main purpose of the declaration of the state of emergency and the duly adopted Statutory Decree is to purge the State of the FETO-affiliates and protect the rule of law, democracy and human rights. The Decree has not imposed any restrictions on any rights and liberties of the people. The current structure and functioning of the governmental agencies, initiated investigations and the regulations on the public servants are compatible with the objectives and circumstances of the state of emergency and have been launched for the continuation of the State. Besides, no restriction was imposed on filing an objection at the penal court of peace against the decisions of the chief prosecutor in the course of the launched investigation. Certain prolongations and expansion of existing authorities during this process are due to the multidimensional investigations and the higher number of the parties about whom a legal action was initiated. Given the conditions of the state of emergency, such measures are reasonable. Rule of law, democracy and human rights are the main principles of the Republic of Turkey. In other words, our Government will combat against the terrorist uprising by taking the rule of law into consideration. 7- Has Turkey experienced radical changes in social, political and economic fields in the aftermath of the failed coup attempt? Should we expect any negative impacts of such changes in the future? In the light of the statements made by relevant authorities, notably our Honorable President and Prime Minister, no negative impacts on social and economic fields are expected due to the failed coup attempt. This is because of the following facts precisely addressed by the highest authorities: The State of Emergency will not have any impacts on the daily life and business world. The government will remain committed to free market economy. The market economy continues to function and the Turkish financial assets being traded in a sound manner. No amendment is expected in the economic policies of Turkey. Fiscal discipline will remain to be a top priority of the government. We will continue to resolutely implement the agenda of economic reform. We are determined to take rapid steps towards increasing the level of our savings. Turkey grew by 4.8% in the first quarter. We are expecting a robust economic growth rate in the year 2016. Keeping our faith that the governmental institutions will be further strengthened as a result of this process, we will carry out necessary contacts to better inform the global economic cycles, including the credit rating institutions. Turkey has displayed a great performance since the financial crisis of 2009. This success was achieved despite the negative economic environment. As per the data of 2016, the Turkish economy ranks among the list of the top 5 fastest growing economies with a growth rate of 4.8%. The indications prove that the level of the debts of the European countries outruns the debts of Turkey. Government debt as percentage of GDP is around 30-32% in Turkey. This level is around 116% in the EU and 93% in OECD countries. No concessions will be made on fiscal discipline. The banking system is remarkably strong. Capital adequacy ratio is around 15.5%. The Turkish banks will not make any concessions on the rating criteria. A credit approach towards economic growth will be implemented. Special interest rates will be applied on prioritized investments and, if necessary, the resulting difference will be met through the Government Guarantee Fund. The Turkish economy generated an employment for 1.1 million people in the foregoing years. The number of people employed ever since the financial crisis of 2009 is over 7 million. Measures are taken to ensure that the investors invest in real economy in the medium and long terms. Our plan is to raise investment, employment, production and exportation. Three packages were planned and first of these packages was adopted by the Turkish Grand National Assembly and duly took effect. The establishment of companies is being facilitated; the costs of incorporation are reduced; securities may also be pledged as collaterals and 5-10 year exemptions are granted for taxes, insurances, social security premiums for the investments in the eastern part of Turkey. The current Labor Act was granted a flexibility for incentivizing the Turkish economy. The International Labor Force Bill is currently on the agenda of the Turkish Grand National Assembly. The R&D and Patent Bill has been referred to be voted at the General Assembly. There will be a reform package relating to work life. Initiatives are taken to incentivize individual pension and an asset management fund is established. The investments will incessantly continue. Yavuz Sultan Selim Bridge and the Eurasian Tunnel will be put into service on August 26 and December 20, respectively. The first stage of the largest airport constructed in Istanbul, will be put into service in the year 2018. The foundations of the Çanakkale Bridge, as the longest bridge on earth, will be laid down in 2016. The Business Council, Business Forum and related initiatives conducted by the current bilateral and regional mechanisms and umbrella organizations will continue to function with a view to further enhancing the bilateral economic and commercial relations. No one should hesitate in organizing/planning economic and commercial meetings in Turkey. 8- Has Turkey experienced a comprehensive aggravation in its basic macroeconomic indications following the failed coup attempt? Is a worsening of such indicators expected in Turkey? With all its institutions and organizations, the free market economy continues to properly and smoothly function in Turkey and the Turkish financial assets are traded in a sound manner. No amendment is expected as regards the economic policies of Turkey. 9- Have the Turkish citizens experienced any setbacks, delays or restrictions of the public services provided by the Government of the Republic of Turkey, in the aftermath of the failed coup attempt? The 3-month state of emergency declared at a nation-wide basis on 21.07.2016 accounts for a package of measures applicable under the constitutional rules and enables the government to elevate security measures with a view to effectively fight any threats against the rights and liberties of the citizens. The package of measures does not contain any provision to restrict fundamental rights and liberties. The applicable security measures will in no case have an impact on the daily lives of the Turkish citizens or on the visits of vacations of international visitors and will not preclude international tourism or airway traffic. On the other hand, the package also does not impose any negative conditions hampering our international guests to have a secure vacation at any tourism destinations of Turkey. 10- Will the local or international investors intending to invest, start a business and engage in economic activities in Turkey face any restrictive and preclusive package of measures? The Business Council, Business Forum and related initiatives conducted by the current bilateral and regional mechanisms and umbrella organizations will continue to function with a view to further enhancing the bilateral economic and commercial relations. No one should hesitate in organizing/planning economic and commercial meetings in Turkey. The banking system continues to function as was the case before July 15 th . No problem exists as to money transfer. No problem exists as regards the consignment of commodities. The ports, airports, highways, railways and the entire logistics infrastructure continue to function properly. Turkish Airlines and other airlines are carrying on their scheduled flights.