Malatya'da Gazze protestosu: 'Boykotu gevşetmediğimizde sevinenler mazlumlar olacak'
Malatya'da hekimler ve sağlık çalışanlarının düzenlediği protestoda
Malatya'da hekimler ve sağlık çalışanlarının düzenlediği protestoda, "Gazze'yi unutmadığımız, eylem ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını haykırdığımızda, dua ile Allah'tan yardım dilediğimizde, boykotu gevşetmediğimizde sevinenler mazlumlar olacak." dedi.
İşgalci siyonistlerin Gazze'de yaptığı soykırıma karşı Türkiye'deki hekimler ve sağlık çalışanları tarafından her hafta düzenlenen "Sessiz Yürüyüş" eylemi 36'ncı haftasında da devam etti.
Malatya'da "Hekimler, sağlık çalışanları terör soykırım ve işgale karşı yürüyor" sloganıyla siyonist işgal rejiminin Gazze'de Şeridi'nde 288 gündür yaptığı soykırım tel'in edildi.
Eski İl Milli Eğitim Müdürlüğü binası önünden başlayan yürüyüş, Kernek Karagözlüler Camii önünde son buldu.
"Bizler önlüklerimizin zaman geçtikçe sararmasını beklerken, kanla kıpkırmızı olan hekimleriz"
Burada kitle adına basın açıklamasını okuyan İlahiyat Fakültesi 3'üncü sınıf öğrencisi Eymen Bozdağ, "Güneşin batmaya yüz tuttuğu bu anda, güneş olmaya gelen herkes hoş geldi. Bizler önlüklerimizin zaman geçtikçe sararmasını beklerken, kanla kıpkırmızı olan hekimleriz. Hastalarımızı iyileştirmek etmek için gece gündüz demeden çalışırken artık bizler de ölüyoruz. Her bombada, her saldırıda birer birer ölüyoruz. Fakat hekimler olarak farkındayız ki hastalıklı zihinler hala yaşıyor. Çocuk demiyor, yaşlı demiyor sadece ve sadece katlediyor. Yattığımız yerler yatak değil de diken olduğundan beridir buradayız. Bütün kimliklerden öte insan olan kardeşlerimiz için kıyamdayız. Elimizden gelenin en iyisini yapmak için gönlümüzü hiçbir zaman boşlukta bırakmıyoruz ve gönlümüze Filistin'i yerleştiriyoruz." dedi.
"Ratko Mladic nasıl 'Bosna Kasabı' olarak anıldıysa tarih bu varlıkları da insanlıktan en uzak köşeye koyacaktır"
Tamı tamına 288 gündür kasap bir topluluğun yaptığı delice vahşeti iliklerine kadar yaşadıklarına vurgu yapan Bozdağ, "Bu zamanlarda 29 yıl önce aynı Srebrenitsa'da olduğu gibi çocuk-kadın-yaşlı demeden göz kırpmadan, insanlık vasfı taşımadan yok edenleri lanetliyoruz. Ratko Mladic nasıl 'Bosna Kasabı' olarak anıldıysa tarih bu varlıkları da insanlıktan en uzak köşeye koyacaktır." diye konuştu.
"7 Ekim'den bu yana 20 bine yakın çocuk yetim kaldı"
Bozdağ, "Yaklaşık bir asırdır Filistin'i işgal eden siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek vatanlarına ve mal varlıklarına el koymaktadır. İşgalci israil'in 7 Ekim'den itibaren süren saldırıları neticesinde şehid sayısı 38 bin, yaralılar ise 100 bin kişiyi geçmiş durumda. 20 bine yakın çocuk ise yetim kaldı. İsrail'in Gazze'de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır." diye dikkat çekti.
"İnsanlığımız sayıların tarif edebileceğinden çok daha derin kayıplar vermektedir"
Tıbbi malzemelerin temini ve sağlık hizmetlerinin sunumunun engellendiğini anımsatan Bozdağ, şöyle devam etti: "Hastaneler ya bombalanıyor ya da kuşatılıp hastalar ölüme terk ediliyor, tıbbi malzeme depoları patlatılıyor, kuvözdeki bebekler hastanenin elektriği kesilerek ölüme mecbur bırakılıyor. 'Ölmem gerekiyorsa, sen yaşamalısın... Hikâyemi anlatmak için ...' demişti Refaat Alareer' ve eklemişti: 'Bizler rakamlar değiliz!' Bugün sizlere şehit rakamlar ile değil şehit hikâyeleri ile sesleniyoruz. Çünkü insanlığımız sayıların tarif edebileceğinden çok daha derin kayıplar vermektedir. Bugün sizlere, yaralılara şifa dağıtmak için aralıksız çalıştığı bir haftanın sonunda, uyumak için yastığa başını koyduktan sonra evine isabet eden bomba ile emanetini teslim eden doktor baba olarak, çocuğunun saldırılarda ağır yaralandığını, kızı hastaneye getirildiği zaman görüp sedyenin arkasından çaresizce koşan doktor anne olarak, torununun cesedini çadırlarda görünce teşhis edebilen, yorgunluktan bitap düşmüş sağlık çalışanı dede olarak sesleniyoruz. Bugün sizlere, yaralarını saramadığımız meslektaşlarımızın yaralarını dile getirmek adına buradayız. Çünkü onlar emanetini teslim edip bu emaneti hepimizin ellerine, diline, yüreğine bırakarak aramızdan ayrıldı."
"Dünyadaki tek özgür kara parçası olan Gazze'ye ve onurlu ve hür insanlarına selam olsun"
Bozdağ son olarak, "Biz Gazze'yi unutmadığımız, unutturmadığımızda, imkân olursa; gemilerle kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda, imkân ve şartlar müsait olmadığında; eylem ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını haykırdığımızda, dua ile Allah'tan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde, boykotu gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak. Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazze'deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Dünyadaki tek özgür kara parçası olan Gazze'ye ve onurlu ve hür insanlarına selam olsun. Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!" ifadelerini kullandı. (İLKHA)