Çiftçilerimizin artan Tarım BAĞ-KUR Primleri
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yeni asgari ücret ve 28 günden 29 güne çıkarılan prim gün sayısı sonrası çiftçilerin artan tarım BAĞ-KUR primlerine ilişkin açıklama yaptı.
“Çiftçilerimizin tarım BAĞ-KUR primleri, açıklanan brüt asgari ücretin 5 bin 4 liraya ve aylık prim gün sayısının 28 günden 29 güne çıkarılması nedeniyle çok fazla arttı” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Brüt asgari ücret yüzde 39,87 oranında artarken çiftçilerimizin tarım BAĞ-KUR primleri yüzde 44,87 oranında artarak bin 151 lira 96 kuruştan bin 668 lira 83 kuruşa çıktı.
Borcu bulunmayan çiftçilere verilen 5 puanlık Hazine desteği göz önünde bulundurulsa bile çiftçilerimizin ödeyeceği tarım BAĞ-KUR primi aylık 985 lira 1 kuruştan bin 426 lira 97 kuruşa yükseldi.
Çiftçilerimiz işçi ve memurla aynı statüde değildir. İşvereni olmadığı için belirlenen primin tamamını kendisi ödemek zorundadır. Çiftçinin 2022 yılında tarım BAĞ-KUR primini ödemesi bir hayli zorlaştı.
Tarım BAĞ-KUR primleri 2022 yılı itibariyle 2 parçada ödenecektir. Ocak-haziran primleri temmuz sonuna kadar, temmuz-aralık primleri ise takip eden yılın ocak sonuna kadar ödeyecek olan çiftçilerimize ödemeler konusunda da kolaylık getirilmiştir.
Ancak, çiftçilerimizin 2 dönemde ödeyeceği 10.012,98 liradan, yıllık toplam 20.025,96 lira olan prim Hazine indirimiyle 8.561,82 liradan yıllık toplam 17.123,64 liraya düşse de çiftçilerimizin bu rakamları ödemesine imkân yoktur.”
“Eğer müdahale edilmezse 2022 yılı prim oranlarındaki artış nedeniyle tarımda kayıt dışılık artacak, çiftçilerimiz sosyal güvenlik hakkından mahrum kalacaktır”
Bayraktar, son 2 yılda toplam 172 bin 747 çiftçinin tarım BAĞ-KUR’unu ödeyemeyecek güçte olduğu için muafiyet belgesi alarak tarım BAĞ-KUR’u ödemekten vazgeçtiğini hatırlatarak açıklamasına şöyle devam etti:
“Yükselen primler nedeniyle çiftçilerimiz 2022 yılında primlerini ödeyemeyecek, tarımda kayıt dışı çalışma artacak ve geliri düşük olan çiftçilerimiz, muafiyet belgesi alarak sosyal güvenlikten mahrum kalacaktır.
Anayasanın 60. Maddesi’ne göre; ‘Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar’ hükmünün yer aldığını hatırlatarak, çiftçilerimizin bu haktan mahrum kalmamaları gerektiğini belirtmek istiyorum.
Devletimiz sosyal güvenlikte çiftçiyi desteklemelidir. Tarım BAĞ-KUR sigortası prim gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir. Bu durumda çiftçimizin ödeyeceği aylık prim bin 668 lira 83 kuruştan 863 lira 19 kuruşa, Hazine desteği göz önünde bulundurulduğunda ise 738 lira 09 kuruşa inecektir. Çiftçilerimizin içinde bulunduğu durum düşünüldüğünde bu miktar bile çok yüksektir. Ayrıca çiftçilerimizin tarım BAĞ-KUR primlerine uygulanan yüzde 5 oranındaki hazine teşvik indirimi de enflasyon oranına göre yükseltilmelidir.”
“Çiftçilerimize sadece fiziksel değil psikolojik yıpranma payı da verilmelidir”
“Diğer meslek gruplarından farklı olarak, çiftçilerin çoğu kapalı alanlarda çalışmamaktadır” hatırlatması yapan Bayraktar, zor koşullarda çalışan tarım emekçilerinin fiziksel yıpranmanın yanı sıra psikolojik olarak da yıprandığını belirterek açıklamasını devam ettirdi:
“Çiftçilerimizin çalışma alanları, tarla, bahçe, bağ gibi açık alanlardadır. Kapalı alanlar bile sera, ahır, ağıl, kümes gibi yerlerdir. Balıkçılık ile uğraşanlar ise tekne, havuz vb. gibi yerlerde zor şartlar altında çalışmaktadır.
Çiftçilerimizin çalışma koşulları, günlük 8 saatten daha uzun sürede ve ağır şartlarda olmakla birlikte, traktör ya da tarım makinesi kullanırken toza, tarım ilacı kullanırken ilaca, kimyasal gübreleme yaparken kimyasallara, sulama yaparken çamura ve içerisindeki bakterilere, hasat ya da budama yaparken, yabancı otları temizlerken ellerinin çatlamasına, yıpranmasına, hayvanları beslerken hayvan dışkılarına, hayvan bakımlarını gerçekleştirirken hayvan hastalıklarına maruz kalabilmektedirler.
Tarım BAĞ-KUR primini ödemekte zorlanan çiftçilerimiz, ürününün para etmeme riski, ekonomik sorunlar, girdi fiyatlarının sürekli artması, kuraklık, tropikal rüzgâr ve fırtına gibi ansızın yaşanan afetlerle ürününü kaybetme korkusuyla daima karşı karşıyadır. Ayrıca bu kaygı ve korkulara, çiftçimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine bitmek tükenmek bilmeyen borçlarıyla sürekli haciz endişesi gibi bazı stres faktörlerinin de eklenmesi psikolojik travmalara sebep olabilmektedir. Çiftçilerimize, yıllardır sadece fiziksel değil psikolojik yıpranma payı da verilmelidir.
Zor şartlarda çalışanlara fiili hizmet tazminatı verilmektedir. Kamuoyunda yıpranma payı olarak bilinen fiili hizmet tazminatı, mesleklere göre değişik süreleri kapsamaktadır. Çalışma şartlarının zorluğu dikkate alınarak, bütün çiftçilerimize çalıştıkları her yıl için 90 gün (4 yılda 1 yıl hesabıyla) yıpranma payı ilave edilmelidir.”
“Çiftçilerimizin prim gün sayısı 9 bin günden 7 bin 200 güne çekilmelidir”
Bayraktar, sigortalı çalışanların 7 bin 200 prim gün sayısı ile emekli olurken, Tarım BAĞ-KUR’lu ve esnaf BAĞ-KUR’luların 9 bin gün prim ödediğini belirterek, açıklamasına şöyle devam etti:
“Çiftçilerimizi rahatlatmak için, yıpranma payı verilmeli, diğer meslek gruplarına göre çiftçimizin tarımı terk etmemesi için bu avantaj sağlanmalıdır.
SGK istatistik verilerine göre; 2016 yılında 717 bin 876 kişi zorunlu tarım BAĞ-KUR’unda iken 2020 yılında yüzde -23,79 değişim oranı ile 547 bin 75 kişiye düşmüştür.
Ancak, Birliğimizin Zobis otomasyon sistemi verilerine göre; 2020 yılında 82 bin 819, 2021 yılın Kasım sonu itibariyle 89 bin 928 çiftçimiz tarımsal gelirinin düşük olduğunu belgeleyerek muafiyet belgesi almış ve tarım BAĞ-KUR sigortalılığını sonlandırmıştır.
Son 2 yılda toplam 172 bin 747 çiftçi tarım BAĞ-KUR’u ödeyemeyecek güçte olduğunu muafiyet belgesi ile ispatlayarak tarım BAĞ-KUR ödemekten vazgeçmiştir. Üstelik çiftçilerimizin mali durumu düzelse ve tekrar BAĞ-KUR ödemeye karar verse bile şuan ki düzenlemelere göre muafiyette geçen yılları borçlanamayacaktır. Çiftçilerimizin yaşadığı sıkıntılı dönemin dikkate alınarak, muafiyette geçen sürelerin borçlandırılması imkânı sağlanmalıdır.
Tarımda çalışan kadınların yüzde 94,5’i sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değildir. Pozitif ayrımcılığı hak eden kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için, gençlerimizi ve kadın çiftçilerimizi tarımda tutmak için teşvik edici önlemler alınmalıdır. Ayrıca kadınların sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapılmalıdır.
Devletimiz çiftçilerimizin sosyal güvenlik hakkını devlet eliyle verebilecek güçtedir. Ülkemizi besleyen çiftçilerimizi sosyal güvenlikten yoksun bırakmayacağına gönülden inanıyoruz.”