• Haberler
  • Genel
  • Başkan Akgün, 'Hocalı Soykırımını Unutmadık, Unutulamaz'

Başkan Akgün, 'Hocalı Soykırımını Unutmadık, Unutulamaz'

Metin AKGÜN Eğitim Bilim Uzmanı Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı

Başkan Akgün açıklamasında;

“Tam yirmi yedi yıl önce, 26 Şubat 1992’de Hocalı’da, Azerbaycan ve Türk Dünyası için, tarihi derinlikte yaşanmış en acı günlerden biri yaşandı…

O meşum gün, insanlık tarihi için de kara bir lekedir.

O gün insanlık tarihinin sözde en medeni devirlerinin yaşandığı bir çağda; Hocalı’da, bütün dünyanın görmezden geldiği bir katliam, bir soykırım yaşandı.

1992 yılında, 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan o meşum gece, kana susamış, insanlıktan çıkmış Rus ordusunun destek ve himayesinde Ermeniler, Hocalı’da bir katliama girişirken, 613 kişi hunharca katledildi…

Bugün; kendilerini medeni dünya diye tanımlayan, Akif’in tanımladığı gibi, o “tek dişi kalmış canavar”, o küresel eşkıyalar, kabul etmese de; tam 27 yıl önce Hocalı’da yaşanan bu insanlık dışı hadiseye, uluslararası hukuk kriterleri de “SOYKIRIM” diyor…

Hocalıda yaşanan katliamı Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan, For the Sake of Cross (Haçın Hatırı İçin) isimli kitabında katliamı anlatıyordu:

“...Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler.” (1)

Derken, yapanların nefret duygularını açığa vuran konuşma ise Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan da İngiliz gazeteci Thomas de Vaal, dönemin Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan’a Hocalı Soykırımı’nın nedenlerini sorusuna karşılık, “…“Biz bu konuda yüksek sesle konuşmak istemiyoruz. Hocalı’ya kadar Azerbaycan bizim sivillere saldıramayacağımızı düşünüyordu fakat Hocalı’da biz bu klişeyi kırdık. Ayrıca Hocalı’ya saldıran birliklerimizin Bakü ve Sumgayıt’tan kaçan Ermeniler’den oluştuğu gerçeğini de kabul etmemiz gerekiyor.” Polis şefi Valeri Babayan da, “Hocalı’ya saldıran birlik Azerbaycan’ın Sumgayıt ve diğer bölgelerinden gelenlerdi.” derken Sarkisyan’ın dedikleri tasdiklenmiş oluyordu. (2)

Bizzat süreçte irade kullananların da ifadelerinde doğrulanan şekliyle HOCALI’da yaşananlar ağır bir “SOYKIRIM”dır.

Resmi rakamlara göre o gece; Hocalı` da öldürülenler arasında 106 kadın, 83 çocuk bulunuyordu. Sekiz aile tamamen yok edilmişti...

Yirmi beş çocuk hem annesini hem babasını kaybetmişti...

Yüz otuz çocuğun ya annesi ya da babası katliam sırasında öldürülmüştü...

Elli altı kişi üzerinde büyük acımasızlıkla işkence uygulandığı tespit edilmişti...

Bundan başka 487 kişi yaralanmış, 1.275 kişi rehin alınmıştır. Yüz elli kişi ile ilgili bu gün bile herhangi bir bilgiye ulaşılamamaktadır.

Hocalı’ da gözü dönmüş katiller tarafından, hunharca katledilen o masum insanların hiçbir suçları yoktu…

Tek kusurları vardı, o da sadece Türk olmalarıydı…

1915 de yaşananları dünyaya “SOYKIRIM” diye lanse eden ve diaspora faaliyetleri dahilinde geniş bir kabul alanı sağlanmasına karşı kendimizi ifade edemezken, “HOCALI SOYKIRIMI”nı da anlatamamanın, haklı olunmasına karşın, yerelde ve uluslararası arenada savunamamanın bedeli de sırtımızdadır.

 

Sanmasınlar ki; biz sussak mesele kalmayacak.

Bilinsin ki;

Biz sussak tarih susmayacak!

Tarihi karartsalar, vicdan susmayacak…

Vicdanlarını karartsalar, taşlarla bastırsalar,

Kainatın sahibi Allah (c.c.) var…

Elbette onun adaleti, yaşanan zulme karşı, onun gazabı da var...

Her şey sussa, susturulsa,

Allah’ın adaletindeki karşılık susmayacak…

 

Şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim kurulu adına, Hocalı’ da kaybettiğimiz kardeşlerimizi rahmet ve saygıyla anarken;

Asır Suresinin mana derinliğinde; “…ve tevasav bil hakkı ve tevasav bis sabr.” Hakkı söyleyip, hakkın yanında yer alarak, uluslararası hukuk temelinde kararlılıkla, hak aranması gerektiğine inanmaktayız. Bu katliamda şehit olan kardeşlerimize Yüce Mevlâdan rahmet, baki kalanlara, aziz milletimize sabr-ı cemil diliyoruz.” Dedi.

 

 (1) http://xtutankamon.blogcu.com/hocali-katliami-hocali-katliamiyla-ilgili-bir-ermeni-itirafi/2398438

(2) Kahan Onur ARSLAN, http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/hgdmakale/2010-1/4.pdf

 

Metin AKGÜN

Eğitim Bilim Uzmanı

Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı

Bakmadan Geçme