CHP Milletvekili Yedekci Mecliste İstanbul Halkının Sesi Oldu
CHP'Lİ YEDEKCİ: 'Kentlerimizin üzerindeki vahşi kapitalist elinizi bir an önce çekin. İstanbul'umuzdan elinizi çekin'
CHP İstanbul Milletvekili Yrd. Doç. Dr. Gülay YEDEKCİ, mevcut iktidarın yanlış politikaları sonucunda ihanete uğrayan İstanbul'un gördüğü zararları Genel Kurul konuşmasında gündeme getirdi. Yedekci, “Kentlerimizin üzerindeki vahşi kapitalist elinizi bir an önce çekin. İstanbul'umuzdan elinizi çekin” dedi.
CHP'Lİ YEDEKCİ TBMM GENEL KURULU'NDA İSTANBUL'UN HAKKINI ARADI
“İstanbul, dünyanın en kadim kentlerinden bir tanesi, en güzide kentlerinden bir tanesi, bence en kıymetli olanı, bir mücevher” diyerek sözlerine başlayan Yedekci, Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilen İstanbul'a “ihanet” itirafına değindi.
Yedekci, “ihanet” kavramının doğrudan tasarlanan, planlanan ve uygulanan bir süreç olduğunu vurgulayarak iktidara sorduğu sorular ile İstanbul'un hakkını aradı. İhanet süreci içerisinde yaşananları soran Yedekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mülkiyet hakkının yok edilip buralarda yaşayan insanların yaşam alanlarına el konularak mı ihanet edildi?
Mecidiyeköy'de yıkılan fabrikanın yerine, mahkemenin olumsuz kararına rağmen, gökdelen inşa edilmesine izin verilerek mi ihanet edildi?
Kuzey ormanlarını üçüncü köprü ve üçüncü havaalanı inşaatları nedeniyle katlederek mi ihanet edildi? Yoksa Kabataş'a bir beton martı heykeli konularak mı ihanet edildi?
Haliç Metro Köprüsü'nün ve Marmaray'ın yarattığı tahribat, Aksaray'daki yıkımlar, Fener Balat'taki acele kamulaştırma, Sulukule'deki yerinden etme, Yenikapı'da yapılan dolgu miting alanı sonucunda tarihî yarımadada yaratılan tahribatlarla mı ihanet edildi?
Bu tahribatlar sonucunda UNESCO ve ICOMOS tarafından evrensel değer kabul edilen İstanbul'un bu niteliği kaybetmesiyle karşı karşıya bırakılarak mı ihanet edildi?
Taksim Yayalaştırma Projesi'yle büyük bir halk dayanışması ve mücadelesiyle kurtardığımız Gezi Parkı dışında meydanın her yerini betona gömerek mi ihanet etiniz?
İstanbul'u alışveriş merkezi cehennemine çevirerek mi ihanet ettiniz?
Dünyanın en büyük adalet sarayını yaptığınızı söylediğiniz İstanbul'da hiç adalet bırakamayarak mı ihanet ettiniz?
493 deprem toplanma alanını 77'ye düşürerek mi ihanet ettiniz?
Merak ediyorum, Mimar Sinan'ın göğe uzanan minarelerini gölgede bırakan, ranta uzanan kuleler yaparak mı ihanet ettiniz?
İmar hakkını artırarak kişiye özel imar hakları vererek mi ihanet ettiniz?
Kimliksiz bir TOKİ şehrine İstanbul'u çevirerek mi ihanet ettiniz?
İstanbul'un trafik sorununu kördüğüm hâline getirerek mi ihanet ettiniz?
İstanbul'un yeşil alanlarını imara açarak, kuzey ormanlarını talan ederek mi ihanet ettiniz? Dere yataklarında inşaatlara göz yumarak mı ihanet ettiniz? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının istifa sürecini kamuoyundan gizleyerek mi ihanet ettiniz?”
İHANET ETMEKTEN VAZGEÇİN VE ELİNİZİ İSTANBULUMUZDAN ÇEKİN
Konuşmasını sonlandırırken iktidara uyarıda bulunan Yedekci vazgeçin çağrısını şöyle yaptı:
“ Yıllardır söyledik dinlemediniz, tekrar uyarıyoruz: İstanbul'a ihanet etmekten vazgeçin.
Türkiye'deki bütün kentlerin üzerine sıvamaya çalıştığınız kimliksiz mimari anlayıştan vazgeçin.
Rant odaklı yönetim anlayışından vazgeçin.
Kentlerimizin üzerindeki vahşi kapitalist elinizi bir an önce çekin. İstanbul'umuzdan elinizi çekin.”
İktidar sıralarından sataşmada bulunulması üzerine ikinci kez söz alan Yedekci, İstanbul'a yapılan bütün kötülüklerin anlatılmasının günler alacağını belirterek kent sorunlarını anlatmayı şöyle sürdürdü:
İHANET SÜSLÜ KELİMELERLE DEĞİŞTİRİLEMEZ
“İstanbul artık yaşanmaz bir kent hâlini almıştır. İstanbul'da artık açık bir otoparktan bahsediyoruz, caddelerde ilerlemek mümkün değil. Yeşil alanların imara açılmasından, bazı vakıflara, Hükûmete yakın bazı vakıflara bazı gayrimenkullerin peşkeş çekilmesinden bahsetmeye zamanımız olmadı. Kanal İstanbul'un İstanbul'a yapacağı felaketlerden bahsetmeye zamanımız olmadı.
İstanbul bugün için, Sayın Cumhurbaşkanının da söylediği gibi, ihanete uğramış bir kenttir. Bu ihanetleri süslü kelimelerle değiştirmeye çalışmanız mümkün değildir.
Bugün için İstanbul'da kıyı alanları inşaata açılmıştır, yeşil alanlar imara açılmıştır, kişiye özel imar alanları verilmiştir, içecek su bulunamayacak bir hâle getirilecektir.
Su havzalarının üzerine inşaatlar yapılmaktadır. Kuzey Ormanlarına inşaatlar yapılmaktadır. Özellikle bazı "mega projeler" adı altında İstanbul'a yapılmak istenen ihanetler çok büyüktür.
İSTANBUL'U YAŞANMAZ HALE GETİRENLER HUKUK KARŞISINDA BEDELİNİ ÖDEMELİDİR
Yapılan bu açıklamadan sonra yani ihanet itirafından sonra yapılması gereken, bundan sonra bu ihanetlerin durdurulmasıdır.
Lütfen, çıkıp açıklama yapsın Hükûmet. Desin ki: "Hiçbir yeşil alanı imara açmayacağız. İnsanlarımızın kamuya ait yararını bir firmaya ya da bir kişiye peşkeş çekmeyeceğiz." doğru olan budur.
İstanbul, bugün, bizim yaşadığımız bir kenttir. Atalarımızdan miras aldık, torunlarımıza bırakmakla yükümlüyüz ama İstanbul'u yaşanmaz hâle getirenler de hukuk karşısında elbette bunun bedelini ödemelidirler.”