Atatürk'e ve Cumhuriyet'e laf söyleyenler vatan hainidir.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba,
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 99’uncu yıldönümü ve kutlamaları kapsamında Trabzon’a gitti.
CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya ve CHP Trabzon İl Başkanı Ömer Hacısalihoğlu’yla birlikte CHP Trabzon İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Ağbaba, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye Yüzyılı” vizyon belgesi açıklamasını eleştirdi ve ülke gündemini değerlendirdi.
Ağbaba, basın toplantısında şunları söyledi:
Atatürk’e ve Cumhuriyet’e laf söyleyenler vatan hainidir.
Dünyada eşi, örneği, benzeri olmayan bir savaş sonucu kurulmuştur bizim cumhuriyetimiz. Ulusal Kurtuluş Savaşımız dünyadaki bağımsızlık mücadelesi veren tüm ülkeler içim ilham kaynağı olmuştur. Hindistan, Pakistan, Latin Amerika gibi ülkelere ilham kaynağı olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’te dünyada bağımsızlığın sembol ismi olmuştur. Türkiye’nin kuruluş yıl dönümünü iyi bilmek lazım. Okuma yazma oranı erkeklerde yüzde, 4 kadınlarda binde yedi. Eli pense tutan işçimiz yok. Savaştan dolayı nüfusun üçte birini kaybetmiş durumdayız. Ülkede üretim adına hiçbir şey yok. İşte bu şartlar altında kurulan bir Cumhuriyet. Kim ki bu Cumhuriyet’e onun kurucusu Atatürk’e laf ediyorsa bu topraklara ihanet etmiştir. Atatürk’e ve Cumhuriyet’e laf söyleyenler vatan hainidir.
200 yıllık hesaplaşma dediklerinden biri de dil devrimi
Geçmişte bakanlık yapmış bir AKP sözcüsü Türkçeyi kendi kültürüne darbe indiren bir dil olarak görüyor. Tweet attığı için insanlar linç edilirken, cezaevine konurken Mahir Ünal’ın söylediği bu sözlerle ilgili AKP kanadından bir eleştiri duymadık, duyamayız. Çünkü konuşan AKP’nin sözcüsü, AKP fikirlerini söylüyor. 200 yıllık hesaplaşma dediklerinden biri de dil devrimi. Okuma yazma oranı yüzde dörtken bunu hızla arttırmaya çalışıyor. Mahir Ünal’a Trabzon’dan söylemek isteriz kendi dilini eleştiriyorsun Mahir Ünal bu vatan hainliğidir. Buradan yetkilileri göreve davet ediyoruz. Her eleştiriyi cezaeviyle yoklayanlar Mahir Ünal’a sessiz kalmışlardır.
Dünkü toplantıya baktığımızda bir muhalefet liderini gördük.
Dün sayın Cumhurbaşkanı Türkiye yüzyılı diye bir toplantı yaptı. İlk kez muhalif basını da davet ettiler. Yandaş basın bunu AKP’nin fabrika ayarlarına dönüş olarak söyledi. Ortaya fabrika ayarı diye bir şey kalmadı. Dünkü toplantıya baktığımızda bir muhalefet liderini gördük. 20 yıldır ülkeyi kendisi yönetmiyor seçime giderken bir vizyon belgesi sunmaya çalışıyor. Bu memleket çok siyasetçi gördü. Ama Erdoğan kadar muhalefetten nefret eden, kendisi gibi düşünmeyen herkese kin kusan biri çıkmadı. Şimdi dalga geçer gibi barış diyor, kardeşlik diyor, hoşgörü diyor. bir buçuk saat konuşup hiçbir şey söylemedi. Cumhuriyet ile barışmaya çalışıyor ama Cumhuriyete ait ne varsa satılmış durumda. Başta Şeker Fabrikaları olmak üzere devleti üretimden kopardılar. Fabrikaları yandaşlarına peşkeş çektiler. 20 yılda 273 kamu tesisi elden çıkarıldı. Dünyada eşi görülmemiş bir ihanetle karşı karşıyayız. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bu tahribatları gidermeyle uğraşacağız.
2023 hedefleri yerlerde sürünüyor
AKP’nin 2023 hedeflerini hatırlayalım. Türkiye dünyadaki en büyük 10. Ekonomi olacaktı şimdi 23. Sıraya düştü. Kişi başına milli gelir 25 bin dolar hedeflemişti. Şimdi 8 bin dolar civarında. Milli gelirde 2002’den daha geriye düştük. İhracat 500 milyar dolar olacaktı, 225 milyar dolar.
Temmuz ayında günlük 72 TL altında geliri olan kişi sayısı 7 milyon oldu.
Kişi başına geliri brüt asgari ücretin üçte birinden az olduğu için genel sağlık sigortası primi devlet tarafından ödenen vatandaşların sayısı Temmuzda 6 milyon 981 bin kişi oldu. Yeni ekonomi modeli diye sunulan bu modelde aylık 2157 TL yani günlük 72 TL’nin altında geliri olan vatandaş sayısı 7 milyona yükselmiş oldu.
Bu yıl 1 milyon 91 bin kişi borcunu ödeyemediği için takibe alındı.
Mevcut ücretleri enflasyona yenilen vatandaşlar tek çareyi kredilere ve kredi kartlarına sarılmakta buluyor. Ay sonunu getiremeyen vatandaşlarımız doğal olarak borçlarını da ödeyemediği için borç takibine düşüyor. Hem kredi kartı hem de tüketici kredisi borcu yüzünden bu yılın Ocak- Ağustos ayları arasında takibe alınan vatandaş sayısı 1 milyon 91 kişiye yükseldi. İcra takibine alınan vatandaş sayısında geçen yılın aynı dönemine göre 235 bin 747 kişilik artış yaşandı.
Faiz düşmanı Erdoğan faizcilere dost olmaya devam ediyor.
Erdoğan ‘’ En büyük düşmanım faizdir. Şu anda yine faizi 12'ye kadar düşürdük. Yeter mi? Yetmez. Bunun daha da inmesi lazım’’ diyor. Erdoğan görünürde faiz düşmanı ama gerçekte ise faiz lobilerine para aktarmaya devam ediyor.
Bu nasıl bir faiz düşmanlığı ki; Bu yılın ilk 9 ayında Erdoğan iktidarının tefecilere ödediği para 207 milyar 110 milyon TL’ye yükseldi.Sadece Eylül ayında bütçeden faizcilere ödenen para 33 milyar 116 milyon TL. Ama sorarsanız Erdoğan’ın kendisi faiz düşmanı.
Hazineye yük getirmeyecek denen KKM maliyeti 85 milyar TL’yi buldu.
Hazine'nin kasasından tek kuruş para çıkmayacak" dedikleri, Kur Korumalı Mevduat ile Hazine Kasasından 7 ayda çıkan faiz ödemesi 84,9 milyar TL. KKM’nin gelecek yılın sonuna kadar uzatıldığını düşündüğümüzde bunun maliyetinin ülke ekonomisinde nasıl bir kara deliğe dönüşeceği ortada.
İlk 7 ayda bu 85 milyar TL kimin cebinden çıktı; Asgari ücretlinin, emeklinin, çiftçinin, memurun, yoksulun cebinden çıktı. Kur Korumalı Mevduatta bir buz dağının görünmeyen yüzü var oda merkez bankasının yaptığı ödemeler. Bununla ilgili tek bir açıklama yok, parti grubu olarak bunu sorduğumuz da merkez bankası yöneticileri bilgi veremeyiz diyorlar.
Enflasyon savaştaki Rusya’da 13,7, Ukrayna’da 24,6 bizde 83,45.
Eylül ayında yıllık enflasyon artışımız yüzde 83,45 oldu. Bu Haziran 1998 yılından beri en yüksek enflasyon oranı. AKP iktidara geldiğinde resmi enflasyon oranı yüzde 29’du. 20 yılın sonunda enflasyonu 54 puan arttırmak AKP’nin başarısı oldu.
Erdoğan’ın rafların boş dediği Almanya’da enflasyon yüzde 10. Sterlin gibi olurduk dediği İngiltere’de yüzde 10,1. Akaryakıt bulamıyorlar dediği Fransa’da yüzde 5,6. Savaşta ki Rusya’da 13,7 Ukrayna’da ise 24,6. Biz ise dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip 6 ülkesinden biriyiz. Burada ki rakiplerimiz; Zimbabve, Lübnan, Suriye, Venezüella ve Sudan.
Bu yıl işten atılanların sayısı 1 milyon 248 bine yükseldi.
TÜİK Ağustos ayında işsiz sayısının bir ayda 100 bin kişi azaldığını söylüyor ve resmi işsiz sayısının 3 milyon 312 bin kişi olduğunu söylüyor. İŞKUR’ kayıtlı işsiz sayısı ise 3 milyon 343 bin kişiyle TÜİK’in resmi işsiz sayısının üzerine çıktı. Her işsizin İŞKUR aracılığı ile iş aramadığını düşündüğümüzde gerçek işsiz sayısı TÜİK açıkladığı işsiz sayısının kat be kat üzerindedir. Sadece ocak-eylül döneminde işten atılan ve işsizlik ödeneği alabilmek için başvuruda bulunanların sayısı için 1 milyon 248 bine çıktı. Sadece son bir ayda işten atıldığı için işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı 140 bin. Yani işten atılanların sayısı artıyor, İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı artıyor ama TÜİK’ e göre işsizlik ne hikmetse düşmeye devam ediyor.