İSLAM'DA ÇOCUK EĞİTİMİ
Başlığımdan da anlaşıldığı üzere bu yazımda siz değerli okurlarıma Kur-an ve Sünnet çerçevesinde çocuk eğitimini anlatmaya çabalayacağım. Bekar olanlarımızın da dikkat etmesi gereken bir husus olması hasebiyle konu mühim. Zira onların da çevrelerinde, yak
Başlığımdan da anlaşıldığı üzere bu yazımda siz değerli okurlarıma Kur-an ve Sünnet çerçevesinde çocuk eğitimini anlatmaya çabalayacağım. Bekar olanlarımızın da dikkat etmesi gereken bir husus olması hasebiyle konu mühim. Zira onların da çevrelerinde, yakın akrabalarında illa ki çocuk vardır. Rabbim bizleri faydalandırsın ve amel etmeyi nasip etsin.Sahabenin üzerinde ehemmiyetle durduğu hususların başında gelen çocuk eğitimi, İslam'ın temel dinamiği olan 'Müslüman' bireylerin yetiştirilmesi gerekliliği açısından dikkat çekici ve önemli bir konu. İslam kültüründe çocuk eğitimi sadece çocukların karnını doyurmak değildir. İyi birer anne-baba olmanın, örnek bir rol/model olmaktan geçtiği bilinmelidir. İradesi güçlü bireylerin yetişmesi, güçlü bir iradeye sahip anne ve babanın eğitiminden geçmektedir.Çocukların karnını doyurmak, onlara elbiselerini giydirmek, okuldan sonra onlara ödevlerini yaptırmak değildir ebeveynlik. Tabi ki bunlarda anne ve babanın meşgul olması gereken vazifelerdir lakin bunlardan evvel onlara güzel bir ahlak aşılamak, güzel birer örnek olmaktır vazifemiz.Yine aynı şekilde gönül meyvelerimiz olan çocuklarımıza düzenli bir sevgi ve ilgi göstermemiz gerektiğini bilmeliyiz. Kalplerini sözde değil, özde olan, (hayatlarına yansıyan) Allah Resulü'nün sevgisiyle, kafalarını da Kur-an ve Sünnet gerçekleri ve güzelliğiyle hemhal etmeliyiz. Kafalarını yine kaynağını İslam'dan alan sahih bir bilgiyle donatıp doyurmamız oldukça mühimdir.Kısaca Kur'an ahlakıyla nefsimizi terbiye etmemiz ve aynı şuurla bunları emanetimiz olan çocuklarımıza da öğretmemiz, onların bu ahlaki bilinci yaşamalarında ön koşuldur. Olması gereken buyken bizler sorumluluktan kaçıp, ya eşlerimizden ya da yaşlılarımızdan bunları yapmalarını bekleriz. Dünya iş ve meşguliyetlerine onca zaman ayırırken, İslam'ı gözbebeğimiz olan evlatlarımıza anlatmaktan geri dururuz. Kimimiz ise bu vazifemizi nasıl ifa edeceğimizi dahi bilmez vaziyetteyiz.Bu konu ile ilgili eşlerinizle ne kadar istişarede bulundunuz diye sorsam sizlere eminim 'hiç' diyecek olanlarınızın sayısı azımsanmayacak derecededir. Çünkü bizlerin doğru-düzdün bir aile içi iletişimi bile kalmamış. Kaldı ki kaç kez 'çocuk eğitimini' konu edinen bir kitabı alıp elimize okuduk?Haa şunu da söyleyeyim. Çocuk eğitmek, daha doğrusu İslami şuura sahip bireyler yetiştirmek, çocuklarımıza Sure veya Kur-an ezberletmekten geçmez. Hatta bu onların İslam'dan soğuma sebebi dahi olabilir. Tabi ki bunlar da bilinmesi gereken husus ve ibarelerdir ama evveli de var!Bunları yani İslami ahlak ve bilinci 'batı ideolojisine' sahip pedagoglardan da öğrenemeyiz. Dönüp Sünnet'e bakmalı ve sahabe uygulamalarında somut delillerle hareket etmeliyiz. Hem bu konuda oldukça hassas olmalı, İslami ve reel kaynaklara dayanarak gelecek kuşaklarımızı yetiştirmeliyiz. Elbette ki 'modern' pedagojinin yararlarından da faydalanmalıyız. Hangi esaslara dikkat etmemiz gerektiğini göz önünde bulundurmalıyız. Zira her çocuk İslam fıtratı üzere doğar ve ailesi onu şekillendirir. Hal böyle olunca bizlerinde bu var olan fıtratı en doğru şekilde koruması icap eder. Onları fıtratın saflığı ve temizliğinden alıkoyacak bütün etkenlerden korumalıyız. Allah Resulü(sav)nün konu ile ilgili bir hadisi geldi aklıma. Diyor ki Nebiler Serveri 'Her çocuk İslam fıtratı üzere doğar. Anne ve babası onu ya Hristiyan'laştırır ya Mecusi'leştirir'. Evet Rabbimiz kendimizi ve elimiz altında bulunanları (çocuklarımızı) ateşin azabından korumamızı emrediyor. Tahrim Sure'si 6. Ayette konu ile ilgili;-Ey İman edenler! Kendinizi ve ehlinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!İmam Mevdudi'de kişinin, sadece kendisinin ateşten ve azaptan beri olmak istemesini yanlış bulur. Aynı zamanda kişi, aile ve çevresinin de azaptan uzak olmasını arzulamalı ve bu bilinci taşımalıdır. Kısaca 'bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık oynamamalı!' Böyle kimselerin Allah'ın sevdiği kullar olacağı da bir diğer hakikattir.Gereğini yapanlardan olmak temenni ve duasıyla…