Başkan Aydın Tecrübelerini Paylaştı

Genç MÜSİAD'ın düzenlediği panele katılan Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın genç iş adamlarına tecrübelerinin anlatırken kurumsallaşma ve şirket ortaklıklarında yaşanan sorunlara çözüm olacak önemli bilgiler verdi. Bahçeşehir Okullarının Konferans Salonu'nda düzenlenen, 'Sultan Şehirde Marka Olmak' konulu panele, Vali Davut Gül, Belediye Başkanı Sami Aydın, MÜSİAD Şube Başkanı Mustafa Coşkun, Genç MÜSİAD Şube Başkanı Yusuf Oflaz ile çok sayıda sanayici ve iş adamı katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda ilk sözü Genç MÜSİAD Şube Başkanı Yusuf Oflaz aldı. Oflaz konuşmasında  'Şehrimizi markalaştırmak şirketlerimizi markalaştırmak kadar önemli bir adım olacaktır. Bunun sebebi de şirketlerimizin bu gücü, bu topraklardan almasıdır.' ifadelerini kullandı. MÜSİAD Şube Başkanı Mustafa Coşkun da Sivas'ta ticaret ve tarım alanında yapılması gereken çalışmalarda etkin rol oynadıklarını vurguladı. Genç sanayici ve iş adamlarına deneyimlerini aktaran Belediye Başkanı Sami Aydın ise  'Biz iş adamları her zaman kurumsallaşmak istediğimizi söyleriz. Ama maalesef bu konuda çok da iyi bir yerde olduğumuz söylenemez. Hep söyleriz de her zaman karar veren yetkili olan ben oluyum deriz. Eğer bir şirket aile şirketi ise o şirketinde en büyük ferdi siz iseniz tüm kararları siz vermek istersiniz. Bütün stratejileri siz belirlersiniz, benim şirketim kurumsal şirket olsun dersiniz. Dünya da böyle bir kurumsal yapı yoktur.' dedi. Aydın sözlerinin devamında bu konuda zihniyet değişimine ihtiyaç duyulduğunu  ve kurumsallıktan ne  anlaşıldığının belirlenmesi gerektiğini bildirerek 'Bunun için hangi adımların atılması lazım?  Yani bir uzman doktor olabilmemiz için 18 yıl eğitim almamız lazım. Ama biz 4-5 yılda en iyi doktor olacağımızı düşünürsek bu mümkün değil. Biraz önce Genç MÜSİAD Başkanımız dedi ki 'aile şirketlerinin ömrü 13 yıl' doğru. Şirketi 2-3 kardeş kuruyoruz. Ondan sonra bizim çocuklar büyüyor, onlar evleniyorlar.  Her evlenen gencin eşi diyor ki 'sen o şirkette niye söz sahibi değilsin?' sonra bir bakıyorsun şirkette bir kargaşa. Bir sürü emek, bir sürü mücadele neticesinde biz ayrılalım. Keşke onu da diyebilseniz. Ayrılmasını da bilmiyoruz. En son birbirimizle konuşamayacak konuma geliyoruz. Her birimiz perme perişan. Çeklerin sahibi yok. Senetlerin sahibi yok. Banka ile muhatap olan yok. Böyle bir anlayışla 13 yıl iyi bir zaman. Bizim önce bu anlayışı değiştirmemiz lazım. Yoksa programlar yaparız. Konferanslar yaparız. Ama hiç, bir arpa boyu yol kat edemeyiz.' şeklinde konuştu.