• Haberler
  • Malatya
  • Bu milletin gencecik evlatları dağlara kaçırılırken neredeydiniz?

Bu milletin gencecik evlatları dağlara kaçırılırken neredeydiniz?

AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesinde düzenlenen operasyonla ilgili olarak muhalefet partilerinin tavrını eleştirdi.

AK Partili Çalık’tan muhalefet partilerine eleştiri: Bu milletin gencecik evlatları dağlara kaçırılırken neredeydiniz?

AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesinde düzenlenen operasyonla ilgili olarak muhalefet partilerinin tavrını eleştirdi. Çalık, “Gara'da silahsız olan evlatlarımız alçakça şehit edilirken neden hala amasız, fakatsız, lakinsiz bir şekilde PKK’ya sesinizi yükseltmiyorsunuz. Bu milletin gencecik evlatları dağlara kaçırılırken neredeydiniz?” dedi.

Milletvekili Çalık, Malatya Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Malatya İl Kadın Kolları 6. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bölücü terör örgütü PKK tarafından kaçırılarak alıkonulan 13 Türk vatandaşının teröristlerce şehit edilmesinin hüznünü yaşadığını belirtti.

Çalık, hain terör örgütü PKK'nın 1984 yılından bu yana aralarında henüz 2 aylık beşiğinde uyuyan bebekler dahil 6 bin 21 sivili katlettiğini belirterek, “Bunlar asker, polis, işçi memur, sivil, öğrenci öğretmen, erkek kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı demeden insanlarımızın hayatlarına kasteden alçaklardır. Bunlar çoluğa çocuğa ekmek götürmek için çalışan iş makinesi operatörlerimizi, işçi kardeşlerimizi alçakça katledenlerdir, çukur eylemleri sırasında kendi komşularının, hısım akrabalarının evlerini ateşe verenler, yakıp yıkanlar, evlerin bodrumlarında infazlar gerçekleştiren, 1984’ten bugüne kadar tam 6 bin 21 sivil vatandaşımızın canına kasteden hainlerdir. Emin olun ki, hiçbir kutsalı, hiçbir değeri olmayan, insanlıktan nasibini almamış, esfele safilinler dünyada da ukbada da bu alçaklıklarının hesabını mutlaka ama mutlaka verecekler. Yeryüzü tüm genişliğine rağmen bu namertlerin başlarına dar edilecek ve cehennemin dibini boylayacaklardır. Ve hamd olsun şehitlerimizin o pak kanları henüz kurumadan kanları yerde kalmadı ve 53 terörist gebertilerek ebedi mekânları cehennemin dibini boyladılar” dedi.

“Şehitlerimizin aileleriyle hep beraber oldum”

Çalık, Gara'da 13 Türk vatandaşının şehit edildiği saldırıya değinerek, şöyle devam etti: “Aziz şehitlerimiz, PKK’lı teröristlerce kaçırıldığı zaman o günden bugüne o kardeşlerimizi düşünmediğim tek bir günüm olmadı. Bir anne olarak, şehitlerimizin anneleriyle, aileleri ile bir olmaya, onları bir nebze de olsa teselli etmeye çalıştım. Çoğu zaman teselli etmek için gittiğim annelerimiz, o imanları, o mütevekkil duruşları ve metanetleriyle kendileri beni teselli ettiler. Onlardan o kadar çok şey öğrendim ki anlatamam. Şunu da söyleyeyim ki bizler bu hainleri, bu teröristleri tanıyoruz hem de çok iyi tanıyoruz. Nerede mi tanıyoruz? Bunlar 6-8 Ekim 2014 olaylarında 37 vatandaşımızı hunharca katledenlerdir. Bunlar Diyarbakır'da bir kamyon dolusu bombayı patlatıp aynı köyden 16 vatandaşımızın canına kıyanlardır. Bunlar gençliğinin baharında Yasin Börüyü canice katledenlerdir. Bunlar dalında gonca gülümüz Erenimizi, 22 yaşındaki Şenay Aybüke ve 21 yaşındaki Neşe Alten öğretmenlerimizi bizden ayıranlardır. Hangi birini sayayım, bunlar Diyarbakır Yenişehir’de üniversiteye hazırlanan 6 anne kuzumuzu annelerinin bağrından koparanlardır.”

“Gencecik kızlarımız terörist elebaşlarının alçakça taciz ve tecavüzlerine maruz bırakılırken neden gıkınız çıkmıyor?”

Çalık, Gara bölgesinde düzenlenen operasyonla ilgili olarak muhalefet partilerinin tavrını eleştirerek, “Bu milletin gencecik evlatları dağlara kaçırılırken neredeydiniz? Bugün tam 540 gündür evlatlarına kavuşmak için Diyarbakır’da nöbet tutan annelerin yüreklerinden kopan ve arşı alâyı titreten feryadı figanlarına neden kör ve sağır kesiliyorsunuz? Gara'da silahsız olan kardeşlerimiz, evlatlarımız alçakça şehit edilirken neden halâ amasız, fakatsız, lakinsiz bir şekilde sesinizi yükseltmiyorsunuz. Aklıma geldikçe Ahmet Kaya’nın dediği gibi göğsüm daralıyor, gözüm yaşarıyor, yüreğim yanıyor. Henüz annelerinin saçlarını örmesi gereken 13-14 yaşlarındaki kızlarımızın ellerine silah verilirken, gencecik kızlarımız terörist elebaşlarının alçakça taciz ve tecavüzlerine maruz bırakılırken neden gıkınız çıkmıyor neden?” dedi.

“Terör örgütüne payanda olanlar bize akıl vermesinler”

Çalık, “Bunlar kandan, gözyaşından, acıdan besleniyorlar. Terör örgütüne payanda olanlar, tilki ile tuzak kurup, kurt ile avlanıp utanmadan, sıkılmadan koyun ile yas tutan bu ittifak bize akıl vermesin. Terör örgütünün savunucusu HDP ile işbirliği yapanlar, kapalı kapılar ardından kendilerince stratejiler geliştirenler bize haktan, hukuktan, insanlıktan dem vurmasınlar. Ana muhalefetin vekilleri teröristlerin cenaze törenlerine iştirak ederek, onlarla beraber yas tutarak saflarını belli ettiler. Kılıçdaroğlu PYD/YPG’yi terör örgütü olarak tanımıyorum diyor. Bu zatın milletvekili de terörist cenazesine katılıyor. Yetmiyor seçimlerde kapalı kapılar ardında ittifaklar yapılıyor. CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı, yüzyıllarca Osmanlıya başkentlik yapmış aziz İstanbul'da,  Şeb-i Arus töreni düzenliyor ve orada 'Tanrı uludur' 'Tanrı uludur' diyerek sinelerinde gizledikleri duygularını ifşa ediyor. Bu bir yol kazası değildir. Aynı zihniyet Ayasofya Camisi'nin ibadete açılışını 2020'nin felaket ve gözyaşları yılı olarak anılmasına neden olduğunu ifade ediyor. Evet, kızı katledilen ve yüreği pare pare olmuş bir babaya "davanızdan vazgeçin" diyen, milletimizin gözbebeği askerimize "satılık" deme küstahlığında bulunan, başörtülü hakime "tarafsız olamaz" diyenler de yine bunlar. Oynanan bütün bu oyunlar karşısında nasıl bir sorumlulukla karşıkarşıya olduğumuzun bilinciyle saflarımızı sıklaştırmak, bir ve beraber olmak, gece gündüz demeden taşın altına elimizi değil bedenimizi koyarak çalışmak zorundayız” diye konuştu.

“Pervin Buldan'ı aradım, 'bir süre misafir edilir, bırakılır' dedi”

Çalık, Gara'da şehit edilen Malatyalı Jandarma Personel Astsubay Çavuş Semih Özbey'in annesinin evladından haber almak istemesi üzerine geçmişte HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile görüştüğünü söyledi. Çalık, çocukları kaçırılan aileleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kendisinin görüştürdüğünü de belirtti. Çalık, Buldan ile yaptığı gönüşmeyi şöyle anlattı: “Terör örgütü PKK tarafından 2015 yılında kaçırılan Malatyalı Semih Özbey'in annesi kanser hastasıydı ve diğer annelerimiz gibi yüreği yanıyordu, evladından haber almak istiyordu. Kimin kaçırdığını ve durumunu öğrenmek için o dönem HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ı aradım, annenin, ailenin durumunu konuştum. Pervin Buldan ise 'Kim kaçırmış bakalım size döneceğim' dedi. Sonra tekrar bana dönerek, 'Sağlık durumu iyi. Bir süre misafir edilir, bırakılır' dedi. Ben de ailemize bu bilgileri verdim.”

“İHD'den bir daha ses çıkmadı”

Çalık, yine Özbey'in babası Gürsel Özbey'in İnsan Hakları Derneği (İHD) ile görüşmesini kendisine anlattığını ve bu sürece Cumhurbaşkanını nasıl dahil ettiğini de şöyle dile getirdi: “Baba Gürsel Özbey beni aradı. İHD evlatlarını kendilerine kavuşturacaklarını söylemiş fakat Türkiye'de hiçbir sorunla karşılaşmamak için bir teminat istemiş. Ben bu görüşmeyi Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettim. Cumhurbaşkanımız da İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'yu hemen çağırdı, 'Evlatlarımızı sınıra kadar getirsinler oradan teslim alalım, hiçbir müdahalede bulunmayalım. Yeter ki evlatlarımızı sağ salim ailelerimize teslim edelim' talimatını verdi. Ben bunun üzerine evladımızın babası Gürsel Özbey ile tekrar görüştüm, 'İHD gidip evlatlarımızı getirsinler, hiçbir zorlukla karşılaşmayacaklar' dedim. Şunu da söyledim Gürsel Özbey'e 'İHD sadece sizin duygularınızı suistimal etmek için bunu yapıyorlar, getirecek olsalar hiçbir teminata gerek olmadan getirirler. İnşallah gerçek olur ve Semih evladınıza kavuşursunuz.' dedim. Ne yazık ki İHD'den bir daha ses çıkmadı.”

Bakmadan Geçme