Daha Güçlü Bir Türkiye İçin Biz de 'Evet' Diyoruz
Yeni görevine başlayan MÜSİAD Başkanı Hüseyin KALAN'ıBattalgazi Gazetesi olarak ziyaret edip,hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Başkan KALAN'ın Çin çayı ikramına ve misafirperverliğine teşekkür ediyoruz. Başkan KALAN'ın gündeme dair açıklamaların
Yeni görevine başlayan MÜSİAD Başkanı Hüseyin KALAN’ıBattalgazi Gazetesi olarak ziyaret edip,hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Başkan KALAN’ın Çin çayı ikramına ve misafirperverliğine teşekkür ediyoruz. Başkan KALAN’ın gündeme dair açıklamalarını siz değerli okurlarımız için haber yaptık. Müsiad Başkanı Hüseyin Kalan kimdir, kendinizden bahseder misiniz? Hüseyin KALAN: 1968 yılında doğdum, çocukluğum köyde geçti öğrenim hayatımı Malatya’da tamamladım. 4 çocuk ve 2 torun sahibiyim. Farklı farklı sektörlerde bulundum en son bulunduğum sektör ise mermer ocakçılığı, madencilik yapıyorum. Malatya yerelinde de ufak tefek müteahhitlik işleriyle uğraşıyorum. Malatyalılar sizi yakından tanıyor aslında yıllarca Malatya’da ticaretle uğraştınız. Malatya ekonomisi hakkında neler söyleyeceksiniz? Hüseyin KALAN: Malatya ekonomisi bence dinamik bir ekonomi çünkü çevresindeki birçok şehirden besleniyor. Elazığ’ın Baskil, Ağın, Keban ilçeleriile, Erzincan’ın Kemaliye ilçesi, Maraş’ın Elbistan ve Afşin ilçeleri, Adıyaman’ın Çelikhan ve Kahta ilçeleri ticaretiniMalatya’da yapıyor. Bu ölçekte baktığımızda komşu 4-5 şehrin ilçelerinin Malatyamızla ticaretinin olduğunu görüyoruz. Hakeza Sivas’ın Kangal ve Gürün ilçelerinin bütün ticaretleri burayla. Sadece ilçe bazlı değil o ilçenin etrafındaki köylerin de ticaretlerinin Malatya’yla olduğunu görüyoruz. Bu açıdan sürekli Antep örneğini veriyorum.‘Antep fıstığı’ deriz ama Antep’de az yetişir. Adıyaman’da yetişir, Urfa’da yetişir ama adı ‘Antep fıstığı’dır. Kayısı için de bu böyledir. Elazığ’da yetişir, Adıyaman’da yetişir, Sivas’da yetişir. Kayısının Malatya’da satıldığını Malatya’da pazarlandığını Malatya kayısısı olarak tanındığını biliyoruz. Bu demek değil ki Malatya’da kayısı az üretiliyor. Malatya’da kayısı üretimi %85 oranında belki ama çevresinde de yetiştirilen kayısı mecburen buraya gelir ve buradan pazarlanır. Dünyaya da buradan son ürün haline getirilerek sunulur. Ekonomisine dair de ekonomisi canlı olan bir şehir. Bu canlılık içerisinde de esnaflar ve tacirler olarak veya herhangi bir ürünü işleyen fabrikalar olarak, üretim merkezleri olarak ne yapabiliriz diye biraz kafa yormamız gerekiyor. Bununla yetinmemek gerekiyor. Kayısı ile ilgili ekonomik kuruluşların da bu konuya destek vermesi şart.Bu noktada ben ekonomiyi de ikiye bölmek istiyorum. Yarı resmi kuruluşlar dediğimiz Ticaret ve Sanayi Odası diğer tarafta gönüllü teşekküller dediğimiz MÜSİAD, ASKON, TÜMSİAD, MOSİAD gibi kuruluşlar var. Bu bizim ekonomik olarak birlikteliğimizi bir arada tutmanın ayrı bir versiyonu. Sadece devletin Ticaret ve Sanayi Odasında kaydımızın bulunması dışında ayrı ticari birlikteliklerde bir araya gelme ihtiyacının doğurduğu, farklı ekonomik birlikteliklerde bir araya gelmenin şehrimize katacağı birçok şey olduğuna inanıyorum. Buralarda bir araya gelen tacirler, üreticiler, fabrikatörler şehrin ekonomisine ayrı bir sinerji ortaya koyuyorlar. Bu bir araya gelmenin akabinde ben ortaya koyacağımız çok şey olduğuna inanıyorum. Kendi derneklerimiz içerisinde bir araya gelmemiz bazen yetmiyor bunun haricinde de bu ekonomik kuruluşlarla merkezi Ankara’da ve İstanbul’da olan büyük ekonomik kuruluşlarında ayrıca bir araya gelmesi gerektiğine inanıyorum. Umarım bu yönde de gerekli adımlar atılır. Niyetimiz MÜSİAD ile ekonomik birlikteliklerde Malatya’nın ticaretine nasıl bir katkı sağlarız. Farklı farklı derneklerde bile olsak Malatya’yı öncelediğimizde bu gemini nasıl daha hızlı açık denizlere çıkması açısından katkı sağlamak için biraz daha kafa yormamız gerektiğine inanıyorum. Malatya ortak sevdamız paydasında ekonomik olarak nasıl birleşiriz. Siyasiler de aynı şekilde bir araya gelsinler. Diğer resmi kurum kuruluşlarda bir araya gelsinler. Olmadı hepimiz bir araya gelelim. Ortak payda Malatya dediğimizde ne çıkarabiliyoruz, ortaya ne sunabiliyoruz, sorunlarımızı gündeme getirdiğimizde siyasilerimiz buna nasıl bir katkı veriyor? Resmi kuruluşlar dediğimiz kurum ve kuruluşlar nasıl bir katkı verecek veya bizim üye arkadaşlarımız, Malatya’nın yerelinde var olan diğer Esnaf ve sanatkarlar odası gibi diğer kuruluşlar için baktığımızda da bunlar nasıl bir katkı sağlayacak. Bunun için baktığımızda da bundan hiçbir zaman kaçınmamak gerekiyor. Muhakkak Malatya’yı da konuşmak gerekiyor. Çünkü biraz önceki örneklerde de söylediğim gibi Malatya çevresindeki şehirlere de ışık tutacak bir ekonomik dinamik barındırıyor. Bu ekonomik dinamiği ne Elazığ’da görebiliriz, ne Adıyaman’da görebiliriz, ne Erzincan’da ne de Sivas ’da görebiliriz. Sonuçta biz bu ışığın Malatya’dan çıkmasını, bu ışığın Malatya’dan yayılmasını etrafındaki bu şehirlere bir model olmasını istiyoruz. Yani özelde şunu söylemek istiyorum. Malatya ne doğudur ne batıdır. Doğunun batısı batının doğusudur. Bu açıdan baktığımızda çevremizdeki 10-15 şehrin uğrak yeridir. Geçiş güzergâhıdır. Bunu da bu anlamda iyi değerlendirmek ve ekonomik olarak da bir kılıfa büründürmek gerekiyor. Bunun yolu ise her kafadan bir ses çıkmasından ziyade tek ve gür bir sesin çıkmasının taraftarıyım. MÜSİAD’ın başkanı olarak seçildiniz. MÜSİAD başkanı olarak projeleriniz nelerdir? Neler yapmayı düşünüyorsunuz? Hüseyin KALAN: Birinci önceliğimiz üyelerimiz ile birlik beraberlik içerisinde bir profil ortaya koymak istiyoruz. Üye sayımızı arttırmak MÜSİAD’a yakışır bir fiziki ortam oluşturmak. Üyelerin sosyal tarafı ile ilgili olarak her birinin bir üretici, üretici olanların ihracatçı, ihracatçı olanların dünyaya daha fazla ürün satabilmeleri için teşhir ortamı oluşturmayı hedefliyoruz. Biz bunu yönetim kurulundaki 15 kişi olarak hedef seçtik, aynı yöne bakan insanlar olarak bu projeleri zaman dilimlerine bölerek burada bir sinerji oluşturmak, bu sinerjinin farkını da MÜSİAD olarak Malatya kamuoyunun takdirine önümüzdeki süreçde sunacağız. Biz o anlamda MÜSİAD’ı büyütmeye var olan büyüklüğünde Malatya yerelinde, Türkiye genelinde zaten büyüklüğü tartışılmaz, Biraz Daha Kamuoyunun Önüne Koymak İstiyoruz. Hedeflerimizi bu şekilde belirtmek isteriz. TÜRKİYE REFERANDUMA GİDİYOR. REFERANDUM HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? Hüseyin KALAN: Referandum ile ilgili düşüncelerimiz, niye evet niye hayır noktasında biz evet veya hayıra katılmadan önce sistemin ne getirdiğine bakıyoruz. Sisteme baktığınızda tek adam söylentisi var ama, bir tek sistem söylentisinin olması gerekiyordu. Şunu söylemek çok kolay bunlar gelince böyle yapacak, bunlar gelince böyle yapacak. Bu sistem şunu dayatacak. Biz bunlarla ilgili bilgi ve belge isteriz. Böyle bir sistemi tek adam üretmekten ziyade, erklerin ayrıldığı noktasında bir fikrimiz var. Yani 600 tane vekil seçilecek bu vekiller sadece ama sadece yasa çıkartacak. Arkasında başkan ve adamları dediğimiz bir ekip olacak. Bunlar ayrı bir seçim ile gelecekler. Bunun adı Cumhurbaşkanı ya da Başkanlık her neyse, bunlara isterseniz iktidar olma yetkisi verirsiniz isterseniz vermezsiniz. İki sandık kurulacak. Birine Türkiye’yi yönetin, diğerine ise Türkiye’yi yönetecek olanlara yasa hazırlayın. Üçüncü bir nokta erkler dediğimizi noktada ise yargı çıkmakta. Yargı ayağına baktığımızda da yargının bağımsızlığının yetmediği ve ayrıca bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini söylüyoruz. Bunu da yasa olarak önümüze getiriyorlar. Alt maddelerinde çıkarılacağına inanıyoruz. Ondan sonra sistemin tamamlanıp akabinde bir ete kemiğe bürüneceğini bir yönetim şekli olarak ilerdeki zamanda karşımıza çıkacağını düşünüyoruz. Vatandaş o noktada biraz aldatılıyor. Aldatıldığı noktada, Tek adam olacak, padişahlık olacak , yok imparatorluk olacak bunlar halktaki kahve ağzı. Siyasilerimizde bu halk ağızlarını görmek istemiyoruz. O yasaları konuştuklarında madde madde olumsuz ve olumlu yönleri ne ise bize onu söylemeleri gerekiyor. 18 maddeyi bende Hüseyin Kalan olarak aldım inceledim okudum. Eski halini de inceledim okudum. Her zaman ama her zaman var olana bir şey eklediğinizde ortaya yeni bir şey çıkar. Yeni bir şekil çıkar yeni bir oluşum ve şema çıkar. Bu şekilde baktığımızda erklerin ayrıldığını görüyoruz. Şu anda vekil seçiyorsunuz vekil karşınıza bakan olarak çıkıyor. Partisine mecbur. Vekil seçiyorsunuz onun bir hükmü yok şehrinize fayda sağlayacak bir durumu yok. Yine koşuyor bakana. Neden kendisinin tek başına kararname çıkartma yetkisi yok. Ama bakanların malumunuz başbakanın nezdi ile beraber bakanlar kurulundan kararname çıkartma yetkileri var. Baktığınız da aslında siyasi erklerin birbirine karıştırılmadığını tamamen ayrıştırıldığını görüyoruz. Bu noktada baktığınızda yasayı yapacak olanların elinin vicdanlarında olmasını hem Malatya yerelinde hem de Türkiye özelinde. Böyle bir yola koyulacaklarını bu sistemle Türkiye’nin büyüyeceğine kanaatim var. İkinci bir incelememizde ise, Dünyaya baktığımızda büyüyen ve gelişen ülkelerin, G-7 G-20 ülkelerin başında ama muhakkak bir başkanlık ve seçimlik sisteminin olduğunu görüyoruz. Bu yetkinin tek elde değil yetkinin başkan ve bakanlar kurulunda olduğunu görüyoruz. Bilgili donanımlı kendini yetiştirmiş başkanın kabinesini kendi seçtiği ve oluşturacağını ve ona göre Türkiye’ye bir profil çizeceğine inanıyoruz. Diğer ülkelerde öyle yapmıştır. Büyümenin önünde bana göre parlamenter sistem bir engeldir. Çünkü yetki karmaşası var. Yasayı biri çıkarıyor biri uyguluyor, yargıda o uygulamadaki doğruluğu veya yanlışlığı tespit ediyor. Şimdi yasayı yapanda aynı uygulayanda aynı. Bunu neden söylemiyorlar bunu merak ediyorum. AK Parti gidiyor yasayı çıkartıyor AK Parti gidiyor aynı yasayı uyguluyor. Bunuda söyleyin. Kim iktidara gelirse yasalar yapıyor onunla memleketi idare ediyor. Bu tarafsızlık değildir. Dolayısıyla bunların hepsini birleştirdiğimizde, yeni başkanlık sisteminin eski parlamenter sistemine göre kesinlikle doğru olduğunu kesinlikle buna evet denilmesi gerektiğini, iş dünyası olarak da bu çerçevede baktığımızda sorunlarımızın çözümlerinin daha kolay olacağını düşünüyorum. O yetki karmaşasında sorunumuzu kime götüreceğiz. Kanun yapmaları için meclisteki vekillere mi götüreceğiz, yoksa varolan bir kanunu uygulamalarını biz yürütmeden mi isteyeceğiz. Burda da bir eksiklik var kafamızı bayağı karıştırıyorlar ama, erkler bir defa birbirinden ayrılıyor. Erklerin ayrıldığında kesinlikle yetki karmaşası olmaz. Biri yapar biri uygular biride denetler. Cevabımız tabiki evet. EVKUR YENİ MALATYASPOR HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR? Hüseyin KALAN: En son hatırladığım, Fenerbahçe, Gaziantep’te yenilince biz küme düştük. O anekdot bende kaldı. Malatyaspora başkanlık eden birçok arkadaşım emek verdi ama bir türlü süper lige çıkaramadı. Şimdiki yönetimin başarısı mevcut. Yeni Malatyasporumuz için dilek ve temennilerimiz, süper lige çıkmaktır. Takıma sahip çıkılması ve desteklenmesi gerekiyor. Haber & Foto: Erdal ÖZTÜRK