Kanser olduğunu sahnede öğrendi müzikle hastalığı yendi
Kanser olduğunu sahnede öğrendi müzikle hastalığı yendi
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde yaşayan Türk Sanat Müziği Koro Şefi Nilay Döldöş, bir konser sonrası meme kanseri olduğunu öğrendi. Müziğe daha sıkı sarılan, hekim ve hastalığı yenen kişilerden oluşan 23 kişilik farkındalık korosunu kuran Döldöş, bir yıllık tedavinin ardından sağlığına kavuştu. Döldöş, "Hastalara tavsiyem asla kendilerini kapatmasınlar, bir hobiye bağlansınlar, çok gülsünler" dedi.
Medicana Sağlık Grubu bünyesinde kurulan Medicana Müzik Topluluğu, 4 Şubat Dünya Kanser Günü öncesi Beylikdüzü Belediyesi iş birliğinde önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarından oluşan Medicana Müzik Topluluğu'nun koro şefliğini 3 yıl önce tanıştığı meme kanserini müziğin gücüyle yenen 48 yaşındaki Nilay Döldöş üstlendi. Konser öncesi yaşadıklarını Demirören Haber Ajansı'na(DHA) anlatan Nilay Döldöş, "Çorlu Halk Eğitim Merkezi Türk Sanat Müziği Koro Şefiyim. Tamamen müzikten beslenen başarı odaklı bir insanken meme kanseri olduğumu öğrendim. 'Sorumluluklarım var, yenilemem' diye düşündüm. Ama şanslıydım ki sanattan beslendiğim için hastalara umut ışığı olmak istedim. Kanser Derneği ile tanıştım. Bir ışık yakarak doktorlar ve hastalardan oluşan bir koro oluşturduk. Konserler vermeye başladık" diye konuştu.
"MÜZİĞİN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜNE İNANDIM"
Hasta olduğunu ilk duyduğu an inanamadığını ifade eden Döldöş, "Kanser olduğumu bir konser günümde öğrenmiştim. Belki de o konserin verdiği güçle hastalığa yenilemeyeceğimi düşündüm. Bu düşünce bilinçaltıma yerleşti. Benim diğer insanlara da faydalı olmam gerekiyordu. Hastalığım süresince hep müzikle beslendim, müzikten güç aldım. Taburemle farkındalık konserleri vermeye başladım. Koromuz tamamen doktor ve hekimlerden oluşuyor. Bugün şarkılarımızı kanser hastaları için okuyacağız. Bunu hep hayal etmiştim. Hastalara spotum şu olsun. Asla kendilerini kapatmasınlar. Bir hobiye bağlansınlar, çok gülsünler, her günlerini son gün gibi dolu dolu yaşasınlar. Şarkı söylemek son derece rahatlatıcı oluyor. Koroların birleştirici gücü ise önemli. O nedenle artık son derece mutluyum" şeklinde konuştu.
"BEBEĞİMİ EMZİRİRKEN FARK ETTİM"
17 aylık bebeğini emzirdiği esnada göğsünde bir kitle hissettiğini anlatan Serpil Metin ise, farkındalık korosu ve ailesinin desteğiyle hayata tutunduğunu söyledi. Metin yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Meme kanseri teşhisi konulmuştu. İlk defa bebeğimi emzirirken göğsümde bir şişlik fark ettim. Bebeğim o zaman henüz 17 aylıktı. Daha sonra şişlik beni rahatsız edince ağrı da artında doktora gitmeye karar verdim. Ardından kemoterapiye başladık. Daha sonra sol göğsümü kaybettim. Ardından ışın tedavisine başladım ve tedavim geçen ay bitti. Ben kanser olan mememdi ve o gitti diye düşündüm. Beden olarak yaralar aldık mücadele kolay olmadı zordu. Ama müzikle bu mücadeleyi kazandım."
Hastalıkla karşı karşıya kalan kişilerin gülümsemeyi asla bırakmamaları gerektiğinin altını çizen genç kadın, " 'Neden ben hasta oldum' demesinler, 'ben ne yapmalıyım' diye sorsunlar, gülümsemeyi asla bırakmasınlar. Zor bir süreç kolay olmadı.Beslenmelerine dikkat etsinler ve en önemlisi de kendilerini çok sevsinler. Kendilerine çok değer versinler her şeyden önemlisi o" dedi.
HER YIL 200 BİN YENİ VAKA
Her yıl 200 bin yeni kanser hastasıyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Medicana International İstanbul Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mutlu Demiray, "Erkeklerde akciğer, kadınlarda ise meme kanseri birinci sırada yer alıyor. Kadınlar iş hayatına daha çok dahil oldukça sigara içme oranlarını da artırdılar. Bu da en çok çekindiğimiz noktalardan birisi. Kadınların sigara içme oranlarındaki artış bizi üzüyor. Kadınlardaki akciğer kanseri oranlarının artma nedenlerinden bir tanesi sigara ile olan ilişkilerinin artmasıdır. Erkeklerin sigara içme oranı azalma yönündeyken kadınlarda bir artış var" değerlendirmesinde bulundu.
KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ BAŞARIYI ARTIRIYOR
Eskiden organa göre tedaviler yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Demiray, artık bunun önemli olmadığını ifade etti. Prof. Dr. Demiray, "Artık bunun hangi organdan kaynaklandığının bir önemi yok, kanser kanserdir. Önemli olan kanser nasıl davranıyor, nasıl biyolojik özellikler kazanmış bu önemli. Her kanserin aynı olmadığını biliyoruz. Biyolojik özelliklerini ayırt etmemiz lazım. Evinize giren hırsızın nereli olduğunun peşinde koşmayın. Tümörün moleküler özelliklerini öğreniyoruz. Tümörün özelliklerine göre bir tedavi programı hazırlıyoruz. Daha kişiselleştirerek konfeksiyon değil terzi usulü bir tedavi uyguluyoruz. Kanser kanserdir, nereden geldiğinin önemi yoktur mantığıyla bu grubun hepsine aynı tedaviler uygulanıyor. Bu yeni bir kavram" diye konuştu.