ASLINDA KADINLAR GÜNÜ BUGÜN ..!

Ahh bu emperyalistler! Her sevgiyi tek güne sığdırıp sonrasında herşeyi meta gören zihniyet fukaraları. Karakter yoksunları..! Kadının iffetini, şerefini, nefsini sömürüp bedenini teşhir ettiniz. Vitrin vitrin reklamlarda kullandınız hem de ahlaksızca. So

Ahh bu emperyalistler! Her sevgiyi tek güne sığdırıp sonrasında herşeyi meta gören zihniyet fukaraları. Karakter yoksunları..! Kadının iffetini, şerefini, nefsini sömürüp bedenini teşhir ettiniz. Vitrin vitrin reklamlarda kullandınız hem de ahlaksızca. Sonra dizilerde boşanmaya özendirdiniz. Üstelik yama yapıp durduğunuz beşeri kanunlarla da koruyamadınız. 364 gün sonra timsah gibi değer verip, sömürüldüklerinde timsah gözyaşlarıyla buna eşlik ettiniz. Bir de utanmadan kadına değer veriyoruz, demez misiniz! Kadına en büyük değeri İslam verir. Beşeri kanunlarla süslenen sözde medeniyetler değil! İslamiyet’ten önce kadının hiçbir değeri yoktu. Araplar kız çocuklarını diri diri gömüyorlardı. Kabe etrafında bile kadınlar çıplak dolaşırlardı. Bu kötü adetler İslam gelince son buldu. Bugün de Dünya’nın birçok yerinde kadınlar horlanmaktadır. Üstelik bunu kadına değer verdiğini iddia ettiğimiz Batılı’lar daha çok yapmaktadır. Sözde medeniyetleri kadını bir meta gibi görmekte, ona bir “cinsel obje” muamelesi yapmaktadır. Rusya’da kadınlara zulmedilmiş, kadınlar erkeklere sunulmuştur. Zorla kolhozlara sokulmuş, erkek gibi en ağır işlerde çalıştırılmışlardır. Erkek şeflerin baskısı altında , insafsızca, boğaz tokluğuna çalışmak zorunda bırakılmışlardır. Fakat zulüm payidar olmamış Rusya malumunuz olan akibete uğramış ve yıkılmıştır. Adına “hür dünya” denen Hristiyan ülkelerde ve “sözde İslam” ülkelerinde “hayat müşterektir” denilerek kadınlar da fabrika, tarla ve ticarette erkekler gibi kullanılır olmuştur. Çoğunun evlendiklerine pişman olduğu, mahkemelerin boşanma davaları ile dolduğu sık sık görülmektedir. Fuarlara hele de otomobil fuarlarına uğrayanlar bilirler. Baldırı çıplak mankenler adeta o araçların bir parçası gibi pazarlanırlar. Üstelik bunu içlerine de sindirirler. Kadınlar İslam Dini’nin kendilerine verdiği kıymeti, rahatı, huzuru, hürriyeti nerde bulabilirler? Üstelik şuna inanıyorum, İslam’ın kadına verdiği değeri “gereği gibi” anlasa kadınlar, topluca Allah’ın Dini’ne iltica ederlerdi. Müslümanlıkta kadın sultandır. Dinimiz İslam kadına çok değer vermiş onu baş tacı etmiştir. Erkeğe de kadına “gereken” değeri vermesi hususunda mesuliyet yüklemiştir. İslamiyet’te kadın ev içinde veya dışında çalışarak para kazanmak zorunda değildir. Evli ise erkeği, evli değilse babası, babası da yoksa en yakın akrabası çalışıp onun her ihtiyacını karşılamak zorundadır. Kendisine bakacak kimsesi bulunmayan kadına ise devletin yardım sandığı bakmak mecburiyetindedir. İslamiyet’te geçim yükü erkek ve kadın arsında paylaştırılmamıştır.Bir erkek hanımını tarlada, fabrikada veya herhangi bir yerde çalışmaya zorlayamaz. Eğer kadın isterse ve erkek de razı olursa, kadın kendine uygun bir işte çalışabilir. Fakat kadının kazancı kendisinindir. Müslüman kadını ev işi yapması bir ihsandır, çok sevaptır. Zorla yaptırılamaz. Efendimiz(sav)’den bu yana kadınlar bu ihsanı yapmıştır. Her kadın bir erkeğin ya kızıdır, ya kardeşidir, ya annesi ya da hanımıdır. Kadınlara kötü şeyler reva görülmemeli, onlara layık olduğu değer verilmelidir. Nitekim bir Hadis-i şerifte; -Bir mümin kötü huylu diye hanımına kızmasın, iyi huyu da olur! Diye buyrulmaktadır. Kadınlara asalet ve şeref sahibi olanlar değer verir. Erkek birçok hususta kendisini kusurlu görmelidir. Eksik ve yanlışları görmezden gelen “eril” zihniyetin İslamiyet’te yeri yoktur. Müslüman olduğu iddiasını taşıyan erkek hanımına iyi davranır, onu gözetir. Hanımından beklediği davranış ve tutumlara evvela kendisi sahip olmalıdır.

Bakmadan Geçme