Elazığ'ın Kurtuluş Planı-Su ürünleri
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban
Elazığ'ın Kurtuluş Planı kapsamında 3'ncü ayak olarak hazırladıkları projelerini de kamuoyu ile paylaşan Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban Su Ürünlerinde Elazığ'ın güçlü yönlerinin oldukça fazla olduğunu bunun mutlak suretle değerlendirilmesinin gerektiğini söyledi.
Su ürünleri konusunda imkânların ve fırsatların değerlendirilmesi halinde Elazığ'ın Su Ürünleri Şehri olacağını kaydeden HAZARSAM Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban bu konuda şehrin güçlü yönlerini şehir dinamiklerinin dikkatlerine sundu.
SU ÜRÜNLERİNDE TÜRKİYE'NİN İNCİSİ OLMAK
Tarım ve Hayvancılık ile Elazığ'ın Eğitim konusundan sonra şehrin kalkınmasına öncülük edecek kurtuluş planlarından bir diğeri olan Su Ürünleri konusundaki çalışmalarında şehrin sahip olduğu potansiyeli ve bu potansiyellerin değerlendirilmesi halinde Elazığ'a sağlanacak katma değerleri kaydeden Başkan Çoban Su Ürünleri Yetiştiriciliğinde Elazığ'ın Türkiye'nin incisi olacağını hatırlattı.
GÜÇLÜ YÖNLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Çalışmalarında Su Ürünleri Yetiştiriciliği ile ilgili genel bilgiler veren Başkan Çoban projelerini 5 ayrı başlık halinde değerlendirdi. Su Ürünleri Yetiştiriciliği Bağlamında Elazığ'ın Güçlü Yönlerini de maddeler halinde sıralayan Çoban, bu güçlü yönlerin değerlendirilmesi halinde ortaya çıkacak fırsatlara da çalışma metninde yer verdi.
Su Ürünleri yetiştiriciliğinde zafiyet yaratacak hususlara da dikkat çeken HAZARSAM Başkanı Bilal Çoban proje dosyasında gelecek tehditleri de maddeler halinde hatırlatarak Su Ürünleri Yetiştiriciliği alanında hayata geçirilmesi gereken projelerden bazılarını ise şu maddelerle açıkladı…
Su Ürünleri Yetiştiriciliği Alanında Hayata Geçirilmesi Gereken Projeler…
1. Akvaryum balıkçılığına, alternatif ve diğer su ürünleri türlerinin yetiştiriciliğine yönelik proje desteklerinin verilmesi ve fizibilitelerin hazırlanması,
2. Balık yemi üretimine yönelik yatırımın özendirilmesi ve teşvik edilmesi,
3. Çeşitli eğitim programlarıyla avcılık sektöründe yer alan balıkçılarımızın yetiştiricilik sektörüne kaydırılması ve otokontrol sisteminin kurulmasına yönelik çalışmaların yürütülmesi,
4. İhracatta verimliliğin arttırılması amacıyla yeni pazar araştırma projeleri geliştirilmesi ve desteklenmesi,
5. Balık hastalıkları konusunda lisansüstü eğitim yapmak isteyen su ürünleri mühendislerine özel özendirici teşvik ve bursların verilmesi.
6. İşlenmiş balıkların artıklarının yem olarak değerlendirilmesi yönündeki projelerin geliştirilerek faaliyete geçirilesi
7. Elâzığ balık tanıtım grubu kurularak görsel basında balık tüketiminin faydaları yönünde tanıtıcı programların düzenlenmesinin sağlanması
8. Canlı balık yemi üretimine yönelik projelerin desteklenmesi ve özendirilmesi
9. AB, TÜBİTAK, Kırsal kalkınma, DAP idaresi ve Kalkınma ajansı gibi kurumlara mümkün olduğunca fazla sayıda proje sunulmasının sağlaması ve su ürünleri birliği çatısı altında bir su ürünleri proje ofisi kurulması
10. Balık Ağı İmalatı
11. Su Ürünlerini Muhafaza ve İşleme Tesisleri çoğaltılması,
12. Pazar çeşitliliğinin geliştirilmesi ve arttırılması
13. AB standartlarında bir Balık Hali kurulması
Elazığ'ın Kurtuluş Planı kapsamında HAZARSAM tarafından hazırlanan “SU ŞEHRİ ELAZIĞ” isimli projenin detaylarına şu linkten ulaşabilirsiniz. (www.……………..)
SU ÜRÜNLERİ ŞEHRİ ELAZIĞ
I Su Ürünleri Yetiştiriciliğinde Türkiye'nin İncisi Elâzığ
Elâzığ ilinde alabalık yetiştiricilik yapan ağ kafes işletmeleri Karakaya Baraj Gölünün 8, 9 ve 10. Bölgelerinde ve Keban Baraj Gölünün 2, 3 ve 6. Bölgelerinde faaliyet göstermektedir. Karakaya Baraj Gölü 10. Bölge dışında kalan işletmeler, su sıcaklığı yaz mevsiminde 27oC'ye kadar çıktığı için dönemsel yetiştiricilik yapmaktadır. Dönemsel yetiştiricilik yapan işletmelerde, Ekim ayı sonunda su sıcaklığının 20oC'nin altına düşmesiyle kafeslere stoklanan 5-20 gramlık yavrular; bir sonraki yılın Mayıs ayı sonunda, pazara sunulmaktadır. Karakaya Baraj Gölünün 10. bölgesi su özellikleri açısından, tüm sezon boyunca alabalık yetiştiriciliğine elverişlidir. Bu bölge, Keban Baraj Gölünün dip kısmından gelen ve sıcaklığı tüm mevsimlerde sabit olan soğuk suyun etkisinde kaldığından, yıl boyu ağ kafeslerde alabalık yetiştiriciliğine uygundur.
Artan dünya nüfusuna karşılık, protein açığı her geçen gün büyümekte ve karşılanamamaktadır. Bu nedenden ötürü balıkçılık ve su ürünlerinin önemi giderek artmaktadır. Ülkemizde su ürünleri tüketiminde yalnızca balık ön plana çıkmaktadır. Halen ülkemizde su ürünleri üretimi yapılabilecek 25 milyon hektar alan mevcuttur. İç su kaynakların sayısı sulama ve enerji üretimi amacıyla yapılan gölet ve baraj gölleriyle artmaktadır. Ülkemizde yaklaşık 1.000 civarında gölet, 220 civarında baraj gölü ve yaklaşık 200 adet doğal göl bulunmaktadır. 2020 yılında deniz ürünleri üretimi 331 bin ton, yetiştiricilik üretimi 421 bin ton ve tatlı su ürünleri üretimi ise 33 bin ton olarak gerçekleşmiştir.
İlimizin etrafını çevreleyen iç su kaynaklarının varlığı su ürünleri açısından önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Avcılık ile sazan ve diğer türler 2019 yılı TÜİK verilerine göre 541 ton, yetiştiricilik ile 21.550 ton alabalık üretimi yapılmaktadır. İlimiz Alabalık üretimi açısından Türkiye'de liderdir.
Nüfus artışı, aşırı ve bilinçsiz avcılık ve çevresel etkenler, doğal balık kaynaklarının hızla azalmasına, hatta bazı türlerinin neslinin tükenmesine sebep olmuştur. Doğal balık stoklarının azalması ile ortaya çıkan açık ancak kültür balıkçılığı ile kapatılabilecektir. Bu durum, su ürünleri yetiştiriciliğinin dünya nüfusunun dengeli ve yeterli beslenmesi için vazgeçilmez olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Elâzığ Kalkınma Kurultayında genel olarak 3 odak sektörden biri olarak değerlendirilen Su Ürünleri Sanayinin gelişmesi için, bugün en önemli problem, su ürünleri yetiştiriciliği yapılan ve yapılabilecek sulak alanlara yol ve elektrik gibi altyapıların olmamasıdır.
Yatırımcı için yatırım maliyetinden fazla olan altyapı için bu harcamayı yapmak risk oluşturmakta ve işletme sermayesinin bu alanda harcanacağı için yatırımdan vazgeçmesine neden olmaktadır.
Kalkınma Kurultayları ile hedeflenen üretime ulaşmak isteniyor ise öncelikle bu altyapı sorununun siyaset kurumu tarafından acilen çözülmesi ve Milletvekilleri tarafından yasal ve bürokratik engeller kaldırılmalıdır.
Türkiye'de en fazla alabalık üretimi yapılan il Elâzığ'dır. İkinci sırada ise Muğla yer almaktadır. 2020 yılında Elâzığ'da 23 bin ton Muğla'da ise 22 bin ton alabalık üretimi yapılmıştır. Toplamda üretilen alabalık miktarı 126 bin tonu aşmıştır. Şanlıurfa, Tokat, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Samsun 5 bin tonu aşan alabalık üretim rakamları ile ülkemizin diğer önemli alabalık üreticisi illeridir.
I. Su Ürünleri Yetiştiriciliği Bağlamında Elazığ'ın Güçlü Yönleri
1. Elâzığ ilinin üç tarafının sularlar çevrili olması,
2. İlimizde Su Ürünleri Fakültesinin, DSİ Keban Su Ürünleri Şube Müdürlüğünün ve Tarım Bakanlığı Su Ürünleri Araştırma Enstitünün bulunması,
3. Su ürünleri alanında deneyimli ve kalifiye personelin yeterince bulunması,
4. Su kaynaklarımızın kirletilmemiş ve kirlenmemiş olması,
5. Balık işleme ve değerlendirme tesislerinin ilimizde olması,
6. Elâzığ'ın alabalık üretiminde diğer illere göre daha ileride olması,
7. Su ürünleri sektörü ile ilgili yan sanayinin gelişmiş olması,
8. Sektörün hızlı gelişiyor olması,
9. Yavru yetiştiriciliğinin bazı işletmeler tarafından yapılabilir olması,
10. Zaman içerisinde özellikle kafes balıkçılığı konusunda bilgi birikimine sahip olunması,
11. Yatırımların artması,
12. Su ürünleri üreticiler birliğinin bulunması,
13. İlimizde ulaşım ve sosyal yapının balıkçılık ve yetiştiricilik açısından uygun olması,
14. Su ürünleri yetiştiriciliğini yapan kişilerin eğitim seviyelerindeki artış,
15. Su Ürünleri yetiştiriciliğinde kullanılan teknolojisinin büyük kısmının yerli yapım olması ve bu teknolojiye ulaşılabilir olması,
16. Bölgemizde bulunan su kaynaklarının balık üretimi ve avcılığı konusunda uygun olması,
17. İlimiz doğal sularında mevcut olan birçok türün alternatif yetiştiricilik açısından kaynak teşkil etmesi,
18. Balık stoklarının takviye ediliyor olması,
19. Bölgemizde su ürünleri avcılığı yapan kooperatiflerin mevcut olması,
20. İlimizden balıkçıların ihracat yapabiliyor olması,
21. Sektörün kendi kendine finansmanını yapabilmesi,
22. Proje geliştirmeye açık bir ortamın bulunması,
23. Doğal kaynaklarımızda kerevitin bulunması ve avlanması,
24. Sektöre bağlı olarak ilin sosyo ekonomik açıdan zenginleşmesi,
25. Balık restoranlarının bölgede bulunuyor olması,
26. Elâzığ ilinde su ürünleri alanında birçok toplantıların yapılıyor olması,
27. Balık yemi üretiminde kullanılabilecek ekonomik önemi olmayan alternatif bazı balık türlerinin su kaynaklarımızda bulunması,
28. Balıkçı ruhsatlarının dondurulmuş olması,
29. Balık avcılığı yapan balıkçıların eskiye göre daha bilinçli bir şekilde avcılıkla uğraşıyor olması,
30. Uygun iklim yapısı,
31. Bölgemizde genç nüfusun bulunması.
II. Su Ürünleri Yetiştiriciliğinde Zafiyet Yaratacak Hususlar
1. Karakaya baraj gölü 10. bölge dışında kalan diğer kooperatif sahalarında, yaz aylarında su sıcaklığının 27oC'ye kadar çıkması nedeniyle periyodik alabalık yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bu işletmeler, ürünü aynı anda pazara sürmek zorunda kalacakları için balık fiyatında düşme olabilecektir. Çok sayıda yeni kurulan ve kurulacak olan tesis açısından bu durumu göz önünde bulundurularak önlem alınması gerekliliği,
2. Balık işletmelerinin en büyük girdisini yem giderleri oluşturmaktadır. Balık yemi, işletme giderlerinin %70'ini kapsamakta ve ilimizde üretim yapan alabalık yem üretim fabrikası bulunmaması artan ulaşım giderleri nedeniyle ciddi bir maliyet oluşturması,
3. Periyodik alabalık yetiştiriciliği yapan işletmeler, ürünü aynı anda pazara toplu olarak sürmek zorunda kalacakları için balık fiyatında düşme olabilecektir. İlimizde balıkçılık alanında kullanılabilen soğuk hava deposunun yetersiz olması,
4. Yavru balık bulmada sorun yaşamaktadır. Bu sorunun periyodik alabalık yetiştiriciliği yapan işletmeler için daha fazla olması,
5. Ağ kafeslerde balıkçılık yapan işletmelerin yol, su ve elektrik gibi alt yapı eksikliği olması,
6. Baraj gölünde su kodunun mevsimsel olarak düşmesi, ağ kafeslerde balıkçılık yapan işletmeleri olumsuz etkilemesi,
7. Av yasağına uyulmaması ve tekniğe uygun avcılığın yapılmaması,
8. Balık stoklarının tam olarak bilinmemesi, kooperatif sahaları kiraya verilirken sorunlara neden olması,
9. Akvaryum balıkçılığına, alternatif ve diğer su ürünleri türlerinin yetiştiriciliğine henüz yatırım yapılmaması,
10. Balık yemi üretiminin ilimizde olmaması,
11. Balıkçıların av yasaklarına yeterince uymamaları ve otokontrolün gelişmemiş olması,
12. İhracatın verimli şekilde yapılamıyor olması,
13. Balık hastalıkları konusunda yeterince uzman bulunmaması,
14. Sektörün kendini yeterince tanıtamaması,
15. Avcılık kooperatiflerinin bir çatı altında toplanmamış olması,
16. Üniversite- kamu- üretici arasındaki işbirliğinin yeterince olmaması,
17. Su ürünleri yetiştiriciliğinde pazar ve pazarlama sıkıntısı yaşanması,
18. Küçük ve büyük üreticiler arasında yaşanan haksız rekabet,
19. Ar-Ge çalışmalarına işletmelerin yeterince önem vermemesi,
20. Balık stok çalışmalarının yeterince yapılmıyor olması,
21. Balık üreticilerinin birlikte hareket edemiyor olması,
22. Yeterince yavru balık üretilememesi,
23. İşletmelerde ürün kalitesi, gıda güvenliği konularında tecrübeli elemanların çalıştırılmaması,
24. Teknolojiden yeterince yararlanılmaması,
25. Kafeslerden kaçan balıkların doğal türler üzerinde baskı oluşturması,
26. Donanımlı balıkçı teknesine sahip olunmaması,
27. Avlanılan balıkların işlenemiyor olması,
28. Alternatif ve canlı balık yemi üretimi çalışmalarının bulunmaması,
29. İşletmelerin kurumsal yapıya yeterince kavuşmamış olması,
30. Nitelikli ve daimi personel yerine mevsimlik eleman istihdam edilmesi,
31. Baraj göllerinde yaz aylarında balık yetiştirilemiyor olması,
32. Çevre bilincinin zayıf olması,
33. Tanıtım amacıyla görsel basının yeterince kullanılmaması,
34. Üreticilerin üretim planlamasının olmaması,
35. İşlenmiş balıklardan kalan atıklarının değerlendirilememesi,
36. Entegre su ürünleri tesislerinin yetersiz olması,
37. Balıkçıların eğitimlerinin yetersiz olması,
38. Kooperatif ve birliklerin üyelerin çıkarlarını koruyamaması,
39. Balık avcılarının pazarlık güçlerinin zayıf olması,
40. Küresel ısınmanın etkileri konusunda bilgi eksikliği,
41. Kalifiye elemanlara işletmelerde tam yetki verilmemesi,
42. Sektörün risk analizlerinin yapılmamış olması,
43. Su ürünleri işleme ve değerlendirme tesislerinin hijyen ve teknik yönden yeterli olmaması,
44. Yetiştiriciliğin yaz ve kış olarak periyodik halde yapılmaması,
45. Ölen balıkların gelişi güzel suya bırakılması.
III. Su Ürünleri Yetiştiriciliği Alanındaki Fırsatlar
1. Su ürünleri yetiştiriciliğine verilen destekler.
2. AB fonları ve sübvansiyonlu krediler.
3. Su ürünleri bakımından zengin olan ilimiz bölgenin balık ihtiyacını karşılayacak kapasitede olması.
4. Sağlıklı ve bilinçli gıda tüketiminde her geçen gün balık etinin önem kazanması.
5. İlimiz göl ve baraj göletlerinde balıkçılık yatırımı yapılabilecek hala yeterince alanın bulunması
6. Sektördeki sorunların çözümü için üniversite, araştırma enstitüsü gibi kurumlarla işbirliğinin bulunması
7. Yeni alternatif türlerin yetiştiriciliğine uygun alanların bulunması
8. İşlenmiş yeni ürünlerle yeni pazarlar kazanılabilir olması
9. İş gücünün ucuz olması
10. Balığın sağlıklı bir besin maddesi olması
11. Ortadoğu ülkelerine ihracat yapabilme imkânın bulunması ve bu ülkeler yakın bir konumda bulunulması
12. AB, TÜBİTAK, Kırsal kalkınma, DAP idaresi ve Kalkınma ajansı gibi kurumlardan proje desteği alma imkânının bulunması
13. Pazara ulaşımın kolay olması
14. Akvaryum balıkçılığına halkın ilgisinin artması
15. Su ürünleri sektörünün istihdam alanı oluşturması
16. Ekonomik olmayan balık türlerinden işleme teknolojisi aracılığıyla yeni ürünler elde etme olanağının bulunması
17. Akvaryum balığına yatırım yapabilme olanağının bulunması.
18. Sportif Balıkçılık yapılacak alanların varlığı
19. Fuarlarda ilimizi su ürünleri açısından tanıtma imkânlarının bulunması
20. Tarım ve Ormancılık Bakanlığında Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünün kurulmuş olması.
IV. Su Ürünleri Yetiştiriciliğini Tehdit Eden Hususlar
1. Üretimdeki artış ve bu artışın devam etmesiyle pazarlama sorununu meydana gelmesi,
2. Küresel ısınma neticesinde yağışların azalması, buna bağlı olarak baraj ve doğal göllerin su kodlarının düşüşün meydana gelmesi,
3. Sermaye yetersizliği olan girişimcilerin yüksek maliyetli işletme kredisi almaları,
4. Balıklarda mikrobiyel hastalıklar görülmesi,
5. Su alanlarında kirliliğinin kontrol edilememesi,
6. Kamuda su ürünleri mühendislerinin yeterince istihdam edilmemesi
7. Balık hastalıklarının tedavisinde bilinçsiz ilaç kullanımı
8. Balık av yasaklarının yeterince denetlenememesi
9. Yavru desteğinin kalkması ve destekleme miktarının düşmesi
10. Su kaynaklarının kirletilmeye başlanmış olması
11. Balık tüketiminin az olması
12. Balık yemi hammadde kaynaklarının dış kaynaklı olması ve yemin pahalı olması
13. Su ürünleri ve su kalitesi araştırmalarına yeterince önemin verilmemesi
14. Balık avcılarının teşvik kapsamında olmaması ve destek verilmemesi
15. Devletin kafes işletmelerine yeterince altyapı (yol, elektrik vb.) imkânlarını sağlamaması
16. Sektörde düşük maaşla eleman çalıştırılması
17. Su ürünleri yetiştiriciliğinde maliyetlerin yükselmesi
18. Doğal populasyonlar üstünde av baskısının fazla olması
19. Kalitesiz yem satışının yapılması ve kullanılması
20. Balık av yasaklarına karşı ceza yaptırımlarının az olması
21. Su Ürünleri Mühendisliği mesleğine öğrencilerin ilgisizliği
22. Balık halinin bulunmaması
23. Su Ürünlerinde örgütlenmenin yeterli olmaması
24. Balık etinin kırmızı ve kanatlı etine göre daha ucuz olması
25. Akvaryum balıklarının yurt dışından kaçak yollarla ilimize getirilmesi
26. Balık yetiştiriciliğinde tekelleşmeye gidilmesi
27. Sektörde finansal sıkıntılara bağlı olarak maliyetlerin altında balık satılması
28. İlköğretim çağındaki çocuklara balık sevgisinin verilmiyor olması
29. Su ürünleri kredi imkânlarının diğer sektörlere göre düşük faizli olarak sağlanamaması
30. Taşımacılık sektörünün yeterince gelişmemiş olması
31. Kırmızı etin balığa göre daha fazla tercih edilmesi
32. Tesislerin kurulması (proje) aşamasında bürokrasinin ağır işleyişi
33. Su ürünleri bakanlığının olmaması ve su ürünleri politikasının belirsiz olması
34. Sularımızın taşıma kapasitelerinin belirlenmemiş olması
35. Döviz kurundaki artış
36. Balık işletmeleri için ÇED raporu zorunluluğunun bulunması
37. Kıyı kenar çizgisinin belirlenmemiş olması
38. Zaman zaman baraj göllerinde toksik alglerin üremesi
V. Su Ürünleri Yetiştiriciliği Alanında Hayata Geçirilmesi Gereken Projeler…
1. Akvaryum balıkçılığına, alternatif ve diğer su ürünleri türlerinin yetiştiriciliğine yönelik proje desteklerinin verilmesi ve fizibilitelerin hazırlanması
2. Balık yemi üretimine yönelik yatırımın özendirilmesi ve teşvik edilmesi
3. Çeşitli eğitim programlarıyla avcılık sektöründe yer alan balıkçılarımızın yetiştiricilik sektörüne kaydırılması ve otokontrol sisteminin kurulmasına yönelik çalışmaların yürütülmesi
4. İhracatta verimliliğin arttırılması amacıyla yeni Pazar araştırma projeleri geliştirilmesi ve desteklenmesi
5. Balık hastalıkları konusunda lisansüstü eğitim yapmak isteyen su ürünleri mühendislerine özel özendirici teşvik ve bursların verilmesi
6. İşlenmiş balıkların artıklarının yem olarak değerlendirilmesi yönündeki projelerin geliştirilerek faaliyete geçirilesi
7. Elâzığ balık tanıtım grubu kurularak görsel basında balık tüketiminin faydaları yönünde tanıtıcı programların düzenlenmesinin sağlanması
8. Canlı balık yemi üretimine yönelik projelerin desteklenmesi ve özendirilmesi
9. AB, TÜBİTAK, Kırsal kalkınma, DAP idaresi ve Kalkınma ajansı gibi kurumlara mümkün olduğunca fazla sayıda proje sunulmasının sağlaması ve su ürünleri birliği çatısı altında bir su ürünleri proje ofisi kurulması
10. Balık Ağı İmalatı
11. Su Ürünlerini Muhafaza ve İşleme Tesisleri çoğaltılması,
12. Pazar çeşitliliğinin geliştirilmesi ve arttırılması
13. AB standartlarında bir Balık Hali kurulması
14. Balık tüketimi ile ilgili yapılan araştırmaların sayıları arttırılmalıdır. Balık tüketimi dengeli ve sağlıklı bir beslenme için çok önemlidir. Bunun olumlu etkileri üzerine yapılan araştırmalar daha çok olmalı ve yüksek tüketim oranlarına sahip kişilerin düşük kalp krizi oranları arasındaki orantının nedenlerinin ortaya çıkartılması üzerine yoğunlaştırarak çalışılmalıdır. Sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları, özellikle eğitim kurumları su ürünleri tüketimi ile ilgili, kampanyalar, reklamlar ve eğitim faaliyetleri düzenlemeli, bu sayede tüketicileri bilinçlendirmelilerdir. Buna ilaveten, tüketicilerin balıklara ulaşımı hem fiziksel hem de ekonomik olarak kolaylaştırılmalıdır, balıkçılık yöntemleri, doğal kaynakların sürdürülebilirliği, zamansız balıkçılık ve yakalanan balıkların büyüklüğü konusunda bilinçlendirilmelidir. Su ürünleri sektörünün sağlık açısından önemini bir kez daha anlamaktayız su ürünlerinin besin değeri ve ulaşılabilir olması ancak yeme içme kültüründe fazla yer almamasının sebebi aileden gelen kültürel aktarımdır. Yapılacak olan reklam tanıtımları ve çalışmalarla su ürünleri sektörünün gerektiği gibi tanıtımının yapılması ile sektörün daha çok el üstünde tutulacağı yadsınamaz bir gerçektir.
15. Su ürünleri yetiştiriciliği yapılan ve yapılabilecek sulak alanlara yol ve elektrik gibi altyapılarının tamamlanması
16. Su ürünleri sektörünün altyapı sorununun siyaset kurumu tarafından acilen çözülmesi ve Milletvekilleri tarafından yasal ve bürokratik engellerin bir an önce kaldırılması.
17. Su potansiyelimizin kalkınma hedefleri doğrultusunda çevre duyarlılığının da göz ardı edilmeden yetiştiricilik yatırımlarının devam ettirilmesi ve yatırımlara devlet proje teşviklerinin uygulanması,
18. Su ürünleri sektörü ile ilgili olan kurumların yapacakları projelere destekler sağlanarak altyapılarının güçlendirilmesi ve zaten var olan sektörel iş birliklerinin daha da arttırılması,
19. Kalifiye elamanlara mümkün olduğunca iyi koşullarda istihdam şansı sağlanması,
20. Henüz kirlenmemiş olan sularımızın sıkı takiple kirletilmesine izin verilmemesi, bu konuyla ilgili kontrollerin daha da sıkılaştırılması,
21. Mevcut olan balık işleme tesislerinin daha etkin kullanılması, yenileriyle desteklenmesi ve işleme tesislerinin farklı damak tatlarına hitap edecek şekilde çeşitlendirilmesi,
22. Hedeflenen 150.000 ton/yıl kapasiteye en kısa zamanda ulaşabilmek için yatırımların devam ettirilmesi, desteklenmesi ve pazar alanlarının arttırılması,
23. Su ürünleri yan sanayi sektörünün ve sanayide bu alana yatırım yapacakların desteklenmesi,
24. Mevcut bir seviyeye getirilmiş olan su ürünleri eğitimine sahip çıkılması, Türkiye'nin ilk kurulan su ürünleri Fakültesi olan Fırat Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinde altyapının geliştirilmesine finansal destekler verilmesi ve devamlılığın sağlanması, su ürünleri sektöründe çalışanların zaman zaman hizmet içi eğitim seminerleriyle bilgilerinin tazelenmesi,
25. Su Ürünleri yetiştiriciliğinde kullanılan teknolojisinin tamamının yerli yapım olacak şekilde desteklemelerin verilmesi,
26. Balık avcılığına uygun olan bu yapının korunması amacıyla mevcut ekonomik türlerin sularımızdaki popülasyonunun arttırılması, yabancı ve istilacı su ürünleri türlerinin su kaynaklarımıza bırakılmasının sıkı bir şekilde kontrol edilmesi,
27. Doğal olarak zenginliğimiz olan alternatif su ürünlerinin yetiştiriciliğinin başlatılması ve desteklenmesi,
28. Balık avcıları için sularımızın yapısına uygun ve doğal olarak bulunan su ürünleri ile balıklandırma çalışmalarının sürdürülmesi,
29. Su Ürünleri avcılığı yapan kooperatiflerin desteklenmesi, altyapılarının geliştirilmesi ve birlik çalısı altında bir araya getirilmesi,
30. Sektörün hali hazırda kendi finansmanını yürütmesine yardımcı olacak proje desteklerinin verilmesi,
31. Paydaşlarla ortak proje platformlarının kurulup bu güçlü yönün daha da güçlendirilmesi,
32. Doğal kerevit kaynaklarının yetiştiricilik sistemlerine alınması ve geliştirilmesi,
33. Balık restoranlarının yenilikçi yapılanmalarla sayılarını arttırılması,
34. Su ürünleri sektörü ile ilgili toplantı, kongre, sempozyum gibi aktivitelerin sayısının daha da arttırılması,
35. Ekonomik değeri olmayan bazı balık türlerinin yem olarak değerlendirilmesi için alt yapı geliştirilmesi,
36. Av baskısının kaldırılması için balıkçılık ruhsatlandırmalarını sınırlandırılmasına devam edilmesi,
37. Balık avcılarının bilinç düzeylerini arttıracak eğitimlerin düzenlenmesi,
38. İlimizi çevreleyen su kaynaklarına kirliliğin bulaşmasının önlenmesi,
39. İç sularımızdaki potansiyelin doğru tespit edilmesi ve stokların avcılık yoluyla doğru yönetilmesi,
40. Yetiştiricilik havzalarının kirlenmeyi engelleyecek doğrulukta planlanması,
41. Alabalık yetiştiriciliğinde önemli girdi olan yem üretiminin ilimizde yapılmasının desteklenmesi,
42. İlimizdeki balıkçılığın gelişmesi ve sürdürülebilir olmasını desteklemek amacıyla soğuk hava depoları ve soğuk zincirinin oluşturulmasına destek sağlanması,
43. Su ürünlerinin halkımıza iyice tanıtılması, toplumun her ferdine sağlıklı bir beslenmede balığın ne kadar önemli bir gıda kaynağı olduğunun vurgulanması,
44. İşletmelerin en önemli problemlerinden biri kalifiye eleman sıkıntısıdır. Bu problemin aşılması için işverenlerin, çalışma şartlarını iyileştirici uygulamalara gitmesi,
45. Yeterli bilgi ve donanıma sahip yeni mezun su ürünleri mühendislerine işletmeler tarafından ulaşılamaması, bu sorunun aşılması için işletmelerin üniversitelerin ilgili bölümleri ile iş birliği içerisinde çalışarak kendi isteklerine uygun mühendislerin yetiştirilmesinde bu birimlere destekte bulunması,
Bu projeler hayata geçirildiğinde Elâzığ için yaratacağı ekonomik değer bağlamında ülke kalkınmasına da katkı sağlayacağı açıktır. Buna göre;
1) Avcılık yoluyla Elâzığ ili sınırları içinde kalan toplam 63.066 ha'lık alandan istihsal edilebilecek balık miktarını 15.000 ton/yıla ulaştırabilmesi halinde Avcılıkta hedeflenmiş olan 300.000.000,00 TL 'lik iktisadi katkıya ulaşılabilir ve avcılık sektöründeki istihdamı gelişir.
2) Balık yemi üretiminin gerçekleşmesi sonucunda ilimize katma değeri 540.00.000.000,00 TL olacaktır. Yem fabrikalarının kurulması istihdam da sağlayacaktır
3) Su ürünleri yetiştiriciliğinde 35.000 ton/yıl üretim hedeflenmekte olup, hedefe ulaşılması halinde 1500 kişiye istihdam sağlayacak niteliğe ulaşabilir.
4) Sektör bütünüyle gelişmesi halinde 3.000 kişiye istihdam sunabilecek bir sektördür.