PISA Direktörü Schleicher: Covid nesli yetiştiriyoruz
Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü (OECD) Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) Direktörü Andreas Schleicher, Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) tarafından düzenlenen online toplantıda pandemi sonrası eğitim stratejileri hakkında bilgi verdi.
Koronavirüs sonrası eğitimin sisteminin tekrardan uygulama stratejileri ve online eğitim gibi konular PISA Direktörü Andreas Schleicher'ın katılımıyla gerçekleştirilen zoom toplantısında masaya yatırıldı. Toplantıda BAU Global Başkanı Enver Yücel, BAU Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz, Türk- Alman siyasetçi Özcan Mutlu da yer aldı. "Kriz sırasında eğitim tedbirlerinin uygulanması" başlıklı bir sunum yapan Andreas Schleicher, 1,5 milyar öğrenci ve ebeveyninin son iki ay içinde teknolojiyle eğitimi benimsediğini söyledi.
YENİ NORMALDE ÖĞRENCİLERİ NELER BEKLİYOR?
Uzaktan öğrenmenin eğitimin yaşam çizgisi haline geldiği anlatan Andreas Schleicher, "Çevrimiçi kaynaklara erişim, kullanım arttı. Birçok yenilikçi öğrenme ortamı ortaya çıktı. Özellikle pandemiyle covid nesli yetiştirmeye başladık. Öğretmenlerin birlikte çalışma becerisi ve yeterliliğini yükseltmemiz gerekiyor. Öğrenme kaybını tespit ederek buna uygun süreç tasarımı yapmamız gerekiyor. Yeni normal sürecinde öğretmen, yönetici ve çocuklarımıza vermemiz gereken her türlü sosyal mesafe eğitimini tasarlamalıyız. Öğrencilerimizin esenliği için öğretmenlerimizin, yöneticilerimizin, çocuklarımızın alacağı psikolojik destek çok önemli. Bu noktada okullardaki psikolojik danışmanlarımızın okula geri dönen çocuklarımız için önemli işler yapması gerekir" dedi.
"OKUL, ÇOCUĞA HAZIR OLMALIDIR"
BAU Global Başkanı Enver Yücel, asıl olayın okulların çocukların eğitimi için hazır olup olmadığıyla ilgili olduğunu söyledi. Okullar hazır olduğu takdirde açılmasında bir sakınca olmadığına dikkat çeken Yücel, "Eğer okullarımız hazırsa, öğretmenlerimizin yeni teknolojilerle ders anlatımını, öğretmen paradigmalarının değişimini sağlayabilirsek biz okulları çok rahat açabiliriz. Okulların hizmetlisinden müdüre kadar hazır bekliyor olması lazım" diye konuştu.
"UZAKTAN ÖĞRETİM MERKEZLERİ ÖNCEDEN KURULMALIYDI"
Türkiye'nin iyi bir telekomünikasyon alt yapısına sahip olduğumuzu söyleyen Yücel, şöyle devam etti:
"Fatih Projesi gibi birçok proje ile Türkiye'de eğitimde teknolojinin kullanımı için en azından bir farkındalık yaratıldı. Türkiye'de bu kültür oluşmasına rağmen örnek çalışmaların yapılabilmesinin önü açılsaydı, liselerde ve ortaokullarda uzaktan öğretim merkezleri kurulabilseydi, bu dönem daha rahat olacaktı."
"10 YILDIR EĞİTİM TEKNOLOJİLERİNE YATIRIM YAPIYORUZ"
10 yıldır eğitim teknolojilerine yatırım yaptıklarını dile getiren Yücel, "Almanya, İngiltere ve Kanada'daki veli ve öğrenci görüşmelerimde Türkiye'nin bu noktada yaptığı iş mükemmel oldu. Biz 10 yıldır eğitim teknolojilerine yatırım yapıyorduk. Öğretmenlerimizin adaptasyonu daha çabuk oldu. Bunlar ülke bazında yapılabilirse en önemli olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlamış oluruz" diye konuştu.
EĞİTİMDE MUTLAKA TEKNOLOJİ KULLANILMALI
Koronavirüs bitse dahi eğitimde tekrar eski düzene dönülmemesi gerektiğini vurgulayan Enver Yücel, "Biz eskiye döneceğiz ve eskisi gibi derslere devam edeceğizin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Koronavirüs bitse dahi tekrardan eskiye dönmemeliyiz. Mutlaka eğitimde teknolojiyi kullanmamız lazım. Dijital bir dünyaya çocuk hazırlıyoruz" dedi.
“ALMANYA DİJİTAL EĞİTİME HAZIRLIKSIZ YAKALANDI”
Almanya'nın salgının yayılmaya başlamasıyla birlikte mart ayında aynı Türkiye gibi bütün okullarını kapatma kararı aldığını hatırlatan Türk-Alman Siyasetçi Özcan Mutlu ise şöyle konuştu:
“Bütün kurumlar çok hazırlıksız yakalandı. Daha önceden dijital eğitimde kendimizi çok iyi bir yerde gördüğümüz Almanya'da çok da iyi bir yerde olmadığımızı anladık. Okullarımızın dijital ekipmanları, öğretmenlerin dijital teknolojileri eğitimde kullanma olanaklarının çok da yaygın olmadığını fark ettik. 16 farklı eğitim sistemi mevcut diyebiliriz. Federal yapıdan ötürü eğitim konularına merkezi hükümetin karışma yetkisi yok. Geçtiğimiz yıl Almanya'nın dijital eğitim konularında federal hükümet eyaletlere 5 milyar euroluk teşvik vermek için yıllarca eyalet eğitim bakanlıklarıyla pazarlıklar yaptı.”
"EĞİTİMDEKİ EKSİKLİKLER DAHA ÇOK GÖÇMENLERİ ETKİLEDİ"
Almanya'nın eğitimde hızlı hareket etmesi gerektiğine vurgu yapan Mutlu, “Eksikler özellikle dar gelirli aileleri ve göçmenleri vurdu. Birçok göçmen aile çocuklarının eğitimleriyle yeterince ilgilenemedi. Veliler çocuklarına yeteri eğitimi veremediler. Salgının kontrol edilmesiyle birlikte kademeli olarak okullar açılmaya başladı. Sistem için önemli olan meslek dallarında çalışan ailelerin çocuklarında haftada 2-3 gün eğitim verilmeye başlandı. Sistem için gerekli olan meslekler ise daha önce önemsenmeyen, hasta bakıcıları, öğretmenler, güvenlik birimleri oldu. Bu ailelerin çocuklarına öncelikli destek sağlandı” değerlendirmesinde bulundu.
“ÖNLEM ALINMAZSA OKULLAR YENİ SALGIN ALANLARI OLUR”
Tatil sonrası Almanya'da okulların hepsinin açılacağına dikkat çeken Özcan Mutlu, “Ancak önlemler alınmazsa okullar yeni salgın alanları olabilir. Okullara hijyen konusunda destek verilmezse, öğretmenler uzaktan eğitim konusunda geliştirilmezlerse ikinci dalgada daha büyük zarar görebilirler. Bu yeni normalleşme dediğimiz basit bir şey olmayacak. Özellikle eğitim kurumlarına çok büyük görevler düşüyor. Almanya'nın eğitim kurumlarının önemli olduğunu anlaması gerekiyor. Okul bir yaşam alanıdır” uyarısında bulundu.