Aymazlık, yozlaşmışlık
Başkan Kocaoğlu'ndan sert çıkış:
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 2014 seçimlerinde CHP'den aday olmayınca için başka partilere giderek bazı ilçelerin kaybedilmesine yol açan kişilerin CHP'de yeniden adaylık başvurusu yapması konusunda net konuştu: "Hayretle izliyorum. Partiye seçim kaybettiriyorum, ikinci seçimde tekrar aday olayım. Böyle bir dünya, böyle bir siyaset, böyle bir ticaret yok. Bu ne aymazlık, bu ne yozlaşmışlıktır. Yerel ya da genel seçimde partinin aleyhinde çalışan adamın partiyle bağının mezara kadar kesilmesi gerekir."
Ege'de Son Söz TV'de yayınlanan "Günaydın Ege" programında Gazeteci Fatih Yapar ve Aslı Eren'in canlı yayın konuğu olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu , gündemdeki konulara ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Başkan Kocaoğlu sözlerine Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 80. ölüm yıldönümü etkinliklerine tüm İzmirlileri davet ederek başladı. Ülkenin kurtarıcısı ve kurucusuna İzmirlilerin hak ettiği şekilde sahip çıkmasının bir iftihar vesilesi olması gerektiğini ifade eden Başkan Kocaoğlu, "10 Kasım’da Ulu Önderimizi anmak ve ona tüm ülke ve insanlık için yaptıklarından dolayı şükran ve minnet duygularımızı sunmak üzere, yarın saat 14.00’te Alsancak Limanı’ndan başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. İzmirliler, 29 Ekimleri, 9 Eylülleri, 23 Nisanları, 19 Mayısları, 30 Ağustosları coşkulu bir şekilde kutlayarak Atalarına bağlılıklarını gösteriyorlar. Ümmetten millet olmamızı sağlayan, her şeyimizi borçlu olduğumuz ulu önderimize görevimizi layıkıyla yapmaya çalışıyoruz. Ben de 15 yıldır giderek daha coşkulu anmalar, daha coşkulu kutlamalar yapıldığını, İzmirli hemşehrilerimizin büyük katılımlarla Ata'sına, ülkesine, milletine, devletine sahip çıktığını görüyorum" diye konuştu. Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı'nın "Ulusal bayramları seçim çalışması olarak kullanıyorlar" şeklindeki sözlerini de değerlendiren Başkan Kocaoğlu, "İzmirlilerin bu coşkusunu bu şekilde yorumlamaktan ziyade, 'demek biz ülkeyi öyle yönetiyoruz ki, ülke insanı o kadar endişeli ki, bayramları fırsat bilerek Ata'sını daha büyük coşkuyla, daha büyük sevgiyle sarılarak İzmir'den bir kurtuluş meşalesinin yanmasını istiyorlar' diye düşünmek, bunu böyle okumak gerekir. 29 Ekim'in, 9 Eylül'ün coşkulu kutlanması ve Atamızın coşkulu büyük kalabalıklarla anılmasının kime ne zararı var, niye korkuluyor, niye eleştiriliyor? Bununla her siyasi partinin ve siyasetçinin iftihar etmesi, tebrik etmesi, teşekkür etmesi gerekir. Ben bu pencereden baktığımda bu çıkışı anlamıyorum" dedi.
İzmirli kimliği küçültmeye çalışmayın
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki'nin İzmirlilere yönelik "AK Parti belediyeciliğinin tadına bir kere olsun baksınlar, yaşam tarzına müdahale etmeyeceğiz" şeklindeki mesajı ve yine AKP İl Başkanı'nın "Teşkilatımda Kordon'da rakı içen de var" açıklamalarını da değerlendiren Başkan Aziz Kocaoğlu, şunları kaydetti:
"Kordon’da rakı içen adam da olur, içmeyen de olur. 'Kordon'da rakı içmeyen AK Partilidir, rakı içen başka partilidir' diye bir şey söz konusu değildir. Yaşam biçimi demek, Kordon'da rakı içme özgürlüğü değildir. Bunu bu şekilde değerlendirmek yanlıştır. Yaşam biçimini sığlaştırmaktan, bir kadeh rakıya indirmekten başka bir işe yaramaz ki, bu da İzmirlinin yaşam biçimini, o yüce değeri İzmirli kimliğini küçültmek anlamına gelir. Bu son derece yanlıştır. 'Şunu yapmayacağım, bunu yapmayacağım' demeye gerek yoktur. Örnekleriniz neyi yapıp yapmayacağınızı gösterir. Sizin uzun müddet yerelde iktidar olduğunuz yerlerde insanlar özgürce yaşıyorsa, sizin 'İzmirlilere karışmayacağız' demenizin anlamı yoktur. Bu söylenen, 'Başka yerde karışıyoruz, burada karışmayacağız' demektir. Bu da garabettir. İzmirli sadece AKP'nin yerel yönetim modelinden rahatsız değil. İzmirli, AKP iktidarının ülkeyi getirdiği ekonomik kaostan da rahatsız. Yaptığı uygulamalardan, ötekileştirmeden de rahatsız. Belirli kentlerde insanlara 'oy verirsen sana hizmet edeceğim' diyebilirsiniz. O halk da 'ne yapalım, şuna şuna ihtiyacımız var. Oy verelim' diyebilir. Ama İzmir, Türkiye'nin en enteresan kentidir. Kendi göbeğini kendi kesebilen, kendi kalkınmasını kendi gerçekleştirebilen kenttir. Vergi ödeme ahlakı, vergi beyan etme oranı en yüksek olan kenttir. Merkezi hükümete yüksek düzeyde vergisini verir, yüksek düzeyde öder, oyunu kullanır, askerlik yapar. İzmirliye dayatarak, onu sindirerek, korkutarak oy alamamalarının sonucunda lütufta bulunuyorlar. 'İzmir'de yaşam biçimine müdahale etmeyeceğim, hele siz bir oy verin' demek çocuk kandırmak gibi geliyor bana."
AKP belediyeciliğinin tadına baktık
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, AKP belediyeciliği adıyla sunulmaya çalışılanın ne olduğunu anlamadığını da belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul Belediye Başkanlığı yaptı. İstanbul'un imarından, ulaşımından, kentin ne kadar yaşanmaz hale geldiğinden, yozlaştığından kendisi de şikayetçi. 1994 yılından beri hep aynı politika İstanbul'u yönetti. 24 senedir aynı zihniyet Ankara'yı, Bursa'yı yönetti. Ülkenin en büyük 4 şehrinden üçünün belediye başkanı talimatla görevden alındı. Bir milletvekilimiz 'Antalya'ya gidin, AK Parti belediyeciliğini görün' dedi. Antalya'da 35 yıllık süreçte iki dönem AK Parti belediyecilik yapmış, gerisi hep merkez sağdan, yahut CHP'den belediye başkanları göreve gelmiş. Sen neden 1994'den beri yönettiğin İstanbul'u, Ankara'yı, Bursa'yı örnek gösteremiyorsun? Çünkü belediye başkanlarını görevden almışsın. Bu kadar hükümet imkanlarına, desteğe, borçlara dokunulmamasına, hazinenin tolerans göstermesine, her türlü imkanın önlerine serilmesine rağmen bu belediyeler yönetilemediyse, bu belediye başkanları bu kentleri yönetemediyse, bu kentlerin kalkınmasına, turizmin, hizmet sektörünün, kültür sanatın kalkınmasına katkıda bulunamadıysa, bunu başarı gibi gösterip AK Parti belediyeciliği gibi soyut bir söylemle göz boyamaya kalkmak son derece yanlıştır. Millete alttan alta espriliyle karışık hikaye anlatmaktan ileriye gidemez" dedi.
İzmirlilerin AK Parti belediyeciliğinin tadına Menderes, Kemalpaşa, Kiraz ve Torbalı'da baktığını ifade eden Başkan Aziz Kocaoğlu, "Biz ne yaptıklarını biliyoruz da, bu tadın vatandaşa nasıl geldiği önemli. Aynı kulvarda belediye başkanlığı yapıyoruz; birlikte mesai yaptığımız arkadaşların durumunu orada yaşayan hemşehrilerimiz takdir edecektir" diye konuştu.
Lokomotif biziz
Başkan Aziz Kocaoğlu, Mart ayında yapılacak seçimlerde aday olmayacağını açıklamasına rağmen rakip partilerin seçim stratejisinin hep kendisine göre belirlendiğinin hatırlatılmasına yönelik soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Çünkü lokomotif biziz. 15 yıldır belediye başkanlığı görevini sürdürdüğümüz için, kente ne yapılıp ne yapılmadığını, merkezi iktidarın yerele ne yaptığını, yerel iktidarın ne yaptığını en iyi bilen biziz. Bizim cevap veremeyeceğimiz konu, proje yok. İzmirli hemşehrilerimize minnet ve şükran duygularımı bir kez daha ifade ediyorum. Bazen yaptığımız işleri eleştirse bile bizi ayrı bir yere koyuyor. Bütün siyasi partiler, İzmir'de yaşayan herkes, hangi inançtan olursa olsun bizi farklı bir yere koyuyor. Öyle bir yer edindik. 'Bu çocuk iyi bir çocuk; namuslu, mücadele ediyor, çalmıyor, çırpmıyor, ayrım yapmıyor. Hepimize aynı nazardan bakıyor' diye ayrı bir yere koyuyor. Vatandaşın içinde gezerken 'ben şu partiliyim, ama bırakma' diyor, bana 'şu partiliyim ama sana oy veriyorum' diyor. Böyle bir bağımız oldu. Bu bağı kırmadan seçim alamayacaklarını düşünüyorlar ki, bizi yıpratmaya çalışıyorlar. Maalesef kendi partimden de var arkadaşlar; bizimkilerin yaptıkları ayrı garabettir. Sen belediye başkanını yıpratarak yerine aday olabilirsin. Ama seçimi alabilmen için o belediye başkanı ile birlikte yürümen, onun projelerine sahip çıkman gerekir. Tabii belediye başkanı çok şaibeli bir insan değilse.. Allah'a şükür bir şaibemiz yok, biz kendiliğimizden aday olmamışız. Sanırım 'Acaba tekrar aday olur mu' korkusuyla vuruyorlar. Ben de öyle bir şey yok. AKP'li arkadaşlar, 'Aziz Kocaoğlu aday olursa seçim kazanma şansımız azalır' diyorlar. Burada siyasi enstrüman, karakter yok. Yine dönüyorlar, benim belediyeciliğimi eleştirip, başka çare olmadığı için bizim üzerimizden yürüyorlar. AKP'nin 'biz hata yaptık, yerel yönetim politikamızı değiştiriyoruz, metal yorgunluğu var' deyip, yerel yönetim zihniyetini değiştirerek, yerel seçimlere yürümesinde, o değişiklikleri açık yüreklilikle bir program dahilinde anlatmasında ve geçmişte yapılan hataları tekrarlamamasında fayda var."
Ankara'ya giden dosyaların hiçbiri çözülmedi
Başkan Aziz Kocaoğlu, AKP İzmir İl Başkanı'nın birlikte Ankara'ya giderek kentin sorunlarını çözdükleri yönündeki açıklamalarını ise şöyle yanıtladı:
"Bizim gittiğimiz dosyalardan hiçbiri hallolmadı. Evet, kol kola girdim, gittim. İzmir için her türlü fedakarlığa, özveriye hazırım. Namussuzluk hariç. Ben her şeyi İzmir için yapıyorum. Daha gemilerimizi bağlayacağımız yerin tahsisini alamadık. Aydın Bey'le bir defa gittik, bakanlarla görüştük. Ama olmadı. Takip etmek için gittik, bekliyoruz. Aydın Bey kalkıp 'problemleri çözüyoruz' demese, ben bu sözü yine söylemeyeceğim, bekleyeceğim. Benim buradan 5 ay sonra gitmem önemli değil. İzmir'in bir sorunu çözülsün. Fırtına olduğu zaman 15 gemiyi körfeze salıyorum ben. Bostanlı Balıkçı Barınağı boş duruyor. 'Geç şuraya' diyecek. Tarım Bakanı İzmirli, 'vapurları tehlikeden kurtar' diyecek. 'İskeleye bağlasan, iskele kopacak. Bir iki duba koy da geç şura barınağa' diyecek. Gemiler benim değil ki, bu İzmir'in, Türkiye'nin gemisi. 1 milyar liralık gemi.. 3 arabalı vapur, 15 katamaran milletin serveti. Büyükşehir Belediyesi ve merkezi hükümet olmadan olur mu? Hepimizin görevi var. Ama doğruyu söylemek durumundayız. Yerel seçimlerde siyaset yapacağım diye aslı astarı olmayan konuşmaların yapılmasının kimseye faydası yok. Ben o kulvara girmeyeceğim, cevap vermeyeceğim."
Bu ilişki mezara kadar kesilmeli
Başkan Aziz Kocaoğlu, 2014 seçimlerinde CHP'den aday gösterilmediği için başka partilerden aday olarak bazı ilçelerin kaybedilmesine neden olan kişilerin yeniden adaylık başvurusu yapması konusunda net konuştu:
"2014 yılında parti içindeki bazı problemlerden dolayı kaybettiğimiz 5 ilçe ile birlikte toplam 8 ilçe kaybettik. Zaten o bir yol kazasıdır. Başka partiden, yahut bağımsız aday olarak CHP'ye oy kaybettiren arkadaşlar var. Bunların dışında bir de Güzelbahçe, Konak, Buca gibi ilçelerden aday olup, oy oranımızı düşüren CHP kökenli arkadaşlarımız var. Bunlardan bir tanesi şimdi aday adayımız Hakan Tartan. Başka isim vermeyeceğim; yüzde 7 oy aldı. Konak'ta güçlü olduğumuz için seçimi aldık. Başka bir arkadaşımız küçük ilçede ciddi oy aldı ama yine seçimi aldık. Menderes'te eski belediye başkanımız bağımsız aday olup 4 bin civarında oy aldı. Bir muhtarımız başka bir partiden adaylığını koyup 450 oy aldı. Bizim adayımız seçimi 348 oy farkla kaybetmiştir. Orada ne yapıldığı da bellidir. O arkadaşımız da CHP'den şimdi aday adayı. Hayretle, elim göğsümde izliyorum. Bunun ben siyaset olduğunu sanmıyorum. Bu başka bir şey. Genel Başkan'a karşı olabilirsiniz. Büyükşehir Başkanı'na, İl Başkanı'na, parti içinde bazılarına karşı olup yarışabilirsiniz. Bu demokrasinin vazgeçilmez kuralıdır. Buna saygı duyarım. Ama bir siyasi parti, bir ticarethane, bir insan, bir aile reisi kendisine zarar veren, kurumuna zarar veren, onu yenilgiye, zarara, gönül kırıklığına götüren bir adama ikinci defa bu imkanı verirse, o kurumda bir problem var demektir. Parti içerisinde kime karşı olursa olsun saygı duymak gerekir. Ama yerel ya da genel seçimde partinin aleyhinde çalışan kişinin, o partiyle mezara kadar ilişkisinin kesilmesi gerekir. Eğer ülkeyi yönetmeye talipsek, siyaset yapacaksak böyle şey olmaz. Partiye seçim kaybettiriyorum, ikinci seçimde tekrar aday olayım. Böyle bir dünya, böyle bir siyaset, böyle bir ticaret yok. Bu ne aymazlık, bu ne yozlaşmışlıktır. Yerel seçimde, genel seçimde partinin aleyhinde çalışan adamın partiyle bağının mezara kadar kesilmesi gerekir. Benim bildiğim budur. Hepsinden eski siyasetçiyim, çekirdekten geldim yetiştim."
Parti tapulu malın mı?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı şöyel devam etti:
"Ben de mevcut belediye başkanı olarak bağımsız aday olsam, herhalde 3–5 oy alırım. Ama bu, sana üç dönem belediye başkanlığı adaylığını vermiş partiye ihanet anlamını taşır. Böyle bir hakkın yoktur. İki dönem belediye başkanlığı yapmış bir adam olarak kızıp da partiye seçim kaybettiremezsin. 3 dönem belediye başkanlığı yapıp Ankara'ya milletvekili olarak gidip, ondan sonra aday olmadığı zaman partiye seçim kaybettiren adamla benim bir ilişkim olmaz. Bu bir kurumdur. Aziz Kocaoğlu ile arkadaşlıkları ayrı bir şeydir. Bir partiye aidiyetten bahsediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi senin tapulu malın mı, aile şirketinin yönetim kurulu üyesi misin?
Vatandaş projelerimizi sürdürecek aday istiyor
Başkan Kocaoğlu, 1 Ekim'de yaptığı 'aday olmayacağım' açıklamasının ardından oluşan tepkiler sonrası bu kararını değiştirmeyi düşünüp düşünmediği şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Benim kararım bir günde fevri olarak verilmiş bir karar değildir. Uzun dönemde verilmiş bir karardır. Vatandaştan 'bir dönem daha yap' diye istek geliyor; aşırı duygusal davrananlar oluyor ama bizim vatandaşımız gayet makul. 'Kararını vermişsin, 15 yıl yoruldun haklısın, ama senin yaptığın işleri olduğu gibi devam ettirecek bir adamı getir' diyorlar. Özeti bu. Tabii benden daha ilerde, bilgili birçok insan var. Yeter ki, o insanları ortaya çıkaralım. Aynı şekilde ilçelerde de onların aday olmasına karar verelim."
CHP kırsalla barıştı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kendisine kırsalda daha güçlü bir destek verildiği şeklindeki yorumları ise şöyle değerlendirdi:
"'Aziz köylerde güçlü' sloganı ayrı bir çarpıtmadır. Merkezde zaten CHP ve Aziz Kocaoğlu güçlü. Artı Aziz Kocaoğlu'nun yaptığı 15 yıllık uygulamalar, Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir vilayette olmadığı kadar CHP'ye sadece oy değil, manevi destek de getirdi. CHP kırsalda köylüyle barıştı. Bunu söylemek doğru. Biz kentin içerisinde o partiden, bu partiden, o gazeteden, bu gazeteden 200 – 300 kişinin kendi çalıp kendi oynadığı, futbol topu gibi malzeme olarak kullanabileceği adamlar değiliz. İzmir o 300 kişiden ibaret değil. Sokakta yürürken, sinemaya, pazara gittiğimde, parkta otururken, şantiye gezerken insanların bakışı, davranışı, konuşması sizin gücünüzü, size destek olup olmadığını gösteriyor. Bir örnek vereyim. 2009 seçimlerinde Bayındır'da ANAP'tan üç dönem belediye başkanlığı yapmış Alaattin Çabuk kardeşimiz CHP'den aday oldu. Bayındır'da 1946'dan CHP kazanamamış. Mehmet Kertiş AKP'den aday oldu. 4500 oy Alaattin Çapuk aldı, 4512 oy Mehmet Kertiş aldı. Bayındır gibi bir yer öyle bir ayrımlı oy kullandılar ki, bana 10 bin 78 oy verdi Bayındırlı. İki partinin adayının toplamından bin küsür oy fazla.. Genel seçimde oy alınamamasının birçok nedeni vardır. En önemli nedeni de aday belirleme sürecinde yapılan hatalardır. Eğer ikinci bölgede beşinci sıradan sonra benim dediğim ayarlama yapılmış olsaydı, 8 kişi çıkarıyorduk, İdris Bey de milletvekili oluyordu."
Programda “aday adayı olan kişilerle görüşüyor musunuz?” sorusuna da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, “Bütün arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Kimseyle görüşmüyorum. Telefonda hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum. Çünkü bu süreçte polemik konusu yapılmak istemiyorum” yanıtını verdi.
Ben isim vermem
Aday olmama kararını verdiğini, 30 ilçede partisinin göstereceği aday için çalışacağını dile getiren Başkan Kocaoğlu, yerel seçimler için aday listesi verdiği yönünde çıkan haberlerin asparagas olduğunu söyledi ve ekledi:
“Bunların hepsi yıpratma konusu. Manipülasyon yapılıyor. 'Aldığımız duyuma göre' diyorlar. Bu memlekette dedikodunun adı ne zaman duyum oldu? Dedikodu bu. Dedikoduyu alladık pulladık duyum yaptık.”
“Büyükşehir adayı olarak eski Milletvekili Oğuz Oyan’ı desteklediğiniz yönündeki bilgilere ne diyorsunuz? sorusuna da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, “Ben Oğuz Hoca'yı çok severim. 2001’den beri yol yürüyoruz. Kendisi Büyükşehir belediye başkanlığını başarılı bir şekilde yapar kanaatindeyim. Ama onu takdir etmek, değerlendirmek benim işim değil; beni aşar. Severim, sayarım. 15 yıllık belediye başkanlığı döneminde kendisiyle çok uyum içinde çalıştık. Hala da sık sık görüşürüz. Ama o kararı ben vermeyeceğim. Ben namuslu, belediyenin parasına sahip çıkacak kişinin arkasındayım. Namuslu adamın peşindeyim. Ben göreve geldiğimde belediye başkanlığını biliyor muydum? Dizimi kırdım, oturdum, çalıştım ve öğrendim. 2007 yılına kadar bana tekrar aday olacağımı söyleseler inanmazdım. Ben isim söylemem. Genel Başkan söyleyecek. Biz sorulursa, fikrimizi söyleriz. Hepsinin artısını, eksisini, zayıf yönlerinizi anlatırız. Hepimizin artıları, eksileri var. Onu da patron değerlendirecek. 31 tane belediye başkanı seçilecek. Ben partime çalışacağım. Partiye çalışmak benim namus borcum. Ama bir yerde arkadaşıma kefilim diyerek oy isterim, diğer yerde partime oy isteyeceğim. Hatta öyle kritik ilçeler var ki, oralardan çıkmamam lazım” dedi.
5 yıl sonrasının dizaynı
Yerel seçimlerde insanların güvendiği adaya oy verdiğini, Büyükşehir için ise çok enteresan bir ismin seçim kazanma şansı olamayacağını söyleyen Başkan Kocaoğlu, “Seçim çantada keklik değil. Hasbelkader bu dönem alabilirsiniz ama beş yıl sonra kaybederseniz. Aday belirlerken 5 yıl sonraki seçimin de dizayn edilmesi gerekir. 2024 senesinin de seçimini şekillendirmen gerekir” diye konuştu.
“İzmirliler sizi yeniden aday olarak görmek istiyor. Geri adım atma durumunuz olur” şeklindeki soruya da samimiyetle yanıt veren Aziz Kocaoğlu, şunları söyledi:
“İzmirlilere teşekkür ediyorum; saygılar sunuyorum. Ben adayım desem aday gösterilecek miydim? Bu kadar teveccüh olduğuna göre seçilecek miydim? Niye bırakıyorum? Çünkü bu bir bayrak yarışı. Aziz 15 yıldır, günde 16 saat çalışıyor. Aziz 71 yaşında. Ne zaman yemek yediğim, ne zaman eve gittiğim belli değil. Ailem alabildiğine tolerans gösterdi. Ama onlar da insan, biz de insanız. Ölünceye kadar bu görevi yapacak değiliz. Bu insanlara fırsat verilmesi gerekir. Genel merkezin objektif davranması gerekir. Objektif davranırlar, aklı ve bilimi rehber olarak alırlarsa, en az benim kadar insanlar bulunur ve bu görev yapılır, seçim kazanılır. Ben buna inanıyorum”.
"AKP'ye geçecek" iddiasına yanıt: Ne alaka?
Yerel seçimlerin ardından siyaset yapmayı düşünmediğini dile getiren Başkan Kocaoğlu, “Ben genel siyaset düşünmüyorum. Hele hele bu başkanlık sisteminden sonra üretken olunacağına inanmıyorum. Partiye çalışacaksam, milletvekili olmaya gerek yok zaten; gider çalışırım. 15 yıl belediye başkanlığı yapmış kişinin bir milletvekili kadar etkinliği olur herhalde.. Seçilme noktasında yokum ama partime her zaman çalışacağım. Her zaman elimden gelen katkıyı koyacağım. Görevim bitince dinleneceğim, Türkiye içinde seyahate çıkacağım. Eğer imkanım olursa torunlarımın da geleceği bir zeytin bahçesi yapmak istiyorum” dedi.
Programda AK partiye geçeceği yönündeki iddiaları yanıtlayan Başkan Kocaoğlu, “Benim bir yere gitmeyeceğimi herkes çok iyi bilir. Benim aday gösterilme problemim yok. Seçilme problemim neredeyse yok. Ben bunu bırakacağım; oraya buraya geçeceğim. Ne alaka yani?” yorumunu yaptı.
Tasarruf programı açıklayacağım
Kendisinden sonra projelerin yarım kalmayacağını söyleyen Başkan Kocaoğlu, İzmir’in 5 yıllık yol haritasının belli olduğunu, kim gelirse gelsin aklı başında bir adamın bu projeleri beş sene sürdürmekten başka çıkış yolu olmayacağını söyledi. Belediyenin tasarruflu yönetilmesi gerektiğinin altını da çizen Başkan Kocaoğlu, “Belki bir iki sene kriz aşılıncaya kadar yatırımları düşürecektir. Ben tedbir alıyorum. Önümüzdeki hafta tasarruf programını açıklayacağım. Her yerde olduğu gibi dövizin artışından dolayı mali sıkıntı olabilir ama geçici. Yatırımlarımız devam ediyor. Buca metrosu ile ilgili Ankara’dan kararı geciktirmeselerdi, onun da Narlıdere gibi döviz yükselmeden kredisini çekmiş ve başlamış olurduk. Şimdiye temelini bile atmıştık. Sağ olsunlar, daha projenin onayı gelmedi. Aydın Bey onunla da ilgilenir sanırım” dedi.
Du bakali, ne olacak?
Programın sonunda Başkan Kocaoğlu’na AK Parti’de Büyükşehir için aday adayı olarak ismi geçen kişilerle ilgili görüşleri de soruldu. Hepsinin kıymetli isimler olduğunu ancak bunu değerlendirmenin kendisine düşmediğini söyleyen Başkan Kocaoğlu, kafasındaki aday profilini de şöyle çizdi:
“Bu kentte hayalprest olmayan, egolarının esiri olmayan, dengeli bir belediye başkanı çok başarılı olacaktır. İzmir’in yol haritası belirlenmiştir. Gün geçtikçe yıldızı parlayacak, gün geçtikçe ekonomik olarak büyüyecektir. Yeter ki, bizim yaptıklarımıza sahip çıkılsın, yenileri eklensin. O zaman daha da yaşanılası, daha da kalkınmış bir kent olacak. İzmir’in her sektörde önü açıktır”.
Programda son olarak kefil olacağınız belediye başkan adayı var mı sorusuna da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, “Du bakali ne olacak?” esprisini yaptı.