Ağbaba: Cemevleriyle ilgili düzenlemeyi sert sözlerle eleştirdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Cemevlerine yönelik düzenlemelerin de yer aldığı torba kanun teklifine ilişkin yaptığı konuşmada Cemevleriyle ilgili düzenlemeyi sert sözlerle eleştirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, teklifin Aleviliğin tarihsel ve kültürel birikimini hedef aldığını belirten Ağbaba, şunları söyledi:
Teklif hazırlanırken Alevi Bektaşi kurumlarının hiçbirinin görüşü alınmadı!
Bu Torba Yasa hazırlanış itibarıyla diğer yasa tekliflerine benziyor. Burada Torba Yasa görüşülüyor ve Cemevleriyle ilgili bazı maddeler var. Tarihsel önemi olan bu kadar ciddi bir konuyu Torba Yasada birkaç maddeyle görüşmek bu sorunu geçiştirmektir. Burada da konunun muhatapları yok. Örneğin yıllardan beri Alevilerin haklarını almak için ya da Aleviliği bugün Türkiye'nin gündemine getiren maalesef Alevi Bektaşi kurumlarının hiçbirinin görüşü alınmış değil. "Bu, tarihî adım." deniliyor ama maalesef hem o inanca hem o inancı temsil eden kurumlara büyük bir saygısızlık olarak gördüğümü söylemek istiyorum. Biraz önce AKP Grubunda arkadaşlar tarafından "Alevilik konuşuluyor ilk kez." dendi. Kusura bakmayın, bu sizin sayenizde değil, bu Alevi kurumlarının sayesinde Alevilerin bedel ödemesi sayesinde bugün Alevilik konuşulmaya başladı. Hem Avrupa'daki Alevi dernekleri hem bugün Türkiye'deki Alevi derneklerinin büyük mücadelesi sonucunda bugün gündeme gelmiş durumda.
Teklifte Aleviliğin hiçbir talebi karşılanmıyor
Aleviliğin konuşulması sizin sayenizde değil. Maalesef zaman zaman Alevilik olumsuz bir anlamda da konuşuluyor. Şimdi, bir Cumhurbaşkanı ile Adalet Bakanının konuşmasını hatırlayın, bir hâkimle ilgili değerlendirme yapılıyor "Hâkim Alevi." deniliyor. İsmini de ben size söyleyeyim, rahmetli oldu Abuzer Karahan isminde Malatya Doğanşehirli bir Alevi. Şimdi Alevilerin örgütlerinin en temel talebi -onlar da ifade ettiler ve yıllardan beri ifade ediyorlar- eşit yurttaşlık talebidir ve bunun için yıllardır uğraş veriyorlar. Bu getirilen teklifte aslında Aleviliğin hiçbir talebi karşılanmıyor. Cemevleri ibadethane oluyor mu? Hayır. Ayrıca, bir insan ya da bir toplum, bir kişi bile "Burası benim ibadethanem." diyorsa hiç kimse kusura bakmasın buna kimse bir şey diyemez, bizim için de sözün bittiği noktadır. Aleviler de yıllardan beri cemevlerinde ibadetlerini yapmaya çalışıyorlar. Belki bilmeyebilirsiniz, örneğin Malatya Arapgir ilçesinde Onar köyünde tam dokuz yüz yıllık bir cemevi var ve orada insanlar yüzyıllardan beri bazen gizli bazen açık ibadetlerini yerine getirmeye çalışıyorlar.
Cemevlerini kültür alanına sıkıştırmak Alevilere saygısızlıktır
Bu teklifle Alevilik sorunu sadece imar sorunu, elektrik su faturası sorunu gibi görülüyor. Alevilik meselesi elektrik ve suyla da değerlendirilemez. Bir kez daha burada söylüyoruz -Alevi kurumları var, muhataplar var, yıllardan beri Alevi haklarını arayan dernekler var- Allah aşkına bu teklifler getirilirken bu arkadaşlarımızdan ya da derneklerden bir tek görüş aldınız mı bilemiyorum, almadığınızı da biliyorum. Cemevleri Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanıyor. Cemevlerinde tiyatro oynanmayacak ya da konser verilmeyecek, bu insanlar yüzyıllardan beri yaptıkları gibi cemevlerinde ibadetlerini yapacak ki Türkiye'de cemevlerinin tarihinin çok eski olduğunu hep beraber biliyoruz. İbadet yapılan bir yeri kültür alanına sıkıştırmak o inancın sahiplerine saygısızlık ve o inanca saygısızlıktır. Kültür ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla Aleviliği kontrol altına alacak, dedelerin maaşı verilecek. Allah aşkına kime soracaksınız buraya bir dede atarken? Yine, kendinize her zaman yaptığınız gibi, bütün devlet kademelerinde örgütlendiğimiz gibi aynı şeyleri yapacaksınız. Burada hiç kimse kusura bakmasın, bu, hiçbir devletin, hiçbir kurumun da haddi değil.
Aleviliğin en temel sorunu eşit yurttaşlık sorunudur!
Aleviliğin sorunu hâlâ çözülmeyen eşit yurttaşlıktır. Burada kritik konu, cemevleri otomatik olarak kültür evine dönüştürülmeye çalışılıyor ve Alevi kimliği tarihsel ve kültürel birikimi hedef alınıyor. Mutlaka Alevilik meselesi çözülürken siyasi partilerin de bulunduğu bir komisyon kurulmalı ve o komisyon aracılığıyla çözülmeli ve olmazsa olmaz Alevi kurumlarının söylemiş olduğu sözler önemli, Alevi temsilcilerinin söylemiş olduğu şeyler önemli. Örneğin Aleviler birçok katliam yaşamıştır, birçok acı çekmiştir. Örneğin Sivas Madımak'la da ilgili bir şey yok. Maalesef daha önce katille kurban aynı mekânda sergileniyordu, onunla da ilgili bir gelişme yok. Bu teklifle Aleviliğin bu tarihsel mücadelesi yok sayılıyor.
Kabul etseniz de etmeseniz de cemevleri ibadethanedir
Bir yasa ya da değişiklikler yapılırken en azından muhataplarının içine sinmesi lazım. Bizim köyde bir laf vardı, çocukken ilk onu öğrendik: "Rızasız lokma haramdır." Eğer bu, Alevi kurumlarının ya da Alevilerin içine sinmiyorsa burada bir problem vardır. Şimdi, Dernek Başkanımız da söyledi, burada hep yasada geçen, "Alevi-Bektaşi kültürü, erkan hizmet" diye geçiyor, bu bir kültür olarak dayatılmaya çalışılıyor ama hepiniz de biliyorsunuz, kabul etseniz de etmeseniz de; cemevleri ibadethanedir, yıllardan beri bazen gizli, bazen açık, bazen bedel ödeyerek Aleviler cemevlerinde hizmetlerini yapmaya devam etmektedir.
Ya siz başka ülkede yaşıyorsunuz ya biz başka ülkede yaşıyoruz
Kanun Teklifindeki birkaç problemi de söylemek istiyorum: Öncelikle bir tapu meselesi var. Alevilerin cemevlerinin, belediye ve hazine arazilerindeki cemevlerinin yeri, tapuları hâlâ ya belediyelere ait ya hazineye ait. Bu da ciddi problem olarak görünüyor, bunun çözülmesi lazım. Biraz önce İbrahim Aydemir ve diğer vekiller birkaç şey söyledi, ayrımcılığın olmadığını iddia etti, onunla ilgili bir iki düşüncemi paylaşmak istiyorum. Ya siz başka ülkede yaşıyorsunuz ya biz başka ülkede yaşıyoruz. Sanki burada, Aleviliğe ayrımcılık, Alevi inancından mensup olan insanlara ayrımcılık yokmuş gibi diyorsunuz ama bu, Türkiye'nin yaşamıyla uyumlu bir şey değil, hatta daha ileriye gideyim; ya, sizin Genel Başkanınız, bir siyasi partinin genel başkanının mezhebini yuhalatmadı mı miting meydanlarında, hâlâ o konu edilmiyor mu? Ya, bunun hem siyasette hem toplumda yok olması lazım.