Uluslararası Yoga Federasyonu Başkanı Akif Manaf İle Röportaj
Yoganın Olimpiyat yolculuğu sürecini ve gelişmeleri Başkana sorduk.
Sevgili Başkanım, bildiğimiz kadarıyla Uluslararası Yoga Federasyonu (IYF) kanadında bazı sevindirici gelişmeler oldu, bize bunlardan bahseder misiniz?
Evet, gerçekten çok sevindirici bazı gelişmeler var. Hız kesmeden devam ettiğimiz çalışmalarımızın sonuçlarını artık alıyoruz. Yoganın uluslararası platformda spor otoriteleri tarafından tanınarak, devletlerin ve uluslararası üst kuruluşların maddi ve manevi desteğine ulaşması bizim en büyük amacımız. Buna da emin adımlarla yaklaşıyoruz.
Uluslararası Yoga Federasyonu'nun Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından tanınmasında koşul olan GAISF (Global Association of International Sport Federations) tam üyelik sürecinin hızlanmasında çok önemli imkânlar sundu. Üyelik sürecinde ilk etap olan observer statüsünün kazanılması böylece çok kısa bir sürede gerçekleşecek.
Verilen bu imkân bizi çok heyecanlandırdı ve motive etti, en iyi şekilde değerlendirmek için de çalışmalarımızı hızlandırdık. Çok yakında bu ilk etabı gerçekleştirmiş olacağız.
Başkanım, observer olunca sonraki süreç nasıl ilerleyecek?
Bu üyelik süreci tamamen ülkelerde yoga federasyonları kurmakla ilgili. Observer olmamız artık çok kısa bir zamanda gerçekleşecek. Bunun için sadece 5 ülkede yoga federasyonu kuracağız ve bu federasyonlar kendi ülkelerindeki en yüksek spor otoritesi yani Spor Bakanlığı ya da Ulusal Olimpiyat Komitesi‘nden tanınma mektubu alacak.
Tabii bu da pek kolay değil aslına bakarsanız çünkü şu anda yoga zaten birçok ülkede spor olarak dahi kabul edilmiyor. Ya da ülkemizde olduğu gibi kendi federasyonu yerine başka bir federasyon bünyesine dahil edilmiş olabiliyor.
Ama burada da GAISF ve IOC bize müthiş bir imkân sundu ve resmi bir mektup verdi. Bu mektup sayesinde ulusal yoga federasyonlarının tanınma mektubu almaları çok kolaylaşacak.
Bize sunulan bir diğer imkân da GAISF ve IOC en kolay şekilde tanınma mektubu alabileceğimiz ülkeler listesini verdi. Bu ülkelerdeki çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.
IOC'nin tanımasından sonra IYF'nin dünyadaki rolü ne olacak?
IYF yoga alanında en üst kuruluş olarak her ülkede üyesi olan ulusal yoga federasyonları aracılığı ile tüm dünyada bir kurallar bütünlüğü oluşturacak. Böylece yoga Olimpiyatlar'da yer aldığında her ülkenin ulusal yoga federasyonu, aynı kurallar ve disiplin dahilinde Yoga Olimpiyat takımı çıkaracak.
Burada aslında IYF'nin rolünden çok yoganın rolünden bahsetmek uygun olur. Çünkü IYF üst kuruluş gibi görünse de aslında tüm yoga faaliyetleri için dünyada birleştirici ve destekleyici bir zemin olmayı amaçlıyor.
Başkanım, ülkelerde yoga federasyonu kurmak için nasıl bir süreç izleniyor?
Bu, işin en kritik noktalarından birisi ve tabii ki en emek isteyen bölümü aynı zamanda. Bizim ilk adım olarak yapmaya çalıştığımız şey, vizyonumuzu aktarmak. Bireylerin bu vizyonu alması ve tüm resmi görmesi çok önemli. Bunu görebilenler hemen harekete geçiyor.
Çünkü aslında baktığımızda yoga yapan istisnasız herkes bunu barış ve sevgi için yapıyor. Bu açıdan yoga zaten birleştirici bir unsur, sadece insanları harekete geçirecek motivasyon gerekiyor.
Neredeyse tüm dünyadaki yoga severlerle bağlantıdayız, yani yoga faaliyetleri açısında tanımadığımız bir köşe kalmadı gibi. Açıkçası yoganın Olimpiyatlar için organize edilmesi işini yapabilecek bir kurum varsa o da biziz. Çünkü biz dünyanın neresinde kimler nasıl yoga yapıyor çok iyi biliyoruz. Gerekli know-how bizde mevcut, doğru adımları atacak bilgi ve donanıma da sahibiz. Bundan sonrası dünya ve ilgili ülkelerin dinamiklerine göre zaman meselesi.
Başkanım son olarak şunu sormak istiyoruz, yoga Olimpiyatlar'a katıldığında dünyada nasıl bir etki yapar? Ne değişir?
Yoganın Olimpiyatlar'da yer alması demek, dünyada yoga alanında kurallar bütünlüğü sağlanmış demek olur. Bu müthiş bir şey olacak.
Ancak, kurallar derken bir şeyi açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Çünkü kural ve yoga yan yana aynı cümlede bazı kişilere abes geliyor. Yoga özgürlük demek, kural ile nasıl bağdaşabilir diye düşünülüyor haklı olarak.
İnsan, doğal olarak yaşamına bakıyor ve kuralların ne kadar sıkıcı ve kısıtlayıcı olduğunu görüyor. Diğer yandan mevcut Olimpik sporlara bakıyor, deli gibi hırsla çalışan, madalya ve ün için kendini paralayan sporcuları görünce yoga böyle olamaz, olmamalı diyorlar. Doğru da diyorlar, yoga öyle bir şey değil.
Yoga bir yaşam ilmidir. Yoga yaşamın zeminidir. O yüzden bu zeminde ne olursa yaşam da oraya doğru evrilir. Bizim amacımız global barış ve birlik sağlamak. Yoga doğru şekilde, suiistimallere uğramadan uygulanmalı. Aksi hâlde, bugün dünyanın her köşesinde yoga yapılıyor ama dünyanın her köşesinde o barışı göremiyoruz. Demek ki burada bir pürüz var.
IYF, önerdiği yoga uygulama stilinde de bir çağ açıyor, en kadim teknikler üzerine yepyeni bir sistem inşa ediyor. Bireysel düzeyde farkındalığın ve bilincin yükselmesinin ve bunun toplumsalda yaratacağı pozitif etki üzerine çalışıyor. O yüzden yoga Olimpiyatlar'da yer aldığında bizim amacımız kıyasıya bir rekabet yaratmak değil, bireylerin farkındalıkla oyunlar oynamasını sağlamak. Yarışmak bir oyundur ama işin içine rekabet girince ölümcül bir faaliyete dönüşür. Rekabet her şeyi bozar, ama farkındalıklı birey sonuca odaklanmaz, yarışmanın tadını çıkarır. işte bizim hedefimiz bu.
2016 yılından beri yoga yarışmaları organize ediyoruz ve bunu başardık. Yarışmalara katılan atletler eğlenerek, coşarak, sevgiyle ve her madalyayı kutlayarak bu oyunda yer alıyor.