Ülkemiz ve milletimiz yakın dönem siyaset kitaplarında bir dönüm noktası olarak anlatılacak kadar kritik ve keskin bir süreçten geçmektedir. Türk Milleti’ni hedef alanlar bin bir farklı suret ve sıfatla türlü hesaplar içerisindedir. Dost da düşman da bilmektedir ki; Türk Milliyetçileri teslim alınmadan Türk Milleti yok edilemez. Bunun için, milletimizi ahtapot gibi sarmaya çalışan bu lanet zihniyetin hedefinde Türk Milliyetçilerinin ve Ülkücü Hareket’in bulunması ise tesadüf değildir.
Ülkü Ocakları ve mukaddes davasına hâlâ yürekten bağlı olanlar, Türkiye’nin içinden geçtiği bu zor günlerde kutlu yolculuğumuza zarar verip, birlik ve beraberliğimize gölge düşürerek, yarım asırlık kazanımlarımızı sıkıntıya sokmak isteyecek kişi ve kurumlara karşı, duruşundan ve tavrından en ufak bir taviz vermeyecektir. Bütün teşkilatlarımız, et ile tırnak misali daha da sıkı kenetlenecek, inandığı davayı şuurlu bir şekilde sonsuza kadar yaşayacak ve savunacaktır. Bu doğrultuda yapılan hizmet, Allah’ın razı olduğu bir içtenlik ve samimiyetle yerine getirilecek; harcanan emeğin ibadet olduğu bir an olsun akıllardan çıkarılmayacaktır. Ülkü Ocakları, iki dünya kardeşliğini esas alarak; anadan, yardan, serden geçenlerin adresi olarak kararlı bir şekilde çalışmalarına ara vermeden, son sürat devam edecektir. Milletimizin yarınları, “Ocaklar”ımızın yetiştirdiği samimi, ahlaklı, çalışkan ve dürüst Ülkücü Gençliktir. İnanıyoruz ki bu gençlik, milletimiz için yine bir “ba’sü ba’delmevt” olacaktır. Ülkücüler hak olan davalarında şartlar ne kadar ağır olursa olsun mutlaka muzaffer olacak ve Türk Milletini hak ettiği konuma ulaştıracaktır. Bu inancımızın sırrı “Ve muhakkak ki Allah, inananlarla beraberdir.”(Enfal Suresi-19. Ayet) Ayet-i Kerimesindedir.
Türk ve İslam coğrafyası kan ve gözyaşı ile sulanırken, Türkiye’de ve Türk –İslam Dünyası’nda Ülkücü Hareket’e umut bağlayan sayısız mazlum varken, bu vebali sırtlamış olan bizler güçlü olmak zorundayız. Bu sorumluluğun bilincinde olarak, tıpkı atamız Bilge Kağan gibi gece uyumadan, gündüz yorulmadan; davamız adına varımızı yoğumuzu ortaya koymakta kararlıyız. Cenab-ı Allah’ın ve Peygamber Efendimiz’in rızasını gözeterek, memleketimiz ve milletimiz adına tahmin edilemeyecek bir mücadele vermekten de asla geri durmayacağız. Türk vatanının bölünmez bütünlüğü, Türk Milleti’nin refah ve selameti, Türk Devleti’nin ebet müddet baki kalması ve Türk Milliyetçiliği’nin zaferi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu gaye uğruna azim ve kararlılık bizden, takdir ise Yüce Allah’tandır.
Binlerce şehidimizin canını vererek, binlerce gazimizin kanını akıtarak bizlere emanet ettiği, mağdurlarımızın ve mahkûmlarımızın çilesi ile yoğrulmuş olan davamıza halel getirilmesine asla müsaade etmeyiz. Bizim dava anlayışımız, “Bir elime ayı, diğerine güneşi verseniz ‘davamdan’ vazgeçmem diyen iki cihan güneşi Resulullah’ın dava anlayışıdır. Bu kutlu dava uğruna ödeyemeyeceğimiz hiç bir bedel olmadığı gibi; davamız üzerinde hiçbir kişi ve güç de yoktur. Ancak bu davaya ömürlerini vakfedenler ve dava adamlığı sıfatıyla hayatlarını idame edenlerin de gönlümüzdeki yeri de ebedidir. Bu noktada, Cennet Mekân Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’in, “Dava adamı olmak için önce adam olmak lazım. Dava öğretilebilir ama adamlık öğretilemez.” sözü, şahıslara yaklaşımımız açısından mihenk taşımızdır. İlke ve ülkülerinden zerre taviz vermeden, her zaman “önce ülkem ve milletim” diyen Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey ise yaşantısıyla temel kıstasımızdır. Adamlık vasfına dahi erişememiş bir takım zevatın, hangi isim altında olursa olsun davamızı sorgulamasına tahammülümüz yoktur.
İftirayı rehber, yalanı şiar ve hileyi metot edinen bir takım soytarı, basıncılık adı altında Ülkücü Hareket’i ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef almaktadır. Türk Milleti ve Türk Milliyetçileri ilk defa böylesine sinsi şahıslarla karşı karşıya değildir. Bir asır önceki mütareke basınının borazanını, bugün de aynı meşum ve mel’un zihniyet çalmaya çalışmaktadır. Bu zevat dünün solcuları, bugünün bölücüleri ile davamızın kutsal müesseselerine hücum etmek adına işbirliği halindedir. Ülkü Ocakları’nın sadakat ve ciddiyetini algılamaktan aciz olan satılık sözde basın organları, kurumumuzu gündelik çıkarlar uğruna argüman yapmaması gerektiğini idrak etmelidir. Zira bu husus kendi menfaatlerinedir. Bir takım medya organları ve internet siteleri ile bunların sosyal medya uzantılarından, karalama kampanyası yürüterek, asılsız iddialarda bulunanların isimlerini hafızamıza not etmekteyiz. Ortaçağın bütün fitneleriyle donanmış, kalemini zehriyle doldurmuş kaosun kalemşörlarının, mandacı zihniyetin işbirlikçilerinin; davamıza, davamızın kutsaliyetine, vatan için büründüğümüz misyonumuza nifak sokulmasına asla müsamaha gösterilmeyecektir. Tavrımızı kavrayamayıp yalan yanlış haberler ile fitne çıkarmaya çalışıp, dedikodu ve kargaşadan medet umanlar, duruşumuz ve kararlılığımız karşısında bertaraf olacaktır. Medya adı altında bilgi kirliliği yaratan bu hastalıklı yapı, asılsız ve olayları gerçek kimliğinden saptıran haberlere devam etmesi halinde, vereceğimiz cevaplar kendilerini üzecektir. Israrla ahlaksızlığa ve aymazlığa dayalı habercilik anlayışını devam ettirenler, bunun sonuçlarına katlanacaklardır. Bizlerin birlik ve beraberliğini, menfaatperestler hayal dahi edemezler. Hiçbir faninin gücünün bizlerin Ülküdaşlık, gardaşlık hukukunu zedelemeye yetmeyecektir. Çünkü “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içindir” şiarı ile yol yürüyenleri ayırmak, bir kemik başında hırlaşanların haddine değildir.
Bilinmesini isteriz ki Ülkü Ocakları; Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’in yanından hiçbir zaman ayrılmayan, ömrünü davamıza ve Türk Milletine adamış Liderimiz Devlet Bahçeli Bey’in emrindedir. Ülkü Ocaklılar tüm samimiyet ve cesaretleriyle Bilge Liderin yanındadır. Milletimizin müreffeh geleceğine inananlar, Türkmen Beyi ile aynı safta omuz omuzadır. Gerek duruşumuz gerekse açıklamalarımız ile onlarca defa dile getirdiğimiz bağlılığımız, bizim ezeli ve ebedi tavrımızdır. Bu tavrımız, dün Başbuğumuzu sırtından vurmaya çalışanların, dünyadaki her şeyden daha aziz bildiğimiz davamıza yürekten değil mideden bağlı olanların ve kendini zeki zanneden ahmakların anlayabileceği bir husus değildir. Bu hain odaklardan anlamalarını değil, hafıza ve beyinleri yeterse ezberlemelerini bekliyoruz ki; Ülkü Ocakları tüm teşkilat ve mensuplarıyla birlikte Bilge Lider Sayın Devlet Bahçeli Bey’in bizatihi tereddütsüz bir şekilde, sonucu ve bedeli ne olursa olsun, yanında ve emrindedir! Sağır sultanın bile duyduğu bu gerçeği, basın ve gazetecilik adı altında fitne tohumları ekenler belleklerine kazımalıdır. Büyük Türk Bilgini Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’de yer alan “Söz, bilerek söylenirse, bilgi sayılır; bilgisizin sözü kendi başını yer.” ifadesi ve büyük şairimiz Yunus Emre’nin “Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı!” dizelerini kavramak, söz söylemenin adabını bilmeyenlerin nelere sebebiyet vereceklerini anlayabilmeleri için elzemdir.
Olcay Kılavuz
Ülkü Ocakları Genel Başkanı