Çoğunluğun Yönetimine Evet
Cumhuriyet kültürü, çoğunluğun yönetimi elinde bulundurması ve demok
Cumhuriyet kültürü, çoğunluğun yönetimi elinde bulundurması ve demokratik düzen içercisinde ülkeyi yönetmesini öngörür. Ancak parlamenter sistemde, sürekli azınlık yönetimde olur, çoğunluk ise yönetilen konumundadır. Koalisyonlarla ülke yönetilemez hale gelir, yönetim mahalle baskısına teslim edilir. Medya, STK, sermaye, cemaat gibi baskı grupları ülke yönetiminde söz sahibi olmak için elinde bulundurduğu gücü kullanırlar ve iktidarları parmaklarında oynatırlar Bu durumun doğal sonucu olarak devlet çıkarları rafa kalkmakta, devlet dışı güçlerin çıkarlarına hizmet başlamaktadır. Kim olursa olsun devlet için çalışacak, gücünü sadece milletten alacak bir seçim sistemi Türkiye'nin ve dünyanın kurtuluşudur. Çünkü Türkiye güçlenirse dünyaya adalet getirir barış getirir. Sözün bir olduğu, kararların hızlı alınıp hızlı uygulandığı, devlet otoritesine başka ortakların olamayacağı, demokrasinin olmazsa olmazı olan ''Güçler Ayrılığı'nın'' sağlandığı bir sistem kime zarar verir ki. Yasama Yürütme ve yargının ayrı olması gerekiyorken, meclisin hem yasama hem de yürütme görevini bünyesinde bulundurması ne kadar doğrudur. Yürütme ayrı yasama ayrı olmalı, meclis yürütmeyi denetler konumda olmalıdır. Yüzde 51 çoğunlukla işbaşına gelecek bir kadronun ülkeyi yönetmesi ve hesabını da yine millete verecek olması hükümete cesaret verdiği gibi otokontrol da sağlayacaktır. Ülkeyi yönetecek kadroları, baskı unsurlarının tesirinden kurtaracak yeni sisteme ihtiyacımız vardır. Bu yeni sistemle belki Türkiye'miz dünya lideri olarak Kızıl Elma'ya ulaşacaktır. Herkesten, kişisel hesaplar içerisine girmeden, çıkarları zedelenmiş olsa da devletin çıkarlarını gözeterek davranmasını bekliyoruz. Kendi çıkarlarıyla dış mihrakların çıkarlarını tevhit edenlerden elbette ülkemiz için bir şey beklemiyoruz. Veysel FIRAT DES Malatya İl Başkan