Başkan Canbay'dan 'Hak-Batıl mücadelesi devam ediyor'
Mustafa Canbay Saadet Partisi Malatya İl Başkanı
Saadet Partisi Malatya İl Başkanı Mustafa Canbay yazılı açıklama yaparak, 'Siyonist İsrail'i ve Filistin meselesini doğru okuyabilmek için şu gerçeği bilmek gerekir. Hak-Batıl mücadelesi devam ediyor. ' ifadelerini kullandı.
Canbay açıklamasına ;
Siyonist İsrail'i ve Filistin meselesini doğru okuyabilmek için şu gerçeği bilmek gerekir. Hak-Batıl mücadelesi devam ediyor. Batıl; nefsine esir olup şeytana uyarak bütün insanlığı hükümleri altına alıp onları sömürmek ve köle olarak kullanmak için çalışıyor. İslami genel bir kaidede; “küfür tek bir millettir” denilmektedir. Yani yeryüzünde nefsine esir olup Hak ve Adalet için değil, kendi sömürü ve tahakkümleri için çalışanlar dağınık değildirler. Organize bir güçtürler. Birbirleriyle irtibatlı bütün tek bir millet gibidirler. Günümüzde küfür milletini Siyonizm kontrol ediyor ve yönetiyor. Bu küfür milletini tanımadan, dünya olaylarını ve Filistin meselesini doğru okumak mümkün olmaz.
Allah Teâlâ, Hz. Âdem'den itibaren Hak Peygamberlerini gönderdi ve bütün kullarına dünya ve ahiret saadetinin yolunu gösterdi. Bu bakımdan peygamberlerin hepsi, İslam'ı din ve düzen olarak telkin ve teklif etmişlerdir. Bilinen tarihi gerçek şudur ki; Kur'an dan önce gönderilen ilahi kitaplar, muhtelif kimseler tarafından tahrif edildiler. Kur'an ise bir noktası dahi değişmeden muhafaza olunmuştur. Yahudiler, Tevrat'ın tamamen vahye dayalı ve ilahi bir kitap olduğunu iddia ederler ama elimizdeki Tevrat, gerçekten Allah tarafından indirilmiş orijinal Tevrat değildir. Bu yüzden Tevrat; yüzlerce yıl boyunca değişik kişiler tarafından yazılmış ve ilahi niteliğini yitirmiş bir kitaptır. Bu kitaba göre Yahudiler, Allah'ın oğulları, mukaddes bir kavim, bütün kavimlerden üstün bir ırk olarak tanımlanmıştır. Tevrat, Tesniye Bölümü, 7/16: “Ve Allah'ın Rabbin sana teslim edeceği bütün kavimleri bitireceksin, gözün onlara acımayacak” inanışı gereği Siyonist Yahudiler, dışındaki kavimleri bitirmeyi kendileri için bir görev saymışlardır. Yahudi geleneklerinin ve ideolojisinin temel kitabı olan Kabbala, Yahudilerin asıl itibar ettiği kitaptır. Bu inanca göre; Yahudiler Allah'ın seçtiği ve üstün kıldığı bir kavimdir ve yeryüzü onlara aittir. Fakat Yahudi olmayan, insan görünümlü hayvanlar, dünyayı haksız olarak ele geçirmişlerdir. Bu inanç; Yahudilerin, tarih boyunca diğer milletlere kin ve düşmanlık beslemelerine yol açmıştır. Siyonist Yahudiler için, dünya hâkimiyeti bir idealdir ve buna ulaşmak için dünyayı bu işgalden kurtarmak, kutsal bir görevdir. Günümüz dünyası, bu batıl inancın zulmü altındadır. Filistin konusu da, bu batıl ve sapkın inancın ürettiği bir krizdir.
Hahamlar Tevrat'a üstün ırk inancını eklerken, bu ırkın yaşayacağı toprakların sınırlarını çizmeyi de unutmamışlardır. Muharref Tevrat'a göre; Nil ile Fırat arası topraklar, “vaat edilmiş topraklar” olarak, Allah tarafından Yahudilere tahsis edilmiştir. Üstün ırk, vaat edilmiş topraklar, bu topraklar üzerinde kurulacağına inanılan Büyük İsrail gibi inançları, Yahudilerin pazarlık konusu yapmayacakları gibi, bundan taviz verecek bir anlaşmanın parçası da olmazlar. Siyonist İsrail'in Filistin meselesine ve diğer halklara yaklaşımını bu inançlar belirler. Onun için taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmak istemiyorlar. Yahudilerin diğer milletlere, özellikle Müslümanlara duyduğu kin ve nefret, tedavisi mümkün olmayan derin bir hastalıktır. Kin ve nefrete dayalı bu sapık ideoloji, tarih boyunca, Yahudilerin, sayısız katliam ve vahşet eylemi yapmalarına sebep olmuştur. Bugün Siyonist İsrail rejimi, bu inanç gereği, Filistin'de katliam ve vahşet eylemi yapıyor. …” Onların anlayacağı dil, Erbakan Hocamızın da ifade ettiği gibi güçtür. Onlar güçten anlar. HAMAS, Siyonist İsrail'in anladığı güç dilini kullanıyor ve Allah'ın has kulları olarak, bu ifsatçılara hakkın tokadını atmaya çalışıyor.
Zulüm ebedi olamaz. Biz Müslümanlar, Kur'an'ı okur, doğru fıkıh edersek, bu zillet halinden kurtuluşun “iman ve cihatta” olduğunu görür, kardeşlik hukukuna riayet ederek tek bir ümmet olmanın derdini taşırız. Müslüman'ın gücü, Allah'ın gücüdür. Allah da, kendi yolunda cihat edene yardım eder. Kur'an'da Rabbimiz İbrahim Sûresi 46. ayette şöyle buyuruyor: “Gerçekten onlar hileli düzenlerini kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak olsa da, bu da Allah'ın elindedir ve onlar için hazırladığı bir karşılık vardır. Ama böyle de olsa onların hilesi ve oyunu Allah'a meçhul değildir. Allah'ın kudretinin uzanamayacağı kadar uzak ve gizli değildir. Şu halde bu tuzakların ve bu oyunların hiçbir tesiri yoktur. Allah'ın peygamberlere ve müminlere vadettiği zafer ve yardımı da engelleyecek değildir. Allah, zalimi başıboş bırakmaz.
İnanalım ki yakın bir gelecekte İsrail diye bir mesele kalmayacak ve Müslümanlar yeniden bölgeye hâkim olacaktır. İşte bu inançla çalışan bizler israilin zulmüne karşı Pazar günü saat 14.00 te İstanbul yeni kapı meydanında ‘'Özgür Filistin Mitingi'' tertip etmiş bulunmaktayız. Filistin davasını şiar edinen tüm halkımızla bu mitingimizde buluşmak istiyoruz.