Alın şu izinleri, elinizi öpeyim
Başkan Kocaoğlu'ndan AKP Grubu'na:
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısına, Büyükşehir Belediyesi'nin kent tarihini ortaya çıkarmak ve farkındalık yaratmak için yaptığı çalışmalar damgasını vurdu. AKP Grup Başkan Vekili Bilal Doğan'ın, geçtiğimiz Çarşamba günü antik Smyrna Agorası'nda gerçekleştirilen Meclis toplantısına ilişkin “Yaptığınız göz boyamaktır” eleştirisini yanıtlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Buradaki Meclis üyelerinin çoğunun bile bilmediği tarihi bir değerimizi gösterip tanıtmış olduk. Fena mı yaptık? Bizim derdimiz kenti kalkındırmak” dedi.
Doğan'ın “İzmir'de ören yerlerine yapılan işlerin İzmirlilerin vergileriyle gerçekleştirildiği” şeklindeki sözlerine de cevap veren Büyükşehir Belediye Başkanı, “İzmir'de 2016 yılında toplanıp Merkezi Hükümet'e gönderilen vergi toplamı 55 milyar lira. Bunun yüzde 6'sı, yani 2.8-3 milyar arası bize geldi. Hepsi bu! Ören yerlerine bakmak, tarihi yapıları restore etmek belediyenin değil, Kültür Bakanlığı'nın asli görevidir. Ben bunları vergiyle yapıyorum da, 30 tane bakanlık yatırım için evden mi para getiriyor? Bunları söylemek, siyaseti bilen birisine hiç yakışmıyor” dedi.
Böyle siyaset olmaz!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu kente hizmet ediyoruz. Bunun muhalefeti-iktidarı olmaz. AKP Meclis Grubu olarak şu kentin merkezi hükümetten beklediği bir izni kopartıp ‘bunu da biz aldık' deyin; ben de sizin elinizi öpeyim. Burası yerel yönetim. Benim kadar siz de yönetecek ve katkıda bulunacaksınız. Neyiz biz? Ne yapıyoruz? Yaptığımız sadece bu kenti yönetmektir. Neymiş, Agora'da 1500 yıl sonra meclis toplantısı yapmışım, göz boyuyormuşum. Konuşsam söz söz değil konuşmasam yürek dayanmıyor. Tarihi bölgenin kalkınması için kim ne harcamış, kim ne özveride bulunmuş? Kültür ve Turizm Bakanlığı ne yapmış? Önce bunlara bakacaksınız. ‘Biz bir şey yapmıyoruz, o zaman Belediye'nin yaptığını karalayalım' mantığıyla siyaset yapılmaz. Kültür Bakanlığı niye var? Bir örnek vereceğim: Agora'yı kamulaştırıp dünyanın parasını harcadık. Sadece bu iş için 38 milyon lira harcadık ve 6 ay önce bitti. Bunu 10 seneden itibaren zamana yayarsanız gerçek rakamı bulur, Agora için ne harcandığını bilirsiniz. Kazı alanını korumak için etrafını şık tasarımlı demirle çevreleyelim dedik. ‘Durun, siz bu duvarı yapamazsınız' dediler. ‘Neden? Tapulu arazimiz.. Parasını vermişiz almışız. neden yapamıyoruz?' dedik. Baktılar haklıyız, o zaman dediler ki, ‘Tamam yaparsın ama bizim arazimizi bırak..' O demir duvarları yaptık. Ama Maliye'de kalan bölümün duvarına izin vermediler, yapamadık. Para isteyen yok, bir şey isteyen yok! Ama buna bile izin verilmedi.”
Kazı işi kimin görevi ?
Amaçlarının kentin tarihine ve değerlerine sahip çıkmak olduğunu söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, şöyle devam etti:
“Roma Antik Tiyatrosu, Roma Antik Tiyatrosu, Roma Antik Tiyatrosu diye herkes konuşuyor, laf üretiyor. Biz bu iş için 190 tane binayı kamulaştırırıp parasını verdik ve Kazı Başkanlığı'na teslim ettik. Ama 2 sene kazdırmadılar; seçim arifesinde bunun puanı Büyükşehir'e yazılmasın diye. Ayda 85 bin lira Agora kazıları için veriyoruz. Foça'dan Yeşilova'ya, Ulucak'tan Tepekule'sine kadar antik kent kazıları için yılda 5 milyon liralık destek veriyoruz. Hiç merak ettiniz mi ‘bu kazı işi kimin görevi' diye.. Kültür Bakanlığı'nın görevi.. Peki Kültür Bakanlığı İzmir'deki kazılara ne kadar para ayırıyor, bunu merak ettiniz mi? Ne kadar kamulaştırma yaptı, ne kadar restorasyon yaptı, bunu araştırdınız mı? ‘Peterson Köşkü'nü verin yapıyım, size aynen olduğu gibi iade edeyim' dedik. Şimdi yapıyoruz. Bittikten sonra teslim edeceğiz Bakanlığa,. Bizim burada amacımız, kentin tarihini kurtarıp sahip çıkmak.”
Bir adamı bir kere ütersiniz!
Başkan Aziz Kocaoğlu, Uzundere'deki kentsel dönüşüm üzerinden TOKİ hakkında da konuştu. Kendisine sürekli “Siz neden Toplu Konut İdaresi'yle iş yapmıyorsunuz?” diye sorulduğunu hatırlatan Büyükşehir Belediye Başkanı, “Çünkü Toplu Konut İdaresi'yle iş yaptım. Onların ne yaptığını biliyorum. Bir adamı bir kurum bir kere üter; tecrübe kazanırsın. İki defa ütülürsen, enayilik olur. TOKİ'ye gittik. Kadifekale heyelan bölgesi yıkılacak. Kamulaştırmasını biz yapacağız. TOKİ hiçbir şeye karışmayacak ama Uzundere'de yaptığı konutların 1870 tanesini buradaki dönüşüm için Büyükşehir Belediyesi'ne verecek. Biz de oradaki vatandaşlara tahsis edeceğiz. Bunun karşılığında, kamulaştırdığımız 440 hektar alanın tapusunu TOKİ'ye vereceğiz. Biz görüşmelere başladık. Para isteyene para, konut isteyene Uzundere'deki konutlardan verip anlaşma yapıyoruz. Bir gün dediler ki, ‘Heyelan bölgesinin değeri yok, inşaat yapılamadığı için. Ondan dolayı biz bu protokolden vazgeçiyoruz.' Dedim ki, ‘Sayın Başkan, biz bu protokol çerçevesinde ikili görüşmelere başladık, anlaştık.' ‘Yok dediler, böyle olacak.' Boynumuzu büktük, 75 milyon paraya 1800 küsur daireyi satın aldık. Dairelerin de parasını verdik, kamulaştırmanın da.. 1968 tane binayı yıktık kimsenin burnunu kanatmadan Uzundere'ye yerleştirdik. Orayı da kent ormanı yaptık” dedi.