Kaplan: 'Biz Kur'ân şâkirdiyiz, Risâle-i Nûrları okuyoruz'
Gazeteci Yazar Mustafa Kaplan Sosyal medya kişisel sayfasından Paralel Nurculuk üzerine uyarılara ve araştırma yazılarına devam ediyor.
Gazeteci Yazar Mustafa Kaplan Sosyal medya kişisel sayfasından Paralel Nurculuk üzerine uyarılara ve araştırma yazılarına devam ediyor.
1992 senesinde Yeni Asya Gazetesinden ayrıldığı zamanları açıklayan Kaplan, “Biz 1992'de Yeni Asya cemaatinden ayrıldığımız zamân, "Nurcu değilim" ifâdesini kullanmıştım da, bütün PNY'ciler beni afaroz etmişlerdi.” Dedi.
Gazeteci Yazar Mustafa Kaplan'ın kaleme aldığı ve sosyal medya kişisel sayfasından okurları ile paylaştığı yazı ise aynen şöyle;
Biz 1992'de Yeni Asya cemaatinden ayrıldığımız zamân, "Nurcu değilim" ifâdesini kullanmıştım da, bütün PNY'ciler beni afaroz etmişlerdi. Hâlbuki, Nurcu kelimesi zındıkanın uydurduğu bir yafta idi; Nûr talebelerini diğer Müslümanlardan koparmak için kasden uydurmuşlardı.
Bakın, herkesin ismine hürmet duyduğu Albay Hulusi Bey merhûm, hem de PNY'cilerin kitâbında ne diyordu:
“1957 senesinin Kasım ayının sonunda Emirdağ'ında Üstad Hazretlerini son defa ziyaret etmiştim. Üstad Hazretleri ile bu son görüşmemizde, baş başa, Mektubat'taki, İkinci Mektub'da hediyenin kabul edilmemesine dair mektubu kendileri okurken Nurculuk tabiri geçince, orada durdular ve, ‘Şimdi bu tabir çok hoşuma gitmiyor. Çünkü, insafsız insanlar ondan başka ma'nâ çıkarıyorlar. En iyisi, Nurculuk yerine, nurların, Kur'ân'ın şâkirdleri, tilmizleri denilmeli' buyurmuşlardı. Bu hatıranın hürmetine biz de ‘Nurculuk' tabiri yerine ‘şâkird, tilmiz' tabirini kullanıyoruz.” (Son Şahitler, c. 1, s. 354)
Evet, biz de Nurcu kelimesini kullanmıyoruz. "Biz Kur'ân şâkirdiyiz, Risâle-i Nûrları okuyoruz" diyoruz.