Ağbaba, CHP'nin Asgari Ücret Teklifini Açıkladı :10 Bin 128 Lira

CHP, Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba

CHP, Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba partisinin asgari ücret teklifini açıkladı. CHP, asgari ücretin en az 10 Bin 128 Lira olmasını istedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İşçi Sendikaları,Esnaf-Sanatkar ve Sivil Toplum Kuruluşlarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Emek Büroları Koordinatörü Veli Ağbaba, CHP'nin asgari ücret ile ilgili düşüncelerini ve 2023 yılı için asgari ücret önerisini paylaşmak üzere basın mensuplarıyla bir araya geldi.Parti Genel Merkezinde düzenlenen basın toplantısında yapılan hesaplamalar sonrası asgari ücretin en az 10 Bin 128 lira olması gerektiği açıklandı.

TÜRKİYE'DE ASGARİ ÜCRET CİVARINDA ÇALIŞAN YÜZDE 50, AVRUPA'DA YÜZDE 9

Ağbaba, açıklamasında Çalışma Bakanı'nın asgari ücret tespit komisyonunun çalışmalarının devam ederken yaptığı açıklamalarda Türkiye'de asgari ücretin ortalama ücrete dönüştüğünü inkâr ettiğini, asgari ücretle çalışanların oranını yüzde 38 olarak açıkladığını hatırlatarak, “Sayın Bakan sormak isteriz? Merkez bankasının araştırmalarına göre Türkiye'de asgari ücret ve asgari ücret civarında çalışanların oranı yüzde 50. Bizi kıskanan Avrupa ülkelerinde asgari ücretle çalışanların ortalaması yüzde 9. Yani Türkiye'de en iyi ihtimalle her iki kişiden biri asgari ücret yâda asgari ücret seviyesinde ücret alıyor. Sayın Bakanın ifade ettiği gibi eğer bu konuda bir bilgi eksikliği veya karmaşası var ise, devletin iki kurumu arasındaki bilgi eksikliğidir.Merkez bankasının araştırmalarından açığa çıkan sonuç Türkiye AKP iktidarı eliyle bir asgari ücret toplumuna dönüştürülmüştür” dedi.

TÜRKİYE NEREDEYSE DÜNYANIN UCUZ İŞ GÜCÜ DEPOSU OLMUŞ!

İktidarın sürekli bizi Avrupa ülkeleri ile kıyasladığını, Almanya'da rafların boş kaldığını, Fransa'da insanların açlıktan kırıldığını, Avrupa'nın bizi kıskandığı masalları anlattığını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba; “Bizi kıskanan Almanya'da asgari ücret 1744 Euro, hasetinden çatlayan Fransa'da 1645 Euro,komşu Yunanistan'da 831 Euro,çok sevdiğiniz Orban'ın Macaristan'ında 503 Euro,bizde ise brüt asgari ücret 374 Euro. Bizden daha düşük ülke var onlar ise 363 Euro ile Bulgaristan, 268 Euro ile Arnavutluk. Türkiye Avrupa'nın, hatta neredeyse dünyanın ucuz iş gücü deposu olmuş, Almanı, Fransız'ı, Belçikalısı, Macar'ı bizi niye kıskansın!” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE OECD VERİLERİNE GÖRE DÜNYADA GIDA FİYATLARININ AÇIK ARA EN ÇOK ARTTIĞI ÜLKE

Türkiye'de asgari ücretlilerin gelirlerini en çok gıda için harcadıklarını hatırlatan Ağbaba; “Peki, gıda enflasyonundaki durumumuz nedir? Resmi TÜİK verilerinde dahi Türkiye'de yıllık gıda enflasyonundaki artış oranı yüzde 102! Türkiye OECD verilerine göre dünyada gıda fiyatlarının açık ara en çok arttığı ülke. Geçtiğimiz yıl bir çalışanın yaptığı 100 TL'lik gıda harcaması bu yıl 202 TL'ye mal oluyor. Ama iktidar yetkililerine sorarsanız fakirleşme yok, zenginleşme var. İktidarın fıtratında her zaman olduğu gibi insanlarla dalga geçmek, açlığıyla alay etmek var. Türkiye'de yıl sonunda baz etkisi ile enflasyonun düşeceği dört işlemden anlayan herkesin bileceği bir gerçeklik” dedi.

ENFLASYONUN BELİNİ KIRMIŞLAR!

Ağbaba, “Şimdi “enflasyonun belini de kırdık” diyorlar. Baz etkisi ile enflasyon hızındaki artış zaten yılsonunda düşüşe geçiyor, Madem enflasyonu alt etmekte bu kadar ustasınız, baz etkisi ile enflasyondaki artış hızı gerilerken, gıda enflasyonunda ki artış neden devam ediyor? Enflasyonun hızında düşüş gerçekleşmesi, Bakkalda, manavda, pazarda fiyatların düşeceği anlamına gelmiyor. Taze süt fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 162,pirinç fiyatlarında yıllık artış yüzde 144,patatesin fiyatındaki artış yüzde 131, peynirin fiyatındaki artış yüzde 129, makarna fiyatlarında yıllık artış yüzde 125,sebze fiyatlarında ki yıllık artış yüzde 106, margarin fiyatlarındaki artış yüzde 100, dana etindeki yıllık artış yüzde 89, ekmekte yıllık artış yüzde 85. Bu artışlar iktidarın saldırıya geçtiği marketlerin fiyatları değil, bildiğiniz saray talimatlı TÜİK'in verileri” şeklinde konuştu.

4253 TL'NİN ALIM GÜCÜ 5500 TL'DEN DAHA YÜKSEK

Asgari ücretin alım gücündeki erimenin deva ettiğini kaydeden Ağbaba, “Şu anki 5500 TL asgari ücret, Ocak ayında 4253 TL asgari ücret ile göre;162 kilo daha az pirinç,350 kilo patates, 252 kilo bulgur,25 kilo daha az tavuk eti ,147 kilo daha az domates alabiliyor. Buradan ise şu sonuç çıkıyor; 4253 TL alım gücü olarak 5500 TL'den daha yüksek. Yani AKP'nin ekonomi politikası sayesinde Matematik bilimi de terse çevrilmiş oluyor. AKP matematiğe de meydan okuyor. Demek ki önemli olan asgari ücreti yükseltmek değil, asgari ücretin ve diğer ücretlerin alım gücünü yükseltmekte, enflasyona ezdirmemekte. Mesele, asgari ücretlinin cebinden alıp Kur Korumalı Mevduat adı altında 91 milyar TL'yi zenginlere vermemekte. Mesele, asgari ücreti ortalama ücret haline adım adım getirip, o ücreti de açlık ve sefalet ücretine eşitlememekte. Mesele, ülkeyi ucuz iş gücü cennetine çevirmemektedir.”dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı basın toplantısında şu görüşlere yer verdi;

LÜTUF DİYE SUNDUKLARI ŞEY; AÇLIK VE SEFALET ÜCRETİDİR.

Asgari ücret tespiti, resmi enflasyon verileri göz önüne alınarak yapılıyor, O resmi enflasyon verilerinin de saray tarafından nasıl ayarlanıp, manipüle edildiğini herkes biliyor. Ülkede TÜİK'in verilerine güvenmeyenlerin oranı yüzde 80. Kendi seçmeniniz bile TÜİK verilerine inanmazken, asgari ücreti resmi enflasyona hapis etmek demek; kendi yalanlarınıza ancak kendinizin inanması demek.İktidara göre Türkiye ekonomik olarak sürekli büyüyor; ancak emekçiler ve asgari ücretle açlık sınırı altında yaşam savaşı verenler büyümüyor.Hangi insaf sahibi, vicdan sahibi iktidar,işçisine, emekçisine büyümeden pay vermez.Asgari ücret adı üstünde minimum ücrettir. Asgari ücret açlık ve yoksulluk ücreti değildir. Ülkenin ekonomik olarak büyüdüğünü iddia edenler, asgari ücretliyi bu büyümeden dışlayamazlar. İktidar asgari ücreti asla ve asla lütuf gibi sunamaz. Lütuf diye sundukları şey; açlık ve sefalet ücretidir.

Şimdi partimizin 2023 yılı için asgari ücret önerisini sizlerle paylaşıyorum. Türkiye'de 2022 yılı için asgari ücret önce 4253 TL olarak belirlenmişti. Belirlenen 4253 TL asgari ücret, yeni yılın ilk günü itibariyle faturalara, benzine, motorine, ekmeğe, pirince, ete, süte, sebzeye gelen zamlarla birlikte daha işçinin cebine bile girmeden eriyip gitti. Israrlı çağrılarımıza ve sendikalarında talepleri ile birlikte asgari ücrete iktidar bu yıl için ikinci kez zam yapmak zorunda kaldı. Asgari ücrete Temmuz ayında yüzde 29,32'lik bir zam yapıldı, asgari ücret 4253 TL'den 5500 TL'ye yükseltildi. Bu sürede asgari ücrete aradaki resmi enflasyon rakamı yüzde 42,35'in tamamı yansıtılmadı. İkinci 6 aylık dilimdeki 5 ayda gerçekleşen enflasyon yüzde 14,04 bunun da ücretlere yansıtılması gerekir. Merkez Bankasının açıkladığı yüzde 68 yılsonu enflasyon beklentisinin ve büyüme hızının da hesaba katılarak yeni asgari ücretin bu esaslar çerçevesinde hesaplanması gerekir. Bizim hesaplarımıza göre: Hem yılın ilk 6 ayında eksik verilen zam, hem de bu yılın ikinci yarısında şimdiye kadar enflasyon karşısında asgari ücretlinin kaybı, hem de yılsonu enflasyon beklentisi ile son çeyrek büyüme oranı dikkate alındığında Partimiz Adına 2023 Yılı İçin Asgari Ücret Teklifimiz En Az 10 Bin 128 Tl'dir. olmalıdır.

ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU ÜZERİNDEKİ SARAY BASKISINA SON VERİLMELİDİR

10 bin 128 TL asgari ücret önerimizin yanısıra; Ayrıca; Vergi dilimleri yeniden düzenlenmeli, ücretliler ağır vergi yükü altında ezilmemelidir. Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimi yüzde 10 seviyesine çekilmelidir. Vergi dilim matrahları geçmişten gelen eksik hesaplamaları giderecek şekilde yeniden güncellenmelidir. İşverenlerimiz de bu süre içerisinde desteklenmeli; İşverenlere verilen yüzde 5'lik SGK prim desteği yüzde 10'a yükseltilmelidir.Yüzde 10'a yükseltilecek SGK prim desteği asgari ücretliye de yansıtılmalıdır. Asgari ücret belirlenirken resmi enflasyon verilerinin dışında büyüme oranları da göz önüne alınmalı, ekonomik büyümeden asgari ücretliye de pay verilmelidir.Tek adam sistemi ile iyiden iyiye etkisizleştirilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu üzerindeki Saray baskısına son verilmelidir.En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesine çekilmelidir.

EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI HESAPLANIRKEN, ASGARİ ÜCRET ZAMMI DA GÖZ ÖNÜNE ALINMALIDIR.

Birde yaklaşmakta olan Memur ve Emekli maaşları ile ilgili bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum. Bilindiği üzere gelecek ay TÜİK tarafından yıllık enflasyon verileri açıklanacak. Yılın ikinci yarısı için TÜİK tarafından açıklanan 5 aylık enflasyon verisi yüzde 14,04 Yılın son ay içinde enflasyonun aylık artışı en fazla yüzde 4 civarında ön görülmektedir. Yani yılın ikinci yarısındaki enflasyon artışı yüzde 18 olacaktır. Bu ne demektir; Bunca fiyat artışlarına, her gün gelen zamlara rağmen, milyonlarca memura, emekliye sadece yüzde 18 oranında zam verilmesi demektir. Milyonlarca emekliyi ve memuru bir kez daha açlığa ve sefalete terk etmek demektir. Bu ülke de en büyük soygun TÜİK eliyle gerçekleşmektedir. TÜİK'İN açıkladığı her resmi veri, emeklinin, memurun, işçinin daha az zam alması, Sofrasındaki ekmeğinin daha fazla küçülmesi demektir.Cumhuriyet Halk Partisi olarak iktidara çağrıda bulunuyoruz; En düşük memur maaşı hesaplanırken, asgari ücret zammı da göz önüne alınmalıdır.Yılbaşında memurlarımızın ve emeklilerimizin açlık ve sefalet zammına asla ve asla mahkûm edilmemelidir.

BİNLERCE SÖZLEŞMELİ PERSONELİ KADRO KAPSAMI DIŞINDA TUTTUNUZ

Bilindiği üzere Çalışma Bakanlığı Sözleşmeli Personellere kadro hakkı tanındığını açıkladı.Dün de bu açıklamasını Meclis Genel Kurulunda konuşurken bir kez daha tekrarladı. Bu konuda da öncelikle Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yine bir teşekkür borcunuz var; Çünkü yaklaşık bir yıl önce sözleşmeli personellere kadro hakkının verilmesini yine Genel Başkanımız Meclis grup toplantısında gündeme getirmişti.Lakin Genel Başkanımız tüm sözleşmeli personeller için kadro yani memuriyet hakkı çağrısı yapmıştı.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının açıklamasına göre bu kadro hakkından tüm sözleşmeli personeller yararlanamayacak.Bir sorunu çözeyim derken her zamanki gibi yine bir ayrımcılığa başvurdunuz.Yine mağduriyet yarattınız,Yine çalışanlar arasında iş barışını ve huzurunu bozdunuz.Binlerce sözleşmeli personeli kadro kapsamı dışında tuttunuz. Askeri personel, KİT personeli, Meclis danışmanları, Sağlık Bakanlığı yöneticileri,kadro kapsamının dışında bırakıldı.Bu ayrımcılığa derhal son verilmeli,Kamuda sözleşmeli çalışan tüm personeller kadro kapsamına alınmalıdır.

150 BİN TAŞERON İŞÇİ KADRO BEKLİYOR

Çözdük diyip çözülmeyen bir başka mesele daha var. KİT ve Kamu kurumlarındaki taşeron meselesi de halen çözülmüş değil. Maalesef hastane bilgi sistemlerinde,laboratuarlarda,görüntüleme merkezlerinde,sağlık bakanlığı birimlerinde, karayolları, ulaştırma alt yapı bakanlığında, Demiryollarında, PTT'de, çağrı merkezlerinde,KİT'lerde, şeker fabrikalarında, ETİ Maden'de,üniversitelerde, MEB'de 150 bin taşeron işçi kadro beklemektedir.

DDY VE ŞEKER İŞÇİLERİNE KADRO MÜJDESİ

Şimdi buradan bir müjdeyi de DDY ve Şeker Fabrikalarında çalışan geçici işçi kardeşlerimizle paylaşmak istiyoruz. Ben milletvekili olduğum günden beri, partimiz bu konuyla ilgli çok ciddi çaba sarf etmekte. Çalışma Bakanı Bilgin dün mecliste DDY ve Şeker Fabrikalarında çalışan geçici işçilerin kadro sorununun çözüleceğini söz verdi. Meclis tutanaklarına geçirdik. DDY ve Şeker işçilerine hayırlı olsun.

SEVGİLİ EYT'LİLER KALKIN AYAĞA!

Yıllardan beri Türkiye'nin gündeminde olan EYT meselesi.Bu EYT Meselesi hükümetin kendi isteğiyle yaptığı ele aldığı bir konu değildir. Bu tamamen özellikle EYT derneklerinin yapmış olduğu eylemler, CHP'nin hiç durmadan gündeme getirmesi, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun sürekli gündemde tutması neticesinde çözemeyiz dedikleri sorunu çözeceklerini ifade ettiler. Sayın Bakan bilgin, 11 Kasım 2022'de plan bütçe komisyonunda “Prim gün sayısı, hizmet yılı şartlarını yerine getiren herkes emekli olacak dedi. Yani 9 Eylül 1999 öncesindeki şartları taşıyan herkes emekli olacak dedi.Bu şartları ilk aşamada sağlayan 1 buçuk milyon insan var dedi.Bütün çalışmalarımız hazır dedi. Şimdi ipe un seriyor. Sevgili EYT'liler kalkın ayağa. Hükümet siz ayağa kalktığını için bu noktaya geldi. Siz ayağa kalkmazsanız,yeniden bir yaş şartı getirecekler. 48-50,50-52 yaşları tartışılıyor. Vicdansızlar, yeni yaş şartı getirmek nedir? Böyle bir tutarsızlık olmaz. Anket sonuçlarını görünce AKP, başı kesilmiş tavuk gibi bir o duvara, bir bu duvara çarpıyor.EYT'lilerin talebi net, bizim talebimiz net. 99 da primi tutan, günü tutan herkesin emekli edilmesi gerekiyor. Şimdi topu birbirlerine atıyorlar.Yaş şartında Nebati'yi geçemiyorlarmış. Bu şart AKP'ye mi, Erdoğan'a mı takılıyor. EYT'lilerin haklarını savunmaya, sokakta meydanlarda onlarla mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bülten

Bakmadan Geçme