Milletimize Hizmet Ettikçe Gücümüz Artıyor
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı'na katıldı. Erdoğan, 'Milletimize hizmet ettikçe gücümüz artıyor, enerjimiz çoğalıyor' dedi.
Ülke ve millete hizmet yolunda her dakikayı değerlendirmeye çalıştığını ifade eden Erdoğan, "Durmak yok, yola devam. Milletimize hizmet ettikçe gücümüz artıyor, enerjimiz çoğalıyor. AK Parti'nin bunca yıldır zirveden inmemesinin sırrı işte buradadır. Biz çalıştıkça Rabbim bereketini veriyor. Biz koşturdukça Rabbim yolumuzu açıyor. Biz gayret ettikçe Rabbim zoru kolay kılıyor." dedi. Her bir arkadaşından aynı gayret ve çabayı beklediğinin altını çizen Erdoğan, "Bizim kitabımızda yorgunluğun, yılgınlığın, tembelliğin, ataletin yeri yoktur. Bu hizmet yolunda yürümek, bu büyük mücadeleyi sürdürmek için kendinde derman göremeyen varsa yanlış yerde bulunduğunu bilmelidir." diye konuştu.
"ERKEN EMEKLİLİĞİ SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİMİZDE TASVİP ETMİYORUZ"
Emeklilikte yaşa takılanlar konusuna da değinen Erdoğan, "Erken emekliliği sosyal güvenlik sistemimizde tasvip etmiyoruz ama siyasette bu yol her zaman için açıktır." ifadesini kullandı. Sosyal güvenlik mevzuatına göre emekli olabilmek için sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaş olarak 3 ayrı hususa bakılması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Emeklilik için 1999 yılına kadar yalnızca hizmet süresi ve prim ödeme gün sayısı yeterliydi. Bu tarihte yapılan bir düzenlemeyle kademeli olarak yaş şartı da getirildi. Son günlerde emeklilikte yaşa takılanlar başlığı altında yürütülen kampanyanın özünde işte bu uygulama vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Emeklilikte yaşa takılanlar başlığı altında bir de dernek kurulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşe bak. Bu derneğin başındaki kişinin durumu dahi tek başına sosyal güvenlik sistemimizin nasıl bir felakete itilmeye çalışıldığının en büyük ispatıdır. Bu derneğin başındaki hanımefendi, 1992 yılında sigortalı olarak sosyal güvenlik sistemimize dahil olmuş. Şayet eski sistem devam etseydi bu hanımefendi 2012 yılında, 38 yaşında emekli olacaktı. Halihazırdaki sistemdeki kademeli yaş uygulaması sebebiyle bu hanımefendi 2022 yılında yani 48 yaşında emekli aylığı almaya başlayabilecek. Esasen bu kişi zaten emeklilik hakkını kazanmış durumda. Sadece emekli maaşı alabilmesi için bu yaşı beklemesi gerekiyor."
"BUNA HİÇBİR ÜLKENİN SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ DAYANAMAZ"
Dünyanın hiçbir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama olmadığının altını çizen Erdoğan, "20 yıl çalışıp 38 yaşında emekli olacak bir kişi 40 yıl çalışmadan devletten maaş ve sağlık sigortası hizmeti alacaktır demektir. Böyle şey olur mu? Buna dünyanın hiçbir ülkesinin sosyal güvenlik sistemi dayanamaz. Zaten oralarda da böyle bir uygulama yok. Ortalama insan ömrünün 60 yaşı dahi bulmadığı dönemlerde 40'lı yaşlarda emekli olmanın belki bir izahı vardı ama bugün ülkemizde ortalama insan ömrü 78'i geride bıraktı." açıklamasını yaptı.
48 yaşında emekli olan bir kişinin bile yaklaşık 30 yıl sistemde kalacağına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Bugün ülkemizde ortalama emeklilik yaşı 52'dir. Bu rakam Avrupa ülkelerinde 65'tir. Türkiye kademeli olarak henüz yeni yeni 65 yaş sınırına doğru çıkmaya çalışıyor. Ülkemizde ortalama sigortalılık süresi 26 yılken emeklilikte geçen ömür 27 ile 31 yıl arasındadır. Avrupa'da sigortalılık ortalama süresi 35 yılken emeklilikte geçen süre de genellikle 20 yılın altındadır. Ülkemizde bir emekli tüm çalışma hayatı boyunca ödediği primi 6 yılda emekli maaşı olarak geri almaktadır. Görüldüğü gibi mevcut durumda dahi emeklilik sistemimiz içler acısı bir haldedir. Sosyal Güvenlik Kurumunun hesaplamalarına göre emeklilikte yaşa takılanlar denilen gruba giren 6,3 milyon kişi bulunuyor. Bunların 1 milyon kadarı devlet memuruyken kalanları hizmet akdiyle veya kendi hesabına çalışanlardan oluşuyor. Bunlardan 1,3 milyonu hemen emekli olabilecek durumda, kalanları da peyderpey emekliliğini talep edebilecektir. Bu teklifin ülkemize yıllık ilave maliyeti 26 milyar lira. Erken emeklilikten yararlanacakların tamamı göz önüne alındığında bu rakam toplamda 750 milyar lirayı buluyor. Ekonomik kurtuluş savaşı verdiğimiz böyle bir dönemde, böyle bir yükü milletimizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı, diye milletime soruyorum."
"Ne kadar uğraşırsak uğraşalım, hangi tedbirleri alırsak alalım, bir türlü çözemediğimiz bu sorunu yeni yönetim sistemiyle birlikte geride bırakmayı ümit ediyorduk halen de ediyoruz." diyen Erdoğan, "hala bürokrasinin hantallığından, sorumluluk almaktan, imza atmaktan çekinmesinden kaynaklanan şikayetleri" işittiklerini söyledi. Erdoğan, yeni yönetim sistemi üzerinden geçen dört aydan sonra bu tür sıkıntıların süratle geride bırakılması gerektiğini vurguladı.
Bakanların çalışacakları kadroları büyük ölçüde oluşturduğunu, bakan yardımcıları ve diğer üst yöneticilerin işlerine dört elle sarılması durumunda, alt kadroların aynı şekilde görev yapacağını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı gibi görevlerde bulunanlar özellikle başta olmak üzere tüm bürokratlar, şayet bakan arkadaşlarımız başka bir tasarrufta bulunmamışsa vazifelerine devam ediyor demektir. Bu tür görevlerdeki kişilerin yeniden atanması diye bir usul yoktur. Bize koltuğu için endişe duyan değil, sorumluluklarını yerine getirmek için gayret eden, mücadele veren, iş üreten bürokratlar lazımdır. Her kim ki sırf unvanını kaybetmemek için pasif konuma geçmişse bizim gözümüzde o kişi zaten ekibimizin bir parçası olmaktan çıkmıştır. Bu tarz şikayetler duyduğumuzda hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Türkiye'nin en çok icraata, projeye, gayreti olan bir dönemde kimsenin kaprisleriyle, mazeretleriyle, kariyer hesaplarıyla vakit kaybedemeyiz. Bakan arkadaşlarımdan ricam, şayet hala yapmamışlarsa, yetki devirlerini de süratle tamamlayıp bürokrasi çarklarının tıkır tıkır işlemelerini sağlamalarıdır."
"Milletin sandıkta yüzde 52,6 oranında oyu, bu tür sıkıntıları kolayca aşıp daha hızlı ve etkili icraat yapılabilsin" diye verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ürkeklik sebebiyle bürokrasinin tıkanmasının, denizi geçip derede boğulmaya benzeyeceğini söyledi. Erdoğan, ne millete ne de kendilerine böyle bir kötülüğü yapamayacaklarını ifade ederek, "Bir an önce işleri süratlendirmeli, milletimizin beklentilerine cevap verecek icraatları ortaya koymalıyız." diye konuştu.
"TÜRK ADALET SİSTEMİNİN KARARINI VERDİ"
Türk adliye sistemi içerisinde, hukuk sistemi içerisinde, İzmir'de bir "rahip Brunson olayı"nın yaşandığına değinen Erdoğan, bu konuyla ilgili Türk adalet sisteminin kararını verdiğini ve uygulamaya koyduğunu söyledi. Erdoğan, terörle mücadelede atılan adımlara da vurgu yaparak, bu mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini bildirdi. Suriye'nin kuzeyinde ve Münbiç'te atılan adımları da aktaran Erdoğan, Münbiç'te şu anda Mehmetçiğin, Amerikalı askerlerle müşterek eğitim sisteminin cereyan ettiğini dile getirdi. Erdoğan, Münbiç için belirlenen takvimin 90 gün olduğunu hatırlatarak, "90 günlük takvim ne yazık ki şu anda çalıştı diyemeyiz. Çalışmadı. Çalışmazsa biz orada göbeğimizi kesmesini biliriz, gereğini yapacağız. Aynı şekilde Fırat'ın doğusunda gereken adımlar atılmaz, hala bu gecikme süreci devam ederse Fırat'ın doğusunda da özellikle bu YPG/PYD'ye, daha doğrusu PKK'ya karşı atılması gereken adımları en üst düzeyde atacağız ve gereğini de yapacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bu yapılanların salt ülke huzuru için olmadığını, bunların içerisinde o bölgede yaşayan garip gruba insanların huzurunun da bulunduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Onların Türkiye'ye kaçışları boşuna değil. Attığımız bu adımlar onları da koruma altına almaya yöneliktir. İdlib'de attığımız adım ne ise Afrin'de attığımız adım da, Cerablus'ta attığımız adım da odur. Bütünüyle o terör koridorunda attığımız adımlar bunlardır. Bu adımları Türkiye, kararlı bir şekilde atmıştır, bundan sonra da atmaya devam edecektir."
KAYNAK:TÜRKİYE ADAY