65 yaş üstü kısıtlamayı doğru buluyor
65 yaş üstü kısıtlamayı doğru buluyor
Türkiye'nin ilk ve tek yaşlı üniversitesi olan ve kar amacı gütmeden eğitim veren Tazelenme Üniversitesi ve Gerontoloji bilimi kurucusu Prof. Dr. İsmail Tufan, İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu'ndan Öğr. Gör. Gerontolog F. Sıla Ayan, Akdeniz Üniversitesi ve Süleyman Demirel Üniversitesi'nden Gerontoloji Bölümü öğretim üyeleri bir araştırmaya imza attı. Yaş ortalaması 68 olan 120 Tazelenme Üniversitesi öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre yaşlıların yüzde 56'sı kendilerine uygulanan sokağa çıkma yasağını doğru bir karar olarak değerlendiriyor. Araştırmaya göre, yaşlıların yüzde 52'si kendileri için belirlenen sokağa çıkma yasağı kararının adil olduğunu kabul ederken, buna karşın yaşlı ölümlerinde azalma yaratacağına ise sadece yüzde 27'si inanıyor.
YÜZDE 27 YAŞLI ÖLÜMLERİNDE AZALMA YARATACAĞINA İNANIYOR
Araştırmanın detaylarını paylaşan Sıla Ayan, “Sokağa çıkma yasağının yaşlı insanların toplumda algılanışına olumsuz etkileri olacağına yaklaşık yüzde 33'ü inanırken, yaklaşık yüzde 42'si yaşlıların toplumda algılanışına olumlu etki yapacağını düşünüyor. Araştırmaya katılan yaşlıların yüzde 52'si kendileri için belirlenen sokağa çıkma yasağı kararının adil olduğunu kabul ediyor. Buna karşın yaşlı ölümlerinde azalma yaratacağına ise sadece yüzde 27'si inanıyor” dedi.
YÜZDE 50, ALDIĞI DESTEKTEN MEMNUN
Vefa guruplarıyla iş birliklerinin yaşlılar üzerinde olumlu etkileri olduğunu ifade eden Ayan, “Yaşlılarımızın yaklaşık yüzde 50'sinden fazlasının aldığı yardımlarda ve izolasyondan kaynaklanan eksikliklerini sosyal dayanışmayla giderdiğinde kendilerini bağımlı hissetmediklerini hatta aldıkları destekten memnun olduklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
YENİ VE DEĞİŞEN DÜNYAYA UYUM SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORLAR
TÜİK son verilerine göre internet kullanımının son 15 yılda yaşlılar arasında neredeyse 3 kat arttığını ifade eden Ayan, “Dijital göçmen olarak tanımladığımız ve dijital gelişmelere sonradan uyum sağlamaya çalıştığımız bir kuşağın şuan evinden sosyalleşme ihtiyacını bir takım uygulamalar, akıllı telefonlar, görüntülü görüşmeleri üzerinden gerçekleştirebildiğini görüyoruz. Onlar yeni ve değişen dünyaya uyum sağlamaya çalışıyor. Bizim de toplum olarak kendimizi güncellememiz gerekiyor” diye konuştu.
YÜZDE 40 KARARSIZ DAVRANIYOR
Araştırma sonuçlarına göre yüzde 40'lık bir kesimin kararsız davrandığını dile getiren Ayan, şunları söyledi:
“Kararsız bir kesim de çok yüksek. Özellikle yüzde 40'a yakın bir kesim doğru ya da yanlış mıydı sorularına cevap vermekte çekince duyar haldeydi. Şu an geçiş sürecinde olduğumuzu ve bu konudaki çalışmaların daha da artırılması ve yoğunlaşması gerektiğini söylemek mümkün. Şu anda stresör kaynağı var ve yaşlılarımız buna uyumlanma ve yönetebilmek adına bir tutum benimseme aşamasında. Bu süreç giderek yaşam tarzı haline geldiğinde DSÖ bu sürecin uzayabileceğini ifade ediyor.”
DAHA ÇOK BİLİNÇLENMEMİZ GEREKİYOR
Toplumun 65 yaş üzeri için daha da bilinçli davranması gerektiğini belirten Ayan, “Daha çok bilinçlenmemiz gerekiyor. Böyle kriz noktalarında paniğe kapılıp bir nevi en zayıf halkadan vazgeçelim ve onları izole edelim anlayışından çok yaşlılık ve yaşlanmanın getirdiği fırsatları değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü bu çözülebilir ve yönetilebilir bir süreç. Yaşlılarımız genel olarak kararın doğru olduğunu düşünmekte. Bu doğru olan karara yönelik uyum mekanizmalarını geliştirmek adına bireysel çabalarını geliştirmekte” dedi.