Çalışanlar Türkiye Tarihinin En Büyük Emek Sömürüsüyle Karşı Karşıya
Halka yüzde 11'lik ekonomik büyüme masalları anlatan AKP iktidarı, kamu emekçilerinin ücretlerine ise sözde toplu sözleşmeyle ıkına sıkına yüzde 4, enflasyon farkıyla birlikte ise yüzde 5,69 zam yapmıştır.
Bu zam, bırakın yüzde 11'lik büyümeden kamu çalışanlarının pay almasını, enflasyonun 2017 yılında kamu çalışanlarının ücretlerinde yol açtığı erimeyi karşılayacak düzeyde bile değildir.
Kamu çalışanları, AKP'nin kendi eliyle kurup, kolladığı emek düşmanı bir yandaş konfederasyon ile hükümet arasında yapılan sözde toplu sözleşme görüşmelerinde yıllardır yoksulluğa, açlığa ve ezilmeye mahkûm edilmişlerdir.
Kamu çalışanları 15 yıldır yüzde 3'lük 4'lük zamlarla Türkiye tarihinin en büyük emek sömürüsüyle karşı karşıya bulunmaktadır.
İktidara yakın bir kesime, ihalesiz yaptırılan işlerle, “kamu özel işbirliği” adı altında verilen projelerle, imar rantlarıyla ve sayılamayacak birçok yöntemle yüz milyarlarca dolarlık kamu kaynağı sorgusuz sualsiz aktarılırken, çalışanlar yüzde 3'lük yüzde 4 lük zamlarla, emekliler enflasyon oranında zamlarla oyalanmaktadır.
Sermayenin, rantiyenin, milli gelir pastasından aldığı dilim sürekli büyürken çalışanların dilimi küçüldükçe küçülmektedir.
2002-2017 yılları arasında milli gelir cari fiyatlarla yüzde 762,8 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle 2002 yılında 100 olan milli gelir 2017 yılında 862,8 çıktı.
Çalışanların ve emeklilerin artan refahtan paylarını alabilmeleri için ücret, maaş ve aylıkların da en az bu kadar artmış olması gerekirdi.
Oysa kamu emekçilerinin ücreti 15 yılda maaşı sadece yüzde 400 arttı.
Kamu çalışanlarının ortalama emekli aylığı yüzde 306 arttı.
Çalışanlar ve emekliler eğer milli gelirdeki büyümeden, yani artan refahtan payını alabilseydi 2017 yılında:
Ortalama memur maaşı 2 bin 889 lira değil 4 bin 986 lira olurdu.
Ortalama kamu işçisinin ücreti 3 bin 962 lira değil 8 bin 731 lira olmalıydı
Ortalama SSK (işçi) emekli aylığı bin 471 lira değil 2 bin 381 lira olmalıydı.
Ortalama Bağ-Kur (esnaf) emekli aylığı bin 526 lira değil 2 bin 252 lira olmalıydı.
Ortalama Emekli Sandığı (memur) emeklisinin aylığı 2 bin 39 lira değil 4 bin 331 lira olmalıydı.
Enflasyon oranı kadar yapılan zamlar kamu çalışanlarının insanca bir yaşam sürdürmelerine yetmemektedir. Sadece bu insanlık dışı ücretlerin senede iki defa eski kötü haline gelmesine yaramaktadır.
Bu yılbaşında enflasyon farkıyla birlikte yapılan yüzde 5,69'luk zam da 1 Ocak 2018'den itibaren enflasyon törpüsüyle, vergilere, harçlara, köprüye, otoyola, elektriğe, suya, ekmeğe kısaca iğneden ipliğe yapılan zamlarla törpülemeye başlamıştır. Türk parası hızla değer kaybetmekte, faiz oranları yükselmekte, enflasyon çift rakamlarda ilerlemekte ve Türkiye ekonomisi kötüye gitmektedir. Ülkedeki milyonlarca emekçinin yaşam koşulları her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır.
AKP iktidarı, ülkedeki ekonomik kötüye gidişin faturasını emekçilere borç, zam, faiz ve enflasyon olarak çıkarmaktadır; hükümetin oluşturduğu bütçe ve cari açığın bedeli de milyonlarca emekçiye KDV ve ÖTV olarak dönmektedir.
Bu dönemde, imzalanan sözde toplu sözleşme kamu çalışanlarını ve emeklileri sefalete mahkûm etmiştir. Hükümete artık yeter diyoruz;
Kamu çalışanları, sadaka değil, enflasyon farkı da değil refah artışından payına düşeni istiyor.
Hem hükümeti hem de yandaş sendikayı göstermelik sözde toplu sözleşmelerden vazgeçmeye davet ediyoruz. Kamu çalışanları ancak haklarını ahbap çavuş ilişkileriyle kurulan sözde toplu sözleşme masalarında değil, grev hakkı da olan gerçek toplu sözleşme masalarında alabilirler.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; kamu çalışanlarına dayatılan sözde “toplu iş sözleşmesi masasını' bir aldatmaca olarak değerlendiriyoruz. Hükümeti, emekçilerin sorunlarını ve alın terlerini görmeye, sefalet ücretine mahkûm edilen; memur, asgari ücretli, emekli, dul ve yetimlerimizden yükselen feryadı duymaya, kaygı verici boyutlara ulaşan bu sorunu çözmek için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz.