Türkiye'nin Sosyo-Politik Dönüşümü ve Sivil Toplum Konusu Masaya Yatırdı
Malatya Büyükşehir Kent Konseyi Genel Sekreterliği 'Sivil Toplumu Anlamak' konu başlığı altında başlattığı bir dizi panel ve konferanslara 'Türkiye'nin Sosyo-Politik Dönüşümü ve Sivil Toplum' konulu paneli ile devam etti.
Malatya Büyükşehir Kent Konseyi Genel Sekreterliği 'Sivil Toplumu Anlamak' konu başlığı altında başlattığı bir dizi panel ve konferanslara 'Türkiye'nin Sosyo-Politik Dönüşümü ve Sivil Toplum' konulu paneli ile devam etti.Malatya Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi Konferans Salonu'nda Büyükşehir Kent Konseyi Genel Sekreteri Abdullah Pektaş'ın ev sahipliğinde düzenlenen konferansa İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr. Ali Osman Öztürk, Başbakan Müşaviri Dr. Mehmet Babacan, , Kamu Kurum ve Kuruluş Temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşlarının Temsilcileri, Mahalle Muhtarları, Üniversite Öğrencileri ve gönüllü dinleyiciler katıldı.Programın açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Kent Konseyi Genel Sekreteri Abdullah Pektaş, 'Kent Konseyi olarak bugün dördüncüsünü düzenlediğimiz programlarla; STK'lara ve gönüllere bir ivme kazandırmayı, sivil alanı rahatlatmayı ve sivil tepkilerini daha belirgin hale getirmeyi amaçlıyoruz. Ülkemiz sosyal, politik ve ekonomik bir dönüşüm süreci yaşıyor ve bu dönüşüm sürecisini ilgiyle takip eden bir sivil alan var. Bu dönüşüme sivil alanın katkısı ne olabilir ile ilgili sorulara cevap aramak için hocalarımızı davet ettik' diye konuştu.Pektaş, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek'in 'Siyasi Vesayet ve Demokratik Dönüşüm'; Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr. Ali Osman Öztürk'ün 'Bürokratik Vesayet ve Sivil Dönüşüm' ve Başbakan Müşaviri Dr. Mehmet Babacan'ın 'Ekonomik Vesayet ve Son Dönem Reformlar' konu başlıklarını anlatacaklarını belirterek katılımcılara teşekkür etti.'Bürokratik Vesayet ve Sivil Dönüşüm' konusunu anlatan Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr. Ali Osman Öztürk, 'Bir devletin yönetiminde yasama, yürütme ve yargı erklerinin bağımsız olması beklenir. Bağımsız yürütmeyi vatandaşların oyları belirler. Bundan sonra işleri yürütme erkinde yer alan siyasiler ve bürokratlar ile beraber yürütmesi beklenir. Seçilenlerin gelip geçtiği, yürütmenin rengini ve omurgasını oluşturduğu bir yapıdan bahsediyoruz. Burada da vesayet ön plana çıkıyor. Yani seçilmişlerden daha çok rengini ortaya koyan, kendini seçilenlerden farklı konumda tutarak kendi istek ve planları çerçevesinde kendi yönetim tarzını uygulayanlar vesayet uygulamış oluyor 'dedi.Türkiye anlamında bürokratik vesayet düzleminin zihniyet ve yapı şeklinde olduğunu ifade eden Öztürk, zihniyet meselenin daha seçkinci bakış açısı olduğunu, yapının da bizim kültürümüzde ne yazık ki darbeler sonrası oluşan zemininin olduğunu belirtti.'Siyasi Vesayet ve Demokratik Dönüşüm' konusunu ele alan İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, 'Türkiye yıllardır bir geçiş içerisinde ve bu geçiş yıllardır sürmekte ve taşlar henüz yerine oturmamakta. 1950'li yıllarda çok partili hayata döndüğümüz de otomatik olarak demokrasiye de dönmüş olmadık. Siyasi düzeyde demokrasiye geçtik en azından serbest seçimler ve bir insan bir oy ilkesi yürürlüğe girdi ama biz demokrasinin egemen olması için daha çok beklemek zorunda kaldık. 1950'li yıllar toplumun devreye girmesindeki en önemli yıllardı' dedi.Özipek, 1960 yıllardan sonra bürokratik vesayeti savunan insanları 1961 Anayasası gibi yasalarla insanları çembere aldıklarını ve 1990'lı yıllara kadar bu sistemi sürdürdüklerini ifade etti.'Ekonomik Vesayet ve Son Dönem Reformlar' konusu anlatan Başbakan Müşaviri Dr. Mehmet Babacan, 'Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren devlet eli ile ittirilmeye çalışılan bir düzen var ve bu bir şekilde 1980'lı yıllara kadar devletin ekonomik işleyişine bir şekilde şekil verme biçimlendirme zihniyetinin alt yapısını oluşturan bir şey. Darbeleri atlamak mümkün değil. Her darbe dönemi bu vesayetçi dönemin yeniden katmerlendiği bir döneme kapı açıyor. Her darbe dönemi verimsizliği artırıyor ve kaynakların yeniden dağılımını sağlıyor. Ama mahrum olanlar yine geniş halk kitleleri oluyor' dedi.1980 darbesi sonra Turgut Özal'ın Türkiye deki ekonomik politik sahanın biraz daha sivillerinin lehine geliştirdiğini ifade eden Babacan, 'Bu dönemin meyvelerini Özal sonra tekrardan içe kapanan tekrardan makro krizlerle boğuşan bir Türkiye'sinde ortaya çıkan sivil inisiyatiflerle görüyoruz' dedi.Program sonunda soru cevap kısmında katılımcılar konuşmacılara çeşitli sorular yönelttiler. Büyükşehir Kent Konseyi Genel Sekreteri Abdullah Pektaş İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek'e, Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr. Ali Osman Öztürk'e ve Başbakan Müşaviri Dr. Mehmet Babacan'a plaket takdim edip konuşmalarından dolayı teşekkür etti.