Öğretmenlik Meslek Kanunu Saray Ve Yandaş Aklıyla Çıkarılamaz

Hatem DENKTAŞ Eğitim İş Sendikası Malatya Şubesi Başkanı

AKP döneminde en itibarsızlaştırılan mesleklerden olan öğretmenliğe dair hükümetin bir meslek kanunu hazırlığı içinde olması büyük önem arz etse de, bu hazırlıkların yürütülüş biçimi, önceden bir yerlerde hazırlanmış taslaklarla hareket edilmesi, eğitimin tüm paydaşlarından doğru biçimde görüş alınmaması, eğitimciler için hayati önem taşıyacak olan bu kanuna dair şimdiden düşündürücü olmuştur.
Kupon arazilerden, araçların camlarındaki filmlere kadar hiçbir konuyu başka bir devlet kurumuna bırakmayan Cumhurbaşkanı, tıpkı 2023 Eğitim Vizyon Belgesi'nin önemli kısımlarını Milli Eğitim Bakanı'na bırakmayıp kendisi açıklamayı tercih ettiği gibi, öğretmen meslek kanunu için de kendi kurduğu kurulla Saray'ında bir toplantı düzenlemiştir.

Eğitim Öğretim politikaları için oluşturulan kurulun üyelerinin eğitimden ziyade işletme, mühendislik ve ilahiyat menşeili olduğunu da hatırlatmak isteriz.

Böyle önemli bir toplantının Milli Eğitim Bakanlığı'nda yapılması ve bu görüşmelerin şeffaf olması gerektiğini düşündüğümüz için Eğitim-İş olarak Saray'daki toplantıya katılmadık.
Ama eğitim sisteminin atar damarı olan eğitimcilerimizin meslek kanununda olmazsa olmaz olarak raporladığımız maddeleri MEB'e defaten iletmiş bulunmaktayız.
Saray'daki hazırlığın ardından ortaya yetersiz, ihtiyaca cevap olmayan bir kanun tasarısı çıkar ve eğitim alanındaki sendikalardan, uzmanlardan "laf olsun diye" görüş alındığı kanaati oluşursa diye, tarihe not düşmek için öğretmen meslek kanununda olması gerekenleri kamuoyuyla paylaşıyoruz.

İŞTE HAKKANİYETLİ BİR KANUN İÇİN ROTA

Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: Öğretmen meslek kanununda aşağıdaki tüm içeriklerin sağlanması elzemdir:
1- Mesleğimiz Onurumuzdur. Mesleğimizin AKP iktidarları döneminde düşürüldüğü durum ve itibar kaybının giderilmesine, öğretmenlik mesleğinin eğitimin birincil öznesi olduğunun vurgulandığı yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.

2- Yapılacak kanuni düzenlemede öğretmenliğin tanımı: “Öğretmenlik: Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılması zorunlu eğitim ve öğretim işleri ile bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir uzmanlık mesleğidir.” İçerikli olmalıdır.

3- Kamusal eğitimin zorunlu kılınması

4- Karma eğitim zorunluluğunun korunması
5- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundan gelen iş güvencesinin daha da arttırılması ve, grevli toplu sözleşme hakkı tanınarak ülkenin aydın kesimi, ülkenin geleceğine yön veren öğretmenlerin örgütlenmeleri önündeki engellerin kaldırılması,

6- Kamu kurumları dışında olmak üzere öğretmenlere siyaset yapma serbestisi getirilmesi
7- Atamaların sözleşmeli değil, kadrolu olması.
8- Tüm atama kademelerinde liyakatin esas alınarak sözlü sınav gibi sübjektif uygulamalara son verilmesi,

9- Ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmesi,
10- 666 sayılı KHK ile bazı kamu görevlilerine verilen ek ödemeden öğretmenlerin de yararlandırılması,
11- Öğretmenlere yıpranma payı verilmesi,
12-Öğretmenler için 2005 yılında düzenlenen Uzman Öğretmenlik/Başöğretmenlik kavramlarının kaldırılarak öğretmenlik mesleğinin uzmanlık mesleği olduğunun çıkarılacak kanuna da işlenmesi ve Uzman öğretmenlik/başöğretmenlik için ödenen tazminatların kıdeme bağlı olarak tüm öğretmenlere ödenmesi.
13- Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ders saatinin 15 olarak belirlenmesi
14- Norm kadro hesabından 15 saat esasına geçilmesi,
15- Öğretmenlere angarya görevlerin verilememesi,
16- Eğitim faaliyetlerinin Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde öğretmenler eliyle yapılması ve hiçbir şekilde dernek, vakıf ya da başkaca kuruluşlara devredilememesi, eğitim kurumlarının dernek ve vakıfların faaliyet alanları olmasından kurtarılması,
17- Öğretmenlere ödenen ek ders ücretlerinde yöneticiler arasındaki ve öğretmenler arasındaki (branş, meslek Öğretmenleri… gibi) farklılıkların sonlandırılarak eşitlik sağlayan bir düzenlemeye gidilerek adaletli bir ek ders düzenlemesinin alt yapısının oluşturulması,
18- Yönetim kademelerinin öğretmenlerden oluşması ve kariyer sistemi uygulanması. Yani alandan olmayanların eğitimi yönetmemesi, her yönetim kademesi için alanda belli çalışma sürelerine bağlı bir yapı kurulması
19- Kanunun öğretmenlik mesleğini icra eden (devlet/özel ayrımı olmaksızın) tüm öğretmenleri kapsaması,
20- Eğitimde özel okul kavramının son bulması, uygun kurumların kamulaştırılması bu işlem yapılana kadar özelde çalışan öğretmenlerin de ekonomik ve diğer haklarının devlet kurumlarında çalışanlarla eşit olması. (en azından altında olmaması)

21-İsteğe bağlı yer değiştirmelerde tüm kurumların ilan edilerek puan üstünlüğü esasına dayalı bir yapının ve takvimin oluşturulması,

22- Aile bütünlüğü, sağlık, öğrenim, can güvenliğine bağlı yer değiştirmelerin süreye bağlı olmaksızın mazeretin ortaya çıkışına göre karşılanacak bir sistem oluşturulması,…

23- Emeklilikte öğretim yılı sonu (Haziran-Temmuz) kısıtlamasının kaldırılması,

DAHA AZINA YA DA MAKYAJLI HAK GASPINA GEÇİT VERMEYİZ!
Ataması yapılmayan, öğretmenlerimiz de hesap edildiğinde sayısı 1.5 milyonu bulan eğitimcilerin bir meslek kanunun bulunması adeta zorunluluktur... Ancak unutulmamalıdır ki bu bir lütuf değil, Eğitim-İş başta olmak üzere alandaki tüm meslek örgütlerinin yıllar süren mücadelesi ve azminin sonucudur.
Buradan çıkışla Eğitim-İş olarak duyuruyoruz: Bu kanunun, doğalgaza önce zam sonra indirim yaparak müjde olarak yansıtılan tatlı su kurnazlıklarına dönüşmesine, öğretmenlerin hali hazırda kırpılmış haklarına daha da göz dikecek hadsizliğe ulaşmasına geçit vermeyeceğiz!

Öğretmenler, bu ülkenin geleceğinin mimarlarıdır; onların meslek kanununda insanlık onuruna aykırı şartlar barındıran maddeleri kabul etmeyeceğiz! Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün yolundaki eğitim neferlerine, Fakir Baykurt'un meslektaşlarına dair hayati bir kanunun, seçim malzemesi yapılmasına müsaade etmeyeceğiz! Öğretmenlerimizin haklarını ve onlardan alınanları biliyoruz, yıllardır onlar için direniyoruz, insanca yaşamdan daha azına tekabül eden bir meslek kanununa karşı boyun eğmeyeceğiz!

AKP iktidarlarının son 16 yılda eğitimde yarattığı tahribatı, her kanun çıkarışlarında yaşanan hak kayıplarını unutmadığımızdan sadece AKP eliyle yapılacak bir kanunun peşinen sorunlarla dolu olacağını düşünüyoruz.

Bunları kısaca hatırlayacak olursak;

  • Uzman Öğretmenlik/Başöğretmenlik düzenlemesi(2004)
  • 4B Sözleşmeli Öğretmen düzenlemesi(2007)
  • MEB'e tahsisli arazilerin satışı düzenlemesi(2008)
  • Teşkilat Yasasının değiştirilmesi, tüm kadroların lağvedilemsi, yeni bir kadrolaşma alanı yaratılması, Okul yöneticiliğine sözlü sınav getirilmesi (2011)
  • 4+4+4 kanunu (2012)
  • Dershanelerin kapatılması kanununa eklenen maddelerle MEB teşkilat yapısının yeniden şekillendirilmesi, eğitim kurumu yöneticilerinin görev süresinin 4 yıl ile sınırlandırılması, onbinleri bulan yöneticinin (il/ilçe müdürleri… dahil) görevine son verilmesi, (2014)
  • Sözleşmeli ve Sözlü sınav ile öğretmen alımı (2016)
  • Mesleki eğitim merkezlerinin de örgün eğitim kapsamına alınması, müfettişlerin görevlerinin sonlandırılması, yeniden müfettiş alımının (bu alanda da kadrolaşmanın) önünün açılması

Hal böyle iken yani 16 yıl boyunca yapılan düzenlemeler bu içerikte iken böylesine önemli bir kanunun öncelikle alanda yani paydaşlar noktasında ardından mecliste oluşacak ortak akılla çıkarılması zorunludur ve olmazsa olmaz maddelerimizin en başında yer almaktadır.

Hatem DENKTAŞ

Eğitim İş Sendikası Malatya Şubesi Başkanı

Bakmadan Geçme