Başkan Çalık Gazeteciler Basın Birliği Derneğine konuştu
Gazeteciler Basın Birliği Derneği muhabirlerine konuşan Saadet Partisi Erzurum İl Başkanı Faik Çalık, Parti'nin gidişatını, göç sorunlarını ve pandemi süreci hakkında şöyle konuştu.
Gazeteciler Basın Birliği Derneği muhabirlerine konuşan Saadet Partisi Erzurum İl Başkanı Faik Çalık, Parti'nin gidişatını, göç sorunlarını ve pandemi süreci hakkında şöyle konuştu.
KENDİNİZİ TANITIRMISINIZ? FAİK ÇALIK KİMDİR?
1974'de Erzurum'un İspir ilçesinde doğdum.1984'de merkezde ilk öğretim, orta, lise, okullarını okudum, sonraki yıllarda eğitimime İstanbul'da devam ettim. Tekrar Erzurum'a dönüp ticaret ile uğraştım. Teşkilat olarak 11,12 yaşlarında Milli Gençlik Vakfımıza Refah partisi döneminde, refah partisi İstanbul teşkilatında bulundum,daha sonra Erzurum'da Kâzımkarabekir ilçemizde ilçe teşkilat başkanlığı yaptım. Sonrasında da saadet partisinin gençlik kolları il başkanlığını 2004 de görev aldım. 2007 de Milli Gençlik Vakfı Erzurum İl Başkanlığ,ı 2012 –2013 de saadet partisi Erzurum İll Başkanı görevimi yürütüyorum.
PANDEMİ SÜRECİ HAKKINDA NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ? SİZCE ALINAN ÖNLEMLER YETERLİ Mİ?
Çinin Vuhan kentinde çıktı ülkede şu an aşı olma süreci işliyor. İlk başlarda sağlık bakanımız Fahrettin Koca'yı o gayretli çabası için tebrik ettim. Sağlık bakanımızda hükümetimizde bu konuya tamamen hazırlıksız yakalandılar. Dünya Sağlık Örgütünün bize dikte ettiği ev ödevlerini yapmakla meşgulduler bizim kendi tedbirlerimizi alabileceğimiz yok. Sıla Endüstrilerimizin gerek sağlıkta hastalığı önleyici çalışmalarımızı yapan ciddi kurumlarımız olması şuanda ülkemizde yaşanan aşı karşıtlığı,bu kafa karışıklığından kaynaklı olarak gelişiyor ve büyüyor. Biz saadet partisi olarak insanlara zorunlu aşı vurulmasına karşı olduğumuzu söylüyoruz. Zorla aşıya götürülmesi anayasalara aykırıdır. Buna göre hareket edilmelidir. Covid-19, bağışıklık sistemi kuvvetli olan insanların çabuk atlattıklarını söylendiğinde gerek sağlık bakanımız olsun veyahut diğer hükümetler olsun, bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendireceğimizi ile ilgili hiçbir bilgi verilmedi yani toplum bu konuda bilinçlendirilmedi.
PANDEMİ DÖNEMİNDE ESNAFLARIN VE ÜLKENİN EGİTİM DURUMUNU DEĞERLENDİRİRMİSİNİZ?
Zaten bitmiş bir ekonomimiz vardı. Erzurum gibi bir yerde icra dairelerin artığı, tüm esnafların bankalara borçlu olduğu bir dönem var. Bende ticaret ile uğraşıyorum yaklaşık iki sene ciddi anlamda pandeminin getirmiş olduğu etkileri de yanına koyduğumuzda hem ekonomik kriz hem de pandemide etkilenen kitleler var. Eğitime en çok ara veren ülke biziz ben arzu ederim ki şu anda hiç pandemi yokmuş gibi hijyen ve mesafe kurallarına uyarak daha dikkatli bir şekilde hareket ederek eğitime devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir an önce pandeminin kasvetli havasından kurtulmamız ve eski günlere dönmemiz gerekiyor.
ÜLKEMİZDE ÇIKAN YANGINDAR DOĞAL AFFETLER, DEPEREMLER KONUSUSNDA ALINAN ÖNLEMLER YETERLİ Mİ? SİZ VE PARTİNİZ NASIL ÖNLEMLER ALMA TARAFTARIDIR?
Marmara deperimin de yardım toplayıp orada harcamayıp, depremde toplanılacak alanları ranta açıp,alışveriş merkezleri yaparsanız, tedbir almıyorsunuz. Yaşam alanların daraltılması, her yerin betonla donatılması, Erzurum gibi yerlerde bile 10,20 kat binaların yapılması, Bunlar elbette depremi etkileyen şeyler. Yangınların doğal olarak çıktığını düşünmek istiyorum , çünkü hiçbir insanın, insan olanın doğaya zarar vermemesi gerektiğine inanıyorum. Yangınların olmaması lazım ama oluyor. Asıl olan devletin buna hazırlıksız yakalanmış olması, tebirleri alacağız, alacağız derken Saadet Partisi hükümete gelince alacağız.
ÜLKEMİZE GÖÇ EDEN SURİYE, AFGAN VEYA BAŞKA ÜLKELERDEN GELEN SIGINMACILAR HAKKINDA NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ? GÖÇÜ AZALTABİLME KONUSUNDA NASIL ÖNLEMLER ALIRDINIZ?
Ben dünya'daki tüm Müslümanların İslam topraklarında hepsinde yaşayabileceği kanaatindeyim. Sonuçta biz Osmanlı gibi dünya'ya yön vermiş neslin evlatlarıyız. Ecdadımız mazlum nerede varsa oraya gitmiştir. Bunu tarih'te görmek mümkün. Bizim ecdadımız binlerce kilometre öteye birçok yardım götürmüşken bizler de komşularımıza, yanı başımızdakilere ‘başınıza ne gelirse çekin' diyebilecek durumda değiliz. Burada Suriye ve Afganistan'ı ayırt etmek lazım. Suriye'nin bu hale gelme sebebinin yüzde 70 biziz. Bizler oradaki normal bir yaşama müdahil olduk. Bizim girdiğimiz yerdeki insanlarda kaçmak zorunda kaldı. Bizler oradaki ayrılıkçı yapısı olan ÖSO'yu destekledik.Esed'in kontrol ettiği bölgelerde bizim tarafa gelen yok, bizim girdiğimiz bölgelerde bu tarafa gelenler var. Suriye Politikamız baştan sona yanlış,Suriye'yi rahat bir şekilde masa da hallede bileceğimiz bir pozisyon vardı.
Afgan göçmenler konusunda da kendi ülkelerinde, elbette sahip çıkarak ama o kampları kendi ülkelerinde kurabilecekleri bir zemin hazırlayarak, göçü kısmen durdurarak orada yaşamalarını sağlamamız bizim için daha iyi olacaktır. Suriyeli göçmen kardeşlerimiz için mutlaka Suriye ile ilişkilerimizi güçlendirerek, yeniden masaya oturarak halledilip,Suriye de huzur içinde yaşamalarını sağlamalıyız. Üç, dört milyon Suriyeli kardeşlerimizin kendi ülkelerinde daha mutlu olacağını düşünüyorum. Bu ülkede herkes kucağını açtı ,hiçbir ülke bunu yapamaz.
Son olarak eklenen : şuan da ülkede ciddi bir israf var. Evine Ekmek götüremeyen vatandaşlımız varken, parklar, bahçeler yapılması, bunlara karşı değiliz. Biz üretim olması gerektiğine inanıyoruz. Bu ülkede otuz yaşın altında kırk milyon genci var. Bu gençlerin umudunu,ümidini Amerika'ya, Avrupa'ya bağlayıp, oraya gitmek derdinde değil, kendi ülkesinde refah içerisinde yaşaya bileceği zeminler hazırlaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu dönemde 16,17,18 yaşındaki gençler üniversiteye başlamadan yurtdışına çıkma gayreti içine düşüyorsa bir sıkıntı var demektir. O zaman bizim bunu halletmemiz lazım.
Türkiye'nin yer altı, yer üstü kaynakları ve insan kaynağı, ülkemizi dört, beş senede ekonomik olarak da, üretim olarak da dünya'nın en güçlü konumuna getirme imkanı var. Bizim derdimiz bu imkanlar neden kullandırılmıyor?,bu da ülkede iktidara geldiğinde uygulayan 1974-1978 arasında 250 tane fabrika temeli attık. Bu fabrikaların 200 üzeride olanları bittirdik. Hala çoğu çalışırken, diğerlerini sattılar, kapattılar. Maddelerimizi elli yıllığına, yüz yıllığına satmamamız gerektiğini söylüyorum. Onlar bugün Afrika'yı sömürüyorlar, orası bittince ülkemizdeki yer altı kaynaklarına el atacaklar.
Bizim mutlaka üretime yönelik çalışmalar yapmamız lazım.bizim gençlerin üreteceği düşüncesi var yeter ki buna imkan sağlayalım. Tarım, hayvancılık sanayi ve teknoloji alanında ülkemizin kaynakları yeterli sadece bunu kullanabilecek bir iradenin iktidara gelmesi lazım.
Saadet Partisi sağdan bakanların solcu olarak gördüğü, solcuların soldan bakarak sağcı olarak gördüğü bir partidir. Yani biz ortadayız. Orta da demekte bu milletin kendisi demek. Çünkü sağcılık ve solculuk dışarıdan ithal edinilmiş, kapitalist sistemleri savunan ve onların ev ödevlerini yapan iktidar manzumesi. Aslında Türkiye'de sağcıların ve solcuların ilktidara geldiğinde yaptıkları şeylerin % 80'i aynı, Saadet Partisi geçmişte CHP ile koalisyon yaptık, Kıbrıs Zaferini kazandık.Türkiye'de 5 bin tane Kur'an Kursu açtık.650, 700 civarı İmam Hatip lisesi açtık. Erbakan Hocanın gayretleri ile Kıbrıs mücadelesini kazandık. Doğru Yol Partisi ile de 1996-1997 yılında hükümet olduk. Cumhuriyet tarihinin en başarılı ekonomik hükümetini on bir ayda gerçekleştirdik. Tek kuruş borç almadan , tek kuruş vergi koymadan bu milletin evine ekmek götürmesini sağladık.
ERZURUM VE İLÇELERİNDE NASİL SORUNLAR YAŞIYORSUNUZ? BU SORUNLARI GİDERMEK İÇİN NELER YAPİYORSUNUZ? BİZE GELECEK HEDEFLERİNİZDEN BAHSEDERMİSİNİZ?
İlçelerimizde büyük çoğunlukta insanlarımız tarım ve hayvancılık ile uğraşıyorlar. Biz mutlaka hükümetin tarım ve hayvancılığa el atması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü şuan da bile tukettigimiz gıdaları ithal edecek duruma geldik. Ülke ekonomik olarak sıkıntıda ise ekonomiyi hareketlendirmek için üretmek zorundayız ve ülkemiz bu üretimi yapmıyor. Gerek teknoloji olsun, gerek sanayileşme de olsun veyahut tarımda bir üretim sahası oluşturulmuyor. Burada bizim önerimiz tarım ile ilgili alanlarda vergilerin mutlaka sıfırlanması ve tarıma yönelik hamlelerin yapılması gerekmektedir.
ÜLKEMİZDE YAYGINLAŞAN KADIN CİNAYETLERİ İÇİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÇIKARTILDI. İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMEMİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
İstanbul sözleşmesi kalıp olarak kadına şiddetti önlemek,çocuğa şiddeti önlemek adına tüm dünyaya sunuldu. Ama akabinde bakıldığında İstanbul sözleşmesi geçeli 10 yıl olmuş ve geçen 10 yılda cinayetler arttı. Bu demek oluyor ki İstanbul sözleşmesi yetersiz kalmış ve biz Saadet partisi olarak sözleşmenin ilk çıktığı günden beri bu duruma karşı olduğumuzu beyan ettik. Çünkü bizim örf ve adetlerimize,ahlaki yapımıza ve geleneksel yapısını bozacak bir anlayış ile ortaya çıkartılmış, Avrupa'da da bir çok ülkenin kabul etmediği maddeler manzumesidir. Ama şunu da eklemeliyim ki biz kadına şiddeti elbette tasvip etmiyoruz.
Son : Bizleri ileriye taşıytacak ilçe teşkilatını da hazırlıyoruz. Allah nasip ederse geçtiğimiz günlerde bir eğitim çalışmamız olucak, ilçe ziyaretleri oldu ve devam ediyor. Önümüzdeki günlerde halkla ilişkiler çalışması olarak Erzurum merkezde ve her hafta altı ilçemizde esnaf ziyaretlerimizi devam ettireceğiz. Çünkü milletimizin kafası karışık, nereye gideceğini bilmiyorlar.özellikle bizm tabanımızı içinde barındıran AK parti ile ciddi bir karasız kitle oluştu. Bu da hem AK Partideki kardeşlerimiz hem diğer partideki kardeşlerimiz saadet partisinin milli görüşünü bir baba ocağı olduğunu tekrar hatırlatıcağız. Saadet partisi de bu süreçte hem millet ittifakı ile önümüzdeki dönemde hangisiyle ilkemiz konusunda anlaşa bilirsek ve saadet partisini en iyi temsil edeceğimize inandığımız,kısmen meclis deki durumumuzu hangisi ile sağlaya bileceği ortağı bulabilirsek Millet İttifakı ile, Cumhur İttifakı ile seçime girebiliriz. Bu konuda ilkeler çok önemli İstanbul sözleşmesinde Tayyip beye geri adım attırtan Saadet Partisi olmuştur. Bizimle ittifak görüşmelerini kedisi dile getirdi.yüksek istişare başkanımız İstanbul Sözleşmesini geri çekmesini tenkit etmiştir. Tayyip bey de saadet partisi ile seçime gitmeyi arzu etmektedir. Bu ülkede saadet partisinin taşıdığı misyon %2 lere, %3'lere sığmayan misyon, bunu tayyip bey de biliyor.
Haber: Adile ALKAN, Gamze IŞIK, Emsal ERSOY