BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ!..
Yaklaşık 24 senedir basın camiasının içerisindeyim…Ve her kesimle aram iyidir. Yani patronuyla, müdürüyle, kameramanıyla, fotoğrafçısıyla, habercisiyle kısacası basın bağlamında olan herkesle aram iyidir. Pek nadirdir aram bozuk olan. Onlarda zaten çöp se
Yaklaşık 24 senedir basın camiasının içerisindeyim…Ve her kesimle aram iyidir. Yani patronuyla, müdürüyle, kameramanıyla, fotoğrafçısıyla, habercisiyle kısacası basın bağlamında olan herkesle aram iyidir. Pek nadirdir aram bozuk olan. Onlarda zaten çöp sepeti misali… İstanbul maceram çok öncelere dayanmakta. Babı ali sokakları dili olacak ki konuşa. Bilindiği üzere 88-89 yılları gazetecilerin ve tv lerin çoğunluğu Babıali caddesinde yer almaktaydı. Babıali caddesi tarihi kültürüyle bambaşka bir mekan. Ne zamanki İstanbul yaparım, mutlaka buranın havasını teneffüs etmek için uğrarım Babı aliye.. Nitekim şartlar bizi zorlamış olacak ki, birde hasret ve gurbet bizi memleketim Malatya’ya getirmeye mecbur etmişti. O yıllarım belkide hataların en büyüğü olarak görürüm. Malatya’ya gelmem elbetteki güzel ama, iş hayatımda buraya yerleşmem en büyük hatalarımdan biri olmuştur. İstanbul’da tüm basın o yılları anımsatarak söylüyorum, birlik ve beraberlik kavramı hep ön saflardaydı. Buda bizlere güç veriyordu. O yıllarda geldiğim Malatya’da aynıydı. Bir çok üstatla Malatya’da yerel bağlamında çalıştım. Ve çok mutlu oluyordum. Tabiki her toplumun içinde “çürük elma” olacak tı, nasıl ki İstanbul’da olduğu gibi. Ama o kadar azınlıktaydılar ki, varlıkları bile hissedilmiyordu. Şimdilerde bakıyorum Malatya’mızın güzide basınına. Sadece bakıyorum ama, üzülüyorum ve hayretler içinde izliyorum. O kadar çok param parça olmuşuz ki, bırakın birlik beraberliği birbirlerine düşman olmuşlar. Bir çok dernek bulunmakta Malatya’da basın anlamında. Hepsi bir kafa gider. Ve akabinde birisi bir haber yaptığı zaman, diğeri mutlaka zıt haber yapar bu kadar yani Malatya basını birbirlerine karşı vefasız ve acımasız. Kimse kusura bakmasın.. Şahsım hemen hemen tüm basındaki meslektaşlarımla iyiyimdir. Yada şöylede diyebiliriz, kamuda olmam vasıtasıyla , etlisine sütlüsüne karışmadığımdan dır. Bu denli iyi olmama rağmen maalesef bazı kendini bilmez , küstah arkadaşlarımız varki, midem bulanmakta. Malatya’da bazı basın mensubu arkadaşlarımız, haber yaptıkları kişileri o kadar havaya sokmuş ki, ben sadece şaşakalıyorum. Bilindiği gibi şahsım 24 senedir spor yazarlığı yaparım. İstanbul’da ulusal anlamında çalıştığım bir gazetede yıllarca spor yazarlığı ve muhabirliği yaptım. Yine Malatya’da da bu geleneğimi sürdürdüm her ne kadar kamuda olsamda. Keşke diyorum mesleğimi değişseydim. Bu denli bu zorlu şartlar altında , basın anlamında yazarlık yapmakta, internet haberciliği yapmakta, yerel gazete çıkarmakta, vallahi çok zor. Elbetteki emek harcıyorlar özellikle internet habercileri. Saatlerce haber yüklemek için pc başından kalkamazlar. Amaç sitelerin daha iyi bir yere gelmesi. Kimisi bir yerlere sataşır sitesinin okuma oranı artsın diye. Kimisi özel haber yapar şununla veya bununla. Şimdilerde Malatya’da moda, yaklaşan İnönü Üniversitesi Rektörlük yarışı…Geçenlerde “gün batımı”adı altında olan proğramım radyo zaferde her Cuma yayınlanmakta. Her hafta bir konuk alarak gündemdeki konuları konuşuyoruz. Tartışıyoruz. Geçenlerde bu modaya bizde uyduk. Rektör adaylarından birini aldık ismi mevzubahis değil. Aldığıma alacağıma pişman oldum zatı muhteremi programıma. Nitekim canlı yayın konuğu isen herşeyi açıklayacaksın vesselam… Bu hafta Cuma günü Malatya’da son zamanlarda vahim duruma düşen, herkes kendi çapında duayen olan gazetecileri konuk almayı düşünüyorum…Bugünden ilk girişimlerimi başlattım…Gelsinlerde anyayı konyayı görelim..duayenleri birbir arıyorum proğram için. Ama nafile… Aradığım her zat, o gelirse ben yokum misali eleştirilerle karşılaşıyorum. Benimde amacım, bu kini ve nefreti bir kenara atıp birleştirme yönünde. Başarırmıyım bilemiyorum hafta içi belli olur artık…