Cevdet Tellioğlu: Yazıcıoğlu'na verdiğim sözün manasını, şehit olduktan sonra anladım
Cevdet Tellioğlu: Yazıcıoğlu'na verdiğim sözün manasını, şehit olduktan sonra anladım
Büyük Birlik Partisi kongreye hazırlanıyor. Daha önce merhum Muhsin Yazıcıoğlu'yla yoğun çalışma fırsatı bulan Cevdet Tellioğlu da BBP Genel Başkan Adayı oldu. Tellioğlu, seçim süreciyle ilgili Haber7'ye değerlendirmeler yaptı ve vaatlerini anlattı.
BBP‘de bir kongre hazırlığı var. Sürpriz bir şekilde siz de Genel Başkan Adayı olduğunuzu duyurdunuz. Sizleri 2009 yılında BBP'nin İBB adayı olarak tanıdı İstanbullular. 2009 yılında nasıl oldu da bürokrat iken aday oldunuz?
2009 yılı, hayatımın en mutlu ve belki de en hüzünlü yılı olarak kalacaktır. Mutludur çünkü Rahmetli Şehit Liderimle yoğun bir mesai geçirme fırsatım oldu. Omuz omuza, bir yola baş koyduğumuz, terimin terine karıştığı, göz yaşlarımızın bir yere aktığı, gülümsemesini, muhabbetini, vicdanını, ve en önemlisi davasına sadakatini en yakından gördüğüm bir yıldı.
Malumunuz, önce üst düzey yönetici olarak özel sektörde, sonra da üst düzey bürokraside geçirdiğim bir iş hayatım oldu. Bugün Türkiye'de insanların hayatlarının parçası olan bir düzine projede, hamdolsun ki imzamız var. Bu projelerden biri olan BüyükAile Şeffaf Süreç yönetimi ile ilgili sistemimizi kendisine sunduğumda, bana bu proje için ter akıtmaya hazır olduğunu ifade etmişti.
VERDİĞİM SÖZÜN MANASINI, ŞEHİT OLDUKTAN SONRA ANLADIM
İlginç ki; siyasetin amacının bu projede çok iyi özetlendiğini, onun için kutsal olan insan hak ve onuru için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini ve bu projenin hayata geçmesi için elinden geleni yapacağına dair halka söz vereceğini bana söyledi. Benden de İBB adaylığı için söz aldı. Talimat kabul ettim. Çünkü, projenin altında imzası olan insan olarak benim İBB'yi en iyi şekilde idare edeceğime inanmıştı. Kendisinin sözü karşısında, benim söz vermemem ve BBP İBB adayı olmayı kabul etmemem düşünülemezdi. Kendisine o gün verdiğim sözün manasını, şehit olduktan bir müddet sonra anladım. Bana söz verirken benden davası adına söz almıştı. Bana söz verirken aslında, insan onurunu koruma, insanları sevme, Türk milleti için, velhasıl İslam ümmeti için, bu davada ter akıtma, sorumluluktan kaçmamam için söz almıştı benden. Allah Mekanını Cennet eylesin. Çok sevdiğine şehadet ettiğim peygamberine komşu etsin inşallah.
Size siyasette uygulanması için elinden geleni yapacağına dair söz verdiği bu proje nedir? Neden bugüne dek bu proje BBP tarafından gündeme hiç getirilmedi.
BüyükAile Şeffaf Süreç nedir biliyor musunuz? Bu projede ben sen yok, biz varız, bu proje bir aileden bahsediyor, kocaman bir AİLE den. Bu toprağı VATAN bilmiş, bu vatanı ANA bilmiş, bu milleti GARDAŞ bilmiş herkesin mensubu olduğu bir BÜYÜKAİLE. Bugün yeryüzünde milyonlarca CAN açlıktan ölüyor. Bu gün bir ekmek parası olmadığı için evine gözü yaşlı giden dünya üzerinde belki de yüz milyonlar var. Bu proje bir medeniyet projesidir. Yeniden insan olduğumuzu anlama, bir medeniyet oluşacaksa, onun yine bu topraklardan filizleneceğinin haykırışıdır, bu proje.
BüyükAile Şeffaf süreç yönetimi, bir beldeyi, ilçeyi, ili ve nihayetinde ülkeyi milleti ile, milleti için yönetmektir. Bu projede biz, çok uzun olmayacak bir sürede açlığı, yoksulluğu, işsizliği, yeni dünya düzeni entegrasyonu da yapılabilir bir şekilde kaldırabileceğimize inanıyoruz. Bu proje ile milletin yönetim sürecine aktif ve sürdürebilir katılımını ön görüyoruz. Kendi kararlarını almak ve aldığı kararları denetlemek gibi, kanunların uygulanmasında milletin denetleyici rolünün önemi gibi, kazanımların olduğu bir projeden bahsediyoruz.
Neden bugüne kadar BBP bu projeyi gündeme getirmedi sorusuna benim verebileceğim bir cevap yok ne yazık ki. Bu, partiyi yöneten kardeşlerimizin cevaplaması gereken bir sorudur. Biz milletimize nasıl daha yararlı olunur, verdiğimiz sözü nasıl yerine getiririz bununla meşgulüz.
CEVDET TELLİOĞLU SANCAK ELİNE VERİLEN NEFERDİR
Cevdet Tellioğlu neden aday olamaya ihtiyaç duydu? Verdiğiniz sözün gereğini mi yerine getiriyorsunuz?
Bakın Cevdet Tellioğlu sadece sancak eline verilen bir neferdir. Aday olmaya ihtiyaç duyulmaz bize göre, sorumluluk ortaya çıkar ve biz bize düşen sorumluluktan asla kaçmayız. Benim rahmetli şehit liderim, ağabeyime verdiğim sözün manası işte tam da budur. Bana söylemeye çalıştığı telkin; sorumluluk seni bulduğunda, önüne dağ getirseler, aş o dağı idi. 2009 yılından buyana, çeşitli platformlarda çalışmalarıma devam ettim ben. Partim çağırdı geldim, git dedi gittim. Hiç bir talebim olmadı.
Bu gün ise bambaşka. Bu gün bu partinin ailesi, bana sorumluluğumu hatırlattı. Çünkü Büyük birlik Ailesi harekete geçme kararı aldı. Kardeşlerin toplanma zamanıdır. Kırgınlıkların giderilme, düşmanlıkların ortadan kaldırılma, birbirimize sarılma ve davamıza sadakatimizi yenileme zamanıdır. Bugüne kadar olan oldu, biz geçmişten ders alır geleceğimiz için bugün adım atarız. Seferle emrolunduk biz, sonucun tayini bize ait değildir. Bu gün görevdeki sayın genel başkan da bizim kardeşimizdir. Bugüne kadar verdiği hizmetlerden ötürü kendisine teşekkür edeceğiz, tecrübelerinden faydalanmaya devam edilecektir. Bu davada kim ki, bir damla ter akıtmış başımızın üstünde tutacağız. Kim ki küstürülmüş, gideceğiz elini öpeceğiz, muhabbetle sarılacağız, bu sancağın altında tekrar bir olacak ve muhteşem büyük birliğe doğru beraberce yürüyeceğiz.
KAZA DEĞİL DÜPEDÜZ SUİKAST
Muhsin Yazıcıoğlunun ölümü ilgili düşünceniz nedir?
Bakara Suresi 154. ayette yüce Allah : Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz. diyor. Dolayısı ile o ölü değildir. Çünkü biz şahidiz ki o Allah için bir dava güttü ve bu yolda canına kast edildi. Kendisi için bu, çok büyük bir mutluluktur eminim. Biz, hem onurluyuz ama hem de üzgünüz.
Onu bu dünyada, erken kaybettik. Fakat tüm Türkiye'nin şunu bilmesi lazım, bu olay kaza değil, düpedüz suikasttır. Canımıza kast edildi. Canımız alındı bizden.
Bu olaya kaza demek Türk-İslam mücadelesine ihanettir. Ve bu davanın seyrinin Büyük Birlik Ailesinin hoşuna gitmediğini, bu davanın sanki bazı sulbü bozuk mahfiller tarafından üstü örtülmek istendiğini düşündüğümüzü ilan ediyorum. Genel Başkanlık koltuğuna oturduğumuzda bu davanın hukuk içinde sonu getirilecektir. Failler bulunacak, ismi ya da isimlerinin açıklanması uluslararası dengeleri bozması ihtimali de çıkarsa bu iş çözülecektir. Bu Türkiye'nin özgürlük mücadelesi için gereken bir adımdır. Bu konudaki kararlılığımız herkesçe iyi okunmalıdır.
Teşkilatınızda siz genel başkan olunca neler değişecek?
Biz resmi olarak, görevi devraldığımızda, inanıyorum ki çok kısa bir zamanda tüm Türkiye'de yeniden teşkilatlarımız, ayağa kalkacak. Üstü küllenenler silkilenecek. Buradan tüm Türkiye'deki Alperenlere, bir ses bekleyen büyük Türk İslam ülküsü müntesiplerine duyuruyorum. Hazır olun. Her bir teşkilatımız Ocaktır. Tüm Türkiye'de, Türk ve İslam coğrafyamızda, Ocaklar yeniden tütecektir. Yeniden büyük yürüyüş başlıyor.
Biz ülküsü, öz kültürü ve töresi olanlarız. Bizim töremiz istişare et der. Türk toylarını bilirsiniz. Bu toylar meselelerin konuşulduğu ve ortak bir kararın alındığı meclislerdir. Büyük birlik Toylarımız olacak, kararlarımızı aile ile alacağız. Kimsenin, dünya hesabı yapmasına izin verilmeyecek. Allah için bir yola çıkıldığı, unutanlara hatırlatılacak. Derdimiz insanlıktır. Ahlak ve maneviyatı özümüzle hem hal eden atalarımız gibi, ilk önce yaşayacak, sonra yaşatacağız.
Artık geçmişte yapılan hataların tekrar edilmesini önleyecek bir sistem ve yapı kurulması zamanıdır. Bu sistem kurulacak.
Türkiye'ye vaadiniz nedir?
Türkiye'nin ilke ve şahsiyetli duruşa ihtiyacı var siyasette. Bunu biz başaracağız. En hassas noktamız terördür, terör ile irtibatı olmayan her siyasi parti bizim siyasette muhatabımızdır. Kimse bizim için öteki değildir. Politika gereği diye ajandamızda bir başlık olmayacak. Doğru bildiğimizi her platformda haykıracağız. Kimin doğrusu ile çakışırsa çakışsın. Yanlış bildiğimizi haykıracağız, kimin yanlışı ile çakışırsa çakışsın. Adalet ve Ahlak bizim iki olmazsa olmazımızdır.
Dünya çok ciddi bir değişim içerisinde iken, değeri 3 kuruş etmez konularla vakit geçiriliyor. Bu değişimleri çok yakından takip ediyoruz. Gelecek teknolojinin hayata tam entegrasyonunun gerçekleşeceği bir çağdır. İlkelerimizden ve şahsiyetimizden taviz vermeden, bu teknolojilerin kullanımının sağlanacağı projelerimiz hazır.
Teknolojinin, yapay zeka ile geliştirilip, üretim ve eğitimle buluşturulduğu, sürdürülebilir verimin üst seviyelere çıkarıldığı projelerimizle tanışacak Türkiyem.
KAYNAK: HABER7