- Haberler
- Genel
- Akademisyenler, hendek çalışmalarıyla deprem üretme potansiyeli olan fay hatlarını araştıracak
Akademisyenler, hendek çalışmalarıyla deprem üretme potansiyeli olan fay hatlarını araştıracak
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde görevli bilim insanlarının, Van, Hakkari ve Ağrı'dan geçen diri faylarda eski deprem izlerini ve bu fayların deprem üretme potansiyellerini araştıracağı proje, TÜBİTAK'tan destek almaya hak kazandı
(AA) -Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk öncülüğündeki 5 akademisyen, hendek çalışmalarıyla Van, Ağrı ve Hakkari'de deprem üretme potansiyeli olan fay hatlarını araştıracak.
Van YYÜ, Maden Tetkik ve Arama (MTA), AFAD ve Belediyeler Birliği işbirliğinde hazırlanan "Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi: Yüksekova-Şemdinli Fay Zonu, Başkale, Erciş ve Tutak Fayı Projesi", TÜBİTAK'tan 8,5 milyon lira destek almaya hak kazandı.
Bu kapsamda, bölgede araştırma yapacak olan bilim insanları, tehlikeli olarak görülen 5 fayda hendekler açarak, söz konusu hatlar üzerinde incelemelerde bulunacak.
2025'in sonunda tamamlanması planlanan çalışmalarda, Van'daki Başkale ve Erciş, Hakkari'deki Yüksekova ve Şemdinli, Ağrı'daki Tutak faylarını inceleyecek ekip, bunların karakteristik özelliklerini ortaya çıkarmaya çalışacak.
Fayların geçtiği güzergahta belirlenen kısımlara 30 metre uzunluğunda, 2 metre genişliğinde, 4 metre derinliğinde hendeklerin kazılacağı proje ile eski deprem izlerinin tarihlendirilmesi amacıyla örnekler toplanacak, "yaş analizleri" yapılacak.
Doç. Dr. Selçuk, AA muhabirine, Yüksekova, Şemdinli, Başkale, Erciş ve Tutak faylarının deprem üretme potansiyellerini ortaya çıkarmayı amaçladıklarını söyledi.
Hazırlanacak haritaların imar çalışmalarında da kullanılacağını belirten Selçuk, şunları kaydetti:
"Faylar üzerinde kaç yılda bir deprem olabilir, bunu araştıracağız. Daha önce Çaldıran ve Balıklıgöl fay zonları üzerinde de çalışma yaptık. 1976'da meydana gelen Çaldıran depreminde 4 binden fazla insan hayatını kaybetti. Çaldıran fayının tekrar deprem üretme potansiyeli yaklaşık 500 ila 700 yıl arasında. Yani 1976'dan itibaren 500 ya da 700 yıl sonra ancak deprem üretebilecek. Doğubayazıt etrafını etkileyecek Balıklıgöl fay zonu da 500 ila 700 yıl sonra deprem üretebilir. Bu çok önemli, çünkü tüm çalışmalarınızı buna göre planlıyorsunuz."
- "Projenin sonuçlarını kurumlarla paylaşacağız"
Birçok deprem bilimcisinin Yüksekova-Şemdinli fay zonuna dikkati çektiğini vurgulayan Selçuk, "Bu fay uzun zamandır deprem üretmiyor. Sismik boşluk olarak nitelendiriliyor. İlk çalışmayı Mayıs 2024'te burada başlatacağız. Bölgedeki fayları haritalandırdıktan sonra 30 metre uzunluğunda, 2 metre genişliğinde, 4 metre derinliğinde hendek açma çalışmaları yapacağız. Çalışmalarımıza bağlı 5 fayın ne zaman deprem üretebileceği ve kayma hızlarıyla ilgili bilgilere ulaşacağız. Projenin sonuçlarını kurumlarla paylaşacağız. Güzel sonuçlar elde etmeyi umuyorum." diye konuştu.
Hendek çalışmalarından elde edilen verilerin, eski depremlerin hangi faylardan kaynaklandığını ortaya koyacağını anlatan Selçuk, bu sayede fayların deprem üretme potansiyellerinin de değerlendirilebileceğini ifade etti.
Sahada dron ile görüntü alacaklarını, hassas görüntüleme cihazlarıyla arazide çalışma yürüteceklerini belirten Selçuk, "Görüntülemeler sayesinde fayları detaylı bir şekilde haritalandıracağız. Fayların nereden geçtiğini göreceğiz. İlk başta haritalama çalışmaları yapacağız. Daha sonra fayı en iyi gözlemleyebildiğimiz noktalarda hendek çalışması yürüteceğiz. Hendekler 6-7 gün açık kalacak. Orada fayları inceleyeceğiz. Her fay bir depremi karakterize ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Veri tabanı oluşturulacak"
"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden sonra Türkiye'nin daha hassas bir noktaya geldiğini kaydeden Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özel çağrılı proje ilan edildi. Akademisyen arkadaşlarla başvurumuzu yaptık. Projemiz kabul edildi. 8,5 milyon lira destek aldık. Projemizi 2025'in sonunda tamamlamayı hedefliyoruz. Projenin sonucu sadece bilimsel makale olarak yayımlanmayacak, sonuçlar tüm valilikler, Belediyeler Birliği, AFAD ve MTA ile paylaşılacak. Ortak bir veri tabanı oluşturulacak. Bilgi kirliliğinin önüne geçilecek. İmar çalışmalarında insanların aynı hatayı yapmaları önlenecek."