MHP'li Yalçın'dan Emin Çölaşan'a: Ayasofya'da çan sesi duymayı mı özledin?
MHP'li Yalçın'dan Emin Çölaşan'a: Emin Efendi, görmüyor musun ki artık Türkiye de eski Türkiye değil…
Semih Yalçın'ın açıklaması şu şekilde;
''Nerene battığını kestiremediğimiz bir “baston” aletinden şikâyeti, birkaç yıldan beri ısrarla dilinden düşürmediğini görmekteyiz.
Anlaşılan sen, bu makule aletlerden şikâyet ede ede zevk alır hâle gelmişsin.
“Kılma derman, kim helakim zehri dermanındadır.” misali, sanki “baston”culuk veya bir başka deyişle “baston bağımlılığı”ndan aslında pek vazgeçmek niyetinde değilsin gibi…
Bastonculuk; sende uzun ve sabit bir tutkuya, vazgeçilmez bir çeşit platonik aşka dönüşmüşe benziyor.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli üzerinden ihtiraslı bir üslupla bastondan söz ederken, hakikatte bir ağaç parçasıyla kurduğun ilişkinin sırlarını ifşa eder gibisin.
Bastonla aranızda geçenler ve ondan şikâyet nedenlerin bizi çok ilgilendirmiyor.
Baston yapımıyla ünlü birkaç ilçemiz bulunduğunu, bu işi yıllardır sürdüren ustaların harika “bozkurt başlı bastonlar” imal ettiğini bilirsin.
İçinden çıkaramadığın “bozkurt başlı baston”dan ve onun kanattığı yaradan kurtulmanın yollarını, bu çok yararlı aletin yaygın olarak üretildiği yerlerdeki meslek ustalarından öğrensen daha iyi edersin.
MHP'nin iktidar partisiyle ilişkisine gelince…
İşte onu taşıyan baston milletin elinde, değerini tartan kuyumcu terazisi de sadece maşeri vicdanda bulunmaktadır.
Senin gibi sol mücadeleden gelmesine rağmen oportünistleşerek tetikçilik temayülü gösteren ve kaleminin ismetini emperyalizmin taşeronluğunda kirletenlerin çapı, MHP Liderini ve partimizi muaheze etmeye yetmez.
Hani şu başkalarına en çok saldırırken kullandığın meşhur “dönek” kelimesi var ya, o bile senin içinde bulunduğun acınası vaziyeti tarife yetmiyor.
Dönekler bile cibilliyet ve çıkarları icabı 360 derecelik dairenin istikametini takip ederken bir defalığına doğruyla çakışırlar.
Sen ise yuttuğun bastonla şaşkın bir istikamette ısrarla ilerliyorsun.
Bu baston illeti; seni zaten fukarası olduğun doğruluk, hakkaniyet, adalet ve sağduyu gibi beşeri erdemlerden her geçen gün daha da uzaklaştırıyor.
Dün memlekette olup bitenleri bir nebze aklıselimle görürken, bugün MHP bastonu yutmaktan, ülke gerçeklerine tamamen sırtını döndüğün görülüyor.
15 Temmuz İhanet Kalkışması öncesinde aklamaya çalıştığın FETÖ'cülerin pislikleri ayaza çıkınca sen yine MHP bastonu yüzünden inadını sürdürdün.
Doğruları ikrar ve kabul etmek yerine, inkârcılık yolunu tercih ettin.
Ha evet, Ak Parti iktidarlarına geçmişte en sert eleştiriler MHP Lideri Devlet Bahçeli'den ve partimizin kurmaylarından geldi.
Ama MHP hep doğruları söyledi ve hep haklı çıktı.
Bugün; senin gibilerin yer aldığı şer cephesi hariç, partimizin haklılığı aklıselim sahibi bütün kesimlerce dikkate alınıyor.
Emin Efendi, görmüyor musun ki artık Türkiye de eski Türkiye değil…
Özellikle 15 Temmuz bölücü kalkışmasından sonra köprülerin atından çok sular geçti.
Herkes kendine çekidüzen verdi.
Ülkede Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildi.
İktidarın bir takım karar ve öncelikleri değişti, konjonktür de değişti.
Bugün Türkiye iyi yolda...
Sorunları var ama çözme kararlılığı da var.
Sahi sen hangi ülkede yaşıyorsun Allah aşkına?
Herkes Mersin'e gidiyor ama sen bu MHP bastonu yüzünden boynunu bile çeviremediğin için ters istikamete yürüyorsun.
Bu arada şunu da ilave edelim:
Ayasofya meselesi senin üzerine kelam edeceğin bir husus değil…
Dün; ilahî davetle işin olmadığı hâlde, “Ezan Türkçe okunsun.” diye tutturduğun gibi, bugün de bu konuya takma kafayı…
Ayasofya'da ezan okunsa sen orada alnını secdeye mi koyacaksın?
Ayasofya müze olarak kalsa, Fatih Sultan Mehmet'e rahmet mi okuyacaksın?
Ezanda kulağın var mı ki namazda yüzün olsun.
Ayasofya'da çan sesi duymayı mı özledin? Hadi oradan Emin Efendi, hadi oradan!''