'Kent Tarihçiliğinde Ortak Tarih ve Kader Birliği Arayışı'

Malatya Kent Konseyi Tarih Kültür ve Sanat Çalışma Grubu tarafından 'Kent Tarihçiliğinde Ortak Tarih ve Kader Birliği Arayışı' ana başlığında Ortak tarih ve kader birliği, ortak tarihin toplumsal barışa katkısı, şehir tarihçiliğinin barışa katkısı ve kent

Malatya Kent Konseyi Tarih Kültür ve Sanat Çalışma Grubu tarafından 'Kent Tarihçiliğinde Ortak Tarih ve Kader Birliği Arayışı' ana başlığında Ortak tarih ve kader birliği, ortak tarihin toplumsal barışa katkısı, şehir tarihçiliğinin barışa katkısı ve kentlerdeki kültürel mirasın korunması konularının ele alındığı bir çalıştay düzenlendi.Kent Konseyi Toplantı Salonu'nda düzenlenen çalıştaya Kent Konseyi Genel Sekreteri Abdullah Pektaş, Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu Temsilcisi Orhan Tuğrulca, Adıyaman'dan Doç. Dr. Hamdi Doğan, Diyarbakır'dan Dr. Yusuf Baluken ve Yrd. Doç. Dr. Ercan Çağlayan, Elazığ'dan Prof. Dr. Yüksel Aslantaş, Tunceli'den İsmet Hakan Ulaşoğlu, Erzincan'dan Yrd. Doç. Dr. Tahir Erdoğan Şahin, Levent Baydaş, Sivas'tan Ahmet Necip Günaydın,  Kahramanmaraş'tan Doç. Dr. Emin Toroğlu ve Malatya'dan Prof. Dr. Mehmet Karagöz, Abdulkadir Artan, Gazeteci Yazar Asım Demirkök, Gazeteci Celal Yalvaç katıldı. Kent Konseyi Genel Sekreteri Abdullah Pektaş, Malatya ve komşu illerin tarihine bir projeksiyon oluşturmak, komşu il tarihçilerinin birbirleri ile uyum içinde çalışmalarını sağlamak, bölgenin birikimini bir araya getirmek ve yeni bir bakış açısı oluşturmak amacıyla düzenlenen çalıştayın öneminden bahsetti. Pektaş, 'Bizden önceki neslin tarih algısı ile bizden sonraki neslin tarih algısı farklılık göstermektedir. Biz tarihi, yaşayan, ölümsüzlük iksiri içen bilge bir adam, bin yıl sonrasına müderrislik yapan bir hoca, tüm malvarlığı ortada olan bir siyasetçi olarak değerlendiriyoruz' dedi.  Çalıştayın sadece bölge siyasetine değil aynı zamanda ülke barışına da katkı sağlayacağına inandığını belirten Pektaş, katılımcılara teşekkür etti. Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu Temsilcisi Orhan Tuğrulca, Malatya ve komşu kent tarihçilerini bir araya getirerek aynı coğrafyayı paylaşan insanların sahip oldukları ortak tarihsel mirasın güçlü bir toplumsal barışa ve ortak bir geleceğe tahvil edilebileceğini konuşmak amacıyla bir araya geldiklerini vurguladı. Özellikle son kırk yılda ülkemizin derin bir yarası olan kürt sorununa değinen Tuğrulca, 'Toplumun tamamını ilgilendiren bir soruna tarihçiler olarak katkı sunmamız gerektiğine inanıyorum, ateşi söndürmeye çalışan karınca misali olmalı ve tarihi sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız' dedi.Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu olarak 2016 yılı boyunca ele alacakları çalıştayların tamamının sosyal barışa yönelik olacağını ifade eden Tuğrulca, kendilerine destek olan Kent Konseyi Başkanı Ahmet Çakır'a ve Kent Konseyi Genel Sekreteri Abdullah Pektaş'a teşekkür etti.Kentteki kültürel mirasın korunmasına yönelik konuşan Doç. Dr. Hamdi Doğan, yüzlerce yıllık ayakta kalan mirasımızın dünya genelinde hak ettiği yerinde olmadığını, tarihi kentlerin geleneksel dokusunu bizlerin yok ettiğini, eskiyi yok etmenin modernleşme anlamına gelmediğini ifade etti.  Doğan,  düzenlenen çalıştayın bölge tarihi açısından öneminden de bahsederek, 'Bölge insanı 1. Dünya Savaşı'nda Milli Mücadele döneminde tarihin her döneminde barış içinde yaşayan insanlar, oynanan oyunlara dikkat etmeliyiz' Dr. Yusuf Baluken, tarihçilerin siyasi atmosferin etkisinden kurtulmaları gerektiğini belirterek, topluma aidiyet hissi uyandırmanın barışa büyük katkı sağlayacağını söyledi.Yrd. Doç.Dr. Ercan Çağlayan, sosyal tarih ve düşünce tarihinin göz ardı edilmeden yerel tarihi merakı oluşturulması gerektiğini belirtti. Kent içinde mahallelere verilen isimlerin gözden geçirilmesinin toplumsal barışa katkı sağlayacağına inandığını söyleyen Çağlayan ' Bir arada, birlikte yaşamak önemlidir' dedi.Prof. Dr.Yüksel Aslantaş, tarihi kimliği korunmanın öneminden bahsederek eskiyi yok etmenin yanlış bir tutum olduğunu söyledi. Gençlerin kültürleri ile yaşamaları için örnek çalışmalar yapılması gerektiğini vurgulayan Aslantaş, 'Toplumsal değerleri koruyarak toplumsal barışı sağlayabiliriz' dedi.Yrd. Doç. Dr. Tahir Erdoğan Şahin, sosyal barışın inşasında tarihsel geçmişin katkısının önemli olduğunu, bu bölgede yaşanılan ortak izdüşümlerin mevcut olduğunu belirterek, 'Müşterek değerlerin bilinmesi barışı da yanında getirecektir' dedi.'Farklılıklarımız Zenginliklerimizdir'Levent Baydaş, yerli ve milli bir tarih olgusunun öneminden bahsederek, bölge için stratejiler geliştirilmesi gerektiğini ve yerelde yapılacak çalışmaların çok önemli olduğunu söyledi.Doç. Dr. Emin Toroğlu, toplumları birleştirici ve bütünleştirici olarak ele alınması gerektiğini ve bu yönde çalışmalar yapılmasının gerekliliğinden bahsederek, 'Geçmişe bağlı olan maddi ve kültürel değerler arşivlenmeli aynı zamanda eski ve yeni mimari yapılar harmanlanarak sunulmalıdır' dedi.Yaşar Alpaslan, tarihi mirasın bilinçsiz bir şekilde ortadan kaldırıldığını vurgulayarak, gençlere tarih bilinci aşılamanın öneminden bahsetti.Av. Abdulkadir Artan, bölge olarak birbirimizi bütünleyen bir yapımız olduğunu, tarihimizde yaşanan güzel örnekleri toplumla paylaşmamız gerektiğini belirterek, 'Farklılıklarımız zenginliğimizdir, kardeşliğimizdir' dedi.Prof. Dr. Mehmet Karagöz, kendi tarihimizin mahiyetine uzak olduğumuzu belirterek, şehir tarihçiliği adına ciddi problemler yaşadığımızı söyledi. İlim adına doğru tespitin her zaman önemli olduğunu söyleyen Karagöz, 'Bütünlüğü doğru bilerek, bütünleştirici bilgilere dikkat etmeliyiz' dedi.Gazeteci Asım Demirkök, toplum içinde yaşanan farklılıkları birlikte inşa edemediğimiz takdirde başkalarının bunu inşa edeceğini söyleyerek, 'Kentlerde bu mirasın bozulmaması adına bizlerde çevre düzenine katkı sağlamalıyız' dedi.Ahmet Necip Günaydın, batının ırkçı bir yapıya sahip olduğunu ancak bizlerin insan merkezli bir kültüre sahip olduğumuzu vurgulayarak, 'Türk- Kürt ayrımı yapay bir ayrılık. Etnik unsurları ön plana çıkaralım derken, toplumumuzun asli yapısını bertaraf etmemeliyiz' dedi. İsmet Hakan Ulaşoğlu, modernleşirken geleneklerimizi yitirmememiz gerektiğini söyleyerek, 'Aramızda büyük farklılıklarımız yok, hepimiz aynı ağacın dallarıyız' dedi.'Sosyal Barış' ana teması ile düzenlenen ve gün boyu süren çalıştayın sonunda katılımcılar ortak bildirgeye imza attılar.'Kent Tarihçiliğinde Ortak Tarih ve Kader Birliği Arayışı' Ortak Bildirge1-      Bölgemizin kadim bir geçmişi olduğu teyit edildi,2-      Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan bölgemizin toplumsal barışı besleyecek ciddi ortak tarihi, kültürel birikime sahip olduğu vurgulandı,3-      Toplumsal barışımızı ve ortak geleceğimizi besleyen, şehre aidiyet duygusuna kaynaklık edecek araştırmaları ile alana katkı sağlayacak olan kent tarihçiliğinin desteklenmesinin önem arz ettiği ortak kanaatine varıldı,4-      Bölge üzerinde yaşayan farklı etnik, dini, mezhebi ve kültürel unsurların barış içerisinde ortak bir gelecek inşa etmeleri için barış, kardeşlik ve birlikte yaşama duygusunu ve kültürünü geliştirecek faaliyetlerin düzenlenmesi ve geliştirilmesi hususunda sorumluluklar alınmalıdır,5-      Ülkemizin etrafında harlanan ateş dikkate alındığında farklı unsurların bir arada yaşama iradesini geliştirmeye mecbur ve mahkûm oldukları,6-      Ülkemizdeki terör hadiseleri, şehrimizin de içinde bulunduğu bölgedeki tarihi-kültürel mirasın hızla yok olmasına sebep olmaktadır. Kültürel mirasa sahip çıkmanın şehir kültürel mirası bakımından önemli olduğu,7-      Tarihi ve kültürel mirasımızın zenginliği ve bu coğrafyadaki devlet geleneğimiz ve tecrübemiz dikkate alındığında toplumsal barışı tesis etmek ve ötekileşmenin önünü geçebilmek için önemli bir avantaja sahip olunduğu,8-      Malatya ve komşu illerin birbirlerinin tarihi, kültürel ve sosyal zenginliklerinden yararlanmak için resmi ve gayri resmi düzeyde işbirliği olanaklarının geliştirilmesi gerektiği,9-      'İnsan tanımadığının düşmanıdır' sözünden hareketle yeni neslin geçmişin zengin mirasıyla buluşması için hem il düzeyinde hem de komşu iller arasında köprülerin kurulması gerektiği,10-  Şehirlerimizin yeniden bir selam yurdu haline gelmesi için tarihçiler dahil herkesin üzerine düşeni yapması gerektiği,11-  Birinci Dünya savaşında yaşanan dağılmanın yüzüncü yılının yaşandığı bu süreçte Ortadoğu halklarına yeni senaryolarla karanlık gelecek hazırlayanlara karşı biz tarihçiler başta olmak üzere herkese büyük bir sorumluluk düştüğü konusunda hemfikir olduğumuzu deklare ediyoruz.

Bakmadan Geçme