Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Veanayasadaki Değişiklikler Anlatıldı

Malatya Büyükşehir Belediyesi, Türkiye'de bir İLK'i gerçekleştirdi. Aylardır Türkiye gündemine oturan ve 16 Nisan 2017 tarihinde referandumla oylanacak olan Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasadaki Değişiklikler,  uzmanların katılımıyla Malaty

Malatya Büyükşehir Belediyesi, Türkiye'de bir İLK'i gerçekleştirdi. Aylardır Türkiye gündemine oturan ve 16 Nisan 2017 tarihinde referandumla oylanacak olan Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasadaki Değişiklikler,  uzmanların katılımıyla Malatya'da sempozyumla anlatıldı.2 gün sürecek olan 'Gençlerin Gözüyle Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasadaki Değişiklikler Sempozyumu'u 3 Mart Cuma günü saat 09.30'da Anemon Otel'de başladı.81 İlden 500 gencin katıldığı Sempozyumun açılışına; Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Malatya Valisi Mustafa Toprak,AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık,AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Milletvekilleri Mustafa Şahin, MarkarEseyan, Orhan Miroğlu; AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, AK Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı, Cumhurbaşkanlığı başdanışmanları, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Melih Ecertaş, akademisyenler ile kurum, kuruluş ve STK temsilcileri katıldı.Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan Sempozyum açılışında, Malatya tanıtım filmi ile Sempozyumun amacı hakkında bilgelere yer verilen tanıtım filminin gösterimlerinin ardından protokol konuşmaları yapıldı.Çakır: Malatya'nın yetiştirdiği birçok değeri var'Gençlerin Gözüyle Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasadaki Değişiklikler Sempozyumu'nun açılışında ilk konuşmayı Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır yaptı.Malatya'nın bölgenin önemli illerinden biri olduğunu ve kadim bir geçmişinin bulunduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, 'Malatya'nın tarihine baktığınız zaman Urartulardan, Asurlulardan, Hititlerden, Selçuklulardan, Osmanlı'ya kadar birçok medeniyeti görmek mümkündür.Malatya deyince bir yandan kayısı akla gelirken bir yandan da yetiştirmiş olduğu çok sayıda devlet siyaset adamı gelmektedir. Malatya'nın bu anlamda yetiştirmiş olduğu birçok değerleri vardır; Turgut Özal, Somuncu Baba, Niyazi-i Mısri, Sadettin Konevi gibi' şeklinde konuştu.Başkan Çakır konuşmasının devamında, ülkemizin gerçekten de zor bir süreçten geçtiğini belirterek, özetle; 'Bu organizasyonu ilan ettikten sonra 5000 gencimiz müracaat etti ve bu gençler arasından 500 gencimizi ancak Malatya'ya davet edebildik. Gönül isterdi ki 5000 gencimizin tamamını Malatya'da ağırlayalım, ancak buna imkn yoktu.Bu sempozyuma gençlerimizin - biz de varız - diyerek ilgi göstermeleri tabi ki bizleri daha da umutlandırdı. Ülke sevdalısı bu gençlerin burada olması ve çok değerli uzmanlarımızın verecekleri Anayasadaki Değişiklikler ve Yeni CumhurbaşkanlığıHükümet Sisteminin neler getireceğini birinci ağızdan, işin uzmanlarından dinleyeceksiniz ve gittiğiniz yerlerde bunu en iyi şekilde anlatacaksınız.Bizler de buna vesile olmak amacıyla bu güzel organizasyonu gerçekleştirdik.Sizlerin de katılması ayrıca bir değer kattı. Ülkemiz gerçekten zor bir süreçten geçiyor, aslında bugüne kadar birçok zorlu süreçten geçtik, 60 darbeleri, 70 darbeleri, 80 darbesi, 28 Şubat ve en son 15 Temmuz gibi büyük bir ihanet, büyük bir kalkışma; sadece darbeyle bunu izah etmek mümkün değil belki iç savaş hedeflenen bir süreci de bu salonda bulunan bütün gençlerimizle birlikte yaşadık.Bize bu neyi gösterdi? Tarih boyunca bunu yaşadık, ama son 15 yıla baktığımız zaman gerçekten birliğin, beraberliğin nasıl istikrar getirdiğini görüyor, şahitlik ediyoruz. Yapılan hizmetler; ulaşımda, sağlıkta, eğitimde, savunma sanayinde ülkenin gelmiş olduğu noktada bu istikrarın var olduğunu görüyoruz. Biz sadece şu son 10-15 yılı dahi göz önüne aldığımız zaman bu ülke birçok kalkışmayı gördü, yaşadı. Yani sadece 15 Temmuz'la sınırlı değildi. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı sistemi artık vesayetin kalkacağını, halk iradesinin daha egemen olacağını, halkın kendi yöneticisini, kendi liderini, kendi başkanını direkt olarak seçmiş olma yetkisini verecek. Gençlerimiz belki bilmeyebilir ama hükümetlerin kurulamadığı, Cumhurbaşkanını seçemeyen Meclisin ülkemizde neleri kaybettirdiğini, dünyanın giderek büyüdüğü, OECD ülkelerinin yüzde 5-6 büyüme yakaladığı dönemde biz hep küçüldük, biz hep geriye gittik.Bu vesileylesempozyumumuza katılan sayın bakanlarıma, genel başkan yardımcılarımıza, çok değerli Cumhurbaşkanımızın baş danışmanlarına ve değerli konuklarımıza, yazarlarımıza, 81 ilden gelen gençlerimize bir kez daha teşekkür ediyorum.'Çalık: Milletimiz istiklaline ve istikbaline sahip çıkmıştırBüyükşehir belediye Başkanı Ahmet Çakır'ın konuşmasından sonra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık bir konuşma yaptı. Çalık konuşmasında, ülkenin 81 ilinden gençleri bir arada görmekten ve ülkenin yarınlarını kendilerine dert edinen gençlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek, 'Milletimiz; tarih boyunca istiklaline, istikbaline sahip çıkmıştır. Ülkemizin varlığı tüm dünya mazlumlarının umududur. Devletimiz küresel kirli güçlerin korkulu rüyasıdır. Son 15 yıllık iktidarımızda, bu küresel güçlerin ve onların maşalarının oyunlarını milletimizin desteğiyle bozduk' dedi.Çalık konuşmasında özetle şunları söyledi: '2002 yılından itibaren milletimizin iradesine dayanarak kapatma davalarını, e-muhtıraları, gezi kumpasını, 17/25 Aralık darbe girişimini, ekonomik saldırıları, hep birlikte aştık. Son olarak 15 Temmuz'da milletçe ikinci sivil istiklal Savaşı verdik. Kurtuluş Savaşı'mızdan bir asır sonra yeni bir milli irade zaferi kazandık. Aziz milletimiz, Fethullahçı Terör Örgütü'nün milletin kurumlarına tasallut etmesine izin vermedi. Biz de, bu ahval ve şerait altında, son 15 yıldan beri ülkemizi faiz ödemekten kurtararak oluşturduğumuz birikimlerimizin heba edilmesine, yeni bir vesayetin inşa edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. 15 Temmuz'un ruhunu asla kaybetmeden; 16 Nisan'da milletimizin kararıyla vesayetlere son verecek adımını, Yeni Türkiye'nin ise ilk adımını atacağız. Türkiye'de 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözü her zaman askıda kalmış, hiçbir zaman gerçek karşılığını bulamamıştır. 16 Nisan'da oylanacak sistem değişikliği Türkiye'de egemenliği gerçekten millete teslim etmeyi amaçlamaktadır.  Çünkü ülkemiz ne yazık ki yaklaşık yüzyıldır oturtulamayan bir sistem ile yönetilmektedir. 16 Nisan referandumu bir seçim değil, bir parti yarışı değil, Yeni Türkiye'nin kuruluşunun mücadelesidir.  Buradan AK Partili ve MHP'li kardeşlerimize olduğu kadar, CHP'ye ve HDP'ye oy vermiş kardeşlerimize de sesleniyorum:  Bizler genel seçim yapmıyoruz, milli iradenin tam anlamıyla tecelli edeceği bir sistemi oyluyoruz.  Biz hükümeti değil Türkiye'nin geleceğini oyluyoruz. Ülkemizde parlamenter sistemin sürdürülebilir olmadığını, acil bir sistem değişikliğine ihtiyaç olduğunu ilk kez biz söylemedik. Rahmetli Özal'dan Süleyman Demirel'e, Alparslan Türkeş'ten Erbakan Hoca'ya, dönemin muhalif gazeteci, yazarlarına kadar hemen herkesin gündeme taşıdığı bu hedef bir türlü hayata geçirilememiştir.  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne hayır diyerek mevcut sistemi boş argümanlarla savunmaya çalışanlar, yalan ifadelerle insanların kafalarını karıştırmaya çalışanlar milletin menfaatlerini düşünmeyenlerdir. Oysaki ülkemizde parlamenter sistem uygulamasında ciddi bir istikrar sorunu olduğu aşikrdır.  1923'ten bugüne Türkiye'de 65 hükümet kuruldu. Ortalama 1 hükümetin ömrü 1,5 yıl bile değil.  ABD'de ise hükümetlerin sayısı ile Amerika'nın kuruluş tarihini hesaplarsınız. Osmanlı İmparatorluğu 600 yılda 36 padişahla yönetildi. Biz ise 100 yıl dolmadan 65. Hükümeti gördük. Bu istatistik ile bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir ülke olmak mümkün değildir. Bu yüzden 16 Nisan sıradan bir referandum değil.  Türkiye'nin 20 yıl sonrasını, 50 yıl sonrasını, 100 yıl sonrasını oyluyoruz. Bu programı organize eden Büyükşehir Belediye Başkanımızı ve ekibini tebrik ediyorum.  Bu program vesilesiyle şehrimizi şereflendiren kıymetli misafirlerimize, 81 ilimizden gelen gözleri pırıl pırıl bakan siz sevgili evlatlarımıza tekrardan hoş geldiniz diyorum.  Sempozyumun hayırlara vesile olmasını diliyorum.' Toprak: Gençler, önüne çıkan fırsatları iyi değerlendirmeli Malatya Valisi Mustafa Toprak da yaptığı konuşmada, Türkiye olarak gençlerine güvendiklerini dile getirerek, 81 ilden 500 gencin Malatya'da buluştuğu ve birçok güzelliklerin yaşanmasına vesile olan böylesine bir etkinliği düzenlenmesinden dolayı Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ve ekibine teşekkür etti. Gençlerin önüne çıkan fırsatları iyi değerlendirmesi gerektiğini belirten Vali Toprak, 'Bu anlamda 81 ilden gencimizin bu kadim kentte Battalgazi'nin memleketine teşriflerimizle, burada çok okuyan, müzakere edilen, güvenin ve birleştiriciliğin memleketi Malatya'dan bu sesin tüm Türkiye'mize, insanlarımıza, milletimize hep birlikten bu fikirlerin ortaya çıkacak bir şekilde aktarılması önemlidir. Bir taraftan Malatya'nın değerleri, bir taraftan tüm illerimizin, ülkemizin ve gençlerimizin değerleri ile birlikte burada müzakere edilmesi çok önemlidir.  Bu sempozyumun ilimize, ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini diliyorum. Anayasa değişikliğinin hakikaten istikrara ülkemizin geleceği için, devletimiz için, milletimiz için, bayrağımız için, vatanımız için ve 15 Temmuz ihanet girişimleri ve ondan önce ülkemizin girmiş olduğu dar boğazların kaldırılması noktasında, burada sizlerin müzakeresiyle ve siz kendine güvenen ve geleceğe olumlu bir şekilde tüm değerlerimizle değerlenen ülkesini milletini önemseyen gençlerimizin çok iyi bir şekilde burada müzakere edeceğinize inanıyorum' dedi. Tüfenkci: Türkiye önemli bir sürece giriyor Gümrük ve Ticarete Bakanı Bülent Tüfenkçide yaptığı konuşmada, 'Malatya huzurun, kardeşliğin, sevginin gerçekten vücut bulduğu; tartışmanın, sorgulamanın, okumanın ve en önemlisi de anlayarak bu ülkeye bir şeyler katmak isteyenlerin bolca bulunduğu bir şehirde olmanızdan dolayı sizlere  vesahipliği noktasında Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum.Türkiye önemli bir sürece giriyor. Bu süreç 16 Nisan'da sizlerin vereceği kararla nihayete erecek. Ve söz de karar da milletin diyerek, milletin hakemliğine başvurduğumuz bu süreçte inanıyorumki millet en doğru kararı verecek.  Biz AK Parti iktidarı olarak hep millete inandık, güvendik. Ne zaman sistem tıkansa biz hep millete gittik ve millet de önümüzü açtı' dedi.Bozdağ: Türkiye'nin gençleri, Türkiye'ye ses verecekSempozyumun onur konuğu olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yaptığı açılış konuşmasında, böylesine muhteşem bir organizasyonda geleceğimizin teminatı olan gençlerle bir arada olmaktan büyük onur duyduğunu belirterek, organizasyondan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ve ekibine teşekkür etti.2 gün sürecek olan sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulunan Bozdağ, 'Bütün katılımcılara şahsım adına ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca bizlerle sizleri buluşturan 81 ilin gençlerini bir araya getiren Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Bey ve ekibine teşekkür ediyorum. Buradan Türkiye'nin gençleri, Türkiye'ye ses verecek. Türkiye'nin geleceğine dair görüşlerini, Türkiye'nin medeniyet ve kültür merkezi Malatya'dan paylaşacaktır' dedi.Bozdağ, konuşmasının devamında özetle şunları söyledi: 'Önümüzdeki günler Türkiye için tarihi günler. 16 Nisan ülkemizde büyük bir dönüşümün kararının verileceği gündür. Zannetmeyin ki sadece Türkiye'deki insanlar buraya odaklandı. Emin olun başka ülkeler ve güçler de buraya odaklandı. Almanya'da bizim konuşmamızın engellenmesindeki nedenlerden birisi de burada yatıyor. Türkiye bu değişimi yapmasın. Venedik komisyonu anayasa ve anayasa değişim süreçlerine dair Avrupa Konseyi'nin danışmanlık çok yetkin ve uzman bir kuruluşu. Türkiye'ye geldi değerlendirmeler yaptı. Pek çok çevre ile görüştü. Hem AK Parti gurubuyla hem Adalet Bakanlığıyla, hem Anayasa Komisyon başkanıyla görüştü ve gitti. Ne zaman yapıyor, anayasa komisyondan görüşüldükten, TBMM'de görüşme bittikten sonra bu görüşme yapılıyor. Şimdi de taslak bir rapor hazırlandı, bunu paydaşlarına dağıttılar. Bu komisyon ne yapacak, danışmanlık yapacak. Şu anda mevcut anayasa değişikliği parlamentodan geçmiş mi geçmiş. Bundan sonra Venedik Komisyonu'nun açıklayacakları raporun Türkiye'deki anayasa yapım sürecine en ufak bir etkisi olmayacak. Oradaki eleştirileri dikkate alan bir değerlendirme yapma imknı var mı? Yok. Çünkü parlamento aşaması bitmiş durumda. Peki bu saatten sonra bu raporun yayınlanmasının ne anlamı var? Anlamı şu: Türkiye'nin, Türk milletinin karar vereceği bir anayasa reformunda Türkiye'deki seçmeni etkilemek ve Türkiye'deki bu iç işimizde taraf olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Objektif değil, adil değil. Türkiye'nin objektif, adil olmayan değerlendirmelere itibar etmeyeceğini herkesin bilmesi lazım.  Türkiye gerçeklerinden uzak raporlar hazırlanıyor.Türkiye'deki değişimden çok kişinin ürktüğünü görüyoruz. Çünkü siyasi istikrarı, güçlü iktidarı olan, etkin bir yönetimi olan, hızlı karar alabilen ve uygulayabilen, kriz ve kaosları yönetip, süratle çözüme kavuşturan bir yönetim, zayıf Türkiye görmek isteyenleri sükûtu hayale uğratacaktır. Zayıf bir Türkiye herkesin işine geliyor. Ama bizim güçlü bir Türkiye'ye ihtiyacımız var. Onun için de Türkiye'nin siyasi istikrar, güçlü iktidarla yoluna devam etmesi gerekir. Bizim yaptığımız esasında, Türkiye'nin sadece bugün değil, her zaman siyasi istikrar içerisinde olması, güçlü iktidar tarafından yönetilmesidir. Türkiye geçmişte güçlü iktidarlar çıkarmıştır. Atatürk döneminde var, Menderes döneminde var, Özal döneminde var. Şimdi de Tayyip bey döneminde var. Türkiye'de liderlerle bağlı bir istikrar var. Halkla buluşan güçlü liderlik özellikleri olan biri geldiği zaman parlamenter sistem güçlü iktidar çıkarabiliyor. Ama böyle liderler olmadığı zaman istikrar çıkmıyor. İstikrar ve güçlü iktidar için her zaman bu millet Turgut Özalları, Tayyip Erdoğanları, Adnan Menderesleri mi bekleyecek. Sistemin kendisi bunu çıkarsın. Sistemin doğası gereği, siyasi istikrar her daim olsun. Güçlü iktidar her daim olsun. İşte bu yeni sistem Türkiye'nin geleceğinde bunu sağlayacaktır. Yasamanın, yürütmenin birbirinden ayrılığı esastır. Bugün Türkiye'de iç içe bir yasama ve yürütme vardır. Yürütmenin kontrolünde bir yasama ve yasama denetimi faaliyeti söz konusudur. Şimdi vatandaşın önüne iki sandık konuluyor. Yasamayı ayrı seçecek, yürütmeyi ayrı seçecek. Türk halkının bugün doğrudan yürütmeyi seçme hakkı yetkisi yoktur. Tek seçim yapıyor. Sadece milletvekilini seçiyoruz. Hükümeti seçtirmiyor anayasa. Hükümet vekillerin içinden çıkıyor. Yeni değişiklik hükümeti de doğrudan milletin seçme imknı getiriyor. Anayasa reformunun millete yönelttiği temel sorulardan bir tanesi Türkiye'yi yönetecek hükümeti ayrı ve doğrudan seçmek istiyor musunuz? Millete yeni bir hak ve yetki verilmektedir. Gençler Türkiye'nin yönetiminde genç yaşta söz sahibi olmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz? 18'ini doldurunca milletvekili, bakan olmak istiyor musunuz istemiyor musunuz? Gençlere sorulan soru bu. Gençlerimize büyük bir imknı sunuyor. Gençlerimize güvenmek zorundayız. Biz inanıyoruz, güveniyoruz. Onun için gençlerimizi siyasetin içine erken yaşta katmak ve orada olgunlaşarak Türkiye'nin geleceğinde onların güçlü bir aktör olmasının önünü açmak istiyoruz. Bu bizim için, gençliğimiz, ülkemiz için tarihi bir adımdır.Bu sistemin bir başka özelliği, sürekli değişimin iktidar olması. Değişimin de sürekli halk tarafından yapılmasıdır. Kaybeden gidiyor. Kazandı başarılı oldu 5 sene sonra gidiyor. Çok başarılı oldu 10 sene sonra gidiyor. Türkiye'nin yönetimine gelenlerin 10 senede bir azami değişimini öngörüyor. Hem de milletin iradesiyle değişimini öngörüyor. Türkiye'yi yönetenler azami 10 senede bir değişsin. Değişim için Azrail'i niye bekleyelim. Komaya girmesini niye bekleyelim. Milletin oylarıyla değişim yapsak, kıyamet mi kopar. Sadece Cumhurbaşkanı değil, bakanlar, milletvekilleri, yerel aktörler de değişecek. Büyük bir kısmı değişecek, gençlik, dinamizm sürekli iktidarda olacaktır. Adım atmaya mecali olmayan birinin Türkiye'yi yönetmesi mi yoksa güçlü iradeye sahip olanların yönetmesi mi daha iyi olur. Onun için bu değişimi zorunlu ve sürekli kılan bir sistemdir. Değişime karşı olanlar, başarısız oldukça yerini pekiştiren herkes, bu değişime direniyor. Ama değişime kimse direnemeyecek. Çünkü milletimiz bu değişimi yapacaktır.Bu sistemin en önemli özelliklerinden birisi, sevginin, saygının daima iktidar olmasının önünü açmasıdır. Halkın inançlarına, değerlerine, farklılıklarına saygısı olmayan birinin yeni sistemde iktidar olması mümkün değildir. Şimdi CHP'nin 26 puanı var. 51 olmak için 25 puana ihtiyacı var. Bunu kimden alacak, AK Partiden, MHP'den, HDP'den, diğer partilerden alacak. Bu CHP'nin dilini değiştirecek, programını değiştirecek, hedeflerini farklılaştıracak. Sadece marjinal bir grubun rızasını değil, yüzde 50+1'in rızasını alacak politikalar geliştirmeye zorlayacak. AK Parti 49 ama bizim de oyumuzun içinde emanet oylar var. Biz de bütün partileri, bütün tabanları kucaklayacak bir dil geliştirmek, zorundayız. Bu sistemde ırkçılığı esas alan biri milletten iktidar yetkisi alabilir mi? Ayrımcı birisi iktidar yetkisi alabilir mi? Milliyetçilerin, muhafazakrların kabullerini, değerlerini reddeden birisi yüzde 50+1'inin oyunu alamaz. Herkes en iyisini ve toplumu kucaklayacak olan kişiyi getirip aday yapacaktır. Başka türlü iktidar yolu yok. Bu ne demek, farklılıklara saygının sürekli iktidar olması demektir. Farklılıkları, kimlikleri, inançları zenginlik kabul eden bir anlayışın Türk siyasetine hkim olması demektir. Bundan da milletimiz büyük kazanç sağlayacaktır. Ben yeni sistemin Türkiye'nin önünü, ufkunu açacağına yürekten inanıyorum. Milletimiz büyüyecek, devletimiz büyüyecektir. Güçlü Türkiye, ancak güçlü yasama, güçlü yürütme, güçlü bir biçimde kuvvetlerin ayrılığı ve etkin bir denetim, milletin iradesinin her daim yegne belirleyici olmasıyla sağlanacağına yürekten inanıyorum.Bu sistem millet iradesinin sürekli iktidar olmasını öngörüyor. Millete rağmen bir iktidar, millete rağmen bir politikayı yasaklıyor.Ben tekrar bu sempozyumun başarılı geçmesini diliyorum. Bizleri bir araya getiren Belediye Başkanımıza, ekibine teşekkür ediyorum.'Sempozyum'da V oturumSempozyum açılış konuşmalarının ardından I. Oturuma geçildi. 'Türkiye'de Sistemin Reformuna İlişkin Tartışmalar ve Türkiye'de Niçin Yönetim Sistemi Değişikliğine İhtiyaç Var?' konulu oturumun Başkanlığını Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Menteş yaparken; TBBM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop,  AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül ve Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı Mehmet Uçum da konuşmacı olarak yer aldılar.Oturum Başkanı Selahattin Menteş, Türkiye'de belki de ilk defa Malatya'da gençlerin katımıyla bir sempozyum düzenlendiğini belirterek, Bu organizasyonunu gerçekleştirilmesinden dolayı Büyük Şehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır'a teşekkür ettiğini söyledi.Menteş, sempozyumun gerçekten çok önemli olduğunu, özellikle de gençlerin kendi geleceklerine sahip çıkmaları bakımından önemli olduğunu dile getirdi.Oturumda ilk olarak söz alan TBBM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Anayasadaki Değişiklikler ile ilgili partiler nezdinde yürütülen çalışmalar hakkında kısa bilgiler vererek, özetle, 'Yapmakta olduğumuz bu 19. değişiklik aslında ilk defa Anayasa'nın ruhuna dokunan bir değişiklik.Darbelerle iktidara gelebilirsiniz, ancak iktidarda ömrünüz kısa olur. Türkiye'deki halihazırdaki Anayasal sistem sürücü eğitimi verilen bir araca benziyor. Direksiyonda oturan aracı kullandığını zannediyor, ancak kavşaklarda, fren yapılması, hızlanması gereken yerlerde aracı sağ tarafında oturan devreye giriyor. Bunla bir yere varılması mümkün değil. Bu nedenle değişiklik yapılması lazım' dedi.AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül de kısa bir konuşma yaparak özetle, 'Öncelikle Anayasa değişikliği ile ilgili böylesine önemli bir sempozyumu gerçekleştirdikleri için Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Çakır'a ve katılımlarından dolayı bütün gençlerimize teşekkür ediyorum.Dönemin Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakanı arasında yaşanan gerilimin ülkemize neler kaybettirdiğini hep birlikte gördük. İşte bu nedenle sistemin değişmesi için Anayasada değişiklik yapılması gerekiyor.Mesele kişilere, liderlere bağlı iktidarda kalınması değil; sistemin kendi kendine işlemesini sağlamaktır. Aslında 2017 halk oylaması 2007 yılında yapılan halk oylamasının bir devamıdır. Yasama, Yürütme ve Yargının tek kişinin elinde bulunması tabi ki doğru değil. Yapılmak istenen şey Yürütmede çift başlılığı ortan kaldırmaktır. Şayet 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı ayrı, Başbakan ayrı konuşsaydı durum ne olurdu?' şeklinde konuştu.Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı Mehmet Uçum da konuşmasında özetle, 'Bizleri böylesine önemli bir konu hakkında fikir beyan etmek üzere biraraya getirdikleri için Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Türkiye halka dayalı bir kuruluş gerçekleştiremediği için bürokrasi esaslı bir devlet yapısı, bu da akabinde bürokratik siyasilerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Bürokratik egemenlik ile milli egemenlik arasındaki çatışma 1950'lerde başladı, 1960'lardan itibaren ise bürokratik egemenliği halk egemenliğine hakim kılan bir sistem yaratıldı. 1982 anayasası da bunu devam ettirdi. Ancak 2002 yalından itibaren bu antidemokratik yapı ile demokratik yapılar çatışmaya başladı ve 15 Temmuz'da bu antidemokratik yapılaşmanın bir ürünüydü' dedi.Katılımcılara hediyeBüyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Sempozyuma katılımlarından dolayı Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ve sempozyum konuşmacılarına el işlemeli porselen sürahi hediye etti.Öte yandan Sempozyum açılış programı TRT Kanalları ve a Haber başta olmak üzere yerel ve uydu kanallarında canlı olarak yayınlandı.Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 'Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasadaki Değişiklikler' konulu Sempozyum 3 Mart Cuma günü öğleden sonra da devam etti. Öğleden sonra yapılan II. Oturumda 'Anayasa Değişikliğinin Politik Hukuk Yaklaşımları/Felsefesi, Niteliği, Özellikleri ve Temel Yaklaşımları konusu ele alındı.
  1. Oturum Başkanlığını Türk Dünyası Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. Fahri Solak yaparken; PODEM Başkanı Can Paker, Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı Av. Özlem Zengin ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay da konuşmacı olarak konu hakkında ayrıntılı bilgiler verdiler.
3 Mart Cuma günü 4 oturum, 4 Mart Cumartesi günü de 1 oturum olmak üzere Sempozyum'da toplam 5 oturum düzenlenecek.

Bakmadan Geçme