Türk Dili Bayramı Mesajı
Türk Dili Kurultayı'nın açılış günü olan 26 Eylül 1932 tarihinden bu yana Türk Dili Bayramı olarak kutlanan Türk Dil Bayramı'nın 88. Yıldönümü nedeniyle Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya şubesince yazılı bir mesaj yayınlandı.
Türk Dili Kurultayı'nın açılış günü olan 26 Eylül 1932 tarihinden bu yana Türk Dili Bayramı olarak kutlanan Türk Dil Bayramı'nın 88. Yıldönümü nedeniyle Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya şubesince yazılı bir mesaj yayınlandı. ADD Şube Başkanı Yunus Millioğulları imzalı
"TÜRKÇEMİZE ATATÜRK'ÜN DİRENCİYLE SAHİP ÇIKACAĞIZ " başlığıyla yayınlanan mesajda;
“Siyasal ve ulusal bağımsızlığımızın ayrılmaz parçası olan dil bağımsızlığımızı korumak ve onu geliştirmek temel görevlerimizdendir. Bu görevi; Atatürk, “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Sözüyle bize verilmiştir.
Önderimiz Atatürk'ün en çok önem verdiği devrimlerden biri olan dil devrimimiz, çağdaşlaşma sürecimizde itici gücümüz olmuştur. Atatürk'ün dilimizin gelişmesi ve yabancı sözcüklerden arındırılması yolunda verdiği savaşımı bize örnek olmuş; bu savaşımın günümüzde de sürdürülmesi gerekliliği gözle görülür hale gelmiştir.
Her fırsatta Atatürk Devrimi'ne saldıran siyasal iktidar; arı, duru ve ulusal benliğimizin göstergesi olan Türkçemize de, mirasçıları gibi, 12 Eylülcüler gibi saldırmakta, diğer saldırganlara göz yummakta, hatta onları desteklemektedir.
Günümüzdeki uygulamalar, Türk Dil Kurumu'nu kapatanların; “devrim”, “barış” vb. sözcükleri yasaklatanların yaptıklarını aratmamaktadır. Dilimize teknolojiyle giren yabancı sözcüklerle savaşım bitmeden, Milli (!) eğitimde yapılan Arapça dayatması, ders kitaplarından Türkçe sözcüklerin ayıklanması ve yerlerine Arapça, Farsça sözcüklerin yerleştirilmesi, en üst kademedeki siyasetçilerin konuşmalarındaki yabancı sözcük sayısının neredeyse Türkçeyi geçmesi, Arapça tabelalara karşı çıkanlara gösterilen tepkiler, gelinen noktayı tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir.
Arapça, Farsça, Osmanlıca sözcük ve tamlamalar havalarda uçuşmaktadır ve moda haline gelmiştir. Önderimiz Atatürk'ün inancı, direnci ve dil sevgisiyle bunlarla mücadele edeceğiz.
Dilimizi unutanların; özünden, halkından uzaklaşanların düştüğü durumlar tarih kitaplarında yer almaktadır. Aynı hataları yapanları, Türkçenin, dünyanın en zengin dillerinden biri olduğunu unutanları, unutturmak isteyenleri uyarıyoruz ve diyoruz ki:
Atatürk'ün mirasına uygun olarak Türk Dil Kurumu özerk yapısına kavuşturulmalı ve esas işlevine dönmelidir.
· Eğitim ve bilim dili her düzeyde Türkçe olmalıdır.
· Türkçe edebiyat ve kültür yayınlarına destek verilmelidir.
Türkçenin, ekonomi, bilim ve ticaret dili olması yolunda çabalar arttırılmalıdır.
“Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir.” Yani yerli ve milli olmanın yolu,boş sözlerden değil, uygulamalardan ve en önemlisi dilden geçer.
Zengin dilimizi sevelim, koruyalım, geliştirelim, yayalım, yaşatalım.
Dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtaralım.
BU GÖREV BİZİM.DİL BAYRAMIMIZIN 88. YILI KUTLU OLSUN!” İfadeleri yer aldı.