Akp'nin 2019 Bütçesinde Emeğe, Emekçilere Ve Yurttaşlara Yer Yok
Hatem DENKTAŞ Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Malatya Temsilcisi Eğitim İş Sendikası Malatya Şube Başkanı
Ülkemizde ekonomik bunalım derinleşerek devam ediyor, bunun karşısında mevcut iktidar hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam ediyor. Enflasyonla mücadele adı altında internet sitesinin kurulması, zabıtaların göreve çağrılması, valilerin mağaza marketleri teftiş etmeleri de hiçbir şeye yaramadı. Enflasyon son 15 yılın zirvesine çıkarak yüzde 25.50 oldu. Bu durum Merkez bankasının yılsonu enflasyon rakamının 3 puan üzerinde yer alarak, 3 ayda hem başkanlık rejiminin krizini hem de buna bağlı olarak ekonomik yönetiminin krizini ortaya koymuştur. Son Sayıştay raporları da açıkça ortaya koymuştur ki bu iktidar yolsuzluğun bir diğer adıdır.
2019 Bütçesi TBMM komisyonunda görüşülmeye devam ediyor. Hepimizin bildiği üzere bu bütçeyi geçmiş dönemlerden ayıran temel bir özellik bulunmaktadır. Tek bir kişinin isteğine ve iradesine bağlı olarak hazırlanmıştır. Ayrıca yeni bütçe yeni sistemin en bariz özelliği olan otoriter bir anlayışın ürünüdür. Yeni Sistem başkana vergi koymaktan, istenildiği kalemde keyfi harcama yapmaya kadar demokratik bir toplumla bağdaşmayan yetkiler tanıyor. Ayrıca bunun hesabını meclis dâhil hiçbir organa vermek zorunda bulunmuyor. Bu durum Yeni Rejimin Yeni bütçesi olarak ön plana çıkıyor. Yeni rejimin yeni bütçesinde yurttaşa, emeğe ve emekçilere yer verilmiyor.
2018 yılında 762 milyar 753 milyon TL olan merkezi yönetim bütçesinin 2019 yılında ise 960 milyar 975 milyon TL'ye yükseltilmektedir. Yeni bütçe tasarısıyla birlikte en büyük değişimlerden biri Cumhurbaşkanlığı bütçesinde yaşanacak. 2018'de 845 milyon TL olan cumhurbaşkanlığı bütçesinin 2019 yılında yüzde 233 artışla 2 milyar 818 milyon TL'ye yükseltilmesi planlanıyor.
Bir diğer yüksek artış Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinde gözlenecek. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinin 7 milyar 774 milyon TL'den 10 milyar 445 milyon TL'ye çıkarılması planlanıyor. Artış oranı ise yüzde 34. Yani Diyanete aktarılan ödeneğin ardı arkası kesilmiyor. İşsizlik fonu yağmalanırken, emekçiler yüksek enflasyon oranlarına karşı açlık savaşı verirken Diyanet Bütçesinde ki bu yüksek artışı ülkemizde milyonlarca açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan yurttaşımızın takdirine bırakıyoruz.
Merkezi Yönetim Bütçesinden 2019 yılında eğitime 157 milyar 762 milyon lira ödenek ayrıldı. Ayrılan bu ödenek 960 milyar 975 milyon lira olan Merkezi Yönetim Bütçe ödeneklerinin yüzde 16,41'i kadar bir büyüklük oluşturdu. Eğitime bütçeden ayrılan payın oranı son dört yıldır azalmaktadır. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay % 17,18 iken, 2019 yılı itibariyle bu oran % 4,88'e gerilemiştir. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden yatırımlara ayrılan pay AKP iktidarı döneminde sürekli azalma eğilimi göstermiştir. 2019 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 16 yıllık AKP iktidarı döneminde neredeyse en düşük seviyeye gerilemiştir. MEB bütçesinin yüzde 72'si personel giderleri, yüzde 11'i sosyal güvenlik devlet primi giderleri olmak üzere, toplamda yüzde 83'ü doğrudan doğruya personel harcamaları için kullanılmaktadır. Geçtiğimiz yıl %80 pay ayrılan personel giderlerine 2019 yılında %83 pay ayrılması öngörülmüştür. Eğitim bütçesi yıllar içinde rakamsal olarak artıyor gibi görünse de personel giderlerinin bütçenin %83'ünü kapsaması, eşit eğitim imkânına erişmeyi engelleyecek önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Sağlık Bakanlığı'nın bütçesi ise yüzde 28'lik artışla 37 milyar 571 milyon TL'den 48 milyar 335 TL'ye yükseltilmesi planlanmaktadır. Yani ülkemiz de Eğitime ayrılan bütçenin neticesinde eğitime verilen desteğinde boyutu gözler önüne serilmektedir.
Cumhurbaşkanı dünyanın 500 üniversitesi arasına girebilen temsilcimiz olmadığından şikâyet ede dursun, listelere girme potansiyeli en yüksek ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ gibi üniversitelere ödenek ayırırken devletin cimri davranması dikkat çekiyor. Söz konusu üç üniversiteye sırasıyla yüzde 12, yüzde 11,3, yüzde 12 bütçe artışı öngörülürken; oy deposu “muhafazakâr” kentlerin üniversitelerine yüzde 20-yüzde 30 arası daha fazla harcama olanağı tanınıyor. Bu durumun kendisi de yükseköğrenimin iktidar eli ile nasıl açık açık siyasallaştığını da açık kanıtını oluşturuyor.
Sonuç olarak;
Yeni bütçe otoriter bir zihniyetin ürünü olan tek adam bütçesidir
Yeni bütçe iktidarın kendi mutlu azınlığına ve yandaşına destek olduğu sermayenin isteğine göre hazırlanmış bir bütçedir
Yeni bütçe başta eğitim olmak üzere yurttaşlarımızın kamusal haklarının giderek daha da kısıtlandığı bir bütçedir.
Memurun, işçinin, emekçinin adının olmadığı bir bütçedir.
Bizler tek adam bütçesini asla ve asla kabul etmiyoruz. Yeni bütçenin yurttaşın ve emekçinin hakkını asla ve asla gözetmediğini biliyoruz. Bu noktada emekten ve yurttaş yana bir bütçenin hazırlanması için sesimizi her alanda duyurmaya devam edeceğimizi bir kez daha belirtmek istiyoruz.