Sayın Bakan,Bakmayın, Görün Ve Artık Neşteri Vurun !...
Mehmet Yaşar Şahindoğan Türk Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcısı
Sayın Ziya Selçuk Milli Eğitim Bakanı olduğunda eğitim camiasında büyük bir heyecan dalgası oluşmuş ve eğitimci olmayan siyasiler elinde yönetilen ve her bakımdan dibe vurmuş eğitim sistemimizde artık güzel şeyler olacağı beklentisi hakim olmuştu.
Hatta Sayın Bakan'ın söylemleri ve ilk icraatları (Alo 147'nin kapatılması, öğretmene performans değerlendirmesinin iptali gibi) hararetle alkışlanmıştı.
Hakkını teslim etmek gerekir; mülakat puanını etkisiz hale getirerek kul hakkı ve yandaş kayırmayı engelleyen adımları da attı. Çok yerinde bir hamleydi.
Ancak bu tür güzel şeylerin varlığı ile beraber, hala pek çok problem varlığını devam ettiriyor ve müdahale bekliyor.
Türk Eğitim Sen olarak MEB, taşra teşkilatındaki paralel yapının varlığını devam ettirdiğini ısrarla vurguluyor ve bu yapı var oldukça eğitim camiasına huzurun ve adalet duygusunun gelmeyeceğini söylüyoruz.
Yandaş sendika tavassutu ile yönetici yapılan taşra yöneticilerinin, kendini yönetici yapanlara hizmet etme arzusu, devlete ve eğitim camiasının tamamına hizmet etme düşüncesinin önüne geçmiştir.
Taşrada bu PARALEL ÇETE milli eğitimi ya tek başına ya da getirdiği sözde yöneticilerle beraber yönetmektedir. Bir sendikayı doğal partner gören anlayış beraber okul ziyaretleri, denetimleri yapmakta ve burada okul öğretmenlere de o sendika adres gösterilmektedir. Alanya'da MEB merkez teşkilatı daire başkanı ile yerel MEM yöneticisinin Paralel sendika başkanını yanlarına alarak okul gezmeleri, incelemelerde bulunmaları bu paralel yapının taşradaki çalışma usülünü ortaya koyması açısından bariz bir örnek olmuştur.
Bir Bakanlık daire başkanı ve ilçe milli eğitim müdürü okul ziyaretlerine bir sendikanın başkanını da götürmekten ve beraber poz vermekten imtina etmiyorlarsa kokuşmuşluğun zirvesini izliyoruz demektir.
Proje okulu atamaları rezaleti de MEB'in hazırladığı uygun mevzuat zemininde taşrada yuvalanmış paralel çetelerin bir ürünü olarak önümüzde duruyor. Adeta bir sendikanın çiftliği haline gelen bu okullar, eğitim sistemimizi ve eğitimciler arasındaki huzuru ve barışı tehdit eder hale gelmiştir.
Mobbing zemini oluşturan ve pamuk ipliği ile bağlı statüsüyle intiharlara sürükleyen, kölelik sistemi sözleşmeli öğretmenlik de hala tek istihdam şekli olarak devam ettiriliyor.
Ek gösterge talebi sürekli başka baharlara öteleniyor, öğretmenler tüm çalışanlar arasında neredeyse en az ücret alan bir meslek grubu haline geldi.
Meslek kanunu söylemleri arkası yarın hikayelerine döndü.
Sayın Bakanımızın bir sözü vardı “ Bakan değil gören olacağım” diye.
Sayın Bakan, bunları görüyorsanız, biz de çözdüğünüzü görmek istiyoruz. En azından bu konularda bir şeyler söyleyin de gördüğünüzü biz de anlayalım.
Görelim ya da anlayalım da sizinle ilgili ümitlerimizi yarınlara taşıyalım.
Mehmet Yaşar Şahindoğan
Türk Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcısı