Geçtik Bayramı, gölge etmeyin yeter
Basına yönelik sansürlere bir yenisinin eklendiğini belirten Çağdaş Gazeteciler Derneği Malatya Şubesi,
Basına yönelik sansürlere bir yenisinin eklendiğini belirten Çağdaş Gazeteciler Derneği Malatya Şubesi, “2020 yılının 24 Temmuz'unda gazetecilere yönelik tehdit, darp, gözaltı, tutuklama ve cezaevlerinde tecrit uygulamaları; iş ve kadın cinayetleri, çocuk istismarı gibi vaka-ı adliyeden sayılır oldu.” İfadeleriyle 2020 yılının basına yönelik baskıların normalleştirildiğini söyledi. ÇGD Şube Başkanı İbrahim Göçmen imzasıyla yapılan açıklamada;
“Türkiye'de; özelde basına, genelde düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik sansür uygulamalarına yenilerinin eklendiği bir 24 Temmuz daha yaşıyoruz. 112 yıl önce II. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte istibdat döneminin sona ermesi ve sansürün kaldırılması üzerine Türkiye basın tarihine Basın Bayramı olarak geçen 24 Temmuz, bir asırdan fazla zaman geçmesinin ardından kutlanacak bir gün olma özelliğini yitirmiş durumda. 2020 yılının 24 Temmuz'unda gazetecilere yönelik tehdit, darp, gözaltı, tutuklama ve cezaevlerinde tecrit uygulamaları; iş ve kadın cinayetleri, çocuk istismarı gibi vaka-ı adliyeden sayılır oldu.
Basına, düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı baskıcı uygulamalar artıkça toplum daha da suskunlaşmakta, gerçeklerin yerini yalanlar almakta, sözün inandırıcılığı ortadan kalkmakta. Nasıl ki havadaki oksijenin azalmasıyla canlılar yaşamsal özelliklerini yitirmeye başlarsa Türkiye de baskı yöntemleriyle nefessiz bırakılmakta.
Bu durumun yegâne sorumlusu 18 yıldır iktidarda bulunan AKP'dir. 18 yıl önce yasakların kaldırılacağı, özgürlüklerin hâkim kılınacağı ve basına baskıların sona erdirileceğini söyleyenler, bugün hukuksuzluğun, sansürün, şiddetin iktidarını inşa etmiştir.
İktidardakilerin gözleri o kadar dönmüş ki daha bu sabah yeni bir sansür düzenlemesi TBMM Adalet Komisyonu'ndan geçirildi. Gazetecileri hukuksuz soruşturma ve davalarla, gazeteleri resmi ilanla, televizyonları yayın durdurma ve ekran karartma baskılarıyla susturmaya uğraşanlar, yıllardır kontrol altına alamadığı ve bu sayede gerçeklerin duyulma imkanına kavuştuğu sosyal medyayı zapturapt altına almak istemekte.
Düzenlemeyle; yolsuzlukların, halka geçmişte hangi yalanların söylendiğinin kayıtlarının da silinmesi amaçlanmakta.
Gazeteciler; sansürün kaldırılışının 112'nci yılında sadece kamu otoritelerinde kaynaklık ettiği sansürle değil, patronların sansürü ve daha da tehlikelisi rutinleşen oto sansür ile karşı karşıya. Haberlerin engellenmesi, yönlendirilmesi, ‘ceza' adı altında mali baskılarla gerçeklerin gizlenerek yalanların hâkim kılınması; hangi yöntemle olursa olsun sansür anayasal bir suçtur.
Tüm bu gerçekler orta yerdeyken, bilhassa basına baskılara kaynaklık edenlerin bugün çıkıp, basın özgürlüğü savunuculuğu yapmaları en tutarsız, riyakarı oluyor. O yüzden başta iktidar temsilcileri ve güdümündeki gazete köşelerinden yapılacak 24 Temmuz Basın Bayramı kutlamalarının bizler nazarında hiçbir kıymeti olmadığını belirtiyoruz. Maskeli günlerden geçiyor olsak da herkesin gerçek yüzünü gayet iyi biliyoruz.
24 Temmuz'un gerçek anlamda Basın Bayramı olarak kutlanabilmesi için mücadele kararlılığını bir kez daha paylaşırken, halkın doğruları öğrenmesi uğrunda özgürlüklerinden alıkonulan cezaevindeki meslektaşlarımızı saygıyla selamlıyoruz.” İfadeleri yer aldı.