Daha Güzel Yarınlarda Buluşabilmek Ümidi İle...
Merhabalar ... Kısa bir süre ara vermek zonuda olduğum gündeme dair yazılarımızla tekrar sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Dünya'nın ve doğal olarak ülkemizin gündeminin çok değişken ve hızlı seyrettiği şu dönemde nereden başlasam diye d
Merhabalar ... Kısa bir süre ara vermek zonuda olduğum gündeme dair yazılarımızla tekrar sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Dünya'nın ve doğal olarak ülkemizin gündeminin çok değişken ve hızlı seyrettiği şu dönemde nereden başlasam diye düşünmekten kendimi alamadım. Bir yandan hala devam eden Fırat Kalkanı Operasyonu ve gelinen nokta, diğer taraftan gündemimizi ve kafaları meşgul eden anayasa değişikliği paketi ve başkanlık sistemi, bununla beraber Avrupa'nın takındığı ve dünyanın alışık olmadığı tavır ve tutumlar, ABD'nin Trump ile başlayan ve hala ne olacağı belli olmayan durumu vs... Bunların yaşandığı bir dünyada hala ekonomisi ve icraatlarıyla ayakta durabilen dünyanın 17 büyük ülkesinden biri olmayı başarmış Türkiye... Adalet ve Kalkınma Partisinin kuruluşu ve yaşadığı zancılı süreci hepimiz biliyoruz buna karşısın 13 yıllık iktidarları döneminde yaptıkları ve yapmayı vaat ettikleri de gözler önünde. Dilerseniz bu yazımızda önümüze getiriler Anayasa değişiklik paketi ve yeni sistem üzerine muhabbet edelim. Anayasamızda yapılan kısmi değişiklik maddelerinin meclisten geçişi ile halkın önüne getirilen ve her ne hikmet ise meddeliri incelemeden közü kapalı evet diyecekler ile muhalefet oma adına ısrarla neden ve ne için dediklerini dahi izah edemeyen hayırcıların olduğu bir ülkede yaşamak ve bu kadar farklı franksiyonlarıın aktif olduğunu bu ülkeyi idare etmenin zorluğu da aşikar gözler önüne bir kez daha serildi. Sevgili okurlarım, darbe anayasası ile geldiğimiz süreç ortada. Askeri vesayetin kaleme aldığı bir kanunlar dizisi ile milenyum çağında yarışmanın ve yaşamanın zorluğunu her birimiz bire bir değilse dahi yaşadık. Anayasa kitapçığının fırlatıldığı, yazarkasanın ülke başbakanının ayaklarına atıldığı, vs. her olayla çalkalanan ekonomi ve değinen iktidarlarını gördük. Bu gün henüz n olduğunu bilemediğiniz bir yol ve harita önümüze getiriliyor. Şahsen bu yolun sonu nereye çıkar bende bilemiyorum ama yaşadıklarımı hala unutabilmiş ve pembe güzel bir görmediğimi çok iyi biliyorum. Bu yolun sonu bize nereye götürür, nasıl götürür, bireysel ve ülke bazında bizi nereye taşır bilemiyorum. Ama tecrübelerimin bana öğrettiği 'düşmanının taş attığına gülle git' sözü gereğince, bu gün Almanya'nın, Hollanda'nın takındığı tavır ve sergilediği tutumu görünce onların bu davranışlarına karşılık evet demeyi düşünmüyor da değilim. Beki yanlış bir tutum ama doğruyu şu devirde bulmanın yolunda yanlışları yapmaktan geçiyor olsa gerek ki, bu güne kadar yaşadıklarımı göz önüne alarak .undan sonra yaşayacaklarımın vaatlerine meyletmiyorum dersem yalan olur. Meclisin farklı sesleri arasında çıkartılamayan kanunlar, çıkanların devletin başı tarafında veto edildiği günlerin geride kalmasını ümid ediyorum. Zaten bu ümit değil mi ki, bizi var eden ve yanı arayışlara götüren dürtü. Evet yeni bir yol haritası sunuluyor önümüze. Sizden ve tün milletimden isteğim bu haritayı iyi incelememiz, geçmiş tecrübelerimizi unutmadın neler kazanabileceğimizi milletimiz ve ülkemiz adına iyi tespit etmemizdir. Eğer bu gün Avrupa'nın bu iki yazla ikircikli tavrına karşı farklı partiler bir araya gelebiliyorsa biz neden gelemeyelim. Sonuçta mevzuu vatan ve bayrak is gerisi teferruattır sözü de bizim. Gelin önce bu ülkeyi ve milletin beli beraber doğrultalım sonra aramızdaki ayrılıkları oturup medeni insanlar ve birikimlerimizle vade dittiklerimizle tartışalım... Bu vatan ve bu millet için, bu bayrağın ebedi dalgalanması ve ezanlarımızın hiç dinmemesi için hep beraber tek yürek tek bilek ve tek yumruk olmakta gecikmeyelim. Daha güzel yarınlarda buluşabilmek ÜMİDİ ile... maasSELMA.